Danıştay Kararı 13. Daire 2018/3092 E. 2020/3228 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/3092 E.  ,  2020/3228 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/3092
Karar No : 2020/3228

DAVACI: … İletişim Hizmetleri A.Ş. (Eski Unvanı: … İletişim Hizmetleri A.Ş.)
VEKİLİ: Av. … Av. …, Av. …
DAVALI: … Kurumu
VEKİLİ: Av. …

DAVANIN_KONUSU: Ön ödemeli hatlarda kalan TL’nin iadesi ya da kullanımına ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının 2. ve 3. maddeleri ile söz konusu Kurul kararına karşı yapılan … tarih ve … sayılı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.

DAVACININ_İDDİALARI : Dava konusu Kurul kararının 2. ve 3. maddesinin farklı yorumlara sebebiyet verecek şekilde olduğu, anılan maddelerin mevcut hâliyle yürürlüğe girmesinin sektör gerçekleri ile bağdaşmayacağı, dava konusu Kurul kararının davalı idareye sunulan talepler yönünden yeniden düzenlenmesinin gerektiği, buna göre çeşitli nedenlerle ön ödeme hat aboneliği sona eren tüketicilere arta kalan bakiye tutarları ile ilgili işletmeciler tarafından bilgilendirme yapılmasından sonra, söz konusu tutarların geri ödenmesi yönünde talepte bulunulmuş ise iadenin sağlanabileceğinin düzenlenmemiş olmasının işletmecileri her durumda talebe bakılmaksızın iade yükümlülüğü altında tuttuğu, abonelik sözleşmeleri akdedilirken işletmeciler tarafından abonelerden banka hesap numaraları hakkında bilgi talep edilmediği, bu nedenle işletmecilerin söz konusu arta kalan bakiye tutarlarını talep olmaması hâlinde iade edebilecek durumda olmadığı, dava konusu Kurul kararında arta kalan bakiye tutarlarının feshi takiben 15 gün içerisinde aboneye iade edilmesinin düzenlendiği, organizasyon yapısı detaylı olan şirketin birçok biriminin entegre çalışarak tüm iade sürecinin fesihten itibaren 15 gün içerisinde tamamlamasının ticari hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, örneğin, feshi müteakip 15. günde iade talebinde bulunan bir aboneye o gün içerisinde iadesinin bu süreçler nedeniyle imkânsız olduğu, dolayısıyla işletmecilerin bu maddeyi ihlâl etmesinin kaçınılmaz hâle geleceği ve akabinde idari para cezasını gerektireceği, davalı idare tarafından abonelerin bilgilendirme üzerine derhal iade talebinde bulunulacağının peşinen kabulü ve kurgusu üzerine söz konusu maddenin düzenlenmesinin hatalı olduğu, bilgilendirme süreci ile iade sürecinin birbirinden ayrılarak her iki sürecin farklı zaman sınırlamasına tâbi tutulması ya da 15 günlük iade süresinin abonenin başvurusu üzerine başlatılması, bu sürede başvuru yapılmadığı durumda posta ile bildirim aşamasına geçilmesi gerektiği, dava konusu Kurul kararından, posta masrafını aşan tutarlar için posta yolu ile derhal bilgilendirme yapılmasının gerektiğinin anlaşıldığı, muğlak ifadeler nedeniyle işletmeciler aleyhine idari para cezası uygulanmaması için söz konusu düzenlemeye “makul süre içerisinde” ibaresinin eklenmesi gerektiği, ayrıca dava konusu düzenlemenin tebliğ tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesinin isabetli olmadığı, bu karar, … tarih ve … sayılı Kurul kararından farklı olarak sistemsel geliştirme gerektiren ek yükümlülükler içerdiğinden ilave süreye ihtiyaç duyulduğu, … sayılı Kurul kararında iade için işletmecilere fesihten itibaren 1,5 ay süre tanınırken (1 ay iade talebinde bulunma süresi ve 15 gün geri ödeme süresi) dava konusu Kurul kararında iade için işletmecilere fesihten itibaren 15 günlük süre tanındığı, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 4/1-d maddesi uyarınca sujelere eşit davranılmasının gerektiği, yalnızca tüketici menfaatleri gözetilerek bir önceki düzenlemeden farklı ve işletmeciler aleyhine yeni düzenlemeler ihtiva eden dava konusu Kurul kararının alınmasının isabetli olmadığı, ayrıca 15 günlük sürenin fesihten sonra mı yoksa abonenin iade talebi başvurusundan itibaren mi başlayacağı hususunda belirsizlik olduğu, dava konusu Kurul kararına dayanak olarak gösterilen mevzuatın faturalı hatlara yönelik düzenlemeler içerdiği, dava konusu Kurul kararının ise faturasız hatlara yönelik olduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 52. maddesinin 5. fıkrasında söz konusu 15 günlük sürenin fesihten itibaren değil, fesih bildiriminin hüküm ifade etmesinden itibaren başlatıldığı ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI : … tarih ve … sayılı Kurul kararı alındığında, işletmecilerin sistemlerinde gerekli değiştirmeleri yapmaları için başka bir Kurul kararı ile 6 aylık sürenin tanındığı, akabinde tüketiciler ve işletmeciler tarafından elverişli koşullarda uygulanabilirlik sağlanabilmesi için … tarih ve … sayılı Kurul kararının alındığı, … sayılı Kurul kararının “01/10/2010 tarihinden itibaren başlayacak olmasına ilişkin” kısmında hukuka uygunluk bulunmadığından, Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 26/11/2013 tarih ve E:2010/4706, K:2013/3219 sayılı kararıyla bu kısmın iptaline karar verildiği, 18/05/2011 tarihli yazı ile, Kurul kararının 5. maddesi kapsamında abonelerin maddi zarara uğratılmaması ve mağduriyetlerine yol açılmamasını teminen gerekli tedbirlerin alınması hususunun işletmecilere