Danıştay Kararı 13. Daire 2018/3737 E. 2018/4004 K. 14.12.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/3737 E.  ,  2018/4004 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/3737
Karar No:2018/4004

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : …
VEKİLİ :…
KARŞI TARAF (DAVALI) :…
VEKİLİ :…
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel çevresindeki toprak kaymasını önlemek için hazırlanan “çift sıra kazıklı koruyucu istinat yapısı ve palyeli şev tanzimi projesinin” gerçekleşmesi amacıyla 07/12/2017 tarihinde yapılan ihalenin iptali için 02/03/2018 tarihindeki başvurunun reddine ilişkin 04/04/2018 tarih ve 11302 sayılı işlemin ve ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; dava konusu talebin ihale işlemlerine ilişkin olması sebebiyle ivedi yargılama usulüne tabi olduğu ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11. maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, davacıların taşınmazına ilişkin yapılan ihale kararının kendilerine tebliğ edilmediği, ancak davacıların 07/12/2017 tarihinde yapılan ihaleyi en geç başvuru tarihi olan 02/03/2018 tarihinde öğrendiği, bu tarihten itibaren 30 gün içerisinde ve en geç 02/04/2018 tarihinde dava açılması gerekirken 11.madde kapsamında başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun reddine dair işlemin (Mahkeme kararında sehven 26/02/2018 olarak yazılmıştır) 16/04/2018 tarihinde tebliğinden sonra 30/04/2018 tarihinde dava açıldığı gerekçesi ile davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi kapsamında bir uyuşmazlık bulunmadığı, dava açma süresinin altmış gün olduğu, dava konusu işlemde hak arama yollarının gösterilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ihale işleminin geri alınması talebiyle yapılan 02/03/2018 tarihli başvurunun 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında olduğu, davanın konusunun ivedi yargılama usulüne tâbi bulunduğu, başvurunun dava açma süresini durdurmayacağı, davacının ihale kararı ve sonucundan en geç 02/03/2018 tarihinde haberdar olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı yönünden reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacılara iadesine,
5. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 14/12/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
İdarenin Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağının belirtilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda açıkça belirtilen dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, idarî yargı mercilerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin kural olarak “altmış gün” olduğu, 8. maddesinde sürenin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, 20/A maddesinde ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu kurala bağlanmıştır.
Olayda, … ili, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel çevresindeki toprak kaymasını önlemek için hazırlanan “çift sıra kazıklı koruyucu istinat yapısı ve palyeli şev tanzimi projesinin” yapımı amacıyla 07/12/2017 tarihinde yapılan ihaleye ilişkin olarak, davacı tarafından ihalenin iptal edilmesi için 02/03/2018 başvurunun yapıldığı, başvurusunun 04/04/2018 tarihli işlem ile reddi üzerine 30/04/2018 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Dava konusu işlemin yazılı olarak bildirilmediği ve öğrenme tarihi üzerine dava açıldığı durumda ilgililerin kaç gün içinde hangi mercilere başvuracaklarını bilmeleri mümkün olmadığından, dava açma süresinin hesabı açısından 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen otuz günlük dava açma süresinin değil, altmış günlük genel dava açma süresinin işletilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, davanın otuz gün içinde açılmadığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.