Danıştay Kararı 13. Daire 2018/3493 E. 2019/1188 K. 15.04.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/3493 E.  ,  2019/1188 K.Ö
T.C.

D A N I Ş T A Y

ONÜÇÜNCÜ DAİRE

Esas No : 2018/3493

Karar No : 2019/1188

YARGILAMANIN YENİLENMESİ

İSTEMİNDE BULUNAN DAVALI : Kamu İhale Kurumu

VEKİLİ : …

DAVACI : … İnşaat Yatırım Sanayi Ticaret Ltd. Şti.

VEKİLİ : …

DAVANIN KONUSU : Devlet Su İşleri … Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 2012/117202 ihale kayıt numaralı “… Merkez İlçe … Beldesi … Deresi Islahı İnşaatı” ihalesi üzerinde bırakılan davacı şirket tarafından, ihaleye teklif veren başka bir isteklinin itirazen şikâyet başvurusu üzerine, davacı şirketin iş deneyim belgesinin ihale konusu işle uyuşmadığından bahisle teklifinin değerlendirme dışı bırakılarak düzeltici işlem belirlenmesi yolundaki … tarih ve … sayılı Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararının iptali istemiyle açılan davada, davanın reddi yolunda verilen …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca temyizen incelenmesi sonucunda, Dairemizce verilen mahkeme kararının bozulması ve dava konusu işlemin iptali yolundaki 04/05/2018 tarih ve E:2014/848, K:2018/1628 sayılı kesin kararı ile ilgili olarak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesindeki şartların oluştuğu ileri sürülerek yargılamanın yenilenmesi istenilmektedir.

DAVALININ İDDİALARI : Kararın, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına aykırı olduğu, dilekçe ekinde dava dosyasına sunulan, idarenin kesinleşen ihale kararını bildirdiği 20/11/2012 tarih ve … sayılı yazısından da anlaşılacağı üzere, “… Bu kararın bildiriminden itibaren süresi içinde 4734 sayılı Kanunun 55. maddesi uyarınca şikâyet başvurusunda bulunulabilecektir.” ifadesini kullanarak “karara karşı başvuru yapılabilecek itiraz mercii ve başvuru süresini” doğru bir biçimde göstermediği ve bu hususta isteklileri yanılttığı, bu sebeple başvuru sahibi … İnşaat Orman Ürünleri Taahhüt Hafriyat Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti. tarafından doğrudan Kamu İhale Kurumu’na başvurulması yerine yeniden şikâyet başvurusunun yapıldığı, bu durumda idarenin ilk şikâyet başvurusuna ilişkin cevabında başvuru sahibinin Anayasa’nın 40. maddesine aykırı biçimde, 4734 sayılı Kanun’un 55. maddesi uyarınca şikâyet başvurusunda bulunabileceğinin belirtilmiş olması karşısında, itirazen şikâyet başvurusunun esasının incelenmesine geçilerek Kurum tarafından bir karar verilmesinin kabulü gerekirken, yapılan itirazen şikâyet başvurusunun 4734 sayılı Kanun’un 55. maddesine ve İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinin birinci fıkrasına göre süre aşımı yönünden reddedilmesi gerektiği sonucuna varılarak, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmesinin Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin içtihatlarıyla çeliştiği ve yargılamanın yenilenmesi yoluyla bu çelişkinin giderilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Yargılamanın yenilenmesi isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 55. maddesinin 4. fıkrası uyarınca davalı idarenin duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :

05/10/2012 tarihinde Devlet Su İşleri … Bölge Müdürlüğü tarafından … ihale kayıt numaralı “… Merkez İlçe … Beldesi … Deresi Islahı İnşaatı” ihalesi gerçekleştirilmiştir.

12/10/2012 tarihli komisyon kararıyla ihale önce … İnşaat Orman Ür. Taah. Haf. Tic. ve San. Tic. Ltd. Şti. uhdesinde bırakılmış, bu karara karşı davacı tarafından yapılan şikâyet başvurusu 09/11/2012 tarih ve … sayılı komisyon kararıyla kabul edilerek düzeltici işlem belirlenmiş ve .. tarihli komisyon kararıyla da ihale davacının uhdesinde bırakılmıştır.

