Danıştay Kararı 13. Daire 2018/1319 E. 2023/2170 K. 04.05.2023 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/1319 E.  ,  2023/2170 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1319
Karar No : 2023/2170

DAVACILAR : 1. … Ticaret ve Sanayi A.Ş.
2. … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

DAVANIN KONUSU :
“Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi”ne ilişkin olarak yapılan masraflar, irat kaydedilen teminat ve kâr beklentisi vd. tüm hususlar nedeniyle faiz, müspet, menfi ve munzam zarar ile her türlü maddi ve manevi zararlar saklı kalmak kaydıyla yargı kararları uyarınca; irat kaydedilen geçici teminat tutarı olan 10.000.000 ABD Dolarının, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesi uyarınca irat kaydı tarihi olan 10/12/2015 tarihinden itibaren Devlet bankalarının (hangisi en yüksek ise o Devlet bankasının) ABD Doları cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizinin, 10.800,00-TL vekâlet ücreti ve 2.814,40-TL yargılama gideri ile Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin anılan ihaleye ilişkin kararları uyarınca davalı idareye ödenen 10.800,00-TL vekâlet ücreti olmak üzere toplam 24.414,40-TL’nin 06/11/2017 tarihinden itibaren yıllık %9 üzerinden hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle 09/03/2018 tarihinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na yapılan başvurunun, davalara ilişkin vekâlet ücreti, yargılama giderleri ve 10.000.000 ABD Dolarının ödenmesine ilişkin işlemlerin gerçekleştirildiği, ancak İdari Dava Daireleri Kurulu kararında teminatın faiziyle birlikte ödenmesine dair bir ibare bulunmadığından faize yönelik bir ödeme yapılmayacağından bahisle reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile 919.184 ABD Doları asıl alacağın 22/03/2018 tarihinden itibaren Halkbank’ın uyguladığı yıllık %4,75 ve değişmesi hâlinde değişen oranlarda uygulanacak döviz faiziyle birlikte aynen veya ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL’nin taraflarına ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI :
Davalı idareye yapılan başvurunun şirketleri vekili aracılığıyla yapıldığından idarece verilen cevabi yazının vekile tebliğinin zorunlu olduğu, ancak taraflarına tebligat yapılmadığı, 13/04/2018 tarihinde yapılan araştırmadan 15/03/2018 tarihli dava konusu işlemin tesis edildiğinin öğrenildiği, davanın süresinde açıldığı; teminatın nakde çevrilmesi durumu gözetilerek idarenin banka hesabına 09/12/2015 tarihinde 10.000.000-USD’nin gönderilerek teminat mektubunun idareden teslim alındığı, 11/12/2015 tarih ve 1031 sayılı Olur ile de teminatın irat kaydedildiği, davalı idareye 09/03/2018 tarihinde yapılan başvuru üzerine davalı idare tarafından 5.000.629,06-USD ve 19.353.886,05-TL ödeme yapıldığı, 15/03/2018 tarihinde 1 dolar efektif satış kurunun 3,9004-TL, 22/03/2018 tarihinde ise 1 dolar efektif satış kurunun 3,9216-TL olduğu, davalı idarece yapılan ödemelerin neye istinaden yapıldığının belirtilmediği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99, 100 ve 131. maddeleri uyarınca ödemelerin yargılama giderleri ve faize mahsup edilmesi ve kalan miktarın ödeme günündeki kurdan dolara çevrilmesi gerektiği, Halk Bankası’nın 1 yıl vadeli dolar mevduat hesabına göre; 10/12/2015-31/12/2015 tarihleri arası 21 gün yıllık %3,25 döviz faizinin 18.958-USD, 01/01/2016-31/12/2016 tarihleri arası 360 gün yıllık %3,50 döviz faizinin 350.000-USD, 01/01/2017-31/12/2017 tarihleri arası 360 gün yıllık %4,00 döviz faizinin 400.000-USD, 01/01/2018-15/03/2018 tarihleri arası 80 gün yıllık %4,75 döviz faizinin 105.555-USD olmak üzere toplam 874.513-USD olduğu, kararların kesinleştiği 06/11/2017 tarihinden ilk kısmi ödemenin yapıldığı 15/03/2018 tarihine kadar 4 ay 9 gün (129 gün) için 24.414,40-TL‘nin %9 faizinin 787,36-TL, 15/03/2018 tarihi itibarıyla toplam alacağın faizleriyle birlikte 10.874.513-USD ve 25.201,76-TL olduğu; 15/03/2018 tarihinde davalı idarece yapılan 19.342.738,05-TL ödemeden 25.201,76-TL’nin çıkarılması sonrasında 9.317.536,29-TL’nin kaldığı, bu rakamın 3,9004 kurundan dolara çevrildiğinde 4.952.706,47-USD’ye tekabül ettiği, 5.000.629,06-USD ve 4.952.706,47-USD toplandığında 9.953.335,53-USD olduğu, ödeme tarihi itibarıyla hesaplanan 10.874.513-USD’den 9.953.335,53-USD çıkarıldığında kalan miktarın 921.177-USD olduğu, 22/03/2018 tarihine kadar 7 gün geçtiği için 921.177-USD’nin %4,75 üzerinden işlemiş faizinin 850-USD olduğu, 22/03/2018 tarihi itibarıyla toplam alacağın 922.027-USD olduğu, idarece ödemenin yapıldığı 22/03/2018 tarihindeki dolar kuru (3,9216-TL) üzerinden 11.148,00-TL’nin 2.842,72-USD olduğu, 922.027-USD’den 2.842,72-USD çıkarıldığında kalan miktarın 919.184-USD olduğu bu nedenlerle, dava konusu işlemin iptali ile 919.184-USD asıl alacağın 22/03/2018 tarihinden itibaren yıllık %4,75 ve değişmesi hâlinde değişen oranlarda uygulanacak döviz faiziyle birlikte aynen veya ödeme günüdeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası’nın davalıdan tahsilinin gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :
Öncelikle, usule ilişkin olarak, davacıların 09/03/2018 tarihli başvurularına verilen 15/03/2018 tarihli cevapta Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararında teminatın faizi ile birlikte ödenmesine ilişkin bir ibare bulunmadığından idarelerince faize yönelik bir ödeme yapılmayacağının bildirildiği, davacıların aşkın zarar (munzam zarar), menfi ve müspet zarar ve eksik ödenen para ile ilgili 26/03/2018 tarihli 4 adet dilekçesine cevaben yargı kararlarında ihalenin iptali nedeniyle davacıya munzam, müspet ve menfi zarar ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığından yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığının da 18/04/2018 tarihli yazı ile davacılara gönderildiği, davanın 18/04/2018 tarihinde açıldığı, yazının ise 17/03/2018 tarihinde davacılara tebliğ edildiği, davanın 30 günlük dava açma süresi içinde açılmadığı; davacılara süre verilerek eksik harç tamamlanmadığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.
