Danıştay Kararı 13. Daire 2018/3525 E. 2020/1199 K. 04.06.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/3525 E.  ,  2020/1199 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/3525
Karar No:2020/1199

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 1995 yılında yaptığı başvuruya istinaden … iline yönelik olarak verilen yerel radyo yayın izni uyarınca radyo yayını yapan, ancak daha sonra yayınına ara veren davacı şirket tarafından ara verdiği yayınına yeniden başlama isteğiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 27/09/2006 tarih ve 11842 sayılı davalı idare işleminin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine, uğranıldığı ileri sürülen …-TL maddi, …-TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 18/09/2006 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin … tarih ve E: …, K: … sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davalı idare tarafından … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının uygulanması amacıyla işlemler tesis edildiği, ilk olarak … tarih ve … sayılı ve … tarih ve … ve … nolu kararlar ile 88.0 Mhz frekansının davacı şirketin kullanımına verildiği; ancak söz konusu frekanstan (davacı şirketin kullanımına verildiği tarihte) yayın yapan başka bir şirket tarafından açılan davada verilen karar doğrultusunda davacı şirketin yayınının durdurulduğu, daha sonra davalı idare tarafından … tarih ve … sayılı karar ile mahkeme kararının (… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı) uygulanmasına engel olduğu anlaşılan fiili imkânsızlık (frekans yokluğu) durumunun devam edip etmediğinin araştırılmasına karar verildiği, yine 28/12/2011 tarih ve 9440 sayılı işlem ile … ilinde FM spektrumu içinde yeni bir vericinin faaliyete geçmesinde fiili imkânsızlığın bulunduğu hususunun davacıya bildirildiği, davalı idare tarafından … tarih ve … nolu kararla ise, yapılan teknik değerlendirme kapsamında, …’dan yapılan yayınları enterfere etmeyecek şekilde yayın yapılabilecek yerler olarak belirlenen, …-…, …- … ve …- … ilçelerinden Mahkeme kararının uygulanması bağlamında bazı frekansların yayın yapabileceği yerler olarak belirlendiği, bu hususun yargı kararını yerine getirmek anlamına gelmediğinden, yargı kararına uygun olarak … emisyon noktasından verici tahsis edilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı tarafından kabul edilmediği, bunun üzerine 28/02/2013 tarih ve 2013/13 sayılı Kurul toplantısında alınan karar ile …- … emisyon noktasından 87.9 Mhz frekansının kuruluşun kullanımına verildiği; ancak davacı tarafından 88.0 Mhz’de başka bir yayın kuruluşu tarafından yayın yapıldığı anlaşıldığından 87.9 Mhz frekansından dinlenebilir ve birbirini enterfere etmeyecek şekilde yayın yapılmasının mümkün olmadığı, 200 Khz aralıklı bir frekansın tahsis edilmesi gerektiğinin davalı idareye bildirilmesi üzerine, son olarak davalı idare tarafından tesis edilen 05/04/2013 tarih ve 4242 sayılı işlem ile hâlihazırda …- …’dan radyo yayını için verilebilecek bir frekans bulunmadığının belirtildiği, bu durumda, davacı tarafından tekrar yayına başlamak için 2006 yılında yapılan başvurunun reddine ilişkin 27/09/2006 tarih ve 11842 sayılı işlemin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine, davalı idare tarafından, mülga 3984 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik uyarınca yayıncı kuruluşlarca yerine getirilmesi gereken idarî, malî ve teknik şartlar yönünden ve mülga 3984 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesi dikkate alınarak değerlendirildiği; … ilindeki frekans spektrumunda herhangi bir kuruluşun kullanımına verilecek bir frekansın alt ya da üst aralığının 100 kHz olacağından yayına geçecek FM radyo vericisinden yapılan radyo yayınının diğer yayınları enterfere etmesi veya kendisinin enterfere edilmesinin ve … ilinde yeni bir vericinin faaliyete geçmesinde fiili imkânsızlığın bulunduğunun tespit edildiği, bu nedenle davacı şirketin teknik şartlar yönünden hâlihazırda …- …’dan radyo yayını yapılmasına imkân bulunmadığının belirtildiği, ayrıca başvurunun reddine dair işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararının, davacıya doğrudan izin verilmesi sonucunu doğurmadığı, idari, mali ve teknik şartları taşıması hâlinde başvurunun yeniden değerlendirilmesi sonucunu doğuran bir karar niteliğinde olduğu, bu durumda bu şartların varlığını araştıran davalı idarenin teknik şartlar yönünden davacının talebini karşılamasının mümkün olmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla davalı idarenin 2006 yılında davacı tarafından yapılan başvurunun reddedilmesine yönelik işlemden kaynaklanan herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, 2006 yılında ara verilen yayınlara yeniden başlama istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddedilmesi sebebiyle idarî, mali ve teknik imkânsızlığın bulunduğu, yargı kararının gereğinin yıllardır yerine getirilmediği, şeffaflık ve eşitlik ilkelerine uyulmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, hizmet kusurunun bulunmadığı, davacının kesin ve gerçekleşmiş bir zararının söz konusu olmadığı, davacının ticari bir işletme olduğu, dolayısıyla ticari hayattaki rekabet ilkeleri gereği kar veya zarar edebilecekleri göz önüne alındığında herhangi bir yayıncı kuruluşun davacının gelirlerine emsal olmasının beklenemeyeceği, yargı kararının süresi içerisinde uygulandığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.