Danıştay Kararı 13. Daire 2018/187 E. 2023/1808 K. 12.04.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/187 E.  ,  2023/1808 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/187
Karar No:2023/1808

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Fonu (…)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı hakkında … Grubu Şirketlerinden … Holding A.Ş.’de kanun temsilci olarak görev yaptığından bahisle düzenlenen … tarih ve … sayılı, 120.297.610,20-TL tutarlı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlık konusu ödeme emrinin dayanağı … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubu hakkında açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu bağlamda uyuşmazlık konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, daha önce açtığı davalarda idare mahkemelerince verilmiş olan iptal kararları bulunmasına rağmen yeniden yapılan takip işlemlerinin hukuka aykırı olduğu, davalı idarece yapılan hesaplamalarda mükerrerlik bulunup bulunmadığı ile faiz hesaplamasının doğru yapılıp yapılmadığı gibi hususlarda uzman bilirkişi görevlendirilmesi gerektiği, takibe konu edilen alacağın davacının kanuni temsilci olarak görev yaptığı dönem ile sınırlandırılmadığı, göreve başlamasından önce kullanılan kredilerden sorumlu tutulamayacağı, görev süresinden önce ve görev süresi içerisinde kullanılan kredilerin davacının kanuni temsilcilik görevinden ayrılmasından sonra kullanılan krediler ile kapatıldığı, davacının şirketin borçlanmasında herhangi bir etkisinin olmadığı, davacının görev yaptığı süre içerisinde şirketin ne kamuya ne de özel hukuk kişilerine vadesi geçtiği hâlde ödenmemiş veya vadesi gelmese bile şirketin mali durumu itibarıyla ödenemeyeceği anlaşılabilecek herhangi bir borcunun bulunmadığı ve borcun zamanaşına uğradığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin daha önce verilen yargı kararlarında belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda tesis edildiği, davacının kanuni temsilci olarak görev yaptığı asıl borçlu şirketten alacağın tahsil edilemediği ve tahsil imkânının bulunmadığı, şirket ile imzalanan protokolde belirlenen borç tutarı ödenmediğinden söz konusu protokolün yürürlüğe girmediği, borç tutarının davacının kanuni temsilci olarak görev yaptığı süreler dikkate alınarak ayrıştırıldığı, faiz tutarının mevzuata ve yargı içtihatlarına uygun olarak hesaplandığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na intikal eden … Bank A.Ş.’nin hakim ortaklarından … Holding A.Ş.’de 05/01/2000-10/05/2000 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, … Bank A.Ş.’nin Fon’a devredilmesiyle anılan şirketin … Bank A.Ş.’ye olan borcunun kamu alacağı niteliği kazandığı, davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı şirketin … Bank A.Ş.’ye olan borcunun gecikme zammı ile birlikte toplam 120.297.610,20-TL’lik kısmından sorumlu tutulduğu, Fon alacağının tahsili amacıyla davacının kanuni temsilcisi olduğu şirkete 6183 sayılı Kanun uyarınca takibe başlanılmasına karşın alacağın tahsil edilememesi ve yapılan malvarlığı araştırmaları sonucunda tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması sonucunda 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca borçlu şirketin kanuni temsilcisi olan davacı hakkında 120.297.610,20-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun ve akabinde 120.297.610,20-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, anılan ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan 120.297.610,20-TL tutarlı, … tarih ve … sayılı ödemeye çağrı mektubunun iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin … tarih ve E:…, K: … sayılı kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, Dairemizin 12/04/2023 tarih ve E:2018/186, K:2023/1807 sayılı kararıyla bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu işlemin yargısal denetiminin Dairemizin anılan kararı dikkate alınarak yeniden yapılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 12/04/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.