Danıştay Kararı 13. Daire 2018/4151 E. 2023/1396 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/4151 E.  ,  2023/1396 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/4151
Karar No:2023/1396

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Medya Hizmetleri A.Ş.

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logusuyla yayın yapan televizyon kanalında 29/12/2016 tarihinde saat 17.08’de yayınlanan program tanıtımında 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 392.886,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı toplantıda alınan … no.lu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu yayının Mahkeme heyetince izlendiği, yayında yer alan çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebileceği iddia edilen görüntünün sadece 8 saniye sürmesi, aynı içerikte olmasa da benzer kategoride değerlendirilebilecek görüntülerin kısa sürelerle gün içerisinde birçok televizyon kanalında sıklıkla yer alıyor olması ve benzer görüntülerin televizyon dışında günlük hayatta da tabii olarak karşılanabilecek şekilde olması nedeniyle bilirkişi incelemesine gerek duyulmadığı, reklamda bahsi geçen “…” isimli programın yaklaşık 1 saat süren bir yayın olduğu, anılan programın tanıtımı olan uyuşmazlık konusu reklamın süresinin 12 saniye ve reklamda mankenin göründüğü sürenin ise 8 saniye olduğu, 8 saniyelik yayın ile 1 saatlik yayının etkisinin izleyicide aynı olmasının beklenemeyeceği, bu durumda, salt reklamı yapılan yayının “13+”, “cinsellik” ve “olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar” akıllı işaretlerini ihtiva ettiğinden bahisle, günlük hayatta televizyonda ve televizyon dışında her saatte karşılaşılabilecek bir görüntü nedeniyle davacı şirkete idari para cezası uygulanmasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 6112 sayılı Kanun’un 8/2. maddesinde düzenlenen yayın ilkesinin ihlâl edilip edilmediğinin belirlenmesi özel bilgiyi gerektirdiğinden uyuşmazlığın hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözülmesinin mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususların yerinde olmadığı, temyize konu kararın hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Dava konusu Kurul kararıyla, davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 29/12/2016 tarihinde saat 17.08’de yayınlanan, “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalının yılbaşı gecesi yayınlayacağı “…” isimli programın tanıtımında, çocuk ve gençlerin kendileri için uygun olmayan bir programın saati ve yayınlanacağı kanal hakkında bilgilendirildiği, reklam yayınının özellikle çocuklar ve gençler açısından olumsuz örnek teşkil edebilecek nitelikte olduğu, yayınlandığı saat itibarıyla çocuk ve genç izleyiciler için uygun içerikte olmadığı, tanıtımı yapılan programda kullanılan akıllı işaretlerin de bunu gösterdiği, söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının tekraren ihlâl edildiğinden bahisle Kanun’un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin %1’i oranında 392.886,00-TL idarî para cezası uygulanmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un, yayın tarihinde yürürlükte olan hâlleriyle, 8. maddesinin ikinci fıkrasında, “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.”; 32. maddesinin ikinci fıkrasında ise, “8. maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır. Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlalin tekrarı hâlinde medya hizmet sağlayıcıya ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. ” kurallarına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. ve takip eden maddelerinde; mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı; mahkemenin bilirkişinin görevlendirilmesine ilişkin kararında inceleme konusunun bütün sınırlarıyla açıkça belirlenmesine ve bilirkişinin cevaplaması gereken sorulara ilişkin hususlara yer vermek zorunda olduğu; bilirkişi raporunun gerekçeli olması gerektiği, bilirkişinin hukuki değerlendirmelerde bulunamayacağı; mahkemenin gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla tekrar inceleme de yaptırabileceği; hâkimin bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan kurallara göre, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla, hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukukî bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişi oy ve görüşünün alınmasının zorunlu olduğu; bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi hâlinde bilirkişilerce hazırlanan raporların olayın özel veya teknik bilgi gerektiren yönlerini hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde aydınlatan bilimsel esaslara dayalı gerekçeleri içermesi gerektiği, bu nitelikte olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınamayacağı, mahkemenin böyle bir durumda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturabileceği ve hükme esas alınabilecek rapor elde edinceye kadar bilirkişi incelemesine devam edebileceği; kural olarak bilirkişi raporunun hâkimi bağlamayacağı ve hâkimin raporu serbestçe takdir edeceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu program tanıtımında yer alan görüntülerin, özellikle çocuklar ve gençler açısından olumsuz örnek teşkil edebilecek nitelikte olduğu, yayınlandığı saat itibarıyla çocuk ve genç izleyiciler için uygun içerikte olmadığı, tanıtımı yapılan programda kullanılan akıllı işaretlerin de bunu gösterdiğinden bahisle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasının tekraren ihlâl edildiği gerekçesiyle davacı hakkında idarî para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği görülmekle birlikte, söz konusu yayın içeriğinde, işlemin tesis edilmesine sebep olan ifade ve görüntülerin, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl edip etmediğinin, yani çocukların ve gençlerin zihinsel, fiziksel veya ahlâkî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyıp taşımadığının belirlenmesi özel bilgiyi gerektirdiğinden, uyuşmazlığın genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgi ile çözümlenmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, yayında yer alan görüntülerin, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl edip etmediğinin tespiti amacıyla, çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı hekimler ile çocuk ve ergen psikoloğundan oluşturulacak bilirkişi heyetince hükme esas alınabilecek nitelikte bir rapor düzenlendikten sonra hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak verilen dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, aynı program tanıtımının farklı bir televizyon kanalında yayınlanması sebebiyle aynı gerekçelerle tesis edilen Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce, Dairemizin 03/12/2020 tarih ve E:2019/424, K:2020/3541 sayılı bozma kararına uyularak dava konusu yayın ilkesinin ihlâl edilip edilmediğine ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, söz konusu inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında uyuşmazlık konusu yayının 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesini ihlâl etmediği kanaatine yer verildiği, bilirkişi raporları hükme esas alınabilir nitelikte bulunarak, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, söz konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, anılan kararın Dairemizin 23/03/2023 tarih ve E:2022/2321, K:2023/1395 sayılı kararı ile kesin olarak onandığı, aynı reklam yayınından dolayı aynı ilkenin ihlâl edilmesi nedeniyle usûl ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.