Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1067 E. 2019/1491 K. 06.05.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1067 E.  ,  2019/1491 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1067
Karar No:2019/1491

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı /…
VEKİLİ : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idarece gerçekleştirilen “nin Yetki ve Sorumluluğunda Bulunan ve İl Sınırları Dahilinde Kurulacak Çoklu ATM Kabin Yerlerinin Yapılması ve İşletme Hakkının Kiralanması İşi” ihalesine yönelik olarak, ihale uhdesinde kalan istekli ile davalı idare arasında imzalanan sözleşmenin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun kamu hukukunu ilgilendiren bir kanun olması nedeniyle, öğreti ile adli ve idari yargı uygulamasında sözleşme aşamasına kadar kanuna dayanılarak idarece alınan karar ve yapılan işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların idarî yargı yerinde, sözleşme yapıldıktan sonra sözleşme hükümlerinin uygulanması nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlıkların ise sözleşme ve özel hukuk hükümlerine göre adlî yargı yerinde görülmesi gerektiği;
Dosyanın incelenmesinden, 13/06/2018 tarihinde yapılan ihalenin … Organizasyon Çiçekçilik Danışmanlık İnşaat Taahhüt – … isimli kişinin uhdesinde bırakıldığı, ihale sonucunda ihale sözleşmesinin imzalanması üzerine ihale sözleşmesinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı;
Somut olayda uyuşmazlığın konusunun, davalı idare ile ihale uhdesinde kalan kişi arasında imzalanan sözleşmeye ilişkin ve anılan işin idarenin yürütmek zorunda olduğu sürekli kamu hizmetine ilişkin idari sözleşme niteliği taşımadığı nitekim, yapılacak kabinlerin mülkiyetinin ihaleyi alan kişinin üzerinde kaldığı, ihale safhası tamamlanıp sözleşme imzalandıktan ve yer teslimi yapılarak sözleşme hükümleri uygulanmaya başladıktan sonra özel hukuku ilgilendiren sözleşmenin iptalinin istenilmesinin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, sözleşmenin iptali talebinin sözleşmedeki bir hak ve alacakla ilgili olmadığı, uyuşmazlığın sözleşmeye dayanak oluşturan idari işlemlerin hukuka aykırı olduğu iddiasından kaynaklandığı, bu nedenle davanın idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kararın usule ve hukuka uygun olduğu, bozulmasını gerektirecek bir sebebin bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Emlak ve İstimlak Daire Başkanlığı’nca, “nin Yetki ve Sorumluluğunda Bulunan ve İl Sınırları Dahilinde Kurulacak Çoklu ATM Kabin Yerlerinin Yapılması ve İşletme Hakkının Kiralanması İşi” ihalesi gerçekleştirilmiş, ihale uhdesinde kalan istekli ile davalı idare arasında kiralama sözleşmesi imzalanmış, davacı tarafından 07/09/2018 tarihinde yapılan başvuruda, anılan ihale kararının hukuka aykırı bulunduğu ve …-TL’lik kamu zararına neden olunduğu ileri sürülerek davalı idareden sözleşmenin iptal edilmesi ve yeniden ihale kararı alınması talep edilmiş, başvurunun 20/09/2018 tarihli işlemle reddi üzerine kira sözleşmesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, “İdari dava türleri şunlardır: a) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.” kuralı yer almıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1. maddesinde, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütüleceği kurala bağlanmış; 4. maddesinde, “İhale: Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla, işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemler” olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare tarafından, bir kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyla kamu gücü kullanılarak tek taraflı iradeyle tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemlere karşı açılacak davalarda idarî yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
Kamu ihaleleri çerçevesinde ortaya çıkan uyuşmazlıklar açısından ise, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu veya sair ihale mevzuatı çerçevesinde ihale aşamasında tesis edilen işlemlerden doğabilecek uyuşmazlıkların idarî yargı yerlerince; ihale safhası tamamlanıp, taraflar arasında sözleşme imzalandıktan sonra sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların ise adlî yargı yerinde ele alınması gerekmektedir. Nitekim, Danıştay içtihadı da bu doğrultudadır ve ihale aşamasındaki işlemler idarenin kamu gücüne dayalı olarak tesis ettiği idari işlemler olarak değerlendirilmektedir.
Öte yandan, sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmayan, sözleşme öncesine ve ihale sürecine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davaların da idarî yargı yerinde görülüp çözümlenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, ihale konusu işin gerçekleştirilmesini teminen ilk olarak 15/11/2017 tarihinde gerçekleştirilen ihaleye üç isteklinin katıldığı, en yüksek teklifin …-TL ile davacı tarafından verildiği, ancak idarece teklifin hadde layık bulunmaması üzerine ihalenin iptal edildiği, daha sonra 10/01/2018 tarihinde yapılan ihaleye katılan olmadığı ve 21/03/2018 tarihinde yapılan ihalede verilen teklifin de hadde layık bulunmadığı, son olarak 08/06/2018 tarihinde yapılan ve hadde layık teklif bulunmadığından pazarlık usulüyle 13/06/2018 tarihine bırakılan ihaleye bir isteklinin katıldığı, ihalenin …-TL bedelle anılan istekli üzerinde bırakıldığı; davacı tarafından, ihale sonucunda …-TL’lik kamu zararına neden olunduğu belirtilerek ihale sözleşmesinin iptalinin talep edildiği, başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümünde, ihale sözleşmesinin iptaline karar verilmesi talep edilmiş ise de, dilekçenin bütününün incelenmesinden, esasen kiralama ihalesinin iptalinin istendiği, genel olarak ihaleye davet edilmeme işleminin ve bu şekilde yapılan ihalenin hukuka aykırı olduğu yönünde iddiaların ileri sürüldüğü görülmektedir.
Bu bağlamda, uyuşmazlık sözleşmenin uygulanmasından değil, sözleşme öncesine ve ihale sürecine ilişkin hukuka aykırılık iddialarından kaynaklanmaktadır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın özel hukuk sözleşmesinden doğan bir ihtilaf olarak nitelendirilmesi suretiyle ve görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen temyize konu Mahkeme kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) 06/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.