Danıştay Kararı 13. Daire 2018/941 E. 2022/4784 K. 14.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/941 E.  ,  2022/4784 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/941
Karar No:2022/4784

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … İl Özel İdaresi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

MÜDAHİL (DAVACI YANINDA) : … Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rize ili, Ardeşen ilçesi, …köyü sınırları içinde bulunan; …, … ve … olarak adlandırılan toplam debisi 2,2 lt/sn olan üç ayrı kaynak suyunun 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulüyle 10 (on) yıl süreyle kiralanmasına ilişkin olarak 11/12/2014 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin ve sonrasında davalı idare ile müdahil arasında imzalanan 23/12/2014 tarihli kaynak suyu kira sözleşmesinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; uyuşmazlık konusu suyun, davacının özel mülkiyetinde bulunan taşınmazdan kuyu açılması veya teknik usuller kullanılması suretiyle değil kendiliğinden yer yüzeyine çıkan su olduğu, bu konuda ihtilaf bulunmadığı, müdahil şirkete verilen kaynak suyu işletme ruhsatı …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E.…, K:…sayılı kararı ile, ruhsat verilmesinden önce Rize İl Özel İdaresi ile ruhsat talep eden şirket arasında akdedilmesi gereken kira sözleşmesinin yapılmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş ise de, sonraki bir tarihte davacı tarafından … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …sayılı esasında açılan davada …tarih ve …sayılı karar ile davacı adına kayıtlı taşınmazda kaynak suyu çıktığının tapuda beyanlar hanesine şerh düşülmesine hükmedildiği ve bu kararın kesinleştiği hususları dikkate alındığında, davacıya ait taşınmazdan çıkan suyun, il özel idarelerince kiraya verilebilecek sular kapsamında yer almadığı anlaşılan kaynak suyu olduğu ve suyun taşınmazın maliki olan davacıya ait olduğu anlaşıldığından, davacıya ait taşınmazdan çıkan kaynak suyunun davalı idarece kiraya verilmesine ilişkin dava konusu kira sözleşmesi ve dayanağı ihale işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davada süre aşımı olduğu, suyun şahsi ihtiyaçların haricinde bir gelir elde etme amacı güdülmesi hâlinde söz konusu suyun kiralamaya konu olabileceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından, kuyu açılması sonrasında çıkan kaynak sularının sadece Hazine’nin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdekilerin davalı idare tarafından kiraya verilebilmesinin mümkün olduğu, burada ise suyun doğal bir şekilde kaynak suyu olarak çıktığı ve davalı idare tarafından kiraya verilemeyeceği;
Müdahil tarafından, söz konusu taşınmazda bulunan kaynak suyunun davalı idare tarafından kiralanmasının mümkün olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davalı İdarece, Rize ili, Ardeşen ilçesi, …köyü sınırları içinde bulunan; …(0,8 lt/sn), … (0,4 lt/sn) ve … (1,0 lt/sn ) olarak adlandırılan toplam debisi 2,2 lt/sn olan üç ayrı kaynak suyunun 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulüyle 11/12/2014 tarihinde 10 (on) yıl süreyle kiralanmasına ilişkin ihale yapılmıştır.
Dava konusu ihale, davacı yanında müdahil …Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi (…Yapı) uhdesine yılllık 40.500,00-TL bedelle bırakılmıştır. Davalı ve müdahil arasında “Kaynak Suyu Kira Sözleşmesi” 23/12/2014 tarihinde imzalanmıştır.
Davacı tarafından, 17/11/2015 tarihinde davalı idareye başvuru yapılarak, 23/12/2014 tarihinde imzalanan kira sözleşmesinin ve buna dayanak ihalenin iptali istenilmiştir. Başvurunun davalı idarece cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddi üzerine, tapunun …ada, … parselinde davacı adına kayıtlı taşınmazda yer aldığı belirtilen kaynak sularının 2886 sayılı Kanun uyarınca kiraya verilmesine ilişkin 23/12/2014 tarihli kira sözleşmesinin ve buna dayanak ihalenin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 11. maddesinde, ilgililer tarafından idarî dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılmasının, geri alınmasının, değiştirilmesinin veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idarî dava açma süresinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idarî dava açma süresini durduracağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı; 2. fıkrasının (a) bendinde, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu; (b) bendinde ise, ivedi yargılama usulünde Kanun’un 11. maddesinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kuralların değerlendirilmesinden, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, bu usûle tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin otuz gün olduğu ve dava açılmadan önce idarî işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında yapılacak bir başvurunun işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurmayacağı anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kurala bağlanmak suretiyle dava açma süresinin başlamasında “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup, hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idarî işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 4. fıkrasında düzenlenen, dava açma süresinin hesabında bildirim yerine ilanın esas alınarak sürenin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlamasına ilişkin kural, ilanı gereken düzenleyici işlemlere karşı açılan idarî davalara yöneliktir.
Düzenleyici işlemler dışında kalan bireysel nitelikteki idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda ise, dava açma sürelerinin hesabında, işlemin ilgilisine tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmekle birlikte, özellikle idarenin tesis ettiği işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle de idarece yazılı bildirim zorunluluğu bulunmayan kişilerin açacakları davalarda, bu kişilerin idarî işlemi öğrenme tarihinin belirlenebildiği durumlarda, öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir. Bu itibarla, ihale kararı, ilanı gereken düzenleyici işlem olmadığından dava açma süresinin ilanla başlamayacağı ve yazılı bildirim yapılmayan hâllerde işlemin bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenildiği tarihten itibaren dava açma süresinin başlayacağı dikkate alındığında, davanın, ilan veya ihale tarihinden itibaren değil ihaleden haberdar olunduğu ve öğrenme tarihi olarak belirtilen tarihi izleyen günden itibaren süresi içinde açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Davacı tarafından kaynak sularının kiralanmasına ilişkin ihalenin ve sonrasında … Yapı ile imzalanan kaynak suyu kira sözleşmesinin iptali istemiyle 17/11/2015 tarihinde davalı idareye başvuru yapıldığı, bu hususa dava dilekçesinde de yer verildiği, bu bağlamda davacının davaya konu işlemden en geç bu tarihte haberdar olduğu; dava konusu kiralama ihalesine ilişkin olarak yayımlanan ihale ilanında toplam debisi 2,2 lt/sn olan üç ayrı kaynak suyunun 2886 sayılı Kanun’un 51/g maddesi uyarınca 11/12/2014 tarihinde pazarlık usulüyle 10 (on) yıl süreyle kiralanması hususlarına yer verildiği, uyuşmazlığın ihale işleminden kaynaklandığı ve ivedi yargılamaya tâbi olduğu, bu usûle tâbi olan uyuşmazlıklarda dava açma süresinin 30 gün olduğu, ivedi yargılama usulüne tâbi uyuşmazlıklarda 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesinin uygulanma imkânının bulunmadığı dikkate alındığında, işbu davanın en geç 17/11/2015 tarihini izleyen 30 gün içerisinde açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 28/01/2016 tarihinde açıldığı görülen davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası incelenerek verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında usul kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …İdari Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL ilk derece yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5. …-TL temyiz yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca .…-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL müdahil yargılama giderinin müdahil üzerinde bırakılmasına,
7. Posta giderleri avansından artan tutarın davalı idareye iadesine,
8. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
9. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 14/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.