Danıştay Kararı 13. Daire 2018/567 E. 2019/438 K. 18.02.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/567 E.  ,  2019/438 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/567
Karar No:2019/438

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) :
1. Maliye Bakanlığı (… A.Ş.)
2.
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVALI) :
VEKİLİ :
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıya ait “…” logolu televizyon kuruluşunda 24/11/2015 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda yer alan ifadelerle, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde düzenlenen yayın ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle, aynı Kanun’un 32. maddesinin birinci fıkrası gereğince davacı şirkete 13.601,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (Kurul) 05/01/2016 tarih ve 2016/43 sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacıya ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 24/11/2015 tarihinde saat 10:15’te yayınlanan “…” isimli tartışma programında, program konuğu olan gazeteci …’in …’ın … ve … ilçelerinde terör örgütünün kazdığı hendeklere ilişkin yaptığı yorumlarda, adı geçen ilçelerde terör örgütünün kazdığı hendekleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin meşru olmayan operasyonlarının bir sonucu olarak gösterdiği, Devletin yürüttüğü askeri operasyonları Kürt halkına yönelik kitlesel tutuklamalar şeklinde ifade etmekle terör örgütünün faaliyetlerini meşru gösterme amacı taşıdığı izlenimi oluşturduğu gerekçesiyle dava konusu idari para cezası ile cezalandırıldığı, programda yer alan ifadelerin, terör örgütlerinin asıl amaçlarının halk arasında panik, korku, stres ve gerilim yaratmak olduğu gerçeği göz ardı edilerek kullanıldığı, televizyon yayıncılığı yapan kişilerin ve kurumların terör eylemlerini haberleştirirken bu gerçeği göz ardı etmeden daha dikkatli bir biçimde ve terör örgütlerinin amacına hizmet etmeyecek ve yine faaliyetlerini meşrulaştırmayacak şekilde yayıncılık yapmaları gerektiği, program konuğunun ifadelerine yönelik program sunucusu tarafından herhangi bir müdahalede bulunulmadığı gerekçesi ile dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 2. maddesinin 4. fıkrası uyarınca oluşturulan komisyonun 27/09/2016 tarih ve 2016/5 sayılı toplantısında alınan karar ile davacı şirkete ( … A.Ş. ) ait “…” logosu ile yayın yapan televizyon kanalının kapatılmasına karar verildiği, 21/10/2016 tarih ve 9181 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nin 184.sayfasında, … A.Ş. nin 670 sayılı KHK ile ticaret sicil kaydının 14/10/2016 tarihinde re’sen terkin edildiğinin tescil ve ilan olunduğu, 06/09/2017 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına giren istinaf başvurusuna ilişkin dilekçeyle …. İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın istinaf yoluyla incelenerek bozulmasının istenildiği, istinaf başvuru dilekçesinde istinaf başvurusunda bulunanlar olarak, 1-… A.Ş. 2-…’ nın yer aldığı, davacı şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicil kaydının terkiniyle birlikte sona erdiği, 670 sayılı KHK uyarınca Hazineye devredilen kuruluşların hak ve borçları hakkında Maliye Bakanlığı’nın yetkili olması bir yana, terkin tarihinden sonra, 25/11/2016 tarihli vekâletnameyle (2)… tarafından leh ve aleyhinde açılmış veya açılacak bilumum dava ve takiplerde yetkili vekil kılınan Av. … tarafından davacı …A.Ş. adına açılan bir davada davacıyı temsilen istinaf yoluna başvurma ehliyetinin bulunmadığı, istinaf yoluna başvuru dilekçesinde başvuruda bulunanlar arasında gösterilen (2)…’nın, …. İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda davanın tarafı olmadığı, taraf sıfatı taşımayan kişinin davada kendi adına doğrudan veya vekili aracılığıyla istinaf yoluna başvurma ehliyeti de bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, temyize konu kararla mahkemeye erişim ve etkili başvuru haklarının ihlâl edildiği, kararın idari yaptırımın hukuki denetiminin yapılmaması sonucunu doğurduğu, kapatılan kurumların temsilcilerinin yarı yargısal bir organ olan OHAL Komisyonuna dahi başvurabildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacı şirketin ticaret sicil kaydı re’sen terkin edildiğinden dosyanın işlemden kaldırılması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrasında, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Bu kural ile, dava sırasında tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olması halinde izlenecek usule ilişkin düzenleme yapılmıştır. Ancak, tarafların kişilik veya niteliğinde olabilecek değişikliğin kanun yolu safhasında da gerçekleşebileceği dikkate alındığında, anılan kuralın bu safhayı da kapsar biçimde anlaşılması gerekmektedir. Buna göre, dava sırasında davacının, kanun yolu başvurusu sırasında ise kanun yolu başvurusunda bulunan tarafın, ölüm, tüzel kişiliğin ortadan kalkması gibi nedenlerle kişilik; vesayet altına alınma, tasfiye sürecine girme gibi medeni hakları kullanma ehliyetini sonlandıran ya da kısıtlayan nedenlerle nitelik değişikliğine uğraması halinde, davayı veya kanun yolu başvurusunu takip hakkı kendisine geçenin başvurusuna kadar ilgili mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilecektir.