Esasa ilişkin olarak, davacılara 22/04/2015 tarihli yazı ile lisans sözleşmesinin imzalanması için 13/08/2015 tarihine kadar süre verildiği, davacılar tarafından 22/06/2015 tarihli yazı ile sürenin uzatılmasının talep edildiği, bunun üzerine 23/06/2015 tarihli yazı ile süre 10/12/2015 tarihine kadar uzatılmış ise de anılan sürede sözleşmenin imzalanmadığı, Şans Oyunları Lisansının Verilmesi, Lisansa Konu Faaliyetlerin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmelik’in 8. maddesinin 9. fıkrasında verilen süre içinde sözleşmenin imzalanmaması hâlinde teminatın irat kaydedileceğine ilişkin hüküm bulunduğu, geçici teminat mektubunun davacıların Şartname hükümlerine aykırı davranması ve taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle 11/12/2015 tarihli Olur ile irat kaydedilerek ihalenin iptal edildiği, teminatın 14/12/2015 tarihinde 10.000.000-USD karşılığı 29.843.000-TL olarak irat kaydedildiği, yargı kararına istinaden 14/03/2018 tarihinde teminatın ödenmesine ilişkin Olur alındığı, Özelleştirme Fonu’nun nakit durumu ile Fon’un gelir gider durumu göz önünde bulundurularak 15/03/2018 tarihinde 5.000.629,06-USD, 19.000.000,00-TL ve 331.067,31-TL ödeme yapıldığı, yargı kararında teminatın faizle ödenmesine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı, tahsil edilen vekâlet ücretlerinin iade edildiği, yargı kararlarında yer alan yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin de davacılara ödendiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin 2. ve 6. fıkraları uyarınca davacılar tarafından Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarında yer alan vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik olarak faiz talep edilemeyeceğinin açık olduğu, söz konusu dilekçe üzerine idarelerince bahse konu tutarların 30 gün içinde banka hesaplarına ödendiği; davacıların teklif ekinde yer alan ve tüm sayfaları imzalanan İdari Şartname’yi kayıtsız şartsız kabul ettikleri, Şartname’nin 19.1.4. maddesi uyarınca teklif sahiplerinin geçici teminatlara ilişkin olarak faiz, kazanç kaybı, sebepsiz zenginleşme, masraf, zarar ve sair isimler altında hiçbir talepte bulunmayacakları, 26.8. maddesi uyarınca da yapılan masrafların ve harcamaların ödenmesini talep edemeyecekleri, faiz dahil herhangi bir talepte bulunamayacaklarının belirtildiği, ihale süreci ve Şartname hükümleri uyarınca davacıların idareden alacaklarının bulunmadığı, davacıların faiz talep etme hakkının bulunmadığı, ihalenin iptali nedeniyle idarelerinin mal varlığında zenginleşme olmadığı gibi idarelerince ihale sürecinde yapılan giderler nedeniyle zararları olduğu, dava dilekçesinde yapılan hiçbir hesaplamayı, belirtilen rakamları, faiz taleplerini, sunulan belgeleri, faiz oranlarını, idarelerinin temerrüde düşürülmemesi nedeniyle faiz başlangıç tarihlerini kabul etmedikleri, idarelerinin herhangi bir borcunun bulunmadığı, bir işlemin iptal edilmiş olmasının hizmet kusurunun varlığını kabule yeterli olmadığı, hukukî değerlendirme hatasından veya yoruma dayalı bir idari tasarruftan kaynaklanan idari işlemlerin hukuka aykırı bulunarak yargı kararıyla iptal edilmiş olmasının mutlak surette tazminat sorumluluğunu doğuracağı anlamını taşımadığı, tarafın zararlarının karşılanması talebinin reddi işleminin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idarî dava türleri; idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Aynı Kanun’un “Kararların sonuçları” başlıklı 28. maddesinde,
“1. (Değişik: 10/06/1994-4001/13 md.) Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez… Ancak disiplin hükümleri saklıdır.
2. (Değişik: 02/07/2012-6352/58 md.) Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması hâlinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur…” kuralı yer almıştır.
Özeleştirme İdaresi Başkanlığı’nca, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’da belirlenen pazarlık usulüyle 15/07/2014 tarihinde gerçekleştirilen “Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi” Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 12/08/2014 tarih ve 2014/92 sayılı kararıyla, 2.750.000.000 (ikimilyaryediyüzellimilyon) ABD Doları bedelle en yüksek ikinci teklifi veren ERG-… Ortak Girişim Grubu üzerinde bırakılmış ancak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca verilen süre içinde anılan ortak girişim grubu tarafından sözleşmenin imzalanması için gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine 10.000.000-USD tutarındaki geçici teminatın idare lehine irat kaydedilmesine ve ihalenin iptaline karar verilmiştir.
Bu süreçte davacılar tarafından;
1- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin ve ihale komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2015/6292, K:2017/675 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1920, K:2017/3450 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemlerin iptaline, 521,70-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
2- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin iptali ve geçici teminatın iadesi istemli 02/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/109, K:2017/676 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1926, K:2017/3455 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 455,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
3- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin iptali ve geçici teminatın iadesi istemli 24/11/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/110, K:2017/677 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1923, K:2017/3453 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 443,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
4- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin 10/12/2015 günü mesai bitiminden önce iptali, bu mümkün değilse Danıştay Onüçüncü Dairesi’nde açılan E:2015/6292 dosya numaralı davanın sonucunun beklenmesi istemli 10/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/112, K:2017/679 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1952, K:2017/3451 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 443,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
5- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin 10/12/2015 günü mesai bitiminden önce iptali istemli 09/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/111, K:2017/678 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1925, K:2017/3454 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 446,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
6- Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 17/12/2015 tarih ve 86673822-101-02-99-V045/8215 sayılı yazısında belirtilen, geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/117, K:2017/680 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1724, K:2017/3452 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 515,70-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Davacı şirketlerin 09/03/2018 tarih ve E.50863 sayı ile idare kaydına alınan dilekçesiyle, şirketleri tarafından açılan davalarda verilen yargı kararlarının gereklerinin yerine getirilmesi gerektiği, tüm kalemlerden dolayı her türlü faiz, her türlü müspet zarar, her türlü menfi zarar, her türlü munzam zarar ve her türlü diğer maddi ve manevi hak ve zararları saklı kalmak kaydı ve çekincesiyle kesin nitelikteki anılan yargı kararları gereğince;
a) İrat kaydedilen teminat tutarı olan 10.000.000-USD’nin,
b) 3095 sayılı Kanuni faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesi uyarınca 10.000.000-USD’nin irat kaydı tarihi olan 10/12/2015 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının (hangisi en yüksekse) USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizinin (bu şekilde idarece belirlenip hesaplanacak olan döviz faizinin),
c) İdare aleyhine hükmedilen toplam 10.800-TL vekâlet ücreti ile toplam 2.814,40-TL yargılama giderinin Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin Danıştay İdari Dava Daireleri’nce bozulmasına karar verilen kararları uyarınca idareye ödenen toplam 10.800,00-TL vekâlet ücretinin ve
d) Toplam 24.414,40-TL’nin 06/11/2017 tarihinden itibaren davalı idarece yıllık %9 üzerinden hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiş; ancak davalı idare tarafından vekâlet ücreti ve yargılama gideri ile teminat mektubu tutarı davacı şirketlere faizsiz bir şekilde ödenmiştir.
Bunun üzerine, 919.184-USD asıl alacağın 22/03/2018 tarihinden itibaren Halkbank’ın uyguladığı yıllık %4,75 ve değişmesi hâlinde değişen oranlarda uygulanacak döviz faizi ile birlikte aynen veya ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL’nin davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinde, kararlarda hükmedilen vekâlet ücretinin davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılacağı, birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması hâlinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunacağı belirtilmiş olup, ödemenin hiç yapılmaması veya eksik yapılması veyahut faiz istenildiği hâlde faiz işletilmeksizin yapılmasının süresi içinde ödeme yapılmadığı sonucunu doğuracağından bu kapsamda ileri sürülen taleplerin de genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunacağı başka bir anlatımla, bu hususlara ilişkin taleplerde 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinin 2. fıkrasının yaptığı atıf nedeniyle genel hükümlerin yer aldığı İcra ve İflas Kanunu’ndaki hükümlere göre icra dairelerinde icra takibi yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede, davanın vekâlet ücreti ile yargılama giderlerine ilişkin kısmının 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde belirtilen idari dava türleri arasında yer almadığı, ancak 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinin 2. fıkrası uyarınca genel hükümler dairesinde icra ve infaz edilebileceği açıktır.
Bu itibarla, dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’NİN DÜŞÜNCESİ :
Dava, Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesine ilişkin olarak gerçekleştirilen ihale kapsamında üzerinde ihale kalan davacılar (ortak girişim) tarafından Danıştay Onüçüncü Dairesi nezdinde açılan davalarda verilen “davanın reddi” yönündeki kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca bozularak, dava konusu “işlemlerin kesin olarak iptaline” karar verilmesi sonucu, davacılar tarafından idareye yapılan “zararlarının tazmini” isteminin reddi üzerine; 1- Kesinleşmiş Danıştay kararlarının uygulanması ile davanın reddi yolunda verilen ve onaylanarak kesinleşen Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin E:2015/5847 sayılı dosyasında hüküm altına alınan yargılama gideri tutarı ile karşı tarafa ödenmesine hükmedilen vekâlet ücretinin, 2- İptal ile sonuçlanan davalarda ortaklık lehine hüküm altına alınan yargılama gideri ile vekâlet ücreti toplamının, 3- Bu toplama 16/01/2017 tarihinden itibaren %9 ile faiz uygulanması, 4- İrat kaydedilen 10.000.000 USD’nin, 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca irat kayıt tarihi olan 10/12/2015 tarihinden itibaren en yüksek döviz faizinin uygulanarak hüküm altına alınmasına ve bulunacak toplam tutarın aynı Bankanın farklı hesaplarına yatırılmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davanın süresinde açıldığı ve eksik harcın dava sonuna göre tamamlattırılması mümkün olduğu görülmekle işin esasına geçildi.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmış; 28. maddesinin 2. fıkrasında ise, konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması hâlinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.” hükmü yer almıştır.
