Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1219 E. 2023/1601 K. 04.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1219 E.  ,  2023/1601 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1219
Karar No:2023/1601

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname uyarınca bağımsız denetçi olarak yetkilendirilmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve …-… sayılı kararının davacıya ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığın, davacının 15 yıllık meslekî tecrübe süresinin hesaplanmasına ilişkin olduğu, davalı idarece davacının 02/08/2001-27/08/2002 ve 28/08/2002-31/12/2002 tarihleri arasındaki çalışmasının 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca serbest muhasebeci mali müşavirlik stajından ve meslekî tecrübeden sayılan süre olarak değerlendirilmemesi ve bu nedenle davacının meslekî tecrübe süresinin yetersiz kabul edilmesinden kaynaklandığı;
Davacının 02/08/2001-27/08/2002 tarihleri arasında dava dışı şirkette geçen 337 günlük çalışması ile 28/08/2002-31/12/2002 tarihleri arasında bir başka şirkette geçen 124 günlük çalışmasının … tarih ve … sayılı TÜRMOB yazısı uyarınca, 3568 sayılı Kanun’un 6. maddesine göre TÜRMOB tarafından serbest muhasebeci mali müşavirlik stajından sayıldığının anlaşıldığı;
Davalı idarece, davacının 02/08/2001-27/08/2002 tarihleri arasındaki çalışmasına ilişkin olarak adı geçen şirkette birinci derece imza yetkisini haiz, muhasebenin fiilen sevk ve idare edilmesinden veya mali denetiminden sorumlu olduğuna ilişkin bir belgenin ibraz edilmediği belirtilmekteyse de, 3568 sayılı Kanun uyarınca serbest muhasebeci mali müşavirlik stajından sayılan sürelerin belirlenmesinde yetkili kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan TÜRMOB tarafından yapılan değerlendirmeye davalı idarece itibar edilmesi gerektiği, yetkili bu kurum tarafından davacının söz konusu süreleri stajdan sayılmışken davalı idarece bu hususta aksi yönde bir değerlendirme yapılamayacağı, davalı idarece davacının talebinin ilgili belgeler sunulmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin hukuka uygun olmadığı;
Öte yandan, davalı idarenin savunmasında, davacının iki yıl serbest muhasebeci mali müşavirlik stajı yaptığı, bu durumun da davacının söz konusu süresinin stajdan sayılmadığını gösterdiği, çünkü bu süre stajdan sayılsaydı davacıya staj yaptırılmayacağı iddia edilmişse de, 3568 sayılı Kanun’un 6. maddesinde yer alan “Serbest muhasebeci mali müşavirlik stajı, bağımsız çalışan serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir yanında veya şirketlerinde yapılır. Staja başlayabilmek için staja giriş sınavını kazanmak ve Birlik tarafından kurulan Temel Eğitim ve Staj Merkezinin eğitim programını tamamlayıp başarılı olmak şarttır. Temel Eğitim ve Staj Merkezinin kurs ve seminerlerinde geçen ve altı ayı aşmayan süreler, staj süresinden sayılır. İkinci fıkranın (a), (b), (c), (d), (e), (f), (g), (h) ve (i) bentlerindeki stajdan sayılan hizmetlerde bulunanlar bu fıkra kapsamı dışındadır.” hükmüne göre (ı) bendi hariç tüm bentlerde durumun davalı idarenin iddia ettiği gibi olduğu, yani bu bentlerdeki stajdan sayılan sürelere ilaveten staj yaptırılmadığı, oysa (ı) bendine göre stajdan sayılan sürelerin ilgiliyi ayrıca staj yapmaktan muaf tutmadığı, davacının iki yıl serbest muhasebeci mali müşavirlik stajı yapmasının söz konusu süresinin stajdan sayılmadığını göstermediği ve davalı idarenin bu iddiasının yerinde olmadığı;
Bu itibarla, 02/08/2001-27/08/2002 ile 28/08/2002-31/12/2002 tarihleri arasındaki çalışması hariç diğer çalışmalarının toplamında 14 yıl 4 ay meslekî tecrübe süresini haiz olduğu davalı idarece de kabul edilen davacının, 3568 sayılı Kanun uyarınca serbest muhasebeci mali müşavirlik stajından sayılan süre olarak değerlendirilmesi gereken 02/08/2001-27/08/2002 ile 28/08/2002-31/12/2002 tarihleri arasında geçen 461 günlük çalışması da ilave edildiğinde Yönetmeliğin yayımı tarihi olan 26/12/2012 tarihi itibarıyla gereken 15 yıllık meslekî tecrübe süresini haiz olduğu anlaşıldığından, davacının bağımsız denetçi olarak yetkilendirilmesi istemiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce verilen kararda; davacının staj öncesi 02/08/2001-27/08/2002 tarihleri arasında dava dışı şirkette muhasebe şefi olarak, 28/08/2002-31/12/2002 tarihleri arasında bir başka şirkette çalıştığı, 2 yıl süreli SMMM stajını 01/01/2003 tarihinde başlayarak 01/01/2005 tarihinde tamamladığı, anılan işyerindeki çalışmasına 30/11/2005 tarihine kadar devam ettiği, 17/01/2006 tarihinden itibaren de, meslekî faaliyetini sürdürdüğü ve Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden de 03/06/2002 tarihinde mezun olduğu;
