Danıştay Kararı 13. Daire 2018/4051 E. 2023/1289 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/4051 E.  ,  2023/1289 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/4051
Karar No:2023/1289

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Medya Yayın Hizmetleri A.Ş.

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosu ile yayın yapan televizyon kanalında 18/02/2016 tarihinde yayınlanan “…” isimli programda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinin tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 63.294,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; …’ın sunuculuğunu yaptığı “…” isimli programda gündemi oluşturan haberlerin izleyicilere aktarıldığı, 17/02/2016 tarihinde 28 vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve 61 vatandaşımızın ise yaralandığı Ankara ilinde meydana gelen bombalı terör eyleminden bir gün sonra 18/02/2016 tarihinde yayınlanan ilgili programda sunucu tarafından programa gönderilen mesajlardan birine cevaben; “…ki nitekim gönderilen mesajlarda var. Yahu hükümeti suçlayan bir adam vardı biliyor musunuz şimdi onu bulamıyorum tam böyle programın başında şimdi sinirlerinizi de bozmak istemem benimkini bozmuş. … diye birisi hükümeti suçlamış. … ve senin gibi düşünenler yahu hükümeti nasıl suçlayabilirsin. Yani teröristi suçlamıyorsun, bomba patlatanı suçlamıyorsun, canlı bombayı suçlamıyorsun hükümeti, Reis-i Cumhur’u suçluyorsun öyle mi. Öyle mi? … ve senin gibi düşünenler: Allah’ım ben bunları sana havale ediyorum. Ama ama bu dünyada, bu dünyada onlara bir şey yapmak istiyorum ve onların suratına tükürüyorum. Yani bu olayda bile hükümeti suçlayan …, … diye bi adam var gerçek mi ismi onu da bilmiyorum. … senin gibilerin suratına tükürüyorum. Sabah sabah duaların yayına beddua koymak istemediğim için ama senin ve senin gibi düşünenleri Allah’a havale ediyorum. 28 canımız gitmiş, 61 tane yaralı var. Ağır yaralılar var bunların karşısında sen bu işi yapanları, kışkırtanları, destekleyenleri değil de hükümeti suçluyorsun. Puh sana be puh. Yuhh.” ifadelerinin kullanıldığı, 20/07/2016 tarihli yayın hizmetleri izleme ve değerlendirme raporunda; “Bu bağlamda, söz konusu yayının şikayet edilen kısımlarında; yoğun bir şekilde küçük düşürücü, aşağılayıcı ve hakaret edici nitelikte ifâdelerin bulunmadığı; yukarıda belirtilen ulusal ve uluslararası hukuk uygulamalarında görülebileceği üzere abartılı, kışkırtmaya başvuran, muhalif olan, çarpıcı gelen veya rahatsız eden haber, yorum ve akıl yürütmelerin dahi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirileceği düşünüldüğünde söz konusu yayında kullanılan ifadelerin, ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.” kanaatinin yer aldığı, buna karşın Kurul tarafından (5’e 4) oyçokluğu ile söz konusu yayın hakkında yaptırım uygulanmasına karar verildiği, oysa yaptırıma konu ifadelerin normal bir süreçte kullanılmadığı, 17/02/2016 tarihinde Ankara’da, askeri ve stratejik binaların yakınında askeri servis araçlarına yönelik bombalı bir terör saldırısı gerçekleştirildiği, söz konusu yayının saldırının hemen ertesi günü yapıldığı, bu yayında kullanılan ifadelerin, bu saldırıya ilişkin olarak sosyal medya üzerinden saldırıyı yapan teröristleri değil de sadece siyasileri suçlayan bir kullanıcıya yönelik olarak söylendiği, programda aslen saldırı ile ilgili bilgilere yer verildiği ve saldırıda hayatını kaybedenlere ilişkin bilgilerin paylaşıldığı, söz konusu yayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde, program sunucusunun beyanlarının dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımını ön plana çıkarmaktan ziyade tüm ülkeyi derinden sarsan menfur bir terör saldırısı karşısında yaşanan öfke patlaması üzerine basın ve ifade özgürlüğü sınırları içerisinde eleştiri getirme amacı taşıdığı görüldüğünden söz konusu yayın ile 6112 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinde belirtilen yayın ilkesinin ihlâl edilmediği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; uyuşmazlık konusu yayında “…Ama ama bu dünyada, bu dünyada onlara bir şey yapmak istiyorum ve onların suratına tükürüyorum … … senin gibilerin suratına tükürüyorum … Puh sana be puh. Yuhh.” ifadelerine yer verildiği, 18/02/2016 tarihinde yayınlanan haber programında geçen ifadelerin düzeysiz, kaba ve argo niteliğinde olduğu, anılan ifadeler yayınlanmak suretiyle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (m) bendinin ihlâl edildiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi’nce verilen kararın kaldırılmasına ve 2577 sayılı Kanun’un 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca esastan incelenen davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şikayet dilekçesi veren Kurul üyesi tarafından oy kullanıldığı ve kararın 4’e karşı 5 oy ile alındığı, uzman raporunda ihlâl tespit edilmediği, tekerrüre esas alınan “uyarı” yaptırımına ilişkin kararın iptali istemiyle açılan davanın idarece kabul edildiği, yayında yer alan ifadelerin eleştiri sınırları içerisinde yer aldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, radyo ve televizyonda yer alan yanlış dil kullanımın tüm topluma yansıdığı ve bu dilin yaygınlaşmasına yol açtığı, uyuşmazlık konusu yayında düzeysiz ve kaba ifadelere yer verildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılması ve davanın reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 20/03/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.