Danıştay Kararı 13. Daire 2019/1040 E. 2023/1674 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2019/1040 E.  ,  2023/1674 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1040
Karar No:2023/1674

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 23/10/2015 tarihinde yayınlanan “…” isimli programda, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendindeki “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” şeklindeki yayın ilkesinin tekrâren ihlâl edildiğinden bahisle 13.601,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu program genelinde … ve medyasına yönelik basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü kapsamında meşru görülebilecek eleştirel ifadelerin yanısıra, kanıtı olmayan suçlayıcı ifadelerin de kullanıldığı, özellikle programda “…Ben …’ın artık uluslararası Türkiye’yi dizayn etmek isteyen, Türkiye’yi yok etmek isteyen güçlerin Türkiye’deki kâhyası olarak görüyorum. Yani ben artık o gazetenin …’ın olduğuna inanmıyorum. O televizyonların, o sermayenin ben …’ın sermayesi olduğuna da inanmıyorum. Sadece Türkiye’yi biz nasıl böleriz, parçalarız, bitiririz. Bir kumpasa mı kurban gitti, bir şey mi oldu? Yoksa bir insan, bir medya patronu, kendi ülkesi aleyhine bu kadar çalışamaz…”, “…Yani ben …’ın uluslararası bu Türkiye’yi yok etmek isteyen, Türkiye’nin ilerlemesini engellemek isteyen, Türkiye’de sürekli karmaşayı, karışıklığı isteyen güçlerin kâhyası olarak görüyorum.”, “… Bu 4 milyar küsür liralık ceza kesilmişse, devlet senin boğazına çökmüşse, medya patronu olmazsan, o cezadan kurtulamazsın. Pijamayla başbakan karşılayamazsın.”, “… Bir lastikçi olarak …’u alamazsın. … arazisindeki, yılların çınar ağaçlarına çer çöp diye rapor çıkartamazsın…” şeklindeki ifadelere yer verildiği, sunucu ve konuklar tarafından … ve medyası hakkında herhangi bir bilgi ve belgeye dayanmayan, suçlayıcı ve küçültücü nitelendirmelerin tekrarlandığı, basın ve ifade özgürlüğünün ulusal ve uluslararası hukuktan kaynaklanan sınırlarına uygun olmadığı anlaşıldığından, dava konusu Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, uzman raporunda ihlâl olmadığının tespit edildiği, kullanılan ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, birçok siyasetçi ve gazetecinin de benzer eleştirilerde bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, uyuşmazlık konusu yayında kullanılan ifadelerin eleştiri sınırlarını aşarak küçültücü ve onur zedeleyici olduğu kanaatine varıldığı, idari para cezası verilebilmesi için “uyarı” yaptırımının tebliğinin yeterli olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 05/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.