Danıştay Kararı 13. Daire 2018/3710 E. 2019/3946 K. 02.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/3710 E.  ,  2019/3946 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/3710
Karar No:2019/3946

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … İngiliz … Koleji Özel Öğretim Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti.
KARŞI TARAF (DAVALI): … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı tarafından, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı Hazine’ye ait taşınmaz üzerinde 40 derslikli ortaöğretim tesisi yapılması amacıyla, 25 yıl süreyle bağımsız ve sürekli nitelikli irtifak hakkı tesisine ilişkin olarak 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulüyle gerçekleştirilen 19/03/2018 tarihli ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulüyle 19/03/2018 tarihinde gerçekleştirilen irtifak hakkı ihalesine ait ilan metninin Defterdarlığın 02/03/2018 tarih ve 1392 sayılı yazısıyla davacı şirkete bildirildiği, anılan yazının 02/03/2018 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı tarafından, 19/03/2018 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptal edilerek yeniden ihaleye çıkarılmasına ilişkin olarak 20/03/2018 tarihinde Maliye Bakanlığı’na başvuruda bulunulduğu, … Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü’nün 30/03/2018 tarih ve 1941 sayılı işlemiyle başvurunun reddi üzerine 31/05/2018 tarihinde bakılan davanın açıldığı, davacının 20/03/2018 tarihli dilekçesinin içeriğinden en geç ihalenin yapıldığı 20/03/2018 tarihinde haberdar olunduğu açık olduğundan, anılan tarihten itibaren otuz günlük dava açma süresi geçirildikten çok sonra 06/04/2018 tarihinde idareye yapılan başvuru, geçmiş olan dava açma süresini ihya etmediğinden, işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihale ilanının hukuka aykırı olduğu, bu nedenle ihale işleminin de sakat olacağı, sakat işlemden kaynaklanan işlemin ise ihale işlemi olarak nitelendirilemeyeceği, dava konusu işlemin ivedi yargılama usulüne tâbi bir uyuşmazlık olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ihalenin mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiği, davanın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu ve bu Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür.
Diğer yandan ilgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir. Ayrıca herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine idari işleme karşı hangi merciye başvuracağını bilmeyen ilgilinin dava açmadan önce 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun dava açma süresini durdurmayacağını bilmesi de mümkün değildir.
Olayda, davacı şirket tarafından, 19/03/2018 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptal edilerek yeniden ihaleye çıkarılmasına ilişkin olarak 20/03/2018 tarihinde Maliye Bakanlığı’na başvuruda bulunulduğu, … Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Müdürlüğü’nün 30/03/2018 tarih ve 1941 sayılı işlemiyle başvurunun reddine karar verildiği, anılan yazının 02/04/2018 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine davacı şirket tarafından 02/04/2018 tarihinde ihalenin iptal edilmesine ilişkin olarak yeniden başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun da davalı idarece reddedilmesi üzerine, anılan ihalenin iptali istemiyle 31/05/2018 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacının, kendisine yazılı olarak bir bildirim yapılmadığı sürece 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini ve başvuru usulünü bilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla idari davaya konu olabilecek bir işlemi öğrendiğinde işlemin ivedi yargılama usulüne tâbi olup olmadığını ve işleme karşı kaç gün içinde hangi merciye başvuracağını ya da doğrudan dava açıp açamayacağını bilmesi beklenemez.
Bu itibarla, kendisine ihale ile ilgili herhangi bir yazılı bildirim yapılmayan davacının, ihaleyi öğrendiği 20/03/2018 tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun reddine ilişkin 30/03/2018 tarih ve 1941 sayılı işlemin 02/04/2018 tarihinde tebliği üzerine irtifak hakkı ihalesinin iptali istemiyle altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde, 31/05/2018 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.