Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1433 E. 2020/11 K. 06.01.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1433 E.  ,  2020/11 K.h.ö
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1433
Karar No:2020/11

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı
İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …ili, …ilçesi, …Mahallesinde bulunan mülkiyeti davalı idareye ait … ada, … sayılı parselde kayıtlı bulunan … m² yüzölçümlü taşınmazın satışı için 08/12/2015 tarihinde yapılan satış ihalesi işleminin yok hükmünde olduğu ileri sürülerek iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; uyuşmazlığı konu taşınmazın satışı için 08/12/2015 tarihinde yapılan satış ihalesinin iptali istemiyle açılan davanın, …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, (davacı tarafından anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması üzerine Mahkemece temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği,) anılan kararın Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 28/11/2017 tarih ve E:2017/1287, K:2017/3352 sayılı kararı ile onandığı, …İdare Mahkemesi’nin kesinleşen kararına konu edilen talebin bu davanın konusu olan ihale işlemini kapsadığı sonucuna varıldığından, bakılan davanın kesin hüküm nedeniyle incelenmesine olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, dava dilekçesinde satış işleminin yok hükmünde olduğunun tespiti istemine yer verilmişse de, idarî yargı yerlerinde idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından iptal davası ve idarenin işlem ya da eyleminden dolayı hakları ihlâl edilenler tarafından tam yargı davası açılabileceği açık olmakla birlikte, idarî yargıda tespit davası şeklinde dava türü düzenlenmediği dikkate alındığında, satış işleminin yok hükmünde olduğunun tespiti isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı açıktır.
Belirtilen gerekçelerle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihale işleminin kurucu unsurlarının eksik olduğu, usulüne uygun ilan yapılmadığı ve ihalenin yok hükmünde olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
…ili, …ilçesi, …Mahallesinde bulunan mülkiyeti davalı idareye ait … ada, … sayılı parselde kayıtlı bulunan …m² yüzölçümlü taşınmaz 08/12/2015 tarihinde ihale yoluyla satılmıştır.
Davacı tarafından, 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında 06/05/2016 tarihinde kayda alınan dilekçeyle davalı idareye başvuru yapılarak söz konusu ihale sürecine ilişkin iş ve işlemler hakkında tarafına bilgi verilmesi istenilmiş, davalı idarece gönderilen 09/05/2016 tarih ve 679 sayılı yazıyla, söz konusu parselin 6360 sayılı Kanun gereğince …Valiliği Devir Tasfiye Kurulunca Belediyeleri adına tapulandığı ve yerel gazetede ilan verilmek suretiyle satışının yapıldığı bildirilmiştir.
Bunun üzerine satış ihalesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde, “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması” dava şartları arasında sayılmış; “Dava şartlarının incelenmesi” başlıklı 115. maddesinde, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.”; “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinin birinci fıkrasında, “Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihaî kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihaî karar, hükümdür.”; “Kesin hüküm” başlıklı 303. maddesinde ise, “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda “kesin hüküm” müessesesi düzenlenmemiş ve bu konuda 2577 sayılı Kanun’un 31. maddesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili maddelerine doğrudan atıfta bulunulmamış ise de; idarî yargı yerleri açısından da, hukukî istikrar ve güvenliği sağlama amacı taşıyan kesin hüküm müessesesi, uyuşmazlığın esasını hükme bağlayan nihaî yargı kararlarının, kimse tarafından değiştirilememesini ve daha sonra açılan dava bakımından bağlayıcı olmasını; diğer bir anlatımla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir daha dava konusu edilememesini ifade etmektedir. Buna göre, bir kararın maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıması hâlinde; tarafları, sebebi ve konusu aynı olan yeni bir dava açılması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Esasa ilişkin nihaî kararlar (hükümler) maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. İlk inceleme nedeniyle davanın usul yönünden reddine ilişkin kararlar ise, uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapılmaksızın verildiğinden, yalnızca ilişkin oldukları usul sorunu hakkında kesin hüküm teşkil etmekte, mutlak anlamda kesin hüküm niteliği taşımamaktadırlar. Dolayısıyla, usul yönünden reddedilen davaların yeniden açılmasına hukukî bir engel bulunmadığından, bu kapsamda yeniden açılan davaların, 2577 sayılı Kanun’da yer alan ilk inceleme konuları göz önüne alınarak yeniden inceleneceği ve ulaşılan sonuca göre karar verileceği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, daha önce …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla sonuçlanan dava ile bakılan davanın taraflarının, sebebinin ve konusunun aynı olmasına karşılık; iptali istenen işlemin unsurlarına yönelik hukukî denetim sonucu verilmiş esasa ilişkin nihaî bir karar mevcut olmadığından ve ilk davada süre aşımı nedeniyle verilen ret kararı mutlak anlamda kesin hüküm niteliği taşımadığından, bakılan davanın ilk incelemesinin usulüne uygun olarak yapılması ve ilk inceleme aşamasında sorun bulunmaması hâlinde işin esasının incelenmesi gerekirken, kesin hüküm nedeniyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesinde usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 06/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.