bildirildiği, ayrıca söz konusu kararın onanmasına karar verildiği, öte yandan Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 27/12/2017 tarih ve E:2011/633, K:2017/4353 sayılı kararı ile, 2010/DK-10/565 sayılı Kurul kararının “ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan bakiye TL/kontörün geri alınması ve buna bağlı olarak haklarının 01/10/2010 tarihinde itibaren başlayacak olması”na ilişkin kısmıyla sınırlı olarak incelenerek işlemin iptaline karar verildiği, ancak işletmeciler tarafından beyan edilen sahtecilik, kötüye kullanma, sistemsel zorluklar gibi konular göz önüne alındığında bu Kurul kararında yer verilen hususlar hakkında yeniden değerledirme yapılmasının kararın uygulanabilirliği açısından önemli olduğu, davacının iddiasının aksine, söz konusu tutarların talep olmaksızın abonelere iade edilmesi gerektiği, mevzuat gereğince söz konusu bakiye tutarının 15 gün içinde işletmeci tarafından hak sahibine iade edilmesinin zorunlu olduğu, işletmecilerce abonelerden banka hesap numarası talep edilmemesinin iade yapılmasına engel bir durum olmadığı, iadeyle ilgili her türlü bilgi ve girişimin bu süreçte yapılmasının mümkün olduğu, davacı tarafından talep edilen “makul süre” ibaresinin belli bir süre olmadığı, posta yoluyla gecikmeden bilgilendirme yapılmasının tüketici hak ve menfaatlerine uygun olduğu, Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nde yer verilen hükümlerin davacının iddiasının aksine hem faturalı hem de faturasız abonelik sözleşmelerinin feshine yönelik olduğu, mahsuplaşmanın sadece faturalı aboneliklerde olmadığı, işletmecinin, abonenin fesih talebinin yapıldığı/ulaştığı andan itibaren yedi gün içinde fesih işlemini gerçekleştirmekle yükümlü olduğu, mevzuatta bu yedi günlük süre dışında ayrıca fesih bildiriminin hüküm ifade etmesi için bir süre bulunmadığı savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’UN DÜŞÜNCESİ : Dava; ön ödemeli hatlarda kalan TL’nin iadesi ya da kullanımına ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının 2. ve 3. maddeleri ile söz konusu Kurul kararına ilişkin olarak yapılan … tarih ve … sayılı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 4. maddesinde, elektronik haberleşme hizmetinin sunulmasında ve bu hususta yapılacak düzenlemelerde serbest ve etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması ile tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi ilkelerinin göz önüne alınacağı belirtilmiş olup, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun görev ve yetkilerinin düzenlendiği 6. maddesinin (a) bendinde, elektronik haberleşme sektöründe; rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak, bu amaçla ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hâllerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak; (g) bendinde, elektronik haberleşme ile ilgili olarak Bakanlığın strateji ve politikalarını dikkate alarak, yetkilendirme, tarifeler, erişim, geçiş hakkı, numaralandırma, spektrum yönetimi, telsiz cihaz ve sistemlerini kurma ve kullanma izni verilmesi, spektrumun izlenmesi ve denetimi, piyasa gözetimi ve denetimi de dâhil gerekli düzenlemeler ile denetlemeleri yapmak; (j) bendinde, kullanıcılara ve erişim kapsamında diğer işletmecilere uygulanacak tarifelere, sözleşme hükümlerine, teknik hususlara ve görev alanına giren diğer konulara ilişkin genel kriterler ile uygulama usul ve esaslarını belirlemek, tarifeleri onaylamak, tarifelerin denetlenmesine ilişkin düzenlemeleri yapmak; (ş) bendinde, elektronik haberleşme sektörüne yönelik olarak, milli güvenlik, kamu düzeni veya kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak; (v) bendinde, bu Kanunla verilen görevlere ilişkin yönetmelik, tebliğ ve diğer ikincil düzenlemeleri çıkarmak Kurum’un görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Kanun’un 12. maddesinde, Kurum’un işletmecilere tüketicinin korunması amacıyla mevzuat doğrultusunda yükümlülükler getirebileceği belirlenmiş; 32. maddesinin 3. fıkrasında, Kurum’un işletmeci numara taşınabilirliği kapsamında tüketicilerin korunması ve anılan hizmetten en iyi koşullarda faydalanabilmelerini sağlamak amacıyla gerekli her türlü tedbiri alacağı; 48. maddesinde ise, Kurumun, elektronik haberleşme hizmetlerinden yararlanan tüketici ve son kullanıcıların, hizmetlere eşit koşullarda erişebilmesine ve hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik usul ve esasları belirleyeceği; 49.maddesinin 1. fıkrasında, Kurumun, son kullanıcı ve tüketicilerin azami faydayı elde edebilmeleri ve hizmetlerin şeffaflık ilkesine uygun olarak sunulabilmesi için hizmet seçenekleri, hizmet kalitesi, tarifeler ile tarife paketlerinin yayımlanmasına ve benzer hususlarda abonelerin bilgilendirilmesine yönelik olarak işletmecilere yükümlülükler getirebileceği; aynı maddenin 2. fıkrasında da, işletmecilerin, özellikle hizmetler arasında seçim yapılırken ve abonelik sözleşmesi kurulurken tüketicilerin karar vermelerinde etkili olabilecek hususlar ile dürüstlük kuralı gereğince bilgilendirilmelerinin gerekli olduğu her durumda talep olmaksızın tüketicileri bilgilendireceği kurala bağlanmıştır.
