Danıştay Kararı 13. Daire 2018/1317 E. 2020/2670 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/1317 E.  ,  2020/2670 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/1317
Karar No : 2020/2670

DAVACI: … A.Ş.
VEKİLİ: Av. …
DAVALI: … Kurumu (… )
VEKİLLERİ: Av. …, Av. …

DAVANIN KONUSU :
1. Davacı şirketin ikinci tarife uygulama dönemi perakende satış tarifelerine ilişkin 03/01/2018 tarih ve 30290 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının 1. maddesinin iptali istenilmektedir.
2. Anılan kararın dayanağı olduğu ileri sürülen 30/12/2017 tarih ve 30286 sayılı 1. Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Kurul kararının 1. maddesi ile söz konusu karar nedeniyle 01/07/2017 tarih ve 30111 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Kurul kararının 8. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişikliğin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Piyasada faaliyet gösteren dağıtım şirketlerinin “kârlılığı” ile doğrudan ilgisi bulunan “yatırımlarının ilk tarife dönemi sonunda geriye dönük olarak enflasyonla güncellenmesinin yapılacağı” kriterinin yalnızca açılan ihaleler neticesinde hizmet vermeye başlayan doğal gaz dağıtım şirketleri için geçerli kılınmasının objektif hukuk düzeninde aynı faaliyeti gösteren ve aynı hukuki statü içinde hareket eden kişiler arasındaki eşitliği bozacağı, bu uygulamanın gelir eşitsizliği yaratacağı, “enflasyon ile güncelleme” yapılamayacağına ilişkin kuralın açıkça hem mevzuata hem de eşitlik ve hakkaniyet gibi idare hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :
Usul yönünden davanın süresinde açılmadığı, E:2013/427 sayılı dosya ile bu dosya arasında bağlantı kararı verilmesi ve bekletici mesele yapılması gerektiği, perakende satış tarifesi için baz varlık tabanının yanlış belirlendiği iddiasının bu yönüyle haksız olduğu, Kurul’un ihaleli şirketler ile mevcut şirketler bakımından farklı kurallar getirmesinin eşitlik ilkesinin bir gereği olduğu, davacının geçmiş dönem yatırımları için enflasyonla güncelleme yapılamayacağı, davacı için ilgili yılda şirketin tarifesinin Kurul tarafından hesaplandığı, bu hesaplama yapılırken yatırımların değil, birim maliyetlerin enflasyonla güncellendiği, Danıştay 13. Dairesi’nin E:2013/427 sayılı dosyada verdiği kararın bu dava bakımından emsal teşkil ettiği ve dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’UN DÜŞÜNCESİ : Dava; davacı şirketin ikinci tarife uygulama dönemi perakende satış tarifelerine ilişkin 03.01.2018 tarih ve 30290 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 1. maddesinin, anılan kararın dayanağı olduğu ileri sürülen 30.12.2017 tarih ve 30286 sayılı 1. Mükerrer Resmî Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 1. maddesi ile söz konusu karar nedeniyle 01.07.2017 tarih ve 30111 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu kararının 8. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişikliğin iptali istemi ile açılmıştır.
4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun 1. maddesinde;
“Bu Kanunun amacı; doğal gazın kaliteli, sürekli, ucuz, rekabete dayalı esaslar çerçevesinde çevreye zarar vermeyecek şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için, doğal gaz piyasasının serbestleştirilerek mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir doğal gaz piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin sağlanmasıdır.” hükmü yer almaktadır.
Kanun’un 15. maddesiyle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen 5/A maddesinde yer alan hükümler ile Kurul’un doğal gaz piyasası ile ilgili görevleri düzenlenmiştir.
