Danıştay Kararı 13. Daire 2018/95 E. 2018/208 K. 17.01.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/95 E.  ,  2018/208 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/95
Karar No:2018/208

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptali yolundaki … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’in Düşüncesi : Kanuni süresi içinde temyiz isteminde bulunulmadığından, istemin süre yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye …’ın; “2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu’nun 48. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığının anlaşıldığı hâllerde dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca kesin olarak karar verileceği kuralı uyarınca, kesin olarak temyiz süre ret kararı verilmesi hâlinde temyiz eden tarafın temyiz talebinin süresinde olduğunu savunma imkânı kalmamaktadır. Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen hak arama hürriyetinin tesisi için herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olması, adil yargılanma hakkı kapsamında tarafların aleyhine olan durumlara ilişkin görüş ve itirazlarının alınarak yeterli tartışma olanağının tanınması gerektiği dikkate alındığında, temyiz istemi süre yönünden reddedilen tarafa itiraz imkânının tanınmaması Anayasa’da öngörülen adil yargılanma hakkına aykırı olduğundan, 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “kesin olarak” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği” şeklindeki karşı oyu ile, işin esasının incelenmesine geçildi, gereği görüşüldü:
Dava, … Finans Factoring A.Ş.’nin kanuni temsilcisi olan davacı hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesi uyarınca düzenlenen 45.782.552,88-TL tutarlı, 30.06.2016 tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmış; … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; bu karar … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile kaldırılmış ve davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; tatil günlerinin sürelere dâhil olduğu, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı kuralı yer almaktadır.
2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bentler hâlinde tek tek sayılan davalar hakkında verdikleri kararların, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, Danıştay’da kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği; 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması hâlinde kararı veren merciin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; 7. fıkrasında ise, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığının dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hâlinde de 6. fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurulca kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; temyizen incelenerek bozulması istenen Bölge İdare Mahkemesi kararının 04.12.2017 tarihinde davacı vekiline tebliğ edildiği, tebligatı alan işçi …’ın daha önce de dosyadaki birçok tebligatı aldığı, tebliğ mazbatasına tüzel kişiliğe tebligat yapılmasına ilişkin yanlış kaşe basıldığı, ancak bunun tebligatı usulsüz hâle getirmediği, temyiz süresinin otuz (30) gün olduğu ve bunun Bölge İdare Mahkemesi kararında da belirtildiği, bu karara karşı temyiz süresinin son gününün 03.01.2018 Çarşamba günü olduğu, davacı vekilinin 04.01.2018 Perşembe günü saat 11:13’te UYAP üzerinden temyiz isteminde bulunduğu, temyize ilişkin harçların da aynı tarihte yatırıldığı anlaşıldığından, temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenle; TEMYİZ İSTEMİNİN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, dosyanın … Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine, kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine, 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 17.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.