Aktarılan hükümlerden, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun sektörde rekabetin sağlanması ve tüketicilerin haklarının korunmasına yönelik olarak görev alanına giren gerekli her türlü tedbiri alabileceği anlaşılmaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 52. maddesinin 5. fıkrasında, “Satıcı veya sağlayıcı, fesih bildiriminin hüküm ifade etmesinden itibaren on beş gün içinde tüketici tarafından ödenmiş olan ücretin geri kalan kısmını kesinti yapmaksızın iade etmekle yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır.
5809 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan ve 28.07.2010 tarih ve 27655 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan mülga Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 18. maddesinin 3. fıkrasında, işletmecinin, abonenin aboneliğe son verme yönündeki yazılı talebinin kendisine ulaşmasından itibaren en geç kırk sekiz saat içinde fesih işlemini gerçekleştirmek ve talebi takip eden yedi gün içerisinde abonelik sözleşmesinin feshedildiğini, abonenin talebine bağlı olmaksızın aboneye yazılı olarak bildirmekle yükümlü olduğu; 8. fıkrasında da, aboneden daha önce alınan depozito, avans gibi ücretler veya abone alacakları var ise, mahsuplaşmayı müteakip kalan tutarın on beş gün içerisinde işletmeci tarafından aboneye iade edileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 28/10/2017 tarih ve 30224 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 6. maddesinde, işletmecilerin, sundukları elektronik haberleşme hizmetlerine erişim ve bu hizmetlerin kullanımı ile ilgili olarak asgari aşağıdaki bilgiler olmak üzere, özellikle hizmetler arasında seçim yapılırken ve abonelik sözleşmesi kurulurken tüketicilerin karar vermelerinde etkili olabilecek hususlar ile dürüstlük kuralı gereğince bilgilendirilmelerinin gerekli olduğu her durumda talep olmaksızın tüketicileri bilgilendirmekle ve bu bilgilere kolayca ulaşılabilmesini sağlamakla yükümlü oldukları; 23. maddesinin 6. fıkrasında ise, fesih durumunda aboneden daha önce alınan depozito, avans gibi ücretler veya abone alacakları var ise, mahsuplaşmayı müteakip kalan tutarın on beş gün içinde işletmeci tarafından aboneye iade edileceği yönünde düzenleme yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Kurul’un … tarih ve … sayılı kararıyla, çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan kontör/TL için, abonelere geri alma hakkı tanınması ve işletmeci tarafından abonenin tercihine sunulan kararda belirtilen seçeneklerden birinin 1 ay içerisinde işletmeciye bildirilmesi akabinde tercih edilen geri ödemenin 15 gün içerisinde yerine getirilmesine, Kurul kararında sayılan hususlara ilişkin olarak gerekli çalışmaların işletmecilerce en geç 01/04/2010 tarihine kadar tamamlanarak söz konusu tarihten itibaren uygulamaya geçirilmesine karar verildiği; daha sonra Kurul’un … tarih ve … sayılı kararıyla, … tarih ve … sayılı Kurul kararının GSM işletmecileri tarafından uygulamaya geçirilebilmesi açısından 6 ay süre verilmesi hususuna karar verildiği; nihayet Kurul’un … tarih ve … sayılı kararı ile de, çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan bakiye için geri alma hakkı, iade talebinde bulunulmaması hâlinde 1 yıl süreyle işletmeci bünyesinde saklanması ve yeniden abone olunduğunda kullandırılması hakkı ile kalan bakiyenin ödeneceğine ilişkin bilgilendirme haklarının 01/10/2010 tarihinden itibaren başlayacak olmasına, gerekli çalışmaların işletmecilerce en geç 01/01/2011 tarihinden itibaren tamamlanması akabinde bu hakların talep edilmeye başlanabileceğine karar verildiği; anılan kararın ve bu karar uyarınca tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onüçüncü Dairesinin 27/12/2017 tarih ve E: 2011/633, K: 2017/4353 sayılı kararıyla; “Kurul’un … tarih ve … sayılı kararında, aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan kontör/TL için abonelere geri alma hakkı tanındığı, bu nedenle, sözleşmenin feshi hâlinde 27.01.2010 tarihinden itibaren söz konusu hakkın doğduğu, hakkın talep edilebilir olması için ise, gereken teknik çalışmanın 01.04.2010 tarihine kadar bitirilmesi ve bu tarihten sonra uygulamaya geçilmesine karar verildiği, dava konusu Kurul kararıyla ise tüketicilerin söz konusu hakkının 01.10.2010 tarihinden itibaren başlayacağı ve 01.01.2011 tarihinden itibaren de talep edilebilir hâle getirilmesi karara bağlandığından, sözleşmesi feshedilen abonelerin 01.10.2010 tarihinden önce hesaplarında kalan bakiye kontör/TL’nin geri alınamayacağı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Ancak, elektronik haberleşme sektörünün özellikleri, hizmetin sunulmasında tabi olunan genel ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Kurul kararının 27.01.2010 tarihi ile 01.10.2010 tarihi arasında geri alma hakkı doğan abonelere ödeme yapan işletmeciler bakımından rekabete aykırı sonuçlar doğurduğu, öte yandan tüketicilerin menfaatlerini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı idare tarafından, söz konusu Kurul kararlarından önce mevzuatta ön ödemeli hat sahibi abonelerin sözleşmesini feshetmesi hâlinde kalan bakiyenin abonelere iadesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı ileri sürülmekte ise de, 27.01.2010 tarihli kararla tüketicilere bu hak sağlandıktan sonra, anılan hakkın (belirli bir süreyi kapsayanlar bakımından) herhangi bir somut ve geçerli nedene dayanmaksızın ilgililer aleyhine değiştirilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, 27.01.2010 tarihli Kurul kararının getiriliş amacına aykırı olarak tüketicilerin aleyhine düzenlemeler içeren ve sektör işletmecileri arasında rekabete aykırı sonuçlar doğuran dava konusu … tarih ve … sayılı Kurul kararının, ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan bakiye TL/kontörün geri alınması ve buna bağlı haklarının 01.10.2010 tarihinden itibaren başlayacak olmasına ilişkin kısmının ve bu karara dayalı olarak tesis edilen … tarih ve … sayılı Kurum işleminin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.” gerekçesiyle dava konusu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile bu karara dayalı olarak tesis edilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu işleminin iptaline karar verilmesi üzerine, yargı kararının gereğinin yerine getirilmesi ve … tarih ve … sayılı Kurul kararının anılan yargı kararı çerçevesinde güncellenmesi amacıyla ön ödemeli hatlarda kalan TL’nin iadesi ya da kullanımına ilişkin … tarih ve … sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Kararının alındığı anlaşılmaktadır.