Diğer yandan Kanun’un 11. maddesinde,” Perakende Satış Tarifesi: Dağıtım şirketleri en ucuz kaynaktan gaz temin ettiklerini, verimli ve güvenli işletmecilik yaptıklarını ispat etmek zorunda olup, lisans süresi içerisinde de bu yükümlülüğe uymak zorundadır. Dağıtım şirketinin birim gaz alım fiyatı, birim hizmet bedeli, amortisman bedelleri ve diğer faktörlerden meydana gelecek olan perakende satış fiyatları ve tarife esasları Kurumca belirlenir. Belirlenen perakende satış fiyatının dışında tüketicilerden herhangi bir ad altında ücret talep edilemez. Perakende satış tarifeleri enflasyon ve diğer hususlar göz önüne alınarak, dağıtım şirketlerinin Kuruma başvurması halinde yeniden tespit edilebilir. Kurum bu fiyatların tespitinde hizmet maliyeti, yatırıma imkân sağlayacak makul ölçüde kârlılık ve piyasada cari olan doğal gaz alış fiyatlarını ve benzeri durumları dikkate alır. Kurulun onayladığı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tâbi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar.
Bir gerçek veya tüzel kişinin bu Kanunda öngörülen ödemelerden herhangi birini yapmaması halinde, söz konusu hizmetin durdurulmasını da içeren usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.
(Değişik paragraf: 9/7/2008-5784/18 md.) Bu maddede belirtilen esaslar doğrultusunda Kurum, bütün tarife türleri için tarifeler yönetmeliği hazırlar. Bu yönetmelik çerçevesinde, ilgili tüzel kişilerce tarife önerileri hazırlanır ve Kuruma sunulur. Kurum ilgili tüzel kişilerin mali verileri ve tarife önerileri ile piyasa verilerinden hareketle tarifeleri belirler. İlgili tüzel kişiler, Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygular. Tarife esasları ve limitleri Kurumca enflasyon ve diğer hususlar göz önüne alınarak yeniden ayarlanabilir.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen kanun hükmü uyarınca hazırlanan Doğal Gaz Piyasası Tarifeler Yönetmeliği’nin “Perakende satış tarifeleri” başlıklı 15. maddesinde,
(1) Dağıtım şirketinin uygulayacağı perakende satış fiyatı, birim doğal gaz alım fiyatı, sistem kullanım bedeli ile vergi ve vergi benzeri mali yükümlülüklerden oluşur. Bu fiyat, dağıtım şirketinin uygulayacağı perakende satış fiyatının üst sınırını oluşturur. Dağıtım şirketi müşterilerden, ilgili mevzuatta belirlenen bedeller hariç olmak üzere, perakende satış fiyatının dışında herhangi bir ad altında bedel talep edemez.
(2) Sistem kullanım bedeli, müşterilerin sisteme getirdikleri yük ve maliyetler ve/veya Kurul tarafından belirlenen tüketim kademeleri dikkate alınarak ilgili tüzel kişi için belirlenen verimlilik hedeflerine ulaşılması ölçüsünde, ilgili mevzuattaki hükümlere uygun olarak sabit ve değişken maliyetlerin karşılanması ve yatırımların sürdürülmesi için makul bir getiri elde edilmesine izin verilecek şekilde Kurul tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tespit edilir.
(3) Dağıtım şirketlerinin bir tedarikçiden doğal gaz alan serbest tüketiciler için uygulayacağı sistem kullanım bedeli, Kurul tarafından belirlenen bedeli geçemez.
(4) Dağıtım şirketi sistem kullanım bedeli uygulamalarında kendi müşterileri ile bir tedarikçiden doğal gaz alan serbest tüketiciler arasında ayrım yapamaz.
(5) Kurul belirlenecek olan sistem kullanım bedelini, tüketim miktarlarını ve/veya müşteri gruplarını dikkate alarak kendi içinde kademelendirebilir. Kurul tarafından dağıtım bölgelerinin özellikleri dikkate alınarak farklı kademeler belirlenebilir.
(6) Dağıtım şirketinin dağıtım bölgesi dışında bağlantı yaptığı müşteriler için uygulayacağı sistem kullanım bedeli, Kurul tarafından belirlenen bedeli geçemez.