30/11/2012 tarihinde … İnşaat Orman Ür. Taah. Haf. Tic. ve San. Tic. Ltd. Şti tarafından idareye yeniden şikâyet başvurusunda bulunulmuş, başvuru 07/12/2012 tarih ve … sayılı kararla reddedilmiş, başvurunun reddi üzerine 18/12/2012 tarihinde Kamu İhale Kurumu’na itirazen şikâyet başvurusu yapılmıştır.

Kurul, 18/02/2013 tarih ve … sayılı kararla davacının iş deneyim belgesinin ihale konusu işle uyuşmadığından bahisle teklifinin değerlendirme dışı bırakılarak düzeltici işlem belirlenmesine karar vermiş, bu kararın iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar vermiştir.

… İdare Mahkemesi’nin anılan kararının 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca temyizen incelenmesi sonucunda, Dairemizce bozmasına ve dava konusu işlemin iptaline 04/05/2018 tarih ve E:2014/848, K:2018/1628 sayılı kararla kesin olarak karar verilmiştir.

Dairemizin iptal kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 53. maddesindeki şartların oluştuğu ileri sürülerek yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi istemiyle başvuruda bulunulmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Yargılamanın yenilenmesi” başlıklı 53. maddesinin birinci fıkrasında, yargılamanın yenilenmesi sebepleri ile buna ilişkin usul ve esaslar sayma suretiyle belirtilmiş; ikinci fıkrasında, “Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır.” kuralına yer verilmiştir. Bu nedenle, yargılamanın yenilenmesi istemini karara bağlayacak yargı merciinin belirlenmesi için öncelikle “esas kararı vermiş olan mahkeme” kavramının irdelenmesi gerekmektedir.

2577 sayılı Kanun’a 18/06/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinde ivedi yargılama usulünün uygulanacağı belirtilmiş, 2. fıkrasının (i) bendinde, “Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukukî noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.”; 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Bu Kanunla idarî yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanun’un, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.” kuralına yer verilmiştir. Daha sonra 6637 sayılı Kanun’un 19. maddesi ile Geçici 8. maddede değişikliğe gidilerek, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Bu Kanunla idari yargıda…” ibaresi, “İvedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda…” şeklinde değiştirilmiş; bu düzenleme ile idari yargılama usulünde 6545 sayılı Kanun’la yapılan kanun yoluna ilişkin değişikliklerin ivedi yargılama usulünde uygulanması sağlanmıştır. Bu kanuni değişikliklerden sonra, ivedi yargılama usulünün uygulandığı uyuşmazlıklarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince verilen kararların temyizi hâlinde Danıştayca verilen gerek onama kararlarının gerekse bozma üzerine esasa girilerek verilen nihaî kararların verildiği anda kesin olması nedeniyle bu kararlara karşı karar düzeltme isteminde bulunulamayacağı açıktır.

Davanın ivedi yargılama usulüne tâbi olması ve Mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen kararın Dairemizce bozularak dava konusu işlemin iptaline kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere) karar verilmiş olması bakımından Dairemizin anılan kararına yönelik yargılamanın yenilenmesi isteminin İdare Mahkemesince değil Dairemizce karara bağlanması gerekmektedir. Zira İdare Mahkemesince verilen kararın bozulması üzerine dosya Mahkemeye gönderilmeyip esasa ilişkin olarak da nihaî karar Dairemizce kesin olarak verildiğinden, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinde belirtilen “esas kararı vermiş olan mahkeme”nin bu olayın özelliği itibarıyla Dairemiz olarak kabulü gerekmektedir.

Davacının yargılamanın yenilenmesi istemine gelince;

2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu’nun “Yargılamanın yenilenmesi” başlıklı 53. maddesinde, “Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.

