Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1209 E. 2019/1889 K. 29.05.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1209 E.  ,  2019/1889 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1209
Karar No:2019/1889

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ….Ltd. Şti.
VEKİLİ : ….
KARŞI TARAF (DAVALI) : ….
VEKİLİ : ….

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına tahakkuk ettirilen 686,784,00- TL idari para cezasının vadesinde ödenmeyip kesinleştiğinden bahisle cebren tahsili için düzenlenen 16/07/2018 günlü … takip numaralı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 125’inci maddesinde; ticaret şirketlerinin tüzelkişiliği haiz oldukları, Türk Medenî Kanunu’nun 48’inci maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabileceklerinin ve borçları üstlenebileceklerinin kurala bağlandığı, anılan Kanunun Geçici 7’nci maddesinin 1’inci fıkrasında da; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan durumları tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesinin, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağının belirtildiği, yargılama hukuku kurallarına göre; dava ehliyetinin varlığı, öncelikle dava açanın taraf olma; yani, hak ehliyetinin bulunmasına bağlı olduğu, bir şirketin hak sahibi olması veya borçlu kılınabilmesinin, ancak tüzel kişilik kazandığı tarihle bu kişiliğinin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklı bulunduğu, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre de, şirketlerin tüzel kişiliğinin, ticaret sicilinden silinmesiyle sona erdiği, dava dosyasının incelenmesinden; somut olayda şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi uyarınca 09/10/2015 tarihinde re’sen terkin edilerek münfesih sayıldığı ve bilahare ticaret sicilinden silindiğinin 19/10/2015 günlü Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan edildiği, davacı şirketin ticaret sicilinden silinmesinden evvel kanuni temsilcisi olan kişi tarafından 02/12/2016 tarihinde verilen vekaletnameye istinaden davanın açıldığı, bu durumda; ticaret sicilinden resen kaydı silinerek tüzel kişiliği sona eren davacı şirketin, medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti son bulacağından ve böylece hukuk alemindeki varlığı sona eren şirketin yargılamanın hiçbir aşamasında taraf olma ehliyeti mevcut olmayacağından, açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine, dosyanın tekemmül etmemesi nedeniyle avukatlık ücretinin 1/2 oranında 545,00-TL davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacının istinaf başvurusunun reddine, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulüne davalı idarenin savunması alındıktan sonra hüküm kurulduğu , idarenin vekil ile temsil edildiği, süresinde savunma verildiği halde avukatlık asgari ücret tarifesindeki maktu vekalet ücresinin yarısına hükmedilmesinde isabet bulunmadığı, …-TL vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmın kaldırılarak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ehliyet yönünden davanın reddi kararının yerinde olmadığı, şirket adına düzenlenen ödeme emri tarihinden önce şirketin ticaret sicilinden silindiği ve sona erdiği, sicilden silindikten sonra haklara ve borçlara sahip olunamayacağı, münfesih şirket adına düzenlenen ödeme emrinin hukuka aykırılığı saptanarak iptaline, vekalet ücretinin idare aleyhine hükmedilmesi gerekirken, ehliyet yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …..’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 29/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.