(7) Sistem kullanım bedeli dağıtım şirketi tarafından;
a) Doğal gazı dağıtım şirketinden satın alan müşteriler için doğrudan müşterilere,
b) Tedarikçiler tarafından dağıtım şebekesi vasıtasıyla müşterilere doğal gaz satışı yapılması durumunda ilgili müşterinin tedarikçilerine, tahakkuk ettirilir.” hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket, doğal gaz dağıtım ihalesi EPDK tarafından gerçekleştirilerek lisans verilen diğer birçok doğal gaz dağıtım şirketinden (69 şirket) ayrı bir hukuki statüye tabi olduğu, 4646 sayılı Kanun yürürlüğe girmeden önce ihale yapılmaksızın, doğal gaz dağıtım lisans alan 7 şirket ile benzer hukuki statüye sahip olduğu, ikinci tarife uygulama dönemi başlamadan evvel, tıpkı ilk tarife döneminde olduğu gibi, davacı şirket ile davalı idare arasında çeşitli görüşme ve toplantıların olduğu, bu itibarla, davacı şirket tarafından doldurularak sunulan tablolarda yer verilen verilerin doğruluğu, davacı şirketten talep edilen hakediş, fatura ve ilgili mali belgeler üzerinden yapılan incelemeler ile … (… Ltd. Şti) tarafından sunulan raporlar dikkate alınarak analiz edildiği, davacı şirketin 1. tarife dönemine yönelik alınan, perakende satış tarifelerinin belirlendiği 4229 sayılı Kurul kararının bir kısmının dayanağını oluşturan 3580 sayılı (Metodoloji) Kurul kararının ilgili bölümlerinin iptali istemi ile açtığı davada, Danıştay Onüçüncü Dairesinin 07/12/2017 günlü, E:2013/427 K:2017/3646 sayılı kararı ile davanın reddedildiği, 2. tarife dönemine yönelik alınmış olan kararlardaki eksikliğin giderilmesi amacıyla davaya konu edilen kararların alındığı anlaşılmaktadır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin yukarıda belirtilen kararı; “İhaleli şirketler ile mevcut şirketlerin 01.01.2012 tarihi öncesinde baz varlık tabanı hesabı, yatırım maliyetlerinin güncellenmesi ve bağlantı gelirlerinin baz varlık tabanı hesabında dikkate alınması yönleriyle farklılıklar taşıdığı, mevcut şirketlerin baz varlık tabanı belirlenirken özelleştirme değeri esas alınırken, ihaleli şirketler bakımından defter değerinin esas alındığı, yatırım maliyetleri bakımından, mevcut şirketlerin kayıtlarında beyan edilen şekliyle kabul edilirken, ihaleli şirketler bakımından yatırım maliyetlerinin analize tabi tutulduğu ve kesintiler yapıldığı, yatırım maliyetlerinin güncellenmesi bakımından mevcut şirketlerin varlık değeri güncellenmesi yerine birim maliyetlerin güncellendiği, ihaleli şirketler bakımından ise enflasyonla güncellenme esasının kabul edildiği, bağlantı gelirlerinin baz varlık tabanı hesabında dikkate alınması bakımından mevcut şirketlerin vergi yükünün dikkate alınmadığı, ihaleli şirketler bakımından ise vergi yükünün dikkate alındığı anlaşılmaktadır.
Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, Anayasa’nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanun önünde aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanunlar karşısında ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlâli yasaklanmıştır (AYM, E: 2016/133, K:2017/155)
Dağıtım şirketlerinin baz varlık tabanları belirlenirken mevzuat gereği farklı statüye sahip şirketler bakımından farklı kurallar ve tarife metodolojisi benimsenmesi eşitlik ilkesine aykırı bulunmamaktadır.
Bu itibarla, baz varlık tabanı belirlenirken ihalesi Kurum tarafından yapılan şirketler ile mevcut şirketlerin farklı tarife metodolojisine tabi tutulması ve 3580 sayılı Kurul Kararının Geçici 1. maddesinin ve 6. maddesinin 4. fıkrasında yer alan “…yapılan ilk Tarife Uygulama Döneminden sonraki…” ibaresinde hukuka aykırılık görülmemiştir.” gerekçesine dayanmaktadır.