Bu nedenle, davacıların 1., 2. ve 3. olarak belirlenen istemlerinin Danıştay nezdinde açılan davada incelenmesi mümkün olmamaktadır.
Diğer istemlerine gelince; Danıştay Onüçüncü Dairesi nezdinde açılan ve red ile sonuçlanan davalara ait kararların temyizen incelemesini yapan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nca verilen kararlarda; “Anayasa’nın 47. maddesinde kamu tüzelkişilikleri tarafından yürütülen hizmetlerden hangilerinin özel hukuk sözleşmeleri ile üçüncü kişilere yaptırılabileceği ve devredilebileceğinin kanunla belirlenmesi gerektiği belirtilmiş ve 320 sayılı KHK ile, Anayasa’nın bu hükmüne uygun olarak istisnalar hariç münhasıran Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü’ne verilmiş olan karşılığı nakit olmak üzere, şans oyunlarını plânlama, tertip etme ve çekiliş düzenleme hak ve yetkisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş anonim şirketlere ayrı ayrı veya topluca lisans verilmek suretiyle devri mümkün kılınmış; bunun yanı sıra lisansın verilmesinin imzalanacak özel hukuk sözleşmesi ile gerçekleşeceği anılan KHK’de çok açık bir biçimde vurgulanmıştır.
Bu itibarla, şans oyunlarına ilişkin lisansın verilmesi kapsamında gerçekleştirilecek ihale öncesinde ve ihale sürecinde alınacak tüm kararlar ve yapılacak düzenlemeler ile hazırlanacak ihale dökümanlarında, taraflar arasında imzalanacak sözleşmenin özel hukuk sözleşmesi niteliğinde olduğunun mutlak suretle göz önünde bulundurulması, iş ve işlemlerin bu maddeye uygun olarak yürütülmesi, hukuki güvenlik ile ihalenin güvenirliği, saydamlık, rekabet ve eşitlik gibi ilkelerin sağlanması açısından ihale dokümanını oluşturan belgelerin birbiriyle uyumlu olması, tüm ihale işlemlerinin başından sonuna kadar ilgili mevzuat ve ihale dokümanları çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, ihale sonrasında taraflarca imzalanacak sözleşmenin idare tarafından imtiyaz sözleşmesi olarak değerlendirildiği ve ihale dokümanlarının da buna göre hazırlanarak ilana çıkıldığı, ihaleye katılacak aday ve isteklilere ihale konusu işin ‘imtiyaz usulü’ ile gördürüleceğinden hareketle doküman satıldığı ve ilgililerin de bu kapsamda doküman satın alarak ve ihaleye teklif verdikleri anlaşılmaktadır.
Somut olayda lisans sözleşmesinin uyuşmazlık konusu ihalenin esaslı bir unsuru olduğunda herhangi bir şüphe bulunmamakta olup, idarenin teklifler alındıktan sonra ihale süreci içinde ihalenin hukuki niteliğini imtiyaz sözleşmesinden özel hukuk sözleşmesine dönüştürmeye çalıştığı görülmektedir.
Bu itibarla, ihale sürecinin esaslı unsuru olan lisans sözleşmesine ilişkin olarak teklifler alındıktan sonra ortaya çıkan ve davalı idarece de anlaşılan bu farklılığın teklifler alındıktan sonra düzeltilemeyecek ve ihalenin iptalini gerektirecek ağırlıkta olduğu ve davalı idarece ihale işlemlerinin daha en baştan 320 sayılı KHK’nın Ek-2. maddesine uygun olarak yürütülmediği açıktır. Başka bir deyişle, 320 sayılı KHK’nın Ek-2. maddesindeki düzenlemeye göre ihale sürecindeki tüm işlemlerin lisans sözleşmesinin ‘özel hukuk sözleşmesi’ olacağından hareketle tesis edilmesi ve yürütülmesi gerekirken, ihale sürecinin ‘imtiyaz verme’ üzerine kurulduğu ve süreç içinde ‘özel hukuk sözleşmesi’ne dönüldüğü, bu durumun, isteklileri yanıltıcı ve teklife esas iradelerini amaçladıkları kamu güvencesi ortadan kalktığı için doğrudan etkiler nitelikte olduğu; öte yandan, sözleşmenin ancak Danıştay’ın düşüncesi alınarak değiştirilebileceği yönündeki hüküm dikkate alındığında ise, mevcut hâliyle sözleşme imzalanmış olsa bile, faaliyetin yürütülmesi sırasında gündeme gelebilecek sözleşme değişikliklerinin ne şekilde gerçekleştirileceği konusunda tereddütler yaşanacağı ve bu nedenlerle tâbi olduğu hukuki rejimi tamamen değişen ihalenin bu şekilde yapılması ve sonuçlandırılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Bu durumda, teklifler alındıktan sonra tâbi olduğu hukuki rejimi tamamen değişen ve isteklilerin teklife esas iradelerini olumsuz etkilemek suretiyle onları yanıltacak nitelikte olan, idarenin hatası nedeniyle ilgilileri belirsiz bir lisans ve faaliyet süreci ile karşı karşıya bırakan ve bu hâliyle hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil eden şans oyunlarının lisans verilmesi suretiyle özelleştirilmesi ihalesinde ve ihale komisyonu kararında hukuka uygunluk bulunmamıştır.” gerekçeleri ile Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin temyize konu kararlarının bozulmasına ve kesin olmak üzere işlemin iptaline karar verildiği görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinin son fıkrasında, ”İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” kuralına yer verilmiş; 2577 sayılı Yasa’nın 28. maddesinin 3. fıkrasında ise, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hâllerde idare aleyhine Danıştay veya ilgili idari mahkemelerde maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, uyuşmazlığa konu olan ihale süreci aşamasında teklifler alındıktan sonra, tâbi olduğu hukuki rejimi tamamen değişen ve ilgililerin teklife esas iradelerini olumsuz etkileyen ve idarenin hatalı işlemleri sonucu belirsiz bir lisans ve faaliyet sürecine yol açarak hukuki güvenlik ilkesini zedelediği ortaya konulan Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi ile bu ihaleye ait ihale komisyonu kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca iptal edilmiş bulunduğundan ve idarelerin açıkça hatalı ve kusurlu tesis ettiği yargı kararı ile ortaya konulan işlemleri sonucu ilgililerin uğradıkları veya yoksun kaldıkları maddi haklarının telafisi hukuk devleti ve hukuk güvenliği açısından zorunlu olduğundan, irat kaydedilen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesinin davacılar adına gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davacı ortak girişimin, yargı kararları ile hüküm altına alınan yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin tazmini isteminin incelenme imkânı bulunmadığından, bu kısma yönelik davanın incelenmeksizin reddine, davacıların idareye başvurduğu tarihten itibaren irat kaydedilen tutarın yasal faiziyle birlikte tazmini istemine havi davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemi yönünden kısmen reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Üye …’in, “2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinde, kararlarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, 1. fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılacağı, 1. fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması hâlinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunacağı belirtilmiş olup, ödemenin hiç yapılmaması veya eksik yapılması veyahut faiz istenildiği hâlde faiz işletilmeksizin yapılmasının süresi içinde ödeme yapılmadığı sonucunu doğuracağından bu kapsamda fer’i alacak niteliğindeki faize ilişkin taleplerin de asıl alacak gibi 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinin 2. fıkrasının yaptığı atıf nedeniyle genel hükümlerin yer aldığı İcra ve İflas Kanunu’ndaki hükümlere göre icra dairelerinde icra takibi yapılabileceği, uyuşmazlığın vekâlet ücretleri ile yargılama giderlerinin yasal faiz alacağına ilişkin kısmının görev yönünden reddi gerektiği” yolundaki usule ilişkin ayrışık oyuna karşı; davanın görüm ve çözümünde idarî yargı yerinin görevli olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, gereği görüşüldü:
Davalı idarenin usule yönelik itirazı geçerli görülmeyerek esasın incelenmesine geçildi.

