Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2018/3898 E. , 2019/108 K.f.y
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/3898
Karar No:2019/108
TEMYİZ EDEN (DAVACI): … A.Ş.
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ: …
İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: …sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 17/01/2017 tarih ve 39116 sayılı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığı yazısıyla istenilen 2016 yılına ilişkin … -TL havza hidrolojik gözlem, değerlendirme ve kontrol hizmet bedelinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih, E: …, K: … sayılı kararıyla; davacı şirket ile davalı idare arasında 26/06/2003 tarih ve 25150 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan (mülga) Yönetmelik uyarınca 10/03/2005 tarihinde su kullanım hakkı anlaşması imzalandığı, davacı şirket 29/07/2005 tarihinde özelleştirilmiş ise de 4046 sayılı Kanun’un 20/B maddesi uyarınca şirketin adı geçen anlaşma kapsamındaki hak ve yükümlülüklerinin devam ettiği, 21/02/2015 tarih ve 29274 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik’te devam etmekte olan su kullanım anlaşmalarına ilişkin bir geçiş hükmü öngörülmediği ve mülga Yönetmelik hükümlerinin korunduğu, davacı şirketçe “Taahhütname” başlıklı Ek-5 Formu imzalanmamasının Ek-2’de hizmet bedelleri arasında sayılan “… Hidrolojik Gözlem, Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli”nin ödenmeyeceği, bir başka ifadeyle anılan bedelin sadece Yönetmelik ekindeki taahhütnameyi imzalayanlarca ödeneceği şeklinde yorumlanamayacağı, bu bedelden hangi şirketlerin muaf tutulacağının mevzuatta açıkça düzenlendiği, davacı şirketin bu bedelden muaf tutulan şirketler arasında yer almadığı hususunda ihtilaf bulunmadığı da dikkate alındığında, davacı şirketten istenilen 2016 yılına ilişkin …-TL havza hidrolojik gözlem, değerlendirme ve kontrol hizmet bedelinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, … Hidroelektrik Enerji Santralinin (HES) özelleştirme ihalesi sonucunda devralındığı, gerek ihale dokümanında ve gerekse Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) ile imzalanan su kullanım hakkı sözleşmesinde şirketleri tarafından havza hidrolojik gözlem değerlendirme ve kontrol hizmet bedeli ödeneceğine dair bir kuralın bulunmadığı, Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik (Yönetmelik) hükümlerine göre böyle bir bedelin tahsil edilebilmesi için sözleşmede bunun taahhüt edilmesi gerektiği, Yönetmeliğin 5 numaralı ekinde yer alan taahhütnameyi imzalamadıkları, ayrıca şirketlerine söz konusu hizmetin verilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, 6200 sayılı Kanun’nda DSi’nin gelirleri arasında havza hidrolojik gözlem değerlendirme ve kontrol hizmet bedelinin yer aldığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketten …-TL- “… Hidrolojik Gözlem, Değerlendirme ve Kontrol Hizmet Bedeli” istenilmesine ilişkin davalı idarenin 17/01/2017 tarih ve 39116 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, “İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlanmış; 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (d) bendinde, dava dilekçelerinin, idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde, 14. maddenin üçüncü fıkrasının (d) bendinde yazılı hâllerde davanın reddine karar verileceği; 6. fıkrasında ise, ilk incelemeye ilişkin hususların sonradan tespit edilmesi hâlinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
İlgililerin hukukî durumları üzerinde etki yaparak, ilgililer için yeni hukukî durumlar doğuran, ilgililerin mevcut hukukî durumlarını değiştiren veya ortadan kaldıran işlemler, icraî nitelik taşıyan işlemlerdir. Muhataplarının hukukî durumları üzerinde etkide bulunmayan açıklama ve bilgilendirme mahiyetindeki işlemlerin ise, kesin ve yürütülmesi zorunlu (icraî) işlemler olmadıkları kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından işletilen hidroelektrik santraliyle ilgili olarak 2016 yılı üretimi için belirlenen …-TL havza hidrolik gözlem değerlendirme ve kontrol hizmeti bedelinin kurum hesabına yatırılmaması durumunda, sözleşmede belirtilen hükümlere göre tahsil işlemlerinin başlatılacağına ilişkin, davalı DSİ’nin 17/01/2017 tarih ve 39116 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu işlemin, hizmet bedelinin belirlenen süre içerisinde rızaen ödenmesine yönelik olduğu, belirlenen sürede rızaen ödemenin yapılmaması hâlinde taraflar arasında imzalanan sözleşmede belirtilen hükümlere göre tahsil işlemlerinin başlatılacağı kaydını içerdiği, bu hâliyle bir bildirim niteliğinde olduğu görülen dava konusu işlemin kesin ve icraî bir işlem olarak değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Nitekim Dairemizin 27/02/2018 tarih ve E:2016/4042, K:2018/729 sayılı kararı da aynı yöndedir.
Bu itibarla, davacının hukukî durumunda bir değişiklik yapmayan, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliği taşımayan dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 14/01/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.