1. tarife uygulama dönemine ilişkin 3580 sayılı metodoloji Kurul kararı, 2. tarife uygulama döneminin başlamasıyla kendiliğinden yürürlükten kalkmış, 7139 sayılı yeni dönem metodolojisinde, bu farkı ortaya koyan yeni bir düzenlemenin olmaması sonucu, davaya konu edilen, 7596 sayılı Kurul kararı alınarak, 2. Dönem metodoloji Kurul kararının 8. maddesinden sonra gelmek üzere 3. fıkra olarak düzenleme eklenmiş ve yukarıda gerekçesi belirtilen yargı kararı ile hukuka uygunluğu belirlenen düzenleme, 2. tarife uygulama döneminde de devam ettirilmiştir.
Netice olarak, kesinleşen Danıştay kararı ile hukuka uygunluğu belirlenen düzenlemenin, 2. tarife döneminde de uygulanmasına yönelik olarak alınan ve davaya konu edilen Kurul kararlarında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 20/10/2020 tarihinde, davacı vekili Av. …’ın ve davalı idare vekili Av. …’un geldikleri, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı şirket, “… A. Ş.” ticari unvanı altında …’ın bağlı ortaklığı olarak kurulmuş, daha sonra Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alınmış ve Kurul’un … tarih ve … sayılı kararıyla şirkete 30 yıl süreyle … şehrinde doğal gaz dağıtım faaliyeti yapmak üzere dağıtım lisansı verilmiştir.
Davacı şirket faaliyete başladığı tarihten itibaren ilk sekiz yıllık dönemde (2004-2012) sabit tarifeye tabi olarak faaliyette bulunmuş, bu dönemde davacı şirketin taşıma tarifesi yıllık olarak belirlenmiştir. Kurul tarafından 22/12/2011 tarih ve 3579 sayılı “İhaleli Doğal Gaz Dağıtım Şirketlerinin Varlık Tabanının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar”ı belirleyen düzenleme yapılarak, şirketlerin baz varlık tabanının belirlenmesinde uygulanacak kriterlerin, ihalesi EPDK (Kurum) tarafından yapılan şirketler ve mevcut diğer şirketler bakımından farklı düzenlenmiştir. Bu çerçevede fiyat tavanı yöntemine göre … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile davacı şirketin baz varlık tabanı, yatırım tavanı ve birinci tarife uygulama dönemi için geçerli sistem kullanım bedelleri belirlenmiş, sonraki dönemlerde davacının talebi doğrultusunda perakende satış tarifesi … tarihli ve … sayılı Kurul kararıyla ve … tarih ve… sayılı Kurul kararıyla revize edilmiştir.
Kurul’un … tarih ve … sayılı kararının 1. maddesiyle davacı şirketin ikinci tarife uygulama dönemi perakende satış tarifesi belirlenmiş ve 2017 yılı düzenlenmiş baz varlık tabanı …-TL olarak hesaplanmıştır.
Bakılan dava, davacı şirketin ikinci tarife uygulama dönemi perakende satış tarifelerine ilişkin olarak alınan 7621 Kurul kararının 1. maddesiyle, anılan kararın dayanağı olduğu ileri sürülen 7596 sayılı Kurul kararının 1. maddesi ve 7139 sayılı Kurul kararının 8. maddesinin 2. fıkrasında yapılan değişikliğin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idarenin usûle ilişkin itirazları geçerli görülmemiştir.

ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Kurulun doğal gaz piyasası ile ilgili görevleri” başlıklı 5/A maddesinin (c) bendinde, “Doğal Gaz Piyasası Kanunu ile Kuruma yetki verilen konularda, doğal gaz piyasa faaliyetlerine ilişkin her türlü düzenlemeleri onaylamak ve bunların yürütülmesini sağlamak”; (f) bendinde, “Doğal gaz piyasası içerisinde rekabetin hiç veya yeterince oluşmadığı alanlarda, fiyat ve tarife teşekkülüne ilişkin usul ve esasları düzenlemek”; (g) bendinde, “Doğal Gaz Piyasası Kanununda belirlenen faaliyetlere ilişkin tarifeleri onaylamak veya tarife revizyonları hakkında karar almak” Kurulun görevleri arasında sayılmıştır.