Anılan Kurul kararının dava konusu 2. maddesinde; “Çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan bakiye için abonelere geri alma hakkı tanınması, asgari SMS olmak üzere elektronik posta, arama, sesli yanıt sistemi gibi yöntemler ile ücretsiz olarak kalan bakiye bilgisi ve kendisine geri ödeneceği konusunda bilgilendirilmesi, kalan bakiyenin feshi müteakip onbeş (15) gün içinde işletmeci tarafından aboneye iade edilmesi, 3. maddesinde ise; “Onbeş (15) gün içinde geri ödemenin yapılmaması halinde, a) Posta masrafını aşan tutarlar için tüketicinin bilinen en son adresine posta yolu ile gerekli bilgilendirme yapılması, b) Feshi müteakip iki (2) yıl içerisinde abonelerin işletmeciye başvurması durumunda aboneye kalan bakiyenin iade edilmesi, c) Bu maddenin (b) fıkrası kapsamında abonenin işletmeciye başvuru yapmaması halinde, feshi müteakip iki (2) yıl içerisinde aynı işletmeciye yeniden abone olunması durumunda kalan bakiyenin kullandırılması” hususlarına karar verilmiştir.
Davacı tarafından Kuruma yapılan başvuruda, “… tarih ve … sayılı Kurul kararında yer alan düzenlemenin genel yorumundan; işletmeciler tarafından, abonenin asgari SMS olmak üzere elektronik posta, arama, sesli yanıt sistemi gibi yöntemler ile ücretsiz olarak kalan bakiye bilgisi ve kendisine geri ödeneceği konusunda bilgilendirilmesi ve abonelerce kalan bakiyelerin geri alınması için başvurulması halinde onbeş (15) gün içerisinde gereğinin yapılması, başvuru yapılmaması halinde ise posta masrafını aşan tutarlar için tüketicinin bilinen en son adresine posta yoluyla bilgilendirme yapılmasının amaçlandığının anlaşıldığı; farklı yorumlara sebebiyet verilmemesi amacıyla ilgili Kurul kararının anılan hükümlerinin:”, “2. Çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelere hesaplarında kalan bakiye için geri alma hakkı tanınması, asgari SMS olmak üzere elektronik posta, arama, sesli yanıt sistemi gibi yöntemlerle abonelerin hatlarında kalan bakiyelerin talep edilmesi halinde geri ödeneceği konusunda ücretsiz olarak bilgilendirilmesi, abonelerce kalan bakiyelerin geri alınması için başvurulması halinde başvuruyu müteakip onbeş (15) gün içerisinde işletmecilerce gereğinin yapılması, 3. Abonelerce geri ödemeye ilişkin başvuru yapılmaması halinde, a. posta masrafını aşan tutarlar için tüketicinin bilinen en son adresine makul bir süre içerisinde posta yoluyla bilgilendirmenin yapılması…” şeklinde düzenlenmesinin talep edildiği, ayrıca “İlgili Kurul kararı ile … tarih ve … sayılı Kurul Kararından farklı, sistemsel geliştirme gerektiren ek yükümlülükler getirildiğinden, ilgili sistemlerin kurulması için ilave süreye ihtiyaç duyulduğundan, bu kapsamda Kurul kararının 01/10/2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesi” talep edilmiş, bu talebin zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
Görüldüğü üzere, davacının başvurusu, dava konusu Kurul kararı uyarınca çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hatlarında kalan bakiyelerin “talep olmaksızın” abonelere iadesi yerine, “abonelerin talep etmesi” koşuluna bağlamakta, ayrıca Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliğinde aboneliğin feshini müteakip abone alacaklarının 15 gün içerisinde işletmeci tarafından hak sahibine iade edilmesi gerektiğine dair bir zorunluluk olduğu halde, “15 günlük” iade süresini kaldırarak iade için “abone talebi” ile birlikte “iade” yerine “gereğinin sağlanması” gibi tüketici mevzuatına ve haklarına uygun olmayan aksine tüketicinin aleyhine muğlak ifadeler kullanılması sonucunu doğurmaktadır. Öte yandan Kurul kararının 3. maddesinin (a) bendinde, posta masrafını aşan tutarlar için tüketicinin bilinen en son adresine posta yolu ile gerekli bilgilendirme yapılması için bir süre öngörülmeyerek bilgilendirmenin gecikmeden yapılması amaçlanmış iken, davacı tarafından yapılan başvuruda bu bilgilendirme için herhangi bir süre öngörmediği gibi, “makul bir süre” gibi yukarıda da ifade edildiği üzere muğlak, herkese göre değişen bir ifade kullanmak suretiyle tüketicinin aleyhine olacak bir değişiklik yapılmasını istemektedir.