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’da belirlenen pazarlık usulüyle 15/07/2014 tarihinde gerçekleştirilen “Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi”nde Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla, “… 2.755.000.000 (ikimilyaryediyüzellibeşmilyon) ABD Doları bedelle en yüksek teklifi veren Net Şans-Hitay Ortak Girişim Grubu’na ihale şartnamesi çerçevesinde lisansın 10 yıllık süre ile verilmesine, Net Şans-Hitay Ortak Girişim Grubu’nun Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca verilen süre içinde istenilen kesin teminatları vermemesi, diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi veya lisans sözleşmesini imzalamaması durumunda, alınan geçici teminatların Özelleştirme Fonu’na gelir kaydedilmesine, 2.750.000.000 (ikimilyaryediyüzellimilyon) ABD Doları bedelle en yüksek teklifi veren ERG-… Ortak Girişim Grubu’na ihale şartnamesi çerçevesinde lisansın 10 yıllık süre ile verilmesine, ERG-… Ortak Girişim Grubu’nun Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca verilen süre içinde istenilen kesin teminatları vermemesi, diğer yükümlülükleri yerine getirmemesi veya lisans sözleşmesini imzalamaması durumunda, alınan geçici teminatların Özelleştirme Fonu’na gelir kaydedilmesine ve ihalenin iptaline” şeklinde alınan Değerleme ve İhale Komisyonu kararının onaylanmasına karar verilmiştir.
Davalı idarece, … Şans-… Ortak Girişim Grubu tarafından sözleşmenin imzalanması için gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine, 10.000.000-USD tutarındaki geçici teminatın idareleri lehine irat kaydedilmesi ve ihalede ikinci teklifi veren ERG-… Ortak Girişim Grubu’na çağrıda bulunulmasına … tarih ve … sayılı Başkan Olur’u ile karar verilmiştir.
Davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısıyla davacı şirketlerin oluşturduğu ortak girişim grubunun sözleşme imzalamaya davet edildiği, davalı idarece sözleşmenin imzalanması için 13/08/2015 tarihine kadar verilen sürenin davacılar tarafından uzatılmasının istenilmesi üzerine 10/12/2015 tarihine kadar süre verildiği, ancak anılan ortak girişim grubu tarafından da yükümlülükler yerine getirilerek sözleşme imzalanmadığından … tarih ve … sayılı davalı idare işlemi ile davacıların oluşturduğu ortak girişim grubu tarafından anılan ihale için verilen 10.000.000-USD tutarındaki geçici teminatın idare lehine irat kaydedilmesine ve ihalenin iptaline karar verilmiştir.
Bu süreçte davacılar tarafından;
1- İdarî Şartname’nin 16.2. maddesi uyarınca ödeme tercihlerinin tutanak altına alınmak üzere gerekli hazırlıkların yapılması ve tutanağın imzalanması için yapılan başvurunun reddine dair Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına ve vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine ilişkin Dairemizin 28/04/2016 tarih ve E:2015/5847, K:2016/1366 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 20/10/2016 tarih ve E:2016/3548, K:2016/2734 sayılı kararıyla onanmasına;
2- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin ve ihale komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2015/6292, K:2017/675 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1920, K:2017/3450 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemlerin iptaline, 521,70-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
3- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin iptali ve geçici teminatın iadesi istemli 02/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/109, K:2017/676 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1926, K:2017/3455 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 455,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
4- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin iptali ve geçici teminatın iadesi istemli 24/11/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/110, K:2017/677 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1923, K:2017/3453 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 443,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
5- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin 10/12/2015 günü mesai bitiminden önce iptali, bu mümkün değilse Danıştay Onüçüncü Dairesi’nde açılan E:2015/6292 dosya numaralı davanın sonucunun beklenmesi istemli 10/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/112, K:2017/679 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1952, K:2017/3451 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 443,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
6- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin 10/12/2015 günü mesai bitiminden önce iptali istemli 09/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/111, K:2017/678 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1925, K:2017/3454 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 446,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
7- Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısında belirtilen, geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/117, K:2017/680 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1724, K:2017/3452 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 515,70-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1920, K:2017/3450 sayılı kararında, “… Somut olayda lisans sözleşmesinin uyuşmazlık konusu ihalenin esaslı bir unsuru olduğunda herhangi bir şüphe bulunmamakta olup, idarenin teklifler alındıktan sonra ihale süreci içinde ihalenin hukuki niteliğini imtiyaz sözleşmesinden özel hukuk sözleşmesine dönüştürmeye çalıştığı görülmektedir.
Bu itibarla, ihale sürecinin esaslı unsuru olan lisans sözleşmesine ilişkin olarak teklifler alındıktan sonra ortaya çıkan ve davalı idarece de anlaşılan bu farklılığın teklifler alındıktan sonra düzeltilemeyecek, ve ihalenin iptalini gerektirecek ağırlıkta olduğu ve davalı idarece ihale işlemlerinin daha en baştan 320 sayılı KHK’nin Ek-2. maddesine uygun olarak yürütülmediği açıktır. Başka bir deyişle 320 sayılı KHK’nin Ek-2. maddesindeki düzenlemeye göre ihale sürecindeki tüm işlemlerinin lisans sözleşmesinin ‘özel hukuk sözleşmesi’ olacağından hareketle tesis edilmesi ve yürütülmesi gerekirken, ihale sürecinin ‘imtiyaz verme’ üzerine kurulduğu ve süreç içinde ‘özel hukuk sözleşmesi’ne dönüldüğü, bu durumun, isteklileri yanıltıcı ve teklife esas iradelerini amaçladıkları kamu güvencesi ortadan kalktığı için doğrudan etkiler nitelikte olduğu; öte yandan sözleşmenin ancak Danıştay’ın düşüncesi alınarak değiştirilebileceği yönündeki hüküm dikkate alındığında ise, mevcut hâliyle sözleşme imzalanmış olsa bile, faaliyetin yürütülmesi sırasında gündeme gelebilecek sözleşme değişikliklerinin ne şekilde gerçekleştirileceği konusunda tereddütler yaşanacağı ve bu nedenlerle tâbi olduğu hukuki rejimi tamamen değişen ihalenin bu şekilde yapılması ve sonuçlandırılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Bu durumda, teklifler alındıktan sonra tâbi olduğu hukuki rejimi tamamen değişen ve isteklilerin teklife esas iradelerini olumsuz etkilemek suretiyle onları yanıltacak nitelikte olan, idarenin hatası nedeniyle ilgilileri belirsiz bir lisans ve faaliyet süreci ile karşı karşıya bırakan ve bu hâliyle hukuki güvenlik ilkesine aykırılık teşkil eden şans oyunlarının lisans verilmesi suretiyle özelleştirilmesi ihalesinde ve ihale komisyonu kararında hukuka uygunluk bulunmadığı…” gerekçesine yer verilerek anılan işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1724, K:2017/3452 sayılı kararında ise, “Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin ve ihale komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin 16/03/2017 günlü, E:2015/6292, K:2017/675 sayılı kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 günlü, E:2017/1920, K:2017/3450 sayılı kararıyla bozularak, dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda, davacıların, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının … günlü, … sayılı yazısında belirtilen, geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin dayanağını oluşturan, ihalenin ve ihale komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Daire kararının bozularak anılan işlemlerin iptaline karar verilmesi nedeniyle dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamıştır.” gerekçesine yer verilerek davacı şirketlerin geçici teminatının irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptaline karar verildiği görülmüştür.
Davacı şirketlerin … tarih ve … sayı ile idare kaydına alınan dilekçesiyle, şirketleri tarafından açılan davalarda verilen yargı kararlarının gereklerinin yerine getirilmesi gerektiği, tüm kalemlerden dolayı her türlü faiz, her türlü müspet zarar, her türlü menfi zarar, her türlü munzam zarar ve her türlü diğer maddi ve manevi hak ve zararları saklı kalmak kaydı ve çekincesiyle kesin nitelikteki anılan yargı kararları gereğince;
a) İrat kaydedilen teminat tutarı olan 10.000.000-USD’nin,
b) 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesi uyarınca 10.000.000-USD’nin irat kaydı tarihi olan 10/12/2015 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının (hangisi en yüksekse) USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizinin (bu şekilde idarece belirlenip hesaplanacak olan döviz faizinin),
c) İdare aleyhine hükmedilen toplam 10.800-TL vekâlet ücreti ile toplam 2.814,40-TL yargılama giderinin Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin Danıştay İdari Dava Daireleri’nce bozulmasına karar verilen kararları uyarınca idareye ödenen toplam 10.800,00-TL vekâlet ücretinin ve
d) Toplam 24.414,40-TL’nin 06/11/2017 tarihinden itibaren davalı idarece yıllık %9 üzerinden hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiş; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemiyle, davalara ilişkin vekâlet ücreti ve yargılama giderleri ile irat kaydedilen 10.000.000-USD tutarındaki teminatın ödenmesine ilişkin işlemlerin idarelerince gerçekleştirildiği, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun anılan kararında “teminatın faizi ile birlikte ödenmesine” dair bir ibare bulunmadığından, faize yönelik olarak idarelerince herhangi bir ödeme yapılmayacağına karar verilmesi üzerine, işbu işlemin iptali ile 919.184-USD asıl alacağın 22/03/2018 tarihinden itibaren Halkbank’ın uyguladığı yıllık %4,75 ve değişmesi hâlinde değişen oranlarda uygulanacak döviz faizi ile birlikte aynen veya ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL’nin davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle 16/04/2018 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kaydına alınan dilekçeyle bakılan dava açılmıştır.
Dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerden;
Danıştay İdari Dava Daireleri’nin yukarıda belirtilen kararlarıyla bozulmasına karar verilen Dairemiz kararları uyarınca davacılar tarafından davalı idareye altı dava için toplam 11.148,00-TL (1.858,00-TLx6) vekâlet ücreti ödemesinin yapıldığı;
Davalı idare tarafından davacılara ise; 15/03/2018 tarihinde 5.000.629,06-USD, 19.000.000,00-TL ve 331.067,61-TL; yine aynı tarihte 11.670,44-TL; 22/03/2018 tarihinde ise “vekâlet ücretleri” açıklaması yapılarak 6.131.40-TL, 4.459,20-TL ve 557,40-TL olmak üzere toplam 11.148,00-TL ödemenin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dairemizin 09/02/2022 tarihli ara kararıyla davacı şirketlerden ve davalı idareden;
“1- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’ne ilişkin olarak davacı şirketler tarafından 10.000.000 ABD Doları (USD) tutarlı geçici teminatın davalı idareye ödenmesine ilişkin dekont/teminat mektubunun onaylı bir örneğinin Dairemize gönderilmesinin istenilmesine,
2- Anılan ihalede davacı şirketlerce verilen geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin onaylı bir örneğinin Dairemize gönderilmesinin istenilmesine,
3- İdare tarafından teminatın irat kaydedilmesi üzerine, teminat bedelinin idare hesaplarına hangi ülke para birimi üzerinden ödendiğinin sorulmasına, buna ilişkin dekont/ların onaylı örneklerinin Dairemize gönderilmesinin istenilmesine,
4- İdarece geçici teminat bedeli için davacılara yapılan ödemelere ait dekont/ların (her bir dekontun hangi ödemeye ilişkin olduğuna ilişkin açıklamayı da içerir bir şekilde) onaylı birer örneğinin Dairemize gönderilmesinin istenilmesine,
5- Davacı şirketler tarafından idarece yapılan ödemeleri gösteren dekontların dava dosyasına sunulduğu görülmüş olup, idarece yapılan her bir ödemenin davacı şirketlerce uyuşmazlığa konu başvuruda talep edilen hangi kalemlere ilişkin olduğunun liste hâlinde (hangi dekontta hangi kaleme ve/veya kalemlere ilişkin ödemenin yapıldığını gösterir) sunulmak suretiyle söz konusu dekontların onaylı birer örneğinin Dairemize gönderilmesinin istenilmesine” karar verilmiştir.
Davacı şirketlerin ara kararına cevabi yazısında, teminatın nakde çevrilmesi durumu gözetilerek idarenin banka hesabına 09/12/2015 tarihinde 10.000.000-USD’nin gönderildiği, teminat mektubu aslı teslim alınmak suretiyle banka teminat mektubu şeklindeki teminatın nakit teminata dönüştürüldüğü belirtilmiştir.
Davalı idarenin ara kararına cevabi yazısında, teminatın 14/12/2015 tarihinde 10.000.000-USD karşılığı 29.843.000,00-TL olarak irat kaydedildiği, yargı kararına istinaden 14/03/2018 tarihinde teminatın ödenmesine ilişkin Olur alındığı, Özelleştirme Fonu’nun nakit durumu ile fonun gelir gider durumu gözönünde bulundurularak 5.000.629,06-USD, 19.000.000,00-TL ve 331.067,31-TL olarak (o tarihteki 1 Amerikan Doları 3,8667-TL) toplam 10.000.000-USD’ye karşılık gelen tutarın davacılardan … A.Ş.’ye ait hesaplara 15/03/2018 tarihinde yatırıldığı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarında yer alan yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davacılara ödendiği, tahsil edilen vekâlet ücretlerinin ise iade edildiği, öte yandan, yargı kararında geçici teminatın faizle ödenmesine ilişkin bir ibarenin bulunmadığı belirtilmiştir.
Davalı idarece davacıların ara kararına cevabi yazısına ilişkin olarak verilen beyan dilekçesi ekinde ise, 4.459,20-TL, 557,40-TL, 6.131,40-TL olmak üzere toplam 11.148,00-TL’nin 22/03/2018 tarihinde … A.Ş.’nin … A.Ş.’deki hesabına gönderildiğine ilişkin “bozma kararı sonrası iade edilen vekâlet ücretleri” açıklamasıyla idarelerine ait Ziraat Bankası Müşteri Hesap Ekstresi; “Yasal kesintiler sonrası ödenen vekâlet ücretleri” açıklamasıyla, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun “2017/1724”, “2017/1920”, “2017/1923”, “2017/1925”, “2017/1926”, “2017/1952” esas sayılı dosyalarına ilişkin olarak … A.Ş.’ye 15/03/2018 tarihinde 11.670,44-TL tutarında ödeme yapılmasına dair … tarih ve … sayılı “Yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ödemesi” konulu yazı sunulmuştur.
Bu kapsamda, dava dosyası incelendiğinde, dava dilekçesi ekinde sunulan dekontlar ile davalı idarece ara kararına verilen cevabi yazıda belirtilen hususların ve beyan dilekçesi ekinde sunulan belgelerin birbiriyle uyumlu olduğu görülmüştür.

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, idarî dava türleri; idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmış; 11. maddesinin işlem tarihindeki hâlinde,
“1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.
2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.”; 12. maddesinde, “İlgililer haklarını ihlâl eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması hâlinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu hâlde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” kuralları yer almıştır.
Aynı Kanun’un “Kararların sonuçları” başlıklı 28. maddesinde,
“1. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez… Ancak disiplin hükümleri saklıdır.
2. Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması hâlinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.

6. Tazminat ve vergi davalarında idarece, mahkeme kararının tebliğ tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süreye 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 48’inci maddesine göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faiz ödenir. Ancak mahkeme kararının davacıya tebliği ile banka hesap numarasının idareye bildirildiği tarih arasında geçecek süre için faiz işlemez.” kuralına yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” kuralı yer almıştır.
3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine Dair Kanun’un 1. maddesinde, “Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hâllerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse bu ödeme yıllık yüzde oniki oranı üzerinden yapılır. Cumhurbaşkanı, bu oranı aylık olarak belirlemeye, yüzde onuna kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmaya yetkilidir.”; 2. maddesinin 1. fıkrasında, “Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.”; 4/a maddesinde, “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hâllerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” kurallarına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacılar tarafından, davalı idarece geçici teminatın irat kaydı işleminin yargı kararıyla iptali üzerine geçici teminata ve yargı kararlarında idareleri aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ile yargılama giderine ilişkin olarak yapılan ödemeler borçlar hukuku çerçevesinde akdi ilişkiye dayalı yapılmış bir ödeme gibi değerlendirilmek suretiyle dava dilekçesinde birtakım hesaplamalar yapılarak geçici teminat yönünden ödenmeyen 919.184-USD asıl alacağın davalı idareden tahsiline karar verilmesi istenilmiş ise de, davalı idarece yapılan ödemelerin idari yargı kararlarında hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri ile geçici teminatın irat kaydı işleminin iptali nedeniyle ilamın infazı kapsamında yapıldığı açıktır. Bu bağlamda, her ne kadar dava dilekçesinde talep konusu geçici teminata ilişkin “asıl alacak” şeklinde nitelendirilmiş ise de davalı idarece yapılan ödemelerin ilamın infazı kapsamında bir ödeme olduğu anlaşıldığından, davacı şirketlerce tazmini istenilen tutarın geçici teminatın, vekâlet ücretinin ve yargılama giderlerinin faizine ilişkin olduğu sonucuna varılmıştır.
