Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2018/4142 E. , 2019/579 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/4142
Karar No:2019/579
TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Inc.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı tarafından, içeriği yayından çıkarma yükümlülüğünün yerine getirilmediğinden bahisle 158.370,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 01/04/2016 tarih ve 2016/167298 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yerleşik kararlarına göre, Mahkeme tarafından gerçekleştirilen yargısal denetim aşamasında, sınırlandırıldığı iddia edilen ifadeler ve bu ifadelerin sarf edildiği ortam da dâhil olmak üzere davaya konu uyuşmazlığın bir bütün olarak ele alınması gerektiği, düşünce açıklamalara ilişkin söz veya metinlerin bir bütün olarak ele alındığında şiddeti teşvik edip etmediğinin belirlenmesi için, söz ve açıklamalarda kullanılan terimlerin ve bunların hangi bağlamda yazıldıklarının dikkate alınacağı, bu bakımdan “https://….com/…” … hesabından paylaşılan içeriklerin toplumu şiddete ve isyana teşvik edecek nitelikte olduğu, bazı paylaşımların nefret söylemi kapsamında yer aldığı, sözü edilen hesabın birçok takipçisinin bulunduğu, bu şekilde hukuka aykırı içeriklerin hızla yayılarak kamu düzeni ve güvenliği açısından tehlike oluşturduğu, bahse konu … hesabından paylaşılan içeriklere ilişkin olarak içeriğin çıkarılmasına ve erişimin engellenmesine yönelik 28/01/2016 tarihli … Sulh Ceza Hakimliği kararının yer sağlayıcı olduğunu kabul eden davacı tarafından uygulanmadığının açık olduğu, dava konusu yaptırım vasıtasıyla gerçekleştirilen kısıtlamanın toplumsal bir ihtiyacı karşıladığı, dava konusu idari para cezasının demokratik toplum düzeninin gerekleri bakımından alınması gereken tedbirler kapsamında olduğu, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı tarafından Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında bulunan bir şirket hakkında Türk Kanunlarına göre idari para cezasının tesis edilemeyeceği ileri sürülmekle birlikte Kabahatler Kanunu’nun 6. maddesinde kanunun yer bakımından uygulanmasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk Kanunları uygulanır. Fiilin kısmen veya tamamen Türkiye’de işlenmesi veya neticenin Türkiye’de gerçekleşmesi hâlinde suç, Türkiye’de işlenmiş sayılır.” şeklindeki 8. maddesinin birinci fıkrasına yollamada bulunulduğu, anılan kural uyarınca etkisini Türkiye sınırları içerisinde doğuran kabahat niteliğindeki fiiller nedeniyle Türk mevzuatına göre ilgililer hakkında işlem tesis edilebileceği, bu nedenle davacının bu iddiasına itibar edilmediği ifade edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdarî Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olup, kararın kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idari para cezasının dayanağı olan 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 8/A maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğu, bir … kullanıcı hesabının tamamının erişime engellemesinin hukuka aykırılık teşkil ettiği, bu durumun ifade ve haber alma özgürlüğüne aykırı olduğu, Türk Kanunlarının davacı şirkete uygulanmaması gerektiği, idarenin kendisine tanınan yetki sınırlarını aştığı, her bir URL için ayrı ayrı idari para cezası uygulanarak kanun maddesinin yanlış yorumlandığı, bu nedenle orantısız cezalar kesildiği, dava konusu ceza miktarının kamu yararının gözetilmediğini ortaya koyduğu, erişimin engellenmesi kararının verilebilmesi için aranan gecikmesinde sakınca bulunan hâl koşulunun somut olayda gerçekleşmediği, içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararının resmî olarak tebliğ edilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 5651 sayılı Kanun’un anayasaya aykırı olduğu iddiasının yerinde olmadığı, … kullanıcı hesabının anılan Kanun’un ilgili maddelerini ihlal ettiği, kullanıcı hesabın erişiminin engellenmesinin ölçülü olduğu, ifade hürriyetinin kanunla önceden belirlenmiş meşru gerekçelere dayalı ve demokratik toplum düzeninin gereklerinden kaynaklanan sınırları olduğu, davaya konu kullanıcı tarafından paylaşılan hususların ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilemeyecek nitelikte olduğu ve kamu düzenini ihlal ettiği, uygulanan idari para cezasının Kanun’da öngörülen sınırlar içerisinde kaldığı, ihlale konu fiil ve davranışla orantılı olduğu iddiasıyla temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davacının, 15/04/2015 tarih ve 29327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 27/03/2015 tarih ve 6639 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a 29. maddesiyle 04/05/2007 tarih ve 5651 sayılı Kanun’a eklenen “Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi” başlıklı 8/A maddesinin Anayasa’ya aykırılığı iddiasına ilişkin olarak; bu maddenin Anayasa Mahkemesi’nin 02.10.2014 tarih ve E:2014/149, K:2014/151 sayılı kararında yer alan gerekçeler dikkate alınarak yeniden düzenlendiği, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine imkân tanıyan 8/A maddesinde engelleme kararının öncelikle ilgili yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) verilmesi ancak teknik olarak ilgili içeriğe erişimin engellenmesinin yapılamadığı veya yalnızca ilgili içeriğe erişimin engellenmesiyle Kanun’da belirtilen amaca ulaşılamayacağı durumlarda internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verileceği yönünde kademeli düzenleme yapılarak hukuk devletinin temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesinin gözetildiği, Anayasa’nın 22., 26. ve 28. maddelerinin koruma altına aldığı haberleşme, ifade ve basın özgürlüğüne uygun olduğu anlaşıldığından, bu iddiası ciddi görülmemiştir.
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 26/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.