Davacı tarafından, dava konusu Kurul kararı ile … sayılı Kurul Kararından farklı, sistemsel geliştirme gerektiren ek yükümlülükler getirildiğinden, ilgili sistemlerin kurulması için ilave süreye ihtiyaç duyulduğu, bu kapsamda Kurul kararının 01/10/2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesi gerektiği ileri sürülmekte ise de, yukarıda yer verilen mevzuat hükmümleri uyarınca aboneliğin feshinden itibaren kalan bakiyelerin 15 gün içerisinde tüketiciye iadesi bir zorunluluk olduğundan, bu iddiaya itibar edilemeyeceği açıktır. Ayrıca konunun ilk düzenlendiği … sayılı Kurul Kararı … tarihli olup, anılan kararla Kurul kararında sayılan hususlara ilişkin olarak gerekli çalışmaların yerine getirilmesi için işletmecilere en geç 01/04/2010 tarihine kadar süre tanınmış olması karşısında, bu tarihten itibaren sistemlerini uygun hale getirmesi gereken davacının genel ifadeler ile süre talebinde bulunmasının haklı ve hukuki bir dayanağı da bulunmamaktadır.
Bu durumda, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri, elektronik haberleşme sektörünün özellikleri, hizmetin sunulmasında tabi olunan genel ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının isteminin tüketicilerin menfaatlerini zedelediği sonucuna ulaşıldığından, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce duruşma için taraflara önceden bildirilen 17/11/2020 tarihinde, davacı vekili Av. …’ın ve davalı idare vekili Av. …’ın geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
… tarih ve … sayılı Kurul kararıyla, çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan kontör/TL için, abonelere geri alma hakkı tanınmasına, işletmeci tarafından abonenin tercihine sunulan kararda belirtilen seçeneklerden birinin 1 ay içerisinde işletmeciye bildirilmesi akabinde tercih edilen geri ödemenin 15 gün içerisinde yerine getirilmesine, Kurul kararında sayılan hususlara ilişkin olarak gerekli çalışmaların işletmecilerce en geç 01/04/2010 tarihine kadar tamamlanarak söz konusu tarihten itibaren uygulamaya geçirilmesine karar verildiği; daha sonra Kurul’un … tarih ve … sayılı kararıyla, … tarih ve … sayılı Kurul kararının GSM işletmecileri tarafından uygulamaya geçirilebilmesi açısından 6 ay süre verilmesine karar verildiği; nihayet Kurul’un … tarih ve … sayılı kararı ile de, çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan bakiye için geri alma hakkı, iade talebinde bulunulmaması hâlinde 1 yıl süreyle işletmeci bünyesinde saklanması ve yeniden abone olunduğunda kullandırılması hakkı ile kalan bakiyenin ödeneceğine ilişkin bilgilendirme haklarının 01/10/2010 tarihinden itibaren başlayacak olmasına, gerekli çalışmaların işletmecilerce en geç 01/01/2011 tarihinden itibaren tamamlanması akabinde bu hakların talep edilmeye başlanabileceğine karar verildiği; anılan kararın ve bu karar uyarınca tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada Dairemizin 27/12/2017 tarih ve E:2011/633, K:2017/4353 sayılı kararıyla, “Kurul’un … tarih ve … sayılı kararında, aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan kontör/TL için abonelere geri alma hakkı tanındığı, bu nedenle, sözleşmenin feshi hâlinde 27/01/2010 tarihinden itibaren söz konusu hakkın doğduğu, hakkın talep edilebilir olması için ise, gereken teknik çalışmanın 01/04/2010 tarihine kadar bitirilmesi ve bu tarihten sonra uygulamaya geçilmesine karar verildiği, dava konusu Kurul kararıyla ise tüketicilerin söz konusu hakkının 01/10/2010 tarihinden itibaren başlayacağı ve 01/01/2011 tarihinden itibaren de talep edilebilir hâle getirilmesi karara bağlandığından, sözleşmesi feshedilen abonelerin 01/10/2010 tarihinden önce hesaplarında kalan bakiye kontör/TL’nin geri alınamayacağı sonucu ortaya çıkmaktadır.
Ancak, elektronik haberleşme sektörünün özellikleri, hizmetin sunulmasında tabi olunan genel ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu Kurul kararının 27/01/2010 tarihi ile 01/10/2010 tarihi arasında geri alma hakkı doğan abonelere ödeme yapan işletmeciler bakımından rekabete aykırı sonuçlar doğurduğu, öte yandan tüketicilerin menfaatlerini zedelediği sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı idare tarafından, söz konusu Kurul kararlarından önce mevzuatta ön ödemeli hat sahibi abonelerin sözleşmesini feshetmesi hâlinde kalan bakiyenin abonelere iadesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı ileri sürülmekte ise de, 27/01/2010 tarihli kararla tüketicilere bu hak sağlandıktan sonra, anılan hakkın (belirli bir süreyi kapsayanlar bakımından) herhangi bir somut ve geçerli nedene dayanmaksızın ilgililer aleyhine değiştirilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, 27/01/2010 tarihli Kurul kararının getiriliş amacına aykırı olarak tüketicilerin aleyhine düzenlemeler içeren ve sektör işletmecileri arasında rekabete aykırı sonuçlar doğuran dava konusu … tarih ve … sayılı Kurul kararının, ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan bakiye TL/kontörün geri alınması ve buna bağlı haklarının 01/10/2010 tarihinden itibaren başlayacak olmasına ilişkin kısmının ve bu karara dayalı olarak tesis edilen … tarih ve … sayılı Kurum işleminin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.” gerekçesiyle dava konusu … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile bu karara dayalı olarak tesis edilen Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu işleminin iptaline karar verildiği, bunun üzerine, yargı kararının gereğinin yerine getirilmesi ve … tarih ve … sayılı Kurul kararının anılan yargı kararı çerçevesinde yeniden düzenlenmesi için ön ödemeli hatlarda kalan TL’nin iadesi veya kullanımına ilişkin … tarih ve … sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu kararının alındığı anlaşılmaktadır.