Dava konusu işlemin vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden incelenmesinden;
Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ile anılan ihale sürecinde davacılar tarafından davalı idareye karşı açılan davalarda verilen kararların birlikte incelenmesinden, Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin ve ihale komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2015/6292, K:2017/675 sayılı kararında 1.800,00-TL; Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin iptali ve geçici teminatın iadesi istemli 02/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/109, K:2017/676 sayılı kararında 1.800,00-TL; Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin iptali ve geçici teminatın iadesi istemli 24/11/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/110, K:2017/677 sayılı kararında 1.800,00-TL; Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin 10/12/2015 günü mesai bitiminden önce iptali, bu mümkün değilse Danıştay Onüçüncü Dairesi’nde açılan E:2015/6292 dosya numaralı davanın sonucunun beklenmesi istemli 10/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/112, K:2017/679 sayılı kararında 1.800,00-TL; Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin 10/12/2015 günü mesai bitiminden önce iptali istemli 09/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/111, K:2017/678 sayılı kararında 1.800,00-TL ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 17/12/2015 tarih ve 86673822-101-02-99-V045/8215 sayılı yazısında belirtilen, geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/117, K:2017/680 sayılı kararında 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmesi üzerine davacılar tarafından davalı idareye her bir dosya için 1.858,00-TL olmak üzere toplam 11.148,00-TL vekâlet ücreti ödemesinin yapıldığı, anılan kararların Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu kararlarıyla bozulması üzerine ise davalı idarece toplam 11.148,00-TL’nin davacılara iade edildiği anlaşılmaktadır.
Dairemiz kararlarının temyizen incelenerek bozulması üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun (sırasıyla) 06/11/2017 tarih ve E:2017/1920, K:2017/3450 sayılı kararında 521,70-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin; 06/11/2017 tarih ve E:2017/1926, K:2017/3455 sayılı kararında 455,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin; 06/11/2017 tarih ve E:2017/1923, K:2017/3453 sayılı kararında 443,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin; 06/11/2017 tarih ve E:2017/1952, K:2017/3451 sayılı kararında 443,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin; 06/11/2017 tarih ve E:2017/1925, K:2017/3454 sayılı kararında 446,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin; 06/11/2017 tarih ve E:2017/1724, K:2017/3452 sayılı kararında 515,70-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı şirketler tarafından 09/03/2018 tarihli dilekçeyle yargı kararlarında lehe hükmedilen yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin yasal faiziyle birlikte taraflarına ödenmesinin davalı idareden istenildiği, bu kapsamda davalı idarece 15/03/2018 tarihinde 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinde belirlenen 30 günlük ödeme süresi içinde yasal mevzuat uyarınca yapılması gerekli kesintiler sonrasında yargılama gideri ve vekâlet ücretinin toplam 11.670,44-TL olarak ödendiği görülmüştür.
Bu itibarla, 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinde belirtilen süre içinde yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı idarece ödendiği anlaşıldığından, dava konusu işlemin konusuz kalan bu kısmı yönünden karar verilmesine gerek bulunmamakla birlikte, maddede yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin ödemenin belirtilen süre içinde ödeme yapılması hâlinde ayrıca bir faiz ödenmesi gerektiğine ilişkin bir kurala yer verilmediği, nitekim aynı maddenin 6. fıkrasında yer alan davalı idareler tarafından faiz ödenmesi gerektiğine ilişkin kuralın ise sadece tazminat ve vergi davalarına yönelik olduğu anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinde belirtilen süre içinde ödenen yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin faiz istemi yönünden davanın reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dava konusu işlemin irat kaydedilen 10.000.000-USD tutarlı geçici teminat yönünden incelenmesinden;
Davalı idarece sözleşmenin imzalanması için davacıların oluşturduğu ortak girişim grubuna verilen sürede yükümlülükler yerine getirilerek sözleşme imzalanmadığından 11/12/2015 tarih ve 1031 sayılı işlem ile anılan ortak girişim grubu tarafından davalı idare hesabına yatırılan (teminat mektubu iade alınmak suretiyle nakdi olarak) 10.000.000-USD geçici teminatın idare lehine irat kaydedilmesine ve ihalenin iptaline karar verildiği, davacılar tarafından geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/117, K:2017/680 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1724, K:2017/3452 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline kesin olarak karar verilmesi üzerine davacıların 09/03/2018 tarihli başvurusu kapsamında geçici teminat tutarına ilişkin olarak davalı idarece 15/03/2018 tarihinde 19.000.000,00-TL (3,8667-TL satış kuru üzerinden 4.913.750,74-USD), 331.067,61-TL (3,8667-TL satış kuru üzerinden 85.620,20-USD) ve 5.000.629,06-USD olmak üzere toplam 10.000.000-USD ödeme yapıldığı anlaşıldığından, dava konusu işlemin konusuz kalan bu kısmı yönünden de karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Davalı idare tarafından, dava konusu işlemde, irat kaydedilen 10.000.000-USD tutarındaki teminatın, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin ödenmesine ilişkin işlemlerin idarelerince gerçekleştirildiği ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun anılan kararında teminatın faizi ile birlikte ödenmesine dair bir ibare bulunmaması sebebiyle faize yönelik olarak idarelerince herhangi bir ödeme yapılamayacağı belirtilmiştir.
İdarî yargı yerlerince verilen idarî işlemin iptali kararları, idarî davaya konu edilen idarî işlemi tesis edildiği tarihten itibaren ortadan kaldırarak, idarî işlemden önceki hukukî durumun geri gelmesini sağlar.
Kamu idareleri, görmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerini yürütürken hukuka uygun biçimde hareket etmek zorunda olup, hukuka aykırı işlem veya eylemlerden dolayı kişilerin uğradıkları zararları Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca tazmin etmek zorundadırlar.
Faizle para borçları arasında sıkı bir ilişki olup, faiz, hukuki niteliği itibarıyla asıl alacağı genişleten fer’i bir hak olan, alacaklının alacak olarak talep etmeye yetkili olduğu bir miktar parayı kullanmaktan belirli bir süre mahrum kalması nedeniyle, mahrum kaldığı zaman içinde meydana gelen zararına karşılık kendisine ödenmesi gereken ve asıl alacağa bağlı fer’i bir hak olarak tanımlanmaktadır. Talep etmeye yetkili olduğu bir miktar parayı kullanmaktan mahrum kalan ilgilinin, mahrum kaldığı süre için faiz uygulanmasını isteme hakkına sahip olmakla birlikte, bu kaybın veya yoksun kalınan kazancın idareden istenebilmesi için idarenin doğrudan veya dolaylı bir kusurunun bulunması da kural olarak aranmaz.
Hukuka aykırı işlem nedeniyle yoksun kalınan maddi hakların karşılanmasının zaman içinde gecikmesi ve bu gecikmeden doğan zararın karşılanması için 3095 sayılı Kanun uyarınca faiz uygulanması gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin faiz konusundaki kararlarına bakıldığında, konunun genel olarak mülkiyet hakkı çerçevesinde ele alındığı görülmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, “Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi hâlinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz, 120’inci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir.” şeklindeki kuralın iptali istemiyle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 10/02/2011 tarih ve E:2008/58, K:2011/37 sayılı kararında, “Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık devlettir.
Anayasa’nın 35. maddesinde ise, herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Mülkiyet hakkı, herkese başkasının hakkına zarar vermemek ve yasaların koyduğu sınırlamalara uymak koşuluyla, sahibi olduğu şey üzerinde dilediği biçimde yararlanma, tasarruf etme, başkalarına devretme, kullanma, biçimini değiştirme, harcama ve tüketme olanağı verir.
İtiraz konusu kural, kamu kurumları ile kişiler arasında kamu idarelerinin kamu gücüne dayalı yetkilerini kullanırken hatalı işlemleri nedeni ile oluşan alacaklı-borçlu ilişkilerinin borçlu olan kamu kurumları lehine bozulmasına sebebiyet vermektedir. Bunun yanında kamu kurumlarının borcunu ödemesini geciktirmede teşvik edici olmakta ve vatandaşların devlete olan güvenini sarsmaktadır.
