Danıştay Kararı 13. Daire 2018/1583 E. 2018/2020 K. 08.06.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/1583 E.  ,  2018/2020 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/1583
Karar No:2018/2020

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı): Kamu İhale Kurumu
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; şirketin limited şirket statüsündeyken 2016 yılı sonunda tür değiştirerek anonim şirket olduğu, ihaleye sunulan gelir tablosunun başlığı 01.01.2016-31.12.2016 tarihleri arası gelir tablosu olmasına karşın, belgeye 30.12.2016-31.12.2016 tarihleri arası cari döneme ait olan verilerin yansıdığı, şirket türü değişikliği nedeniyle bir günlük verilerin sehven sunulduğu, 2016 yılına ait tür değiştirmeden önceki döneme ilişkin olarak limited şirket gelir tablosunun tamamlatılarak karar verilmesi gerektiği, ikinci iddia yönünden ise, inceleme yapılmamasının mevzuata aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi …’nın Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından 03.08.2017 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “Tıbbi Görüntüleme Hizmet Alım İşi” ihalesine katılan davacı şirket tarafından teklifinin değerlendirme dışı bırakılması üzerine yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Kamu İhale Kurulu kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; davacı şirketin birinci iddiası yönünden; davacı şirket tarafından iş hacmini tevsik etmek üzere 01.01.2016 – 31.12.2016 tarihlerini kapsayan bilanço, 01.01.2016 – 31.12.2016 tarihlerini kapsayan ancak cari dönemi 30.12.2016 – 31.12.2016 olan gelir tablosu ve 01.01.2016 – 30.09.2016 tarihlerini kapsayan ara bilançonun sunulduğu, sunulan gelir tablosundaki toplam cironun, Hizmet Alımı İhaleleri Uygulama Yönetmeliği’nin 37. maddesine göre güncellenen tutarının teklif edilen bedelin %15’inden daha az olduğu, dolayısıyla İdari Şartname’nin 7.4.3’üncü maddesinde yer alan şartı karşılamadığından bahisle teklifinin değerlendirme dışı bırakıldığı, bunun üzerine yapılan itirazen şikâyet başvurusunun ise davaya konu Kurul kararı ile reddedildiği ve bakılan davanın açıldığı; olayda, davacı şirketin sunduğu gelir tablosundaki toplam cironun güncellenen tutarının İdari Şartnamenin aradığı şekilde teklif edilen bedelin %15’inin altında olduğu, davacı şirket tarafından sunulan gelir tablosu, bir gün için düzenlenmiş olmakla birlikte, bu eksikliğin giderilmesi yeni bir belge düzenlenmesini zorunlu kıldığından, söz konusu eksikliğin belgede bilgi eksikliği olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla davacı şirketin yeterlik kriterlerini sağlayamadığından bahisle teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasında ve bunun üzerine yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine yönelik davaya konu Kamu İhale Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı; davacı şirketin ikinci iddiası yönünden; davacı şirketin teklifi İdari Şartname’ye aykırılık nedeniyle değerlendirme dışı bırakılmış olduğundan davacı şirketin teklif ettiği ürün belgelerinin Teknik Şartname’ye uygunluğuna ilişkin diğer iddialarının incelenmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasa’nın “Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu; “Hak arama hürriyeti” başlıklı 36. maddesinde ise; herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “İhalelere yönelik başvurular” başlıklı 54. maddesinde, “…Başvurular üzerine ihaleyi yapan idare veya Kurum tarafından gerekçeli olarak;
a) İhale sürecinin devam etmesine engel oluşturacak ve düzeltici işlemle giderilemeyecek hukuka aykırılığın tespit edilmesi hâlinde ihalenin iptaline,
b) İdare tarafından düzeltme yapılması yoluyla giderilebilecek ve ihale sürecinin kesintiye uğratılmasına gerek bulunmayan durumlarda, düzeltici işlem belirlenmesine,
c) Başvurunun süre, usul ve şekil kurallarına uygun olmaması, usulüne uygun olarak sözleşme imzalanmış olması veya şikâyete konu işlemlerde hukuka aykırılığın tespit edilememesi veya itirazen şikâyet başvurusuna konu hususun Kurumun görev alanında bulunmaması hâllerinde başvurunun reddine karar verilir…” kuralına yer verilmiştir.