Anılan Kurul kararının dava konusu 2. maddesinde, “Çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hesaplarında kalan bakiye için abonelere geri alma hakkı tanınması, asgari SMS olmak üzere elektronik posta, arama, sesli yanıt sistemi gibi yöntemler ile ücretsiz olarak kalan bakiye bilgisi ve kendisine geri ödeneceği konusunda bilgilendirilmesi, kalan bakiyenin feshi müteakip onbeş (15) gün içinde işletmeci tarafından aboneye iade edilmesi,”; 3. maddesinde ise, “Onbeş (15) gün içinde geri ödemenin yapılmaması hâlinde, a) Posta masrafını aşan tutarlar için tüketicinin bilinen en son adresine posta yolu ile gerekli bilgilendirme yapılması, b) Feshi müteakip iki (2) yıl içerisinde abonelerin işletmeciye başvurması durumunda aboneye kalan bakiyenin iade edilmesi, c) Bu maddenin (b) fıkrası kapsamında abonenin işletmeciye başvuru yapmaması hâlinde, feshi müteakip iki (2) yıl içerisinde aynı işletmeciye yeniden abone olunması durumunda kalan bakiyenin kullandırılması” yönünde karar alınmıştır.
Davacı tarafından davalı idareye yapılan başvuru ile, “… tarih ve … sayılı Kurul kararında yer alan düzenlemenin genel yorumundan; işletmeciler tarafından, abonenin asgari SMS olmak üzere elektronik posta, arama, sesli yanıt sistemi gibi yöntemler ile ücretsiz olarak kalan bakiye bilgisi ve kendisine geri ödeneceği konusunda bilgilendirilmesi ve abonelerce kalan bakiyelerin geri alınması için başvurulması hâlinde on beş (15) gün içerisinde gereğinin yapılması, başvuru yapılmaması hâlinde ise posta masrafını aşan tutarlar için tüketicinin bilinen en son adresine posta yoluyla bilgilendirme yapılmasının amaçlandığının anlaşıldığı, farklı yorumlara sebebiyet verilmemesi amacıyla ilgili Kurul kararının anılan hükümlerinin, “2. Çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelere hesaplarında kalan bakiye için geri alma hakkı tanınması, asgari SMS olmak üzere elektronik posta, arama, sesli yanıt sistemi gibi yöntemlerle abonelerin hatlarında kalan bakiyelerin talep edilmesi hâlinde geri ödeneceği konusunda ücretsiz olarak bilgilendirilmesi, abonelerce kalan bakiyelerin geri alınması için başvurulması hâlinde başvuruyu müteakip on beş (15) gün içerisinde işletmecilerce gereğinin yapılması, 3. Abonelerce geri ödemeye ilişkin başvuru yapılmaması hâlinde, a) posta masrafını aşan tutarlar için tüketicinin bilinen en son adresine makul bir süre içerisinde posta yoluyla bilgilendirmenin yapılması…” şeklinde düzenlenmesi, ayrıca, “İlgili Kurul kararı ile … tarih ve … sayılı Kurul kararından farklı, sistemsel geliştirme gerektiren ek yükümlülükler getirildiğinden, ilgili sistemlerin kurulması için ilave süreye ihtiyaç duyulduğundan, bu kapsamda Kurul kararının 01/10/2018 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesi” talep edilmiş, bu talebin zımnen reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 4. maddesinde, elektronik haberleşme hizmetinin sunulmasında ve bu hususta yapılacak düzenlemelerde serbest ve etkin rekabet ortamının sağlanması ve korunması ile tüketici hak ve menfaatlerinin gözetilmesi ilkelerinin göz önüne alınacağı belirtilmiş olup, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun görev ve yetkilerinin düzenlendiği 6. maddesinin (a) bendinde, elektronik haberleşme sektöründe; rekabeti tesis etmeye ve korumaya, rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı uygulamaların giderilmesine yönelik düzenlemeleri yapmak, bu amaçla ilgili pazarda etkin piyasa gücüne sahip işletmecilere ve gerekli hâllerde diğer işletmecilere yükümlülükler getirmek ve mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak; (g) bendinde, elektronik haberleşme ile ilgili olarak Bakanlığın strateji ve politikalarını dikkate alarak, yetkilendirme, tarifeler, erişim, geçiş hakkı, numaralandırma, spektrum yönetimi, telsiz cihaz ve sistemlerini kurma ve kullanma izni verilmesi, spektrumun izlenmesi ve denetimi, piyasa gözetimi ve denetimi de dâhil gerekli düzenlemeler ile denetlemeleri yapmak; (j) bendinde, kullanıcılara ve erişim kapsamında diğer işletmecilere uygulanacak tarifelere, sözleşme hükümlerine, teknik hususlara ve görev alanına giren diğer konulara ilişkin genel kriterler ile uygulama usul ve esaslarını belirlemek, tarifeleri onaylamak, tarifelerin denetlenmesine ilişkin düzenlemeleri yapmak; (ş) bendinde, elektronik haberleşme sektörüne yönelik olarak, milli güvenlik, kamu düzeni veya kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi amacıyla mevzuatın öngördüğü tedbirleri almak; (y) bendinde, bu Kanunla verilen görevlere ilişkin yönetmelik, tebliğ ve diğer ikincil düzenlemeleri çıkarmak Kurum’un görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