Uyuşmazlığın, davacının 15 yıllık meslekî tecrübeye sahip olup olmadığı hususundan kaynaklandığı, davacının meslekî tecrübesinin hesaplanmasında esas alınacak kriter ve ölçütlerin de ilgili mevzuat düzenlemeleri gereğince değerlendirilmesi gerektiği, meslekî tecrübenin nitelendirilmesinde ve süre olarak değerlendirilmesinde esas alınacak düzenlemenin Bağımsız Denetim Yönetmeliğin 15. maddesinin 3. fıkrası olduğu, anılan maddenin atıf yaptığı 3568 sayılı Kanun’un ilgili düzenlemelerinin de uyuşmazlığın çözümü yönünden değerlendirmeye alınması gerektiği, 3568 sayılı Kanun’un 6. maddesinde hangi hizmet sürelerinin staj süresinden sayılacağının bentler hâlinde tespit edildiği, maddenin (ı) bendi uyarınca bilanço esasında defter tutan özel kuruluşların muhasebe birimlerinde birinci derece imza yetkisini haiz, muhasebenin fiilen sevk ve idare edilmesi veya mali denetiminden sorumlu olma koşulunun yer aldığı, davacı yönünden bu koşulun mevcut olup olmadığı, davacının çalışmalarının birinci derece imza yetkisini haiz, muhasebenin fiilen sevk ve idare edilmesinden veya mali denetiminden sorumlu olarak yerine getirdiğine dair hukuken kabul edilebilecek, bu durumu tevsik edecek herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı;
Bu itibarla, söz konusu koşulun davacı yönünden gerçekleşmediği, 3568 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 2. fıkrasının (ı) bendinde yer alan kuralı etkisiz hâle getirecek ve/veya zayıflatacak şekildeki görüş ve değerlendirmelerle ilgililer lehine bir kazanım yaratmanın hukuki dayanağının bulunmadığı ve davacının meslekî tecrübesinin 15 yıllık süreye ulaşmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, TÜRMOB’un 3568 sayılı Kanun gereğince kurulan resmî kurum olduğu, başvurusu üzerine 02/08/2001-27/08/2022 tarihleri arasındaki çalışmanın stajdan sayılan süre vasfını taşıdığının TÜRMOB tarafından tevsik edildiği, TÜRMOB belgesinin geçersiz sayılamayacağı, TÜRMOB belgesinin hukuka aykırı olduğu düşünülüyorsa iptali için dava açılması gerektiği, ilk derece mahkemesinin kararının hukuka uygun olduğu, 3568 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 2. fıkrasının (ı) bendinin stajdan muafiyet sağlayan düzenlemeler arasında sayılmadığı, kendine tanınan hakkı kullanmamanın aleyhine yorumlanamayacağı, temel hak ve hürriyetlerinin ihlâl edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu, uyuşmazlık konu sürenin davacının SMMM stajında dikkate alınmadığı, staj tarihinin 01/01/2003-01/01/2005 olduğu, inceleme yapılarak belge düzenlenmediği, sadece TÜRMOB belgesi dikkate alınarak işlem yapılamayacağı, şartları sağladığına yönelik belgenin ibraz edilemediği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının emsal kararlara uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karardaki gerekçelerle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacı tarafından, bağımsız denetçi olabilme şartlarına yönelik 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği, şartları belirleme noktasında idareye yetki verildiği, bu durumun Anayasa’ya aykırı olduğu iddia edilmişse de, Anayasa Mahkemesi’nin 31/01/2013 tarih ve E:2011/144, K:2013/23 sayılı kararıyla 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye karşı yapılan Anayasa’ya aykırılık iddiasının reddedildiği görüldüğünden davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılması ve davanın reddi yolundaki Ankara Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 04/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.