Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1175 E. 2019/1155 K. 10.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1175 E.  ,  2019/1155 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1175
Karar No:2019/1155

TEMYİZ EDEN (DAVALI): …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı şirket tarafından, “…” işine ilişkin olarak şirketleri adına iş deneyim belgesi düzenlenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü 18. Bölge Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Isparta İdare Mahkemesince verilen kararda; sözleşmeye konu işin “…” olduğu ve bu işlerin davacı tarafından yapıldığı dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, sözleşmede noter onayı bulunmaması hususunun işin davacı tarafından yapıldığı gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, iş bitirme belgelerinin asıl olarak yapılan işin ilgili kişi tarafından yapıldığının tevsik edilmesi durumunda yapılan iş nedeniyle elde edilen deneyimi tevsik etmek amacıyla düzenlendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, salt sözleşmenin imza tarihi ile noter onayının yapıldığı tarihin aynı olmadığından bahisle iş deneyim belgesi düzenlenmesi isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca görevli ve yetkili olan … Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda söz konusu yargılama usulünün uygulanacağı, (g) bendinde ise; verilen nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 1. fıkrasında; idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği, 6. fıkrasında; bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu, 8. fıkrasında ise; ivedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamayacağı kuralları yer almıştır.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen Geçici 8. maddenin 1. fıkrasında; ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin Tüm Yurtta Göreve Başlayacakları Tarihe İlişkin Karar” ile, Bölge İdare Mahkemelerinin 20/07/2016 tarihinde tüm yurtta görevlerine başlayacakları ilan edilmiştir.
Aktarılan düzenlemelere göre, ivedi yargılama usulüne tâbi olan işlemlerden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı hangi tarihte verildiğine bakılmaksızın temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, bunlar dışında kalan uyuşmazlıklarla ilgili olarak 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlara karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, ancak 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılan uyuşmazlıklarla ilgili kararlara karşı istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna da başvurulabileceği açıktır. 20/07/2016 tarihinden önce verilen (ivedi yargılama usulüne tâbi olan uyuşmazlıklarla ilgili bulunanlar hariç olmak üzere) kararlar için ise kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanmaya devam edecektir.
Dosyanın incelenmesinden, … ili, … ilçesi, … Köyü sınırları içerisinde kalan .. Deresi üzerinde yapılması planlanan “… Regülatörü ve HES Tesisleri”‘ne ilişkin olarak … Enerji Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile davalı idare arasında sözleşme imzalandığı, akabinde yüklenici ile alt yüklenici olan davacı şirket arasında “Gökböğet Regülatörü ve HES Tesisleri Projesi İnşaat İmalatları ve Türbin Mekanik ve Elektriksel Teçhizat Montaj İşlerine Ait Sözleşme” yapıldığı, projenin geçici ve kesin kabulünün yapılması üzerine davacı şirket tarafından şirketleri adına iş deneyim belgesi düzenlenmesi başvurusunun dava konusu işlemle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla idari işlemin iptaline karar verildiği, bu karara karşı davalı idarece 11/04/2019 tarihli dilekçe ile Konya Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf başvurusunda bulunulduğu, … Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, “…dava konusu işlemin, konusu ve nedenleri göz önünde bulundurulduğunda; her ne kadar zaman yönünden ihale sonrasında tesis edilmiş ise de, ihale sürecine ilişkin tesis edilen işlemlerin “ihale işlemleri kapsamında” kabul edilmesi ve yargılama usulünün 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca belirlenmesi gerekmektedir… İvedi yargılama konusu bir işleme yönelik olarak açılmış davada verilen kararın doğrudan temyize tâbi, istinaf yolu kapalı bir karar olması…” gerekçesine yer verilerek davalı idarenin istinaf başvurusunun incelenmeksizin reddine; temyiz incelemesiyle görevli Danıştay’a gönderilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna mı, yoksa temyiz kanun yoluna mı başvurulabileceğinin belirlenmesi için öncelikle dava konusu uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olup olmadığının tespiti zorunludur. 2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kurala bağlandığından, ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklardan ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Danıştay ve Uyuşmazlık Mahkemesi kararları ile, ihale sürecinde sözleşme öncesi işlemlerin ihale işlemi, dolayısıyla idari işlem olmaları nedeniyle idari yargının görev alanına girdiği kabul edilmiş ve bu yöndeki kararlar istikrar kazanmış bulunmaktadır. Öte yandan, ihale işlemlerine ilişkin idari usulü düzenleyen temel kanunlardan olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 4. maddesinde, ihalenin, “Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri”, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde ise, “Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri” ifade ettiği belirtilmiş olup, bu kanunî tanımlamalar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alınarak ihale ilanı ile başlayıp sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan süreçte idarece tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun kabulü gerekir.
6545 sayılı Kanun’un 18. maddesinin gerekçesinde; “İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması hâlinde, hukuki belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Kanun’un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, sınırlı sayıdaki dava türü ivedi yargılama usulüne tâbidir. Nitekim gerekçede ihaleyle bağlantılı tüm işlemlerin değil, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarının bu yargılama usulüne tâbi kılındığı vurgulanmıştır.
Bu itibarla, öncelikle sonuçlandırılması özel önem taşıyan uyuşmazlık olarak nitelendirilmesine imkân bulunmayan iş deneyim belgesi verilmemesinden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlık ivedi yargılama usulü kapsamında yer almadığından, istemin Konya Bölge İdare Mahkemesi’nce karara bağlanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenle,
1. Temyiz isteminin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,
2. Dosyanın istinaf incelemesinde görevli (ve yetkili) … Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmek üzere … İdare Mahkemesi’ne iadesine, 10/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.