5809 sayılı Kanun’un 12. maddesinde, Kurum’un işletmecilere tüketicinin korunması amacıyla mevzuat doğrultusunda yükümlülükler getirebileceği belirtilmiş, 32. maddesinin 3. fıkrasında, Kurum’un işletmeci numara taşınabilirliği kapsamında tüketicilerin korunması ve anılan hizmetten en iyi koşullarda faydalanabilmelerini sağlamak amacıyla gerekli her türlü tedbiri alacağı; 48. maddesinde, Kurumun, elektronik haberleşme hizmetlerinden yararlanan tüketici ve son kullanıcıların, hizmetlere eşit koşullarda erişebilmesine ve hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik usul ve esasları belirleyeceği; 49. maddesinin 1. fıkrasında, Kurumun, son kullanıcı ve tüketicilerin azami faydayı elde edebilmeleri ve hizmetlerin şeffaflık ilkesine uygun olarak sunulabilmesi için hizmet seçenekleri, hizmet kalitesi, tarifeler ile tarife paketlerinin yayımlanmasına ve benzer hususlarda abonelerin bilgilendirilmesine yönelik olarak işletmecilere yükümlülükler getirebileceği; 2. fıkrasında ise, işletmecilerin, özellikle hizmetler arasında seçim yapılırken ve abonelik sözleşmesi kurulurken tüketicilerin karar vermelerinde etkili olabilecek hususlar ile dürüstlük kuralı gereğince bilgilendirilmelerinin gerekli olduğu her durumda talep olmaksızın tüketicileri bilgilendireceği kurala bağlanmıştır.
28/11/2013 tarih ve 28835 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 52. maddesinin 5. fıkrasında, “Satıcı veya sağlayıcı, fesih bildiriminin hüküm ifade etmesinden itibaren on beş gün içinde tüketici tarafından ödenmiş olan ücretin geri kalan kısmını kesinti yapmaksızın iade etmekle yükümlüdür.” kuralına yer verilmiştir.
5809 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan, 28/07/2010 tarih ve 27655 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan mülga Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 18. maddesinin 3. fıkrasında, işletmecinin, abonenin aboneliğe son verme yönündeki yazılı talebinin kendisine ulaşmasından itibaren en geç kırk sekiz saat içinde fesih işlemini gerçekleştirmek ve talebi takip eden yedi gün içerisinde abonelik sözleşmesinin feshedildiğini, abonenin talebine bağlı olmaksızın aboneye yazılı olarak bildirmekle yükümlü olduğu; 8. fıkrasında da, aboneden daha önce alınan depozito, avans gibi ücretler veya abone alacakları var ise, mahsuplaşmayı müteakip kalan tutarın on beş gün içerisinde işletmeci tarafından aboneye iade edileceği kurala bağlanmıştır.
28/10/2017 tarih ve 30224 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 6. maddesinde, işletmecilerin, sundukları elektronik haberleşme hizmetlerine erişim ve bu hizmetlerin kullanımı ile ilgili olarak özellikle hizmetler arasında seçim yapılırken ve abonelik sözleşmesi kurulurken tüketicilerin karar vermelerinde etkili olabilecek hususlar ile dürüstlük kuralı gereğince bilgilendirilmelerinin gerekli olduğu her durumda talep olmaksızın tüketicileri bilgilendirmekle ve bu bilgilere kolayca ulaşılabilmesini sağlamakla yükümlü olduğu; 23. maddesinin 3. fıkrasında, işletmecinin abonenin fesih talebinin kendisine ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde fesih işlemini gerçekleştirmek ve posta, kısa mesaj, elektronik posta veya arama yöntemlerinden birini kullanarak abonelik sözleşmesinin feshedildiğini ve varsa mülkiyeti işletmeciye ait cihaz/donanım/modem/kart ve benzeri ekipmanların iade edilmesi gerektiği bilgisini aboneye iletmekle yükümlü olduğu; 6. fıkrasında ise, fesih durumunda aboneden daha önce alınan depozito, avans gibi ücretler veya abone alacakları var ise, mahsuplaşmayı müteakip kalan tutarın on beş gün içinde işletmeci tarafından aboneye iade edileceği kural altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5809 sayılı Kanun gereğince, elektronik haberleşme sektöründe tüketicilerin haklarının korunmasına yönelik olarak görev alanına giren gerekli her türlü tedbiri alma hususunda görevli ve yetkili olan Kurum tarafından bu Kanun kapsamda hazırlanan tüketici haklarına ilişkin Yönetmelikler incelendiğinde, 28/07/2010 tarih ve 27655 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’ne göre, işletmecinin abonenin aboneliğe son verme yönündeki yazılı talebinin kendisine ulaşmasından itibaren en geç kırk sekiz saat içinde fesih işlemini gerçekleştirmesi, bu talebi takip eden yedi gün içerisinde de abonelik sözleşmesinin feshedildiğini abonenin talebine bağlı olmaksızın aboneye yazılı olarak bildirmesi gerektiği, ayrıca aboneden daha önce alınan depozito, avans gibi ücretler veya abone alacakları var ise, mahsuplaşmayı müteakip kalan tutarın on beş gün içerisinde işletmeci tarafından aboneye iade edileceği; 28/10/2017 tarih ve 30224 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nde de benzer şekilde, işletmecinin abonenin fesih talebinin kendisine ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde fesih işlemini gerçekleştirmesi, posta, kısa mesaj, elektronik posta veya arama yöntemlerinden birini kullanarak abonelik sözleşmesinin feshedildiğini ve varsa mülkiyeti işletmeciye ait cihaz/donanım/modem/kart ve benzeri ekipmanların iade edilmesinin gerektiği bilgisini aboneye iletmesi gerektiği, ayrıca fesih durumunda aboneden daha önce alınan depozito, avans gibi ücretler veya abone alacakları var ise, mahsuplaşmayı müteakip kalan tutarın on beş gün içinde işletmeci tarafından aboneye iade edileceği kurala bağlanmış olup, 6502 sayılı Kanun’un 52. maddesinin 5. fıkrasında yer alan, satıcı veya sağlayıcının, fesih bildiriminin hüküm ifade etmesinden itibaren on beş gün içinde tüketici tarafından ödenmiş olan ücretin geri kalan kısmını kesinti yapmaksızın iade etmesi gerektiği yönündeki düzenleme de göz önünde bulundurulduğunda, işletmecinin, abonenin fesih talebinin yapıldığı/ulaştığı andan itibaren yedi gün içinde fesih işlemini gerçekleştirmekle sorumlu olduğu, abonelerin talebi olmaksızın söz konusu bakiye tutarların sözleşmenin feshini müteakip 15 gün içinde iadesinin gerektiği açıktır.
