Danıştay Kararı 13. Daire 2018/807 E. 2018/1157 K. 26.03.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/807 E.  ,  2018/1157 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/807
Karar No:2018/1157

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili: Av.
Karşı Taraf (Davacı):
Vekili: Av.
İstemin Özeti: …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, nazım imar planı değişikliğinde kamu yararının, şehircilik ilkelerinin ve planlama esaslarının gözetildiği, davaya konu taşınmaza terminal alanı yapılmasının imar planında öngörüldüğü, bu doğrultuda satım kararının alındığı ve ihalenin yapıldığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi … nin Düşüncesi: Kanuni süresi içinde temyiz isteminde bulunulmadığından, istemin süre yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye …’ın; “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 48. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığının anlaşıldığı hâllerde dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca kesin olarak karar verileceği kuralı uyarınca, kesin olarak temyiz süre ret kararı verilmesi hâlinde temyiz eden tarafın temyiz talebinin süresinde olduğunu savunma imkânı kalmamaktadır. Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen hak arama hürriyetinin tesisi için herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olması, adil yargılanma hakkı kapsamında tarafların aleyhine olan durumlara ilişkin görüş ve itirazlarının alınarak yeterli tartışma olanağının tanınması gerektiği dikkate alındığında, temyiz istemi süre yönünden reddedilen tarafa itiraz imkânının tanınmaması Anayasa’da öngörülen adil yargılanma hakkına aykırı olduğundan, 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “kesin olarak” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği” şeklindeki karşı oyuna karşılık, anılan düzenleme Anayasa’ya aykırı görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi, gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesi, ……Mahallesi, ……ada, …. parselde bulunan … m² tam hisseli gayrimenkulün satımına ilişkin Encümen kararının ve 21.04.2016 tarihinde yapılacak ihalenin iptali istemiyle açılmış, … …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; davalı vekili tarafından 21.06.2017 tarihinde istinaf isteminde bulunulmuş, bu karar temyize tâbi olduğundan … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile dosyanın Danıştay’a gönderilmesine karar verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; tatil günlerinin sürelere dâhil olduğu, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’a sonradan eklenen ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren ”İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı; ikinci fıkrasının (g) bendinde, ivedi yargılama usulünde verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması hâlinde kararı veren merciin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; 7. fıkrasında ise, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığının dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hâlinde de 6. fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurulca kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, temyizen incelenerek bozulması istenen İdare Mahkemesi kararının 05.06.2017 tarihinde davalı idareye tebliğ edildiği, tebligatı alan …’nün “tebligat almaya yetkili” olduğunun mazbatada belirtildiği ve adı geçen kişinin daha önce de iş bu dosya kapsamında dava dilekçesini tebellüğ ettiği, dosyadan çıkarılan tebligatı aldığı, temyiz süresinin on beş (15) gün olduğu ve bunun İdare Mahkemesi kararında da belirtildiği, bu karara karşı temyiz süresinin son gününün 20.06.2017 Salı günü olduğu ve bu günün tatile denk gelmediği dikkate alındığında, 21.06.2017 Çarşamba günü kayda giren dilekçe ile yapılan başvurunun süresinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenle, TEMYİZ İSTEMİNİN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, dosyanın …. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.