Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1427 E. 2023/1672 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1427 E.  ,  2023/1672 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1427
Karar No:2023/1672

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “… TV” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 10/07/2014 tarihinde yayınlanan haberde 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasındaki “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde … yayınlanamaz.” şeklindeki yayın ilkesinin tekrâren ihlâl edildiğinden bahisle 12.353,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirkete ait “… TV” logosuyla yayın yapan kuruluşunun 10/07/2014 tarihli 19:00 haber kuşağında “Dövmek de parayla” başlığıyla yer alan haberde 6112 sayılı Kanun’un başlıklı 8. maddesinin ikinci fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle dava konusu Üst Kurul kararının tesis edildiği, anılan yayın ilkesinin ihlâl edilip edilmediğinin tespiti amacıyla Mahkemelerince bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda özetle; “dava konusu yayının görüntüleri incelendiğinde, ilgili kanalın haber bülteninde bazı kaba kuvvet kullanılan şiddet sahnelerine yer verildiği, sunulan haber ile doğrudan bağlantısı olmayan bu görüntülerde bıçak ve silah gibi herhangi bir alet kullanılmadığı, beden bütünlüğündeki bozulma ya da kan akması gibi şiddetin sonuçlarına ilişkin herhangi bir detaylı görüntü verilmediği, şiddet içerikli yayınları izlemenin çocuk ruh sağlığı açısından pek çok olumsuz sonuca yol açabileceği, model alma yoluyla saldırgan davranışlarda artış gözlenmesi, obezite, fiziksel aktivitelerin azalması, uykusuzluk, dikkat bozukluğu, dürtü kontrolünde bozulma, okul başarısında düşme, alkol ve tütün kullanımında artış, dikkatte azalma, aile içi iletişimin zayıflaması ve şiddete karşı duyarsızlaşmanın bu olumsuz sonuçlara örnek olduğu, şikayete konu olan haberdeki görüntülerin de çocuklar için travmatik etkiler oluşturabileceği ya da şiddeti özendirici bir etki yaparak çocukların ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceği, ancak haber bültenlerinin gerçek olayları aktararak toplumu bilgilendirme ve bilinçlendirme görevini yerine getirdiği, çocukları yaşamdaki tüm olumsuzluklardan korumanın imkânsız olduğu ve olumsuz bazı tutumlarla karşılaşan çocuklara bunların yanlış ve zararlı olduğunu öğretmenin ebeveynlerin görevi olduğu, anılan haberin gerçekte şiddetten sakındırmaya yönelik olarak düzenlendiği, şiddetin olası olumsuz bir sonucuna işaret ettiği ve şiddeti yüceltmediği, görüntülerin olasılıkla mobese kameralarına takılan gerçek görüntüler olduğu, kişilerin kimliğinin belirsiz olduğu ve şiddet eyleminin izleyiciler üzerindeki etkisini arttırmak için kimi filmlerde yapıldığı gibi ayrıntılar üzerinde durulmadığı, bu nedenle yayının çocuklara zarar verme potansiyelinin çok düşük olduğu ve cezaya dayanak yapılan ilkenin ihlâl edilmediği”, tespitlerine yer verildiği, söz konusu rapora yapılan itirazlar yerinde görülmeyerek raporun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, uyuşmazlık konusu yayında şiddet içerikli görüntülere yer verildiğinin bilirkişilerce de kabul edildiği, haber bültenlerinin toplumun bilinçlendirilmesine yönelik olmasının yayıncılık ilkelerine aykırı yayın yapılabileceği anlamına gelmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Mahkeme’ce karar verilen tarih itibarıyla yürürlükte olan hâliyle 45. maddesinde, idare ve vergi mahkemelerinin tek hâkimle verilen nihaî kararlarına, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dâhi, mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebileceği, bölge idare mahkemelerinin bu kararlarının kesin olduğu ve temyiz yoluna başvurulamayacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen birinci fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen Geçici 8. maddenin birinci fıkrasında, ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Geçici 8. maddenin gerekçesinde ise, Resmî Gazete’de ilan tarihinden önce idare ve vergi mahkemelerince verilip ilan tarihinden önce ya da sonra kanun yollarına müracaat edilen ve bozulmak suretiyle idare ve vergi mahkemelerine gönderilen dosyalar hakkında da ilk kararın verildiği tarihte uygulanan kanun yoluna ilişkin hükümlerin uygulanacağı açıklamasına yer verilmiştir.
07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin Tüm Yurtta Göreve Başlayacakları Tarihe İlişkin Karar” ile, söz konusu Bölge İdare Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta görevlerine başlayacakları duyurulmuştur. Nitekim bu tarih itibarıyla anılan mahkemeler yargılama faaliyetlerine başlamıştır.
Aktarılan mevzuata göre, 20/07/2016 tarihinden önce verilen (ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere) kararlar için kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanmaya devam edeceğinden, 20/07/2016 tarihinden önce idare ve vergi mahkemelerince tek hâkimle verilen nihaî kararlara karşı mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemelerine itiraz edilebileceği ve itiraz üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen kararların kesin olduğu, anılan tarihten önce idare ve vergi mahkemelerince verilen ve itirazen incelenerek bozma kararı verilerek idare ve vergi mahkemelerine gönderilen dosyalar hakkında mahkemelerce bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen kararların ilk kararın verildiği tarihte uygulanan kanun yollarına tâbi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, “… TV” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 10/07/2014 tarihli programda yer verilen ifadelerin, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesini ihlâl ettiğinden bahisle dava konusu Üst Kurul kararıyla davacı şirkete 12.353,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla (tek hâkim) dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurulması üzerine …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce itiraz kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca inceleme yapılarak … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile davalı idarenin itirazının kabulüne, idare mahkemesi kararının bozulmasına ve yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesi’ne iadesine karar verildiği, bunun üzerine … İdare Mahkemesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla bozma kararına uyularak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, Maliye Bakanlığı’nın talebi üzerine … İdare Mahkemesi’nin … tarihli kararıyla dosyanın işleme konulmasına karar verilerek istinaf incelemesinin tamamlanabilmesi için dava dosyasının …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderildiği, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla “davanın taraflarındaki değişiklik hâli ve Mahkeme kararının da bozulmuş olması” nedeniyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, bunun üzerine … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile istinaf yolu açık olmak üzere dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce bu kez istinaf kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca inceleme yapılarak … tarih ve E:…, K:… sayılı temyiz başvurusuna konu karar ile istinaf başvurusunun temyiz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, istinaf yetkisini haiz Bölge İdare Mahkemeleri’nin tüm yurtta göreve başladıkları tarih olan 20/07/2016 tarihinden önce idare veya vergi mahkemelerince verilen tek hakim kararlarının itirazen incelenmek suretiyle bozularak mahkemelerine gönderilmesi üzerine mahkemelerce bozma kararına uyularak verilecek kararlara ilişkin olarak ilk kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin düzenlemelerin uygulanması gerektiğinden, 20/07/2016 tarihinden önce tek hakimle verilen ilk kararın itirazen incelenerek bozulduğu, devamında yine tek hakimle verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar da belirtilen düzenlemeler çerçevesinde itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, bu kanun yolu uyarınca incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, istinaf kanun yoluna ilişkin hükümler uyarınca yapılan inceleme sonucunda temyiz yolu açık olmak üzere istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararda usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 05/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.