Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1262 E. 2019/2247 K. 25.06.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1262 E.  ,  2019/2247 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1262
Karar No:2019/2247

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : …

KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ‘nce, 19/04/2018 tarihinde gerçekleştirilen, “2018.4 Armatür Balast İgnitör ve Lamba Malzeme Alımı” ihalesinin, armatür alımına yönelik kısmının, … Aydınlatma San. ve Tic. A.Ş isimli firma üzerinde bırakılması işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; ihalenin armatür alımına yönelik kısmının, … Aydınlatma San. ve Tic. A.Ş. isimli firma üzerinde bırakılması işleminin iptali istemiyle davanın açıldığı, davalı nin tüm hisesleri …’a ait olmak üzere 28/01/2009 tarihine kadar faaliyet gösterdiği, bu süreçte özelleştirme işlemlerinin yürütüldüğü, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte, hisselerinin tamamının … A.Ş.’ye devredilerek 28/01/2009 tarihli hisse satış sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu hisse devri ile davalı şirketin kamu iktisadi teşebbüsü olma niteliğinin sona erdiği, davalı şirketin özel hukuk tüzel kişisi haline geldiği ve dava konusu işlemin de kamu ihale mevzuatına göre yapılmadığı, iptal davalarının, idari işlemler hakkındaki hukuka aykırılıklardan dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davaları, idari işlemlerin ise idare tarafından bir kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyla kamu gücü kullanılarak tek taraflı iradeyle tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemleri ifade etmekte olduğu, idari işlem niteliğine haiz olmayan ve tarafı kamu idaresi niteliği taşımayan tüzel kişiliklerce tesis edilen işlemlerin iptallerinin idari yargı mercilerinden istenilmesinin hukuken mümkün olmadığı, iptali istenilen işlemi tesis eden davalının, Türk Ticaret Kanunu ve özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, tesis edilen işlemin ise kamu gücü kullanılarak tek taraflı iradeyle tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, kamu kuruluşu niteliği taşımayan davalı tarafından tesis edilen ve idari işlem niteliği bulunmayan işleme karşı açılan davanın görüm ve çözümünün adli yargı mercilerine ait olduğu sonucuna varılarak davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bir kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyla kamu gücü kullanılarak, tek taraflı irade açıklamasıyla, kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemlere karşı açılacak davalarda idari yargı yerlerinin görevli olduğu, kamu hizmetinin bir kamu tüzel kişisi tarafından üstlenilen ve doğrudan doğruya kendisi tarafından veya denetimi altında özel bir kişi tarafından yürütülen kamu yararı amacına yönelik faaliyet olduğu, bu kapsamda idari yargı alanına giren uyuşmazlıklar belirlenirken faaliyetin niteliğinin ön planda tutulduğu, dava konusu ihalenin de bir kamu hizmetinin yerine getirilmesine ilişkin olduğu göz önünde bulundurulduğunda uyuşmazlığın idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kamu kurum veya kuruluşu olmadıkları, tasaruflarının idari işlem niteliğinde olmadığı, kamu gücü kullanılarak tek taraflı işlem tesis edilmediği, dava konusu ihalenin kamu hukuku kuralları uyarınca yapılmadığı, kamu iktisadi teşebbüsü niteliğinin hisse devri sözleşmesi ile sona erdiği, kamu tarafından tahsis edilen bir bütçenin söz konusu olmadığı, alımlarının tamamen kendi kaynakları ile yerine getirildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle görev yönünden reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 25/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.