Aktarılan mevzuat hükümlerine göre, Kamu İhale Kurumu’na yapılan itirazen şikâyet başvurularında, Kurumun ancak kanunda sayılı olarak belirtilen kararları almak suretiyle başvuruları değerlendirebileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bunun yanında özel hukuk kişileri arasında veya bu kişiler ile idare arasında ortaya çıkan hukukî uyuşmazlıkları nihaî olarak sonlandırma amacı güden yargılama fonksiyonunun ön şartı kabul edilen hak arama hürriyeti, Anayasa’nın temel haklar ve özgürlükler bölümünde düzenlenmiş ve bu hakkın ilk şartı olan yargı mercilerine başvurabilme hakkı kurala bağlanmış olup; bunun doğal bir sonucu olarak, kişilerin yargı organları önünde iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahip oldukları kuşkusuzdur.
Hak arama hürriyeti, devredilemeyen, vazgeçilemeyen temel hak ve hürriyetler arasında olmasının yanında, kişilerin diğer temel hak ve hürriyetlerinin korunmasının bir teminatı ve usulî güvencesidir. Hak arama hürriyeti, kişilerin sahip oldukları tabiî ve pozitif hakların ihlâli durumunda, bu ihlâli sonlandırma veya menfi etkilerini ortadan kaldırma işlevini görmekte ve mahkemeye ulaşma hakkı olarak da tanımlanmaktadır. Yasama ve yürütme organları, idare makamları ve diğer kuruluş ve kişiler gibi temel hukuk kurallarıyla bağlı olan yargı organları, davaya konu edilen uyuşmazlıkları çözerek bireylerin bu haklarını koruma ve kullanmalarını sağlamakla görevlidirler.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin teklifinin, ihaleye katılmak için gerekli ekonomik ve mali yeterlik kriterlerini sağlayamadığı ve teklife konu ürünlerin Teknik Şartname’de belirtilen özellikleri taşımadığı gerekçeleriyle değerlendirme dışı bırakılması üzerine itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu, Kamu İhale Kurumu tarafından yapılan incelemede, sunulan gelir tablosundaki toplam cironun Hizmet Alımı İhaleleri Yönetmeliği’nin 37. maddesine göre güncellenen tutarının teklif edilen bedelin %15’inden daha az olduğu, dolayısıyla İdari Şartname’nin 7.4.3’üncü maddesinde yer alan şartı karşılamadığından bahisle teklifin değerlendirme dışı bırakılmasının yerinde olduğu; ikinci iddiaya yönelik ise, öne sürülen iddianın teklif edilen ürünlerin Teknik Şartname’ye uygunluğuna ilişkin olduğu, ikinci iddianın incelenmesinin idari şartnameye aykırı teklifi hukuka uygun hale getiremeyeceği, iddianın incelenmesinin ek bilgi, belge ve teknik görüş istenmesini gerektirdiği, usul ekonomisi gereği bu iddianın incelenmesinin gerekli olmadığı, dolayısıyla ikinci iddianın esastan incelemesi yapılmayarak itirazen şikâyet başvurusunun reddedildiği görülmüştür.
Davacı şirketin birinci iddiaları yönünden itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık, bu kısım yönünden davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 4734 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen düzenlemeleri uyarınca, Kamu İhale Kurulu’nun, ihale işlem ve kararlarını mevzuata uygunluk açısından inceleyerek, anılan Kanun’un 54. maddesinde belirtilen kararlardan birini almakla yükümlü bulunduğu; itirazen şikâyet başvuruları üzerine Kamu İhale Kurulu’nun hangi hâllerde hangi kararları alacağının Kanun ile tahdidi bir biçimde sayıldığı dikkate alındığında, davacı şirket tarafından Kuruma yapılan başvuruda ileri sürülen iddialardan birincisinin incelenerek sonuca bağlanması sonrasında ilk iddianın reddedilmesi nedeniyle ikinci iddia incelense dahi sonucun değişmeyeceği ve usul ekonomisi gerekçesiyle ikinci iddianın esasına yönelik incelemeye geçilmeyerek, anılan Kanun’un 54. maddesi uyarınca bir karar alınmaksızın, itirazen şikâyet başvurusunun reddine karar verilmesinin kabulü mümkün olmamakla birlikte, davacının ilk iddiasının Dairemizin işbu kararıyla incelenerek kesin olarak sonuca bağlanması nedeniyle ikinci iddia yönünden yapılacak incelemenin sonucu değiştirmeyeceği görüldüğünden, temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.
Davanın reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA; temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın ve istemi hâlinde kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacı şirkete iadesine, dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 08.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.