Danıştay Kararı 13. Daire 2018/219 E. 2020/243 K. 29.01.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/219 E.  ,  2020/243 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/219
Karar No:2020/243

TEMYİZ EDEN (DAVACI): Hazine ve Maliye Bakanlığı
(670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile … Haber Yayıncılık Hizmetleri A.Ş.nin Hazine’ye devrinin yapılması sebebiyle davacı konumuna alınan)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : 668 Sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nden silinerek tüzel kişiliği sona erdirilen … Haber Yayıncılık Hizmetleri A.Ş.’ye ait “…” logolu televizyon kanalında yapılan yayında 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddenin 2. fıkrasının tekraren ihlâl edildiğinden bahisle 77.940,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin 02/01/2014 tarih ve 92 sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; “…” logolu yayın kuruluşunda 17/11/2013 tarihinde saat 14:47 sularında yayınlanan “…” isimli dizide yer verilen görüntülerin daha önce 03/08/2011 tarihinde yayını nedeni ile 20/09/2011 tarih ve 15 sayılı davalı idare işlemi ile 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 2. fıkrasının ihlâl edildiğinden bahisle “uyarı” yaptırımı uygulanmasına karar verildiğinden fiilin ikinci kez işlendiğinden hareketle dava konusu idarî para cezasının verildiği, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için Mahkeme’nin …tarihli Ara Kararı ile bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bu kapsamda hazırlanarak dosyaya sunulan bilirkişi raporunda özetle; “görüntü kaydının incelendiği, dizide kadın teröristin küçük kızı kaçırırken annesine ve çocuğa şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, bir polis memurunu ve diğer bir kişiyi öldürdüğü, bir başka sahnede kaçırdığı kızın gözlerinin önünde babasını öldürdüğü, bıçakla gerçekleştirilen bu son öldürme sahnesinin kanlı ve şiddet yoğunluğunun yüksek olduğu, can çekişme sahnesinin uzun tutulduğu, söz konusu kısımlarda öldürme sahnesinin çok açık, ayrıntılı verilmesi ve buzlama veya herhangi bir yöntem ve teknikle kapatılmaya çalışılmamasının çocuk ve gençlerin ruh sağlıkları üzerinde olumsuz örnekler ve etkiler yaratabilecek nitelikte olduğu, şiddet içeren sahnelerin genelde çocukların zihninde kalıcı travma etkisi yarattığı, hayatları boyunca bu sahneleri zihinlerinde tekrar tekrar canlandırma olasılıklarının söz konusu olabileceği, özellikle anne ve baba gibi çocuğun en yakını olan kişilerin çocuğun gözleri önünde, hakarete uğraması, aşağılanması, hırpalanması ve daha ileri gidilerek öldürülmesinin bahsedilen etkiyi daha da arttıracağı, sonuç olarak söz konusu yayının çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde olduğunun” belirtildiği, anılan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak dava konusu yayın ile 6112 sayılı Kanun’un 8. maddenin 2. fıkrasında yer alan “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.” kuralının tekraren ihlâl edildiği sonucuna varılarak dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, yayına ilişkin koruyucu sembolün yayın başlamadan önce kullanıldığı, yayını izleyen çocuk ve genç izleyici sayısının az olduğu, uyuşmazlık konusu dizinin pazar günü çocukların ve gençlerin çoğunluğunun aileleriyle birlikte dışarıda vakit geçireceği öğle saatlerinde yayınlandığı, dolayısıyla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddenin 2. fıkrasının ihlâl edilmediği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, dava konusu yayın ile 6112 sayılı Kanun’un 8. maddenin 2. fıkrasının ihlâl edildiğinin deşifre metni, CD ve Mahkeme kayıtlarına giren bilirkişi raporunun birlikte incelenmesi neticesinde ortaya çıktığı, Yayın Hizmeti Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesi dikkate alındığında ilgili yayının çocukların ve gençlerin fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimine zarar verebilecek nitelikte görüntüler içeren bir program olduğu ve yayınlandığı saat itibarıyla korumalı saatleri ihlâl ettiğinin görüldüğü, dolayısıyla tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.