Danıştay Kararı 13. Daire 2018/2497 E. 2023/2502 K. 18.05.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/2497 E.  ,  2023/2502 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/2497
Karar No:2023/2502

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Fonu (Fon)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, … Grubu şirketlerinden … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de kanuni temsilci olarak görev yaptığından bahisle düzenlenen 96.504.058,94-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan ve Fon alacağının tahsili amacıyla tanzim edilen … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiğinden vadesinde ödenmeyen alacağın tahsiline devam edilmesinde yasal engel bulunmadığı, bu itibarla, söz konusu ödemeye çağrı mektubunun tahsili amacıyla tanzim edilen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hakkında kesinleşen yargı kararlarının gerektiği şekilde uygulanmadığı, kanuni temsilci olarak görev yaptığı dönemden sonra şirketin muaccel hâle gelen alacaklarından sorumlu tutulamayacağı, takibe konu alacak miktarına dahil edilen kredi sözleşmelerinde imzasının bulunmadığı, dava konusu işlemde borç tutarının nasıl hesaplandığına ilişkin somut bilgilerin yer almadığı, görev yaptığı süre içerisinde şirketin mali yapısını bozan veya taahhütlerini yerine getirmesine engel olan herhangi bir işlem yapmadığı, … Bank A.Ş.’nin hakim ortağı olmaması nedeniyle hakkında 4389 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 3. fıkrasının uygulanmaması gerektiği, yönetim kurulu üyelerinin ikinci derece sorumluluk sahibi olmaları nedeniyle şirket hakkında gerekli takip işlemleri yürütülmeden sorumluluğuna gidilemeyeceği, kanuni temsilci olarak görev yaptığı şirket hakkında 6183 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda gerekli takip işlemlerinin yürütülmediği, asıl borçlu şirket ile Fon arasında imzalan protokol gereğince takip işleminin protokole aykırı olduğu ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip yapılmasının Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin daha önce verilen yargı kararlarında belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda tesis edildiği, davacının kanuni temsilci olarak görev yaptığı asıl borçlu şirketten alacağın tahsil edilemediği ve tahsil imkânının bulunmadığı, şirket ile imzalanan protokolde belirlenen borç tutarı ödenmediğinden söz konusu protokolün yürürlüğe girmediği, borç tutarının davacının kanuni temsilci olarak görev yaptığı süreler dikkate alınarak ayrıştırıldığı, faiz tutarının mevzuata ve yargı içtihatlarına uygun olarak hesaplandığı, 5411 sayılı Kanun’un 141. ve Geçici 16. maddeleri gereğince alacak zaman aşımının yirmi yıl olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na intikal eden … Bank A.Ş.’nin hakim ortaklarından … San. ve Tic. A.Ş.’de 03/07/1997-24/12/1997 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi, 24/12/1997-14/05/1999 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı, … Bank A.Ş.’nin Fon’a devredilmesiyle anılan şirketin … Bank A.Ş.’ye olan borcunun kamu alacağı niteliği kazandığı, davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı şirketin … Bank A.Ş.’ye olan borcunun gecikme zammı ile birlikte toplam 96.504.058,94-TL olduğu, Fon alacağının tahsili amacıyla davacının kanuni temsilcisi olduğu şirkete 6183 sayılı Kanun’un 37., 55. ve 79. maddeleri uyarınca takibe başlanılmasına karşın alacağın tahsil edilememesi ve yapılan malvarlığı araştırmaları sonucunda tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması sonucunda 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35. maddesi uyarınca borçlu şirketin kanuni temsilcisi olan davacı hakkında … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararı ile 96.504.058,94-TL tutardan sorumlu tutulmasına karar verildiği, bu kapsamda söz konusu kamu alacağının takip ve tahsili için … tarihli ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun ve akabinde … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, anılan ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan 96.504.058,94-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılan davada, davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Dairemizin 18/05/2023 tarih ve E:2018/1125, K:2023/2501 sayılı kararıyla bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin yargısal denetiminin Dairemizin anılan kararı dikkate alınarak yeniden yapılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 18/05/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.