Öte yandan, mülga Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 18. maddesinin 8. fıkrası ile Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’nin 23. maddesinin 6. fıkrasında yer alan mahsuba ilişkin kuralların, faturalı veya faturasız hatlara ilişkin bir ayrım yapılmadan hazırlandığı, hem işletmeci hem de abonenin birbirinden olan alacaklarının tahsili sonrasında kalan tutarların hak sahibine iade edilmesinin faturalı ve faturasız hatları da kapsadığı, dolayısıyla ön ödemeli hatlarda fesihten sonra yapılan mahsuplaşmanın da bu şekilde yapılacağı kuşkusuzdur.
Davacı tarafından davalı idareye yapılan başvuru incelendiğinde, çeşitli nedenlerle aboneliği feshedilen ön ödemeli abonelerin hatlarında kalan bakiyelerin “talep edilmesi hâlinde” ödeneceğine yönelik düzenleme yapılmasının talep edildiği, ancak Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’ne göre aboneliğin feshinden kalan abone alacaklarının 15 gün içerisinde işletmeci tarafından hak sahibine “talep şartı aranmadan” iade edilmesi gerektiğinden söz konusu bakiyelerin talep olmaksızın abonelere iade edileceğine ilişkin dava konusu Kurul kararında mevzuata aykırılık bulunmadığı; davacı tarafından “abonelerce kalan bakiyelerin geri alınması için başvurulması hâlinde abonelerin başvurusuna müteakiben 15 gün” içerisinde işletmecilerce “gereğinin sağlanması” yönünde değişiklik talep edildiği, ancak, bu talep ile tüketicilerin korunmasına ilişkin mevzuat hükümlerine aykırı olacak şekilde abonelerden bakiyenin iadesi için başvuru şartı arandığı ve 15 günlük sürenin bu başvurudan itibaren başlatıldığı, ayrıca “iade” yerine “gereğinin sağlanması” gibi belirsiz bir ibareye yer verildiği görülmektedir.
Davacının başvurusunda, “abonelerce geri ödemeye ilişkin başvuru yapılmaması hâlinde” ibaresine yer verilmesi talep edilmiş ise de, mevzuat hükümlerine göre bu talebin bir geçerliğinin bulunmadığı, zira söz konusu bakiyenin iadesi için daha önce de belirtildiği gibi abonelerin başvurusuna gerek olmadığı; yine davacı tarafından, posta masrafını aşan tutarlar için posta yolu ile bilgilendirme yapılmasının “makul bir süre içerisinde” yapılmasının talep edildiği, ancak, burada davacı tarafından işletmeciden işletmeciye farklı şekilde yorumlanabilecek bir süre değişikliğinin istenildiği, bunun belirsizliğe yol açacağı, dava konusu Kurul kararının 3. maddesinin (a) bendiyle posta masrafını aşan tutarlar için tüketicinin bilinen en son adresine posta yolu ile gerekli bilgilendirmenin “gecikmeden” yapılmasının amaçlanarak tüketici hak ve menfaatlerinin korunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, davacı tarafından, “dava konusu düzenlemenin tebliğ tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesinin isabetli olmadığı, bu karar … tarih ve … sayılı Kurul kararından farklı, sistemsel geliştirme gerektiren ek yükümlülükler gerektirdiğinden ilave süreye ihtiyaç duyulduğu” iddia edilmişse de, 6502 sayılı Kanun ve 5809 sayılı Kanun’a dayanılarak hazırlanan Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’ne göre aboneliğin feshinden itibaren kalan bakiyelerin 15 gün içerisinde tüketiciye iadesinin mevzuat gereği zorunlu olduğu, işletmecilerin dava konusu Kurul kararından önce de sistemlerini bu uygulamaya uygun olacak şekilde düzenlemesi gerektiği dikkate alındığında, genel ifadeler ile süre talebinde bulunulamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu itibarla, davacının talebinin elektronik haberleşme sektöründe işletmecilere göre zayıf konumda bulunan tüketicilerin haklarının korunması ilkesine uygun olmadığı gibi, hem 5809 sayılı Kanun ve Elektronik Haberleşme Sektörüne İlişkin Tüketici Hakları Yönetmeliği’ne hem de 6502 sayılı Kanun’a aykırı olduğundan, dava konusu Kurul kararında ve davacının başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 18/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.