Danıştay Kararı 13. Daire 2018/1347 E. 2020/292 K. 04.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/1347 E.  ,  2020/292 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/1347
Karar No:2020/292

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …’nin (Banka) hissedarı olan davacı tarafından, 06/12/2000 tarih ve 24252 (mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Bankanın temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devrine ilişkin 06/12/2000 tarih ve 123 sayılı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) kararının Danıştay Onuncu Dairesinin 05/11/2004 tarih ve E:2004/8038, K:2004/7170 sayılı kararı ile iptal edildiği, davalı Kurum tarafından yapılan satışa hazırlık işlemlerinin ve buna dayalı olarak Fon tarafından yapılan satış işleminin ise … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptal edildiği ve anılan kararların temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği belirtilerek, hisse karşılığı bedelin ödenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurusunun zımnen reddi üzerine hisse karşılığı …-TL’nin el konulma tarihi olan 06/12/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4. maddesi uyarınca işletilecek faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; Dairemizin 30/12/2016 tarih ve E:2015/3305, K:2016/4627 sayılı bozma kararına uyularak, davacının 05/12/2000 tarihinde Alman sertifikası ile 6543 adet hisse senedine sahip olduğu, bir Alman hisse senedinin 500 adet Türk hissesine denk geldiği, buna göre davacının 05/12/2000 tarihinde … toplam 3.271.500 adet Türk hissesinin bulunduğu, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına göre bir … hissesinin Bankanın el konulduğu tarihten bir gün öncesi olan 05/12/2000 tarihinde sahip olduğu ortalama değerinin 756 Türk lirasına tekabül ettiğinin belirtildiği, dolayısıyla davacının 05/12/2000 tarihinde hisselerinin eski Türk Lirası cinsinden rayiç değerinin 2.473.254.000.00-TL olduğu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından kullanılan enflasyon hesaplayıcısına göre 2.473.254.000.00-TL’nin kararın verildiği tarihte 19.690.70-TL’ye tekabül ettiği, dolayısıyla 19.690.70-TL’nin davalı idarece tazmini, fazlaya ilişkin talebin ise reddi gerektiği, davacının faiz istemine gelince; davacının gerçek zararı halihazırda karşılanmış olacağından, ayrıca karşılanan zarara tekrar faiz uygulanmasının mümkün olamayacağı, dolayısıyla hükmedilen tazminat miktarına başvuru tarihinden itibaren faiz uygulanmasına olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 19.690.70-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat ve faiz istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının Banka hisselerinin elinden çıkmasına 06/12/2000 tarih ve 123 sayılı Kurul kararının neden olmadığı, Fon tarafından …’ye devredilen …’nin, 14/12/2001 tarihinde tüm hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle ve tüzel kişiliği sona ermek suretiyle …’ye devredildiği ve tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle sona erdiği, davacının sahip olduğunu iddia ettiği hisse senetlerinin mülkiyetini kaybetmesinde Kurumlarının herhangi bir fonksiyonu bulunmadığından davanın husumet yönünden reddedilerek Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun hasım mevkiine alınması gerektiği, Danıştay Onuncu Dairesi’nin iptal kararının yerine getirilmesinin hukuken ve fiilen mümkün bulunmadığı, Danıştay Onuncu Dairesi’nce verilen kararın banka hisselerinin değerinin bulunduğuna bir kanıt olmadığı, ayrıca Bankanın zarara maruz kalmadığı ya da özkaynaklarını yitirmediği yolunda bir tespit içermediğinden iptal kararı nedeniyle tazminat yükümlülüğü doğmadığı, Banka hisselerinin devir tarihi itibariyle maddi bir karşılığının bulunmadığı hususunun yargı organlarınca tespit edildiği, …’nin özkaynaklarını tamamen kaybettiği, dolayısıyla Banka hisselerinin finansal olarak hiçbir değerinin kalmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.