Danıştay Kararı 13. Daire 2018/4157 E. 2020/1720 K. 02.07.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/4157 E.  ,  2020/1720 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/4157
Karar No:2020/1720

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Dağıtım şirketinin müşterisi konumundaki son kullanıcıya verilmek üzere …’a yapılan iadenin, tahsil edilen fazla bedelle birlikte 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 51. maddesi uyarınca gecikme zammını içermesi gerektiği, …’a iade edilen tutarın tedarikçiden son kullanıcıya geç aktarılması hâlinde ise müşteriye ödenmek üzere …’a iade edilen tutarın … tarafından son kullanıcıya aktarılmasında yeniden gecikme zammı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda, tedarikçi ile son kullanıcı arasında imzalanan sözleşme hükümlerine gidilmesine ve belirlenen faiz hükmünün her iki taraf için de geçerli olmasına yönelik 26/01/2017 tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararı ile anılan kararın geri alınmasına yönelik başvurunun reddine ilişkin 09/03/2017 tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu Kurul kararlarının, … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile geri alındığı anlaşıldığından işbu davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden usul ve hukuka uygun olduğu, davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemlerin geri alınmasına yönelik 08/06/2017 tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada İdare Mahkemesi’nce yürütmenin durdurulması kararı verildiği, bu nedenle geri alma işleminden önceki aşamaya dönüldüğü, temyize konu Mahkeme kararının yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden değil, esası yönünden de temyiz incelemesinden geçirilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘NUN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacı vekili tarafından verilen ve 18/09/2019 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına alınan ek beyan dilekçesinin temyiz dilekçesi olmadığı; davalının ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun yalnızca yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik olduğu anlaşıldığından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararına ilişkin temyiz incelemesinin yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile sınırlı olarak yapılmasına karar verilerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kuralı yer almış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinin (ğ) bendinde, “vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti” yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 331. maddesinde, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir edeceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasında, “Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” kuralına yer verilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde, avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı; 30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde ise, anlaşmazlığın, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi hâlinde tarifede belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilmesi hâlinde ise tamamına hükmedileceği kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun üçüncü kısmında düzenlenmiş olan yazılı yargılama usulü sürecinde beş temel aşama bulunmaktadır. Bu aşamalar sırasıyla, davanın açılması (md. 118 vd.) ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi (md. 126-136), ön inceleme (md. 137-142), tahkikat (md. 143-183), tahkikatın sona ermesi (md. 184-186), sözlü yargılama ve son olarak da hüküm (md. 294 vd.) aşamalarıdır.
6100 sayılı Kanun’un 137. ilâ 142. maddelerinde ise, ön inceleme aşamasına ilişkin kurallara yer verilmiştir. Kanun’un “Ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddesinde, “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.”; “Ön inceleme duruşması” başlıklı 140. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Danıştay’ın, temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği kuşkusuzdur.
İdarî Yargılama Usûlü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargılama giderlerine ilişkin hükümlerine göre, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderlerinden olup, vekâlet ücretinin tutarı ve hangi tarafa yükletildiğinin kararda gösterilmesi gerekmektedir.
Davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, Mahkemece, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceği açıktır.
Takdir olunacak vekâlet ücretinin tutarının ise, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınmak suretiyle tespit edilmesi gerekmektedir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde yer verilen, “ön inceleme tutanağı”na ilişkin meselenin idarî yargılama usûlü ve bu usûlün ilkeleri açısından da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Hukuk muhakemeleri usûlünde, ön inceleme, karşılıklı dilekçelerin verilmesi sonrası bir aşama olup, ön inceleme tamamlanmadan tahkikata geçilememekte, ön inceleme tutanağı da davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi aşamasının sona ermesinden sonra imzalanmaktadır. İdarî yargılama usûlünde ise, 6100 sayılı Kanun’da yer verilen ön inceleme tutanağı müessesesi benzeri düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak, ön inceleme ve ön inceleme tutanağına ilişkin 6100 sayılı Kanun’da yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden ve yargılama usulündeki temel mantıktan hareketle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesinden sonra gerçekleşen ön inceleme tutanağının imzalanmasına kadar olan süreçten, idarî yargılama usulünde, dosyanın tekemmül tarihine kadar olan yargılama sürecinin anlaşılması gerekmektedir.
Bu çerçevede, bakılan davada hükmedilecek vekâlet ücretinin tespit edilebilmesi için öncelikle davanın yargılamanın hangi aşamasında konusuz kaldığının belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı idare tarafından gönderilen 03/08/2017 tarihli birinci savunma dilekçesinde, dava konusu işlemlerin 08/06/2017 tarih ve … sayılı Kurul kararı geri alındığı belirtildiğinden, dosyanın henüz tekemmül etmediği bir aşamada davanın konusuz kaldığı, İdare Mahkemesi’nce de, davalı idarenin beyanı üzerine işlemin geri alındığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği hâlde, vekâlet ücretinin tamamının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği görülmektedir.
Bu itibarla, davalı idare tarafından dava konusu işlemin geri alındığının bildirilmesi nedeniyle, davanın, dosyanın tekemmül tarihinden önce konusuz kaldığı anlaşıldığından, davalı idare aleyhine Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi gereğince tarifede belirlenen ücretin yarısı tutarında vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekâlet ücretinin tamamına hükmedilmiş olmasında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Ancak, bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu İdare Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’nde belirtilen …-TL vekâlet ücretinin yarısına tekabül eden …-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesi suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:… K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasının, “…-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu düzelterek onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 02/07/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.