Danıştay Kararı 13. Daire 2018/3624 E. 2019/3956 K. 02.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/3624 E.  ,  2019/3956 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/3624
Karar No:2019/3956

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nce, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık ihale usulüyle 22/03/2018 tarihinde gerçekleştirilen … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … nolu parselde bulunan taşınmazın 10 yıl süreyle kiralanmasına ilişkin ihalenin ve davacı tarafından yapılan başvurunun reddine ilişkin 03/04/2018 tarih ve … sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; uyuşmazlığa konu ihaleye ilişkin ilan metninde isteklilerden ihaleye katılabilmeleri için teklifleri kapsamında ilan tarihinden sonra ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan veya Sosyal Güvenlik Kurumu’nun internet adresi üzerinden alınacak prim borcu olmadığına dair belgenin sunulması gerektiği, davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu’na …-TL borcu bulunduğundan bahisle anılan şirketin ihaleye alınmamasına ilişkin olarak 22/03/2018 tarihli tutanak tanzim edildiği, davaya konu ihalenin 22/03/2018 tarihinde gerçekleştirildiği, davacı şirket tarafından ihaleye alınmamasına ilişkin işleme karşı 28/03/2018 tarihinde itiraz edilmiş ise de 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinde anılan Kanun’un 11. maddesi uyarınca yapılan başvuruların dava açma süresini durdurmayacağı düzenlendiğinden söz konusu başvurunun dava konusu işlemlere ilişkin otuz günlük dava açma süresini durdurmadığı dikkate alındığında davacı tarafından ihaleye alınmamasına ilişkin tutanağın düzenlendiği ve ihalenin gerçekleştirildiği 22/03/2018 tarihinden itibaren otuz günlük dava açma süresi içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 03/05/2018 tarihinde açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin kararın tebliğinden sonra davanın süresinde açıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu öngörülmüştür.
Bu bağlamda, ilgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Olayda; davacı şirket tarafından uyuşmazlığa konu ihaleye ait dokümanın 21/03/2018 tarihinde satın alındığı, ihaleye katılım için Sosyal Güvenlik Kurumu’na borcun bulunmadığına ilişkin belgenin sunulması gerektiği ancak davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumu’na …-TL borcu bulunduğu, ihaleye katılım şartını sağlamadığı gerekçesiyle davacı şirketin ihaleye alınmamasına ilişkin olarak 22/03/2018 tarihinde tutanak tanzim edilerek davacının ihaleye alınmadığı, bunun üzerine davacı şirket tarafından 28/03/2018 tarihinde ihaleyi gerçekleştiren idareye itiraz başvurusunda bulunduğu, başvurunun reddi üzerine 22/03/2018 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin ve başvurunun reddine ilişkin 03/04/2018 tarih ve E.52663 sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle 03/05/2018 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacının, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini kendisine yazılı olarak bir bildirim yapılmadığı sürece bilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla ivedi yargılama usulüne tâbi olan bir işlemi öğrendiğinde kaç gün içinde hangi merciye başvuracağını ya da doğrudan dava açıp açamayacağını bilmesi beklenemez.
Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu ve dava açma süresinin otuz gün olduğu yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacının, 22/03/2018 tarihinde ihaleye alınmaması üzerine, 22/03/2018 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin ve itiraz başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde 03/05/2018 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.