a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,

b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmî bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,

c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,

d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,

e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,

f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,

g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,

h) Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması,

ı) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.” kuralına yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, Devlet Su İşleri … Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan 2012/117202 ihale kayıt numaralı “… Merkez İlçe … Beldesi … Deresi Islahı İnşaatı” ihalesi üzerinde bırakılan davacı tarafından, ihaleye teklif veren başka bir isteklinin itirazen şikâyet başvurusu üzerine, davacının iş deneyim belgesinin ihale konusu işle örtüşmediğinden bahisle teklifinin değerlendirme dışı bırakılarak düzeltici işlem belirlenmesi yolundaki 18/02/2013 tarih ve … sayılı Kurul kararının iptali istemiyle açılan davada, davanın reddi yönünde verilen … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca temyizen incelenmesi sonucunda, Dairemizce verilen Mahkeme kararının bozulması ve dava konusu işlemin iptali yolundaki 04/05/2018 tarih ve E:2014/848, K:2018/1628 sayılı kararı ile ilgili olarak, davalı idare tarafından; 20/11/2012 tarih ve 1743 sayılı belgeye dayanılarak, idarenin “karara karşı başvuru yapılabilecek itiraz mercii ve başvuru süresini” doğru bir biçimde göstermediği ve bu hususta isteklileri yanılttığı ileri sürülmek suretiyle verilen iptal kararının hatalı olduğu belirtilerek yargılamanın yenilenmesinin istendiği anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık, davalı idarece yargılamanın yenilenmesine dayanak gösterilen 20/11/2012 tarih ve 1743 sayılı belgenin 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamında yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, “zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak sayılmıştır.

Yeni bir belge veya senedin ele geçirilmiş olmasının yargılamanın yenilenmesi sebebi teşkil edebilmesi için,

1-Bu senet veya belge davaya bakıldığı sırada mevcut olmalıdır.

2-Yeni ele geçirilmiş olan belge, hükmü etkileyecek (karara müessir) nitelikte olmalıdır.

3-Bu yeni belge hükmün verilmesinden sonra ele geçirilmiş olmalıdır.

4-Bu yeni senet veya belge, yargılama sırasında (hükümden önce) bir mücbir sebepten dolayı veya lehine hüküm verilen tarafın fiilinden dolayı elde edilememiş olmalıdır. Maddede belirtilen zorlayıcı nedenden anlaşılması gereken, yargılamanın iadesini isteyen tarafın söz konusu belgeyi dava sırasında elde edememesinin kendi kusuruna dayanmamasıdır. Yargılamanın yenilenmesini isteyen taraf, bu belgenin hükmün kesinleşmesinden önce elde edilememesinde kusurlu olmadığını ispat etmek zorundadır (Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, İstanbul-2016, s.791) (PEKCANITEZ Hakan/ ÖZEKES Muhammed, TAŞ KORKMAZ Hülya/AKKAN Mine: Medeni Usul Hukuku, C.III, İstanbul-2017, s.2330).

Davacının gerek dava dilekçesinde gerekse temyiz dilekçesinde dile getirdiği en önemli iddia, … İnşaat Orman Ür. Taah. Haf. Tic. ve San. Tic. Ltd. Şti.’nin süresinde itirazen şikâyet yoluna başvurmadığıdır. Bu iddiaya karşı davalı idarece birinci ve ikinci savunma dilekçelerinde, temyize cevap dilekçesinde ve esas inceleme raporunda “20/11/2012 tarih ve 1743 sayılı belgeden” hiç söz edilmediği ve bu belgenin yargılama makamlarının değerlendirmesine sunulmadığı görülmektedir. Öte yandan, anılan belgenin ele geçirilememesinde; davacı tarafın kusuru olduğu ya da mücbir bir sebep bulunduğu da kanıtlanmış değildir. Kaldı ki, bu belgenin resmî bir belge olması nedeniyle gizlenmesinin ve bilinmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu da açıktır.

Bu durumda, davalı idarenin yargılamanın yenilenmesine dayanak olduğunu iddia ettiği “20/11/2012 tarih ve 1743 sayılı belge”yi mücbir sebepten veya lehine hüküm verilen tarafın fiilinden dolayı elde edemediğini ispatlayamadığı görüldüğünden, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendine dayalı olarak yargılamanın yenilenmesini isteyebilmesi mümkün değildir.

Bu itibarla, 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinde tahdidî olarak sayılan yargılamanın yenilenmesi sebepleri bakılan davada gerçekleşmediğinden, istemin reddine karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalının yargılamanın yenilenmesi isteminin REDDİNE,

2. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca …-TL harcın istemi hâlinde davalıya iadesine,

3. Ayrıntısı aşağıda gösterilen …-TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın davalıya iadesine,

4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak, 15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.