Vergi, devletin vatandaşlardan kamu gücüne dayalı ve karşılıksız tahsil ettiği bedel olsa da idarece yapılmış olan vergi tahsilâtının fazla veya yersiz olduğu tespit edildikten sonra bu tahsilât, mükellefler için bir ‘alacak’ hâline gelmektedir.
Alacak hakkı mülkiyet hakkı kapsamında kişilerin temel haklarındandır. Kişiler yanlış veya yersiz vergi tahsilatı nedeni ile belli bir süre mülkiyetlerinde olması gereken bir meblağdan kullanma, tasarruf etme ve harcama şeklinde yararlanma imkânından mahrum kalmaktadırlar. Bu süre zarfında enflasyon nedeni ile paranın değerinde oluşan aşınma ile mülkiyetin gerçek değeri azaldığı gibi bu mülkiyetin tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden yararlanmak imkânı da bulunmamaktadır. Bu şekilde kişiler mülkiyet haklarından mahrum edilerek haksızlığa uğratılmaktadır.
İtiraz konusu düzenleme ile devlet fazla veya yersiz yapılmış tahsilâtlar ile hazinesinde tuttuğu meblağı kişilere iade ederken üzerinden uzun zaman geçmiş olsa bile talep tarihinden üç ay sonra başlamak üzere işleyecek faizi ödemektedir. Düzenleme ile elde edilen kamu yararı kamu için öncelikli, genel menfaatleri koruyan, kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için zorunlu bir durum arz etmemekte, sadece devlete başkasının mülkü üzerinde sebepsiz ve karşılıksız biçimde tasarruf etme hakkını vermektedir.
Fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde, tahsilâtın yapıldığı tarih yerine başvuru tarihinden üç ay sonra başlamak üzere işleyecek faizin ödenmesine ilişkin kural, kişinin belli bir dönem için faiz gelirinden mahrum kalması sonucunu doğurarak genel yarar ile kişi yararı arasındaki dengenin bozulmasına yol açmakta, bu durum hukuk devletinde korunması gereken mülkiyet hakkının ihlâline neden olmaktadır.” değerlendirmesine yer verilmiştir.
Bu durumda, idarenin, kendi eylem ve/veya işlemlerinden doğan zararı tazmin etmesi hukuk devleti ilkesinin gereği olup, davacı şirketlerin teminatın irat kaydı işlemine ilişkin olarak açılan davalarda, teminatın irat kaydı işleminin hukuka aykırı olduğuna karar verildiği, hukuka aykırı işlem nedeniyle 11/12/2015 tarihinde irat kaydedilen 10.000.000-USD’nin ise anılan yargı kararının yerine getirilmesini teminen 15/03/2018 tarihinde davacılara iade edildiği, öte yandan geçici teminat tutarının davacılar tarafından davalı idare hesabına nakit 10.000.000-USD olarak yatırıldığı anlaşıldığından, 10.000.000-USD’nin irat kaydedildiği 11/12/2015 tarihi başlangıç alınarak davacılara teminat bedelinden mahrum kalındığı süre için 3095 sayılı Kanun’un “Yabancı para borcunda faiz” başlıklı 4/a maddesi uyarınca, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle faiz ödemesi yapılması gerektiği kuralı çerçevesinde ödeme yapılması gerektiği açık olduğundan, faiz talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacı şirketlerin zararının, yargı kararıyla hukuka aykırı bulunan irat kaydı işlemi nedeniyle geçici teminat bedelinin irat kaydedildiği 11/12/2015 tarihi ile davalı idarece ödemenin yapıldığı 15/03/2018 tarihleri arasında kullanılamamasından kaynaklandığı, hesaplanacak tazminat miktarının faiz niteliğinde olmayıp davacı şirketler açısından idarenin hukuka aykırı işleminden kaynaklanan bir zarar niteliğinde olduğu, hesaplanan zarar miktarı üzerinden faiz yürütülmesine de engel bir durum bulunmadığı, dolayısıyla idarece hesaplanacak olan bu zarar üzerinden faiz hesaplanmasının, faize faiz yürütülemeyeceği yönündeki genel ilke ile belirtilen şekildeki kabule aykırılık teşkil etmeyeceği açıktır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının hukukî sonucu olarak davacılara ödenmesi gereken tazminat miktarı davalı idarece hesaplanmak suretiyle netleşeceğinden, işbu kararımız uyarınca, davalı idare tarafından, 10.000.000-USD tutarındaki teminatın irat kaydedildiği 11/12/2015 tarihinden anılan tutarın davacılara ödendiği 15/03/2018 tarihine kadar “taleple bağlılık” ilkesi uyarınca dava dilekçesinde belirtilen “919.184-USD’ye yıllık %4,75 ve değişmesi hâlinde değişen oranlarda” talebi aşılmayacak şekilde 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak yabancı para faizinin (zararın), yine dava dilekçesinde belirtilen “22/03/2018 tarihinden itibaren yıllık %4,75 ve değişmesi hâlinde değişen oranlarda” talebi de aşılmayacak şekilde 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak faiziyle birlikte davacılara ödenmesi sonucunu doğuracağı kuşkusuzdur.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu işlemin geçici teminat tutarına 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca faiz işletilmesi isteminin reddine ilişkin kısmının İPTALİNE oybirliğiyle,
2. Dava konusu işlemin yargılama gideri ve vekâlet ücretine faiz işletilmesi isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden davanın REDDİNE oyçokluğuyla,
3. Dava konusu işlemin davacının diğer istemlerine ilişkin kısmı hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA oybirliğiyle,
4. Sonuç olarak dava kısmen ret, kısmen iptal, kısmen karar verilmesine yer olmadığı kararı ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …TL yargılama giderinin yarısı olan …TL’nin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, kalan …-TL’nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idareye verilmesine, …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacılara verilmesine,
6. İstemleri hâlinde maktu harcın mahsubu sonucu kalan …-TL harcın davacılara iadesine,
7. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacılara iadesine,
8. Bu kararın tebliği tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 04/05/2023 tarihinde kısmen oyçokluğu kısmen oybirliğiyle karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Hukuki niteliği itibarıyla asıl alacağı genişleten fer’i bir hak olan faiz, alacaklının alacak olarak talep etmeye yetkili olduğu bir miktar parayı kullanmaktan belirli bir süre mahrum kalması nedeniyle, mahrum kaldığı zaman içinde meydana gelen zararına karşılık kendisine ödenmesi gereken ve asıl alacağa bağlı fer’i bir hak olarak tanımlanmaktadır. Talep etmeye yetkili olduğu bir miktar parayı kullanmaktan mahrum kalan ilgilinin, mahrum kaldığı süre için faiz uygulanmasını isteme hakkına sahip olmakla birlikte, bu kaybın veya yoksun kalınan kazancın idareden istenebilmesi için idarenin doğrudan veya dolaylı bir kusurunun bulunması da kural olarak aranmaz.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 29/01/2009 tarih ve E:2008/21191, K:2009/1814 sayılı kararında, “Takip dayanağı ilamda, faiz ve faizin başlangıcı konusunda bir hüküm bulunmaması hâlinde karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebilir. (HGK.nun 05/04/2000 tarih ve 2000/12-739 E. 2000/746 K. HGK.nun 04/07/2001 tarih ve 2001/2-565 E.) Somut olayda dayanak ilam infazı için kesinleşmesi gereken ilamlardan da olmadığından işlemiş faiz, karar tarihinden takip tarihine kadar hesaplanmalı ve itiraz bu kurallar çerçevesinde değerlendirilmelidir. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde faizin istenilemeyeceğine dair hüküm tesisi isabetsizdir.”; 22/06/2010 tarih ve E:2010/4243, K:2010/16210 sayılı kararında, “HGK.nun 04/07/2000 tarih ve 2001/12-565 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; ilamda faize hükmedilmemiş olan hâllerde, edayı içeren bölüm için alacak karar tarihinde muaccel hâle geleceğinden, bu tarihten itibaren faiz istenmesi mümkündür.”; 27/12/2011 tarih ve E:2011/12172, K:2011/31359 sayılı kararında, “HGK.nun 04/07/2000 tarih ve 2001/12-565 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; ilamda faize hükmedilmemiş olan hâllerde, edayı içeren bölüm için alacak karar tarihinde muaccel hâle geleceğinden, bu tarihten itibaren faiz istenmesi mümkündür. Alacaklı, Borçlar Kanunu’nun 84. maddesi uyarınca yapılan kısmi ödemeyi karar tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen dönem için işleyecek ferilerden mahsup ederek bakiye alacak için takip yapabilir. Bu durumda alacaklının karar tarihi ile ödeme tarihi arasındaki dönem için faiz alacağına yönelik olarak ilamlı takip yapmasında yasaya uygun olmayan bir yön bulunmadığı…”; 12/12/2019 tarih ve E:2018/13617, K:2019/17852 sayılı kararında, “…icra takibinin dayanağı olan İstanbul 9. Vergi Mahkemesi kararında, ‘… davanın kabulüne, dava konusu emlak vergisi tahakkukunun iptali ile ödenen miktarın davacıya iadesine, …1.000,00-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine,…’ hükmedildiği, borçluya gönderilen icra emrinde 1.000,00-TL vekâlet ücreti ve 109,30-TL yargılama gideri, yanında 181.928,01-TL asıl alacak (iptal edilen emlak vergisi) ve 32.781,44-TL işlemiş faiz (asıl alacak, vekâlet ücreti ve yargılama gideri faizi) olmak üzere toplam 215.818,75-TL alacağın tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır… İlamın davacı yararına hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretine ilişkin bölümü ise bir tahsil (eda) hükmü niteliğinde olduğundan bu bölümün ilamlı takibe konu yapılması mümkündür… Ancak, takip dayanağı ilamda faiz konusunda bir hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. HGK’nun 04/07/2000 tarih ve 2001/12-565 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; ilamda faize hükmedilmemiş olması hâlinde, edayı içeren bölüm için alacak karar tarihinde muaccel hâle geleceğinden, bu tarihten itibaren faiz istenmesi mümkündür…” gerekçeleri ile karar verilmiştir.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’da belirlenen pazarlık usulüyle 15/07/2014 tarihinde gerçekleştirilen “Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi” Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 12/08/2014 tarih ve 2014/92 sayılı kararıyla, 2.750.000.000 (ikimilyaryediyüzellimilyon) ABD Doları bedelle en yüksek ikinci teklifi veren ERG-… Ortak Girişim Grubu üzerinde bırakılmış ancak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca verilen süre içinde anılan ortak girişim grubu tarafından sözleşmenin imzalanması için gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine 10.000.000-USD tutarındaki geçici teminatın idare lehine irat kaydedilmesine ve ihalenin iptaline karar verilmiştir.
