Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2018/1859 E. , 2020/3362 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/1859
Karar No:2020/3362
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Televizyon Prodüksiyon A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 22/07/2015 tarihinde yayınlanan “…” adlı programda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle uyarı cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı yazıyla bildirilen … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; söz konusu program yayını incelendiğinde, “Terör Siyaseti Ne Zaman Son Bulacak? yazısı ekranda. Suruç’taki patlamadan görüntüler: -Yaralılara yardım edin -Yaralılara yardım edin -Ambulans çağırın, ambulans -Gözümün önünde parçaları kopmuş kardeşlerim, yoldaşlarım vardı. Paramparça olmuş cesetleri vardı. Cumhurbaşkanı: ‘Terör nereden gelirse gelsin lanetlenmelidir. Terörün, her zaman söylüyoruz, dini yoktur, ırkı yoktur, milleti milliyeti yoktur, vatanı yoktur. Dolayısıyla teröre karşı, tüm, uluslararası bir mücadelenin verilmesi gerektiğini hep ifade ettik, ediyoruz.” “Muhalefet bu çağrıya neden sessiz kalıyor?” yazısı ekranda. Arka Ses: Kardeşliği ve barışı hedef alan o korkunç saldırı sonrası dile getirilen en net çağrılardan birisiydi bu. Cumhurbaşkanı …, o gün Kıbrıs’taydı. Patlama haberini alır almaz konuştu. Bu önemli mesajı verdi. “Terörün ırkı, dili, vatanı yoktur.” dedi. Cumhurbaşkanının hemen ardından da ilk açıklama Başbakan …’ndan geldi. …, sıcağı sıcağına bir teklif gündeme getirdi. Meclis’teki diğer üç lidere seslendi. “Şimdi dört genel başkanın da biraraya gelerek ortak bir deklarasyona imza atmamız lazım.” …’nun çağrısı bir samimiyet testiydi. Ve beklenen
teröre karşı duruyoruz diyenlerin o deklarasyonu imzalaması, Türkiye’nin ortak düşmana karşı bir olmasıydı. Olmadı. Teklif sadece ve sadece … Parti’den geldiği için reddedildi. Sadece … yarım ağızla belki imzalayabilirim dedi ama teröre karşı durduklarını her fırsatta yineleyen diğer iki parti yani … ve … o teklife olur demedi. Aksine her ikisi de deklarasyonu reddetti. Ve her ikisi de o korkunç saldırı yüzünden devleti ve devletin kurumlarını suçlamanın yolunu seçti. …” ifadelerine yer verildiği;
Yayının siyaseti ve gündemi yorumlamak amacıyla hazırlanmış bir program olduğu, programda kamuoyunu ilgilendiren konularla ilgili yorum ve açıklamalarda bulunulduğu, ifade özgürlüğünün büyük ölçüde eleştiri özgürlüğünün güvence altına alınmasını da hedeflediği ve bu nedenle düşüncelerin açıklanması ve yayılması sırasında kullanılan ifadelerin sert olmasının doğal karşılanması gerektiği, medyada bireylere yönelik olarak küçültücü olmamak ve hakaret içermemek kaydıyla belirli ölçüde abartılı, kışkırtmaya başvuran, muhalif olan, çarpıcı gelen veya rahatsız eden haberler ve iddiaların yer alabileceği, kaldı ki siyasetçilere yönelik eleştirilerin kabul edilebilir sınırlarının diğer kişilere yönelik eleştiri sınırlarına göre daha geniş olduğu, bir siyasetçinin diğer kişilerden farklı olarak her sözünü ve eylemini bilerek halkın veya aynı zamanda diğer siyasetçilerin denetimine açtığı, bu nedenle de eleştirilere daha geniş hoşgörü göstermek zorunda oldukları, bu sebeple zorlayıcı nedenler olmadıkça siyasi ifadelere kısıtlama getirilmemesi gerektiği, dile getirilen beyanların eleştiri sınırları içerisinde kaldığı, bu nitelikte haber ve iddiaların basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, programın ana haberden önce gündemin ve siyasetin yorumlandığı bir program olarak ekrana getirildiği, programda kullanılan dil ve ekran yazıları dikkate alındığında, muhalefet partilerinin terör siyaseti yaptığı yönünde kamuoyunda son derece tehlikeli bir algı üretilmeye çalışıldığı, dış seste haberciliğin ötesine geçilerek çeşitli ithamlar ve kirli propaganda içeren yorumların yapıldığı, 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendindeki yayın ilkesinin ihlâl edildiğinin açık olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, RTÜK uzman raporunda da 6112 sayılı Kanun’un ihlâl edilmediğinin düşünüldüğünün ifade edildiği, programda, yalnızca habercilik ile elde edilen güncel ve görünen gerçeklere uygun bilgilerin haber olarak izleyicilere aktarıldığı, üstün kamu yararı gereği, terör gibi hassas ve kamuoyunun yüksek ilgisini haiz bir konuda eleştiri ve ifade özgürlüğü ile haber verme hakkı kapsamında yorum ve eleştirilerin aktarıldığı, haberin görünen gerçeklik kapsamında sorgulanmasının gazetecilik mesleğinin ve basın özgürlüğünün haklı bir gereği olduğu, haber alma ve eleştirmenin basının görevi olduğu, haberin bütününe bakıldığında ve somut olay ve iddiaların taşıdığı önem dikkate alındığında haberin yayınlanmasının kişi ve kurumları mağdur etmek yerine kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yapıldığının açık olduğu, görevi toplumun çıkarlarına uygun hizmet anlayışı ile harekete etmek olan kişi ve kurumların verdikleri hizmetlerin veya bu hizmetler esnasındaki eylemlerinin yerinde ve hukuka uygun olup olmadığını toplumun denetimine sunmanın ve netice olarak toplum çıkarına aykırı her türlü olumsuz olaya karşı kamuoyu oluşmasını sağlamanın basının aslî görevi ve sorumluluğu olduğu, siyasi konularda ve siyasetçilere yönelik eleştirilerin kapsamının, şahsa yönelik eleştiri sınırından daha geniş olduğu, siyasi konularda basının eleştiri yapmasının, tarafsızlık, gerçeklik ya da doğruluk ilkelerine aykırı değil aksine uygun olduğu, haberin Anayasa ve ilgili mevzuatın sağladığı basın hürriyetine ilişkin haklar çerçevesinde yayınlandığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 25/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.