Danıştay Kararı 13. Daire 2018/2998 E. 2018/2431 K. 14.09.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/2998 E.  ,  2018/2431 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/2998
Karar No:2018/2431

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALI ): …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, …Mahallesi, … mevkiinde mülkiyeti Hazine’ye ait … ve … nolu parseldeki taşınmazların 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca kiralanmasına ilişkin ihalenin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine dair 03/05/2018 tarih ve 262 ile 263 sayılı işlemlerin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; 2886 sayılı Kanun kapsamındaki idarelerin taşınır ve taşınmaz mallarını kiraya verme sürelerinin belirlendiği ve kira süresinin sona ermesi üzerine taşınmaz malın yeniden kiraya verilebilmesinin yeniden bir ihale yapılması hâlinde mümkün olduğu, bu nedenle dava konusu taşınmazların yeniden kiraya verilmesine yönelik yapılacak ihalelerin hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, taşınmazlar hakkındaki kira müddeti dolmadan davalı idareden taşınmazların tekrar kiralanması ve kira bedelinin düşürülmesi taleplerinde bulunulduğu, davalı idarece olumlu veya olumsuz bir görüş belirtilmediği, taşınmazlara mahsül ekildiği, bu aşamada taşınmazların hukuka aykırı olarak ihaye çıkarıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ: Kanuni süresi içinde temyiz isteminde bulunulmadığından, istemin süre yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye …’ın; “2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 48. maddesinin 7. fıkrasında yer alan, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığının anlaşıldığı hâllerde dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca kesin olarak karar verileceği kuralı uyarınca, kesin olarak temyiz süre ret kararı verilmesi hâlinde temyiz eden tarafın temyiz talebinin süresinde olduğunu savunma imkânı kalmamaktadır. Anayasa’nın 36. maddesinde belirtilen hak arama hürriyetinin tesisi için herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olması, adil yargılanma hakkı kapsamında tarafların aleyhine olan durumlara ilişkin görüş ve itirazlarının alınarak yeterli tartışma imkânının tanınması gerektiği dikkate alındığında, temyiz istemi süre yönünden reddedilen tarafa itiraz imkânının tanınmaması Anayasa’da öngörülen adil yargılanma hakkına aykırı olduğundan, 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 7. fıkrasında yer alan “kesin olarak” ibaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiği” yolundaki görüşüne karşılık, söz konusu düzenleme Anayasa’ya aykırı görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Temyizen incelenerek bozulması istenen İdare Mahkemesi kararının 25/06/2018 tarihinde davacı vekilinin adresinde birlikte çalışan işçisine tebliğ edildiği, tebligatı alanın “tebligat almaya yetkili” olduğunun mazbatada belirtildiği, temyiz süresinin 15 (on beş) gün olduğu ve bunun İdare Mahkemesi kararında da belirtildiği, bu karara karşı temyiz süresinin son gününün 10/07/2018 Salı günü olduğu ve bu günün tatile denk gelmediği, davacı vekilinin 16/07/2018 Pazartesi günü saat 15.53’de UYAP üzerinden temyiz isteminde bulunduğu, temyize ilişkin harçların da aynı tarihte yatırıldığı görülmüştür.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; tatil günlerinin sürelere dâhil olduğu, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun’a sonradan eklenen ve 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren ”İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı; 2. fıkrasının (g) bendinde, ivedi yargılama usulünde verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması hâlinde kararı veren merciin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; 7. fıkrasında ise, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığının dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hâlinde de 6. fıkrada sözü edilen kararın daire ve kurulca kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davanın konusunun ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlık olduğu, temyize konu kararda 15 gün içerisinde temyiz yolunun açık olduğunun ifade edildiği, bu karara karşı en geç 10/07/2018 tarihine kadar temyiz isteminde bulunulması gerekirken, 16/07/2018 Pazartesi günü saat 15.53’de UYAP üzerinden temyiz isteminde bulunulduğu anlaşıldığından, süre aşımı nedeniyle temyiz isteminin esasının incelenmesi mümkün değildir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. TEMYİZ İSTEMİNİN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
3. Dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin 2. fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 14/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.