Danıştay Kararı 13. Daire 2018/3807 E. 2022/4809 K. 15.12.2022 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/3807 E.  ,  2022/4809 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/3807
Karar No:2022/4809

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hacettepe Üniversitesi İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı Kiralama Müdürlüğü’nce 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile 29/05/2018 tarihinde gerçekleştirilen “Sıhhiye Yerleşkesi Erişkin Hastanesi Z katı 7 no’lu kapı dış kısmında bulunan toplam 775,60 m²’lik alanın kafeterya yeri olarak verilmesi” ihalesine ilişkin olarak davacının ihale dışı bırakılmasına dair işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; 29/05/2018 tarihli ihale komisyonu kararıyla ihalenin 1.421.100,00-TL bedelle davacı üzerinde bırakıldığı, anılan ihaleye teklif veren diğer istekli tarafından davacının ihale konusu alanda uzman ve markalaşmış olmadığı iddiasıyla itiraz başvurusunda bulunulması üzerine yapılan inceleme neticesinde, dava konusu işlemle, “Teklifte bulunacak firmanın konusunda uzman ve markalaşmış olması koşuluyla, markasını tescil ettirmiş ya da en azından ilgili hizmeti rakiplerinden ayırmaya yarayacak isim, terim, sembol veya resme sahip olmasının amaçlandığı, davacının ise marka tescil belgesinin bulunmadığı, diğerlerinden ayırmaya yarayacak hizmeti farklı olarak tanımlayan isim, terim, sembol veya resme sahip olmadığı, şubelerinde farklı isimlerin bulunduğu; faaliyette bulunan ve referans gösterebileceği en az 10 şubesinin bulunması koşulu yönünden, yapılan bildirimdeki adreslerin benzer ve hatta aynı olduğu, iki adreste beş ayrı şubenin faaliyette bulunduğu, dolayısıyla bu koşulun da davacı tarafından sağlanamadığı” gerekçeleriyle davacının ihale dışı bırakılmasına, ihalenin 1.355.100,00-TL bedelle… A.Ş. üzerinde bırakılmasına karar verildiği, bu işlemin … tarih ve … (Mahkeme kararında sehven … olarak yazılmıştır.) sayılı yazıyla davacıya bildirilmesi üzerine, davacının ihale dışı bırakılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; dava konusu işleme esas ihale dokümanında yeterlik kriteri olarak, “teklifte bulunacak firmanın konusunda uzman ve markalaşmış olması, faaliyette bulunan ve referans gösterebileceği en az 10 şubesinin bulunması” kriterine yer verildiği, davacı tarafından, teklif dosyası kapsamında referans olarak gösterilen şubelerinin her birinin ilgili ticaret odasına kayıtlı olduğuna dair faaliyet belgesinin sunulduğu, bu belgelerde şubelerin adresleri ile ticaret sicil numaralarının da açıkça belirtildiği, ancak, “…” unvanıyla “Kantin ve Kafeterya İşletmeciliği” alanında faaliyet gösteren davacının konusunda markalaşmış olduğunun kabul edilemeyeceği, davacının yerine getirdiği hizmeti tanıtmaya ve benzerinden ayırmaya yarayacak nitelikte özel ad veya işarete sahip olmadığı anlaşıldığından, davacının anılan yeterlik kriterini sağlamadığından bahisle ihale dışı bırakılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, markalaşma kriterini açıkça belirtmeyen ve Türkiye genelinde 10 şube gibi bir şart koşan idarenin ihaleye katılımı engellediği ve rekabeti ortadan kaldırdığı, kantin ve kafeterya işletmeciliği alanında en büyük firmalardan biri olduğu, kamu yararı bakımından hiçbir önemi olmayan marka tescilinin olmaması nedeniyle ihaleden elenmesinin kabul edilebilir olmadığı, şubelerin benzer adreste olsa da aslında 5 farklı işletme olduğu, her birinin ayrı vergi ve ticari kaydının bulunduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının şartnamenin ilgili hükmünü bilerek ve kabul ederek ihaleye katıldığı, söz konusu şartı taşıyan birçok firma bulunduğundan rekabetin engellenmesinin söz konusu olmadığı ayrıca davacının bu iddiasını hak düşürücü süre içinde ileri sürmediği, kiralanan alanın niteliği dikkate alındığında bu alanda faaliyet gösterecek firmanın markalaşmış, alanında güçlü bir firma olmasının aranmasının sağlanmak istenen amaca da uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 15/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.