Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1429 E. 2023/1755 K. 10.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1429 E.  ,  2023/1755 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1429
Karar No:2023/1755

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idareye ait Tokat ili, Erbaa ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca açık teklif usulü ile satışına ilişkin Erbaa Belediye Meclisi’nin … tarihli ve … sayılı kararı ile Erbaa Belediye Encümeninin … tarihli ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Erbaa Belediye Meclisi’nin … tarihli ve … sayılı kararı yönünden; belediyelerin mahallî müşterek nitelikteki hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla taşınmaz satışı yapabileceği hususunda kuşku bulunmadığı, davalı idarenin mülkiyetinde bulunan birçok taşınmazın yanında dava konusu taşınmazın da belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere satımına karar verilmesine dair dava konusu işlemde, satımın kamu yararı amacı dışında yapıldığına dair herhangi bir somut delilin mevcut olmadığı dikkate alındığında hukuka aykırılık bulunmadığı; Belediye Encümeninin … tarihli ve … sayılı kararı yönünden; üzerinde bulunan yapıları inşa edenlerin mirasçıları tarafından taşınmazın kendilerine satışının yapılması talebiyle çeşitli başvuruların yapıldığı, başvuruların Belediye Başkanlık Makamı’nın 26/09/2017 tarihli Oluru ile görevlendirilen bedel tespit komisyonu tarafından muhammen bedel araştırması yapıldığı süreçte gerçekleştirildiği, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden taşınmazın üzerinde bulunan yapının gerek satış için idareye başvuranların gerek davacının murisleri tarafından yapıldığı ve kullanıldığı iddiasının bulunduğu, 2886 sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilen ilandan sonra açık teklif usulü ile taşınmazın ihale yoluyla satışının yapıldığı, 2886 sayılı Kanun’un uygulanmasında, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasının esas olduğunun açıkça düzenlendiği, bunun temel şartının da ihaleye mümkün olduğunca fazla kişinin katılımının sağlanması olduğu, Kanunda “satın alma talebinde bulunanlara ve/veya satışa çıkarılan taşınmaz üzerinde yapısı bulunanlara ihale bilgileri gönderilir” şeklinde bir düzenleme olmamasına rağmen taşınmazların satışına ilişkin gerekçeler ve yaşanan sürecin yanı sıra ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasına katkı sağlayacağından taşınmaz üzerinde yapısı bulunanlara böyle bir bildirim yapılması gerektiği kanaatine varıldığı; bu şekilde bildirim yapılmasına hukuken bir mani bulunmadığı gibi ihale ile satılan taşınmazda yapısı olan ve satış sürecinden haberdar olarak satın alma talebinde bulunmakla birlikte sadece ihale gününü bilmeyen ilgililerin bilgilendirilmesinin hakkaniyete uygun olacağının da tartışmasız olduğu, bu durumun ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasına da katkıda bulunacağı, ihale bilgilerinin taşınmazın üzerinde bulunan yapıda hak iddia eden ve satış için idareye başvuruda bulunan bu kişilere bildirilmesi gerekirken bildirilmediği;
Uyuşmazlık konusu taşınmazda muhdesat bilgisi olarak “konut”un bulunduğunun taşınmaza ait tapu kaydından anlaşıldığı, diğer yandan idareden satış talep edenlerce taşınmaz üzerinde yapıların bulunduğunun belirtilmesi karşısında taşınmaz üzerinde muhdesat bulunduğunun idarece bilindiği, muhammen bedel tespit aşamasında ve ihale sürecinin devamında taşınmazın bu durumu hakkında herhangi bir açıklamaya yer verilmediği, tapu kaydında yer alan muhdesatın kim ya da kimlere ait olduğu hususu araştırılmadan ve taşınmazın gerçek hukuki durumu ihale öncesi idarece doğru şekilde tespit edilmeden ihaleye çıkıldığı ve böylece ihalede açıklık ilkesinin tam anlamıyla uygulanamadığı açık olduğundan, taşınmazın satışına ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu Erbaa Belediye Meclisinin … tarihli ve … sayılı kararı yönünden davanın reddine, Erbaa Belediye Encümeninin … tarihli ve … sayılı kararının ise iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının ihalenin iptalini istemeye hakkının olmadığı, ihale sırasında hazır bulunmayan veya vekil göndermeyen isteklilerin ihalenin yapılış tarzına ve sonucuna itiraz edemeyeceği, davacının taşınmaz üzerinde bulunan yapının kendisine ait olduğunu kanıtlaması gerektiği, davacının taşınmaz üzerinde işgalci konumunda olduğu, ilanların mevzuata uygun olarak yapıldığı, ihalede rekabet ve açıklık ilkelerinin gözetildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, taşınmaz üzerindeki muhdesatların kime ait olduğu hususunun idarece araştırılmadığı, yapı sahiplerine öncelikli satın alma haklarının kullandırılmadığı, ilan yapılmadığı, kıymet takdirinin yanlış hesaplandığı, ihalenin yapılacağı hususunda kendilerine ayrıca bir bildirim yapılmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu edilen iptale ilişkin kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının belirtilen kısmının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 10/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.