Bu süreçte davacılar tarafından;
1- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin ve ihale komisyonu kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2015/6292, K:2017/675 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1920, K:2017/3450 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemlerin iptaline, 521,70-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
2- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin iptali ve geçici teminatın iadesi istemli 02/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/109, K:2017/676 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1926, K:2017/3455 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 455,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
3- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin iptali ve geçici teminatın iadesi istemli 24/11/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/110, K:2017/677 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1923, K:2017/3453 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 443,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
4- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin 10/12/2015 günü mesai bitiminden önce iptali, bu mümkün değilse Danıştay Onüçüncü Dairesi’nde açılan E:2015/6292 dosya numaralı davanın sonucunun beklenmesi istemli 10/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/112, K:2017/679 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1952, K:2017/3451 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 443,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
5- Şans Oyunlarının Lisans Verilmesi Suretiyle Özelleştirilmesi İhalesi’nin 10/12/2015 günü mesai bitiminden önce iptali istemli 09/12/2015 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle (zımnen) reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/111, K:2017/678 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1925, K:2017/3454 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 446,00-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine;
6- Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 17/12/2015 tarih ve 86673822-101-02-99-V045/8215 sayılı yazısında belirtilen, geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki Dairemizin 16/03/2017 tarih ve E:2016/117, K:2017/680 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 06/11/2017 tarih ve E:2017/1724, K:2017/3452 sayılı kararıyla bozulmasına ve dava konusu işlemin iptaline, 515,70-TL yargılama gideri ile 1.800,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Davacı şirketlerin 09/03/2018 tarih ve E.50863 sayı ile idare kaydına alınan dilekçesiyle, şirketleri tarafından açılan davalarda verilen yargı kararlarının gereklerinin yerine getirilmesi gerektiği, tüm kalemlerden dolayı her türlü faiz, her türlü müspet zarar, her türlü menfi zarar, her türlü munzam zarar ve her türlü diğer maddi ve manevi hak ve zararları saklı kalmak kaydı ve çekincesiyle kesin nitelikteki anılan yargı kararları gereğince;
a) İrat kaydedilen teminat tutarı olan 10.000.000-USD’nin,
b) 3095 sayılı Kanuni faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 4/a maddesi uyarınca 10.000.000-USD’nin irat kaydı tarihi olan 10/12/2015 tarihinden itibaren Devlet Bankalarının (hangisi en yüksekse) USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizinin (bu şekilde idarece belirlenip hesaplanacak olan döviz faizinin),
c) İdare aleyhine hükmedilen toplam 10.800-TL vekâlet ücreti ile toplam 2.814,40-TL yargılama giderinin Danıştay Onüçüncü Dairesi’nin Danıştay İdari Dava Daireleri’nce bozulmasına karar verilen kararları uyarınca idareye ödenen toplam 10.800,00-TL vekâlet ücretinin ve
d) Toplam 24.414,40-TL’nin 06/11/2017 tarihinden itibaren davalı idarece yıllık %9 üzerinden hesaplanacak yasal faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiş; ancak davalı idare tarafından vekâlet ücreti ve yargılama gideri ile teminat mektubu tutarı davacı şirketlere faizsiz bir şekilde ödenmiştir.
Bunun üzerine, 919.184-USD asıl alacağın 22/03/2018 tarihinden itibaren Halkbank’ın uyguladığı yıllık %4,75 ve değişmesi hâlinde değişen oranlarda uygulanacak döviz faizi ile birlikte aynen veya ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL’nin davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Yargıtay içtihatlarıyla, ilamda faiz ve faizin başlangıcı konusunda hüküm bulunmaması hâlinde, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği kabul edilmiştir.

Bu bağlamda, kararda hükmedilmiş olan vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine de muaccel hâle geldiği karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği açıktır. Ayrıca mahkemenin tutanağa bağlayarak nihai kararını verdiği tarihten, kararın imzalanarak onaylı bir örneğinin davacıya veya vekiline tebliğ edildiği tarihe kadar geçen sürenin vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin tahsilini geciktirdiği dikkate alındığında, davacının geciken tahsilat nedeniyle faiz kaybına uğradığı kuşkusuz olup, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerini gecikmeli olarak ödeyen ve ödeme tarihine kadar vekâlet ücreti ve yargılama giderleri uhdesinde kullanan davalı idarenin, karar tarihinden vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin ödendiği tarihe kadar geçen sürede davacının uğradığı faiz kaybını tazminen karşılaması gerektiği açıktır.
Diğer yandan 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinde vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin ödenmesi için, davacının veya vekilinin banka hesap numarasını davalı idareye bildirmek zorunda olması ve davalı idareye de bu bildirim tarihinden itibaren otuz günlük ödeme süresi verilmesi, kararın infazı ile ilgili bir husus olup bu süreyi borcun vadesine ilişkin bir süre olarak nitelendirmek mümkün değildir.
Bu itibarla, davacı şirketlerin 09/03/2018 tarihli dilekçesiyle, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarında hükmedilen toplam 10.800,00-TL vekâlet ücretinin, 2.814,40-TL yargılama giderlerinin ve Dairemizin bozulan ilamlarında hükmedilen toplam 10.800,00-TL vekâlet ücretinin 06/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi davalı idareden istenilmiş olmasına rağmen, davalı idare tarafından vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin 15/03/2018 ve 22/03/2018 tarihinde davacı şirketlere faizsiz bir şekilde ödendiği anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davalı idarece belirtilen süre içinde sadece vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin bir ödeme yapıldığı, faize ilişkin ise bir ödeme yapılmadığı dikkate alındığında, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarında hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri alacağının kararların verildiği 06/11/2017 tarihinden ödemenin yapıldığı 15/03/2018 tarihine kadar, Dairemizin bozulan kararları uyarınca davalı idareye ödenen 10.800,00-TL vekâlet ücretinin ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararlarının verildiği 06/11/2017 tarihinden davalı idarece geri ödemenin yapıldığı 22/03/2018 tarihine kadar faiz işletilerek hesaplanacak yasal faiz alacağının da taleple bağlılık ilkesi uyarınca 22/03/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacı şirketlere ödenmesi gerektiği oyuyla, kararın redde ilişkin kısmına katılmıyorum.