Aynı fıkrada, dava esnasında gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği de belirtilerek, gerçek kişilerin idari yargıda davalı konumunda bulunabilecekleri istisnai hallerde (idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda) gerçekleşebilecek ölüm olayının dava takibi bakımından doğuracağı sonuca ilişkin düzenleme yapılmıştır. Gerçek kişilerden olan tarafın ölümünün (tarafların kişilik veya niteliğinde olabilecek değişikliğe benzer şekilde) kanun yolu safhasında da gerçekleşebileceği dikkate alındığında, anılan kuralın bu safhayı da kapsar biçimde anlaşılması gerekmektedir.
Anılan fıkrada kişilik veya niteliğinde değişiklik olan tarafın tüzel kişilerden olması halinde nasıl bir yol izleneceği düzenlenmemiştir. Bununla birlikte, bu halde, (gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde uygulanacak kurala benzer şekilde) idarenin davayı ya da kanun yolu başvurusunu yenilemesine kadar ilgili mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmelidir.
Anayasanın 121. maddesi ile 25/10/1983 tarih ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’nun 4. maddesine göre, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunca 25/07/2016 tarihinde kararlaştırılan ve 27/07/2016 tarih ve 29783 (2. Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinin 4. fıkrasında “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine aidiyeti veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı olan ve ekli (2) ve (3) sayılı listelerde yer almayan özel radyo ve televizyon kuruluşları ile gazete ve dergiler, yayınevi ve dağıtım kanalları, ilgili bakan tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine ilgili bakan onayı ile kapatılır. Bu fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlar hakkında da üçüncü fıkra hükümleri uygulanır.” kuralına yer verilmiş olup; anılan KHK’nın değiştirilerek kabul edilmesine dair 6755 sayılı Kanun 24/11/2016 tarih ve 29898 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve yukarıda aktarılan hüküm değiştirilmeden kabul edilmiştir.
Anılan Kanun’un 2. maddesinin 3. fıkrasında da kapatılan gazete ve dergiler, yayınevi ve dağıtım kanalları ile özel radyo ve televizyon kuruluşlarına ait olan taşınırlar ve her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrakın Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılacağı, bunlara ait taşınmazların tapuda re’sen Hazine adına her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edileceği, her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte bulunulamayacağı, devre ilişkin işlemlerin ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirileceği kurala bağlanmıştır.
17/08/2016 tarihli ve 29804 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin değiştirilerek kabul edilmesine dair 7091 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile de 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan KHK’lar gereğince kapatılan ve Hazineye devredilen kurum, kuruluşların her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık);  her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, asıl borçlu ve diğer kefiller hakkında kesin aciz vesikası bulunan haller hariç olmak üzere kefaletten doğmaması ve … Terör Örgütü (…/…)’ne veya diğer terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, Kanun’da sayılan diğer iş ve işlemlerle; devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 668 sayılı KHK’nın 2. maddesinin 4. fıkrası uyarınca oluşturulan komisyon kararı ve ilgili bakanın onayı ile davacı şirkete (… A.Ş.) ait “… ” logosu ile yayın yapan televizyon kanalının kapatılmasına karar verildiği, 21/10/2016 tarih ve 9181 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nin 184. sayfasında, … A.Ş.’nin 670 sayılı KHK ile ticaret sicil kaydının 14/10/2016 tarihinde re’sen terkin edildiğinin tescil ve ilan olunduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan KHK’lar gereğince kapatılan ve her türlü mal varlığı, alacak ve hakları Hazineye devredilen ve Hazinece devralınan varlığının yönetimi 7091 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile Maliye Bakanlığı’na bırakılan davacı şirketin 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin 1. fıkrası anlamında nitelik değişikliğine uğradığının kabulü gerekmektedir.
Dairemizce 08/03/2018 tarihinde verilen ara kararı ile, 670 sayılı KHK uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen Maliye Bakanlığı’nın davayı takip edip etmediğinin sorulmasına karar verilmiş; Dairemize sunulmak üzere Maliye Bakanlığı İstanbul Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosu tarafından verilen ve 30/04/2018 tarihinde İstanbul İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçe ile davanın Maliye Bakanlığı’nca takip edileceği bildirilmiş ve dosyanın yenilenmesi talebinde bulunulmuştur.
Bu durumda, 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesi gereğince taraf teşkilinin sağlanarak, davayı takip hakkı kendisine geçen Maliye Bakanlığı’nın davacı sıfatıyla taraf olarak kabul edilmesi gerekmekte iken, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin ehliyet yönünden reddi yönündeki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının … A.Ş.’ye ilişkin kısmında hukukî isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, istinaf yoluna başvuranlar arasında bulunan (2)…’nın …. İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda davanın tarafı olmadığı anlaşıldığından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının (2)…’ya ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine;
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı istinaf başvurusunun ehliyet yönünden reddi yolundaki kararının, …’ya ilişkin kısmının ONANMASINA;
3. Anılan kararın … A.Ş.’ye ilişkin kısmının BOZULMASINA;
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 18/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.