4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde, dağıtım, “Doğal gazın müşterilere teslim edilmek üzere mahalli gaz boru hattı şebekesi ile naklini ve perakende satışı”; tarife ise, “Doğal gazın iletimi, dağıtımı, LNG veya gaz olarak depolanması ve satışı ile bunlara dair hizmetlere ilişkin fiyat, hüküm ve şartları içeren düzenlemeleri… ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
4646 sayılı Kanun’un “Doğal gaz piyasa faaliyetleri” başlıklı 4. maddesinin 4. fıkrasının (g) bendinde, “Doğal gazın şehir içi dağıtımı: Şehir içi doğal gaz dağıtım hizmeti, Kurum tarafından açılacak ihaleyi kazanan şirkete mahalli doğalgaz dağıtım şebekesinin mülkiyeti de dâhil olmak üzere şehrin gelişmişlik düzeyi, tüketim kapasitesi ve kullanıcı sayısı gibi hususlar dikkate alınarak Kurum tarafından belirlenecek lisans süresi için verilir” kuralına; “Tarifeler” başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasının (4) numaralı alt bendinde, “Perakende Satış Tarifesi: Dağıtım şirketleri en ucuz kaynaktan gaz temin ettiklerini, verimli ve güvenli işletmecilik yaptıklarını ispat etmek zorunda olup, lisans süresi içerisinde de bu yükümlülüğe uymak zorundadır. Dağıtım şirketinin birim gaz alım fiyatı, birim hizmet bedeli, amortisman bedelleri ve diğer faktörlerden meydana gelecek olan perakende satış fiyatları ve tarife esasları Kurumca belirlenir. Belirlenen perakende satış fiyatının dışında tüketicilerden herhangi bir ad altında ücret talep edilemez. Perakende satış tarifeleri enflasyon ve diğer hususlar göz önüne alınarak, dağıtım şirketlerinin Kuruma başvurması hâlinde yeniden tespit edilebilir. Kurum, bu fiyatların tespitinde hizmet maliyeti, yatırıma imkân sağlayacak makul ölçüde kârlılık ve piyasada cari olan doğal gaz alış fiyatlarını ve benzeri durumları dikkate alır. Kurulun onayladığı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tâbi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar.”; 11. maddesin 3. fıkrasında ise, “Bu maddede belirtilen esaslar doğrultusunda Kurum, bütün tarife türleri için tarifeler yönetmeliği hazırlar. Bu yönetmelik çerçevesinde, ilgili tüzel kişilerce tarife önerileri hazırlanır ve Kuruma sunulur. Kurum, ilgili tüzel kişilerin mali verileri ve tarife önerileri ile piyasa verilerinden hareketle tarifeleri belirler. İlgili tüzel kişiler, Kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygular. Tarife esasları ve limitleri Kurumca enflasyon ve diğer hususlar göz önüne alınarak yeniden uyarlanabilir.” kuralına yer verilmiştir.
4646 sayılı Kanunun Geçici 3. maddesinde, “Şehir içi dağıtım faaliyetlerinde geçiş süreci aşağıdaki gibi yapılır: a) Bakanlık, bu Kanunun yürürlüğe girmesini müteakiben iki ay içerisinde BOTAŞ’ın mülkiyetinde ve işletiminde bulunan Eskişehir ve Bursa şehir içi dağıtım işletmeleri ve varlıklarının özelleştirilmesi için Özelleştirme İdaresi Başkanlığına bildirir. Özelleştirme işlemleri, hazırlık döneminden sonra en geç altı aylık bir süre içerisinde, Kurum tarafından belirlenecek usul ve esaslar dikkate alınarak ve 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümleri dairesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirilir. İlgili şehirlerdeki işletmelerin Özelleştirme İdaresince tüzel kişilere devredilmesi ve dağıtım faaliyetine başlayabilmesi için, bu Kanunun 4’üncü maddesinin (g) bendinde belirtilen Belediyeye karşı olan yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve Kuruldan şehir içi
… tarih ve … sayılı Kurul kararının 6. maddesinin 4. fıkrasında, “(4) Bu Usul ve Esas kapsamında yapılan ilk Tarife Uygulama Döneminden sonraki tarife uygulama dönemleri için varlık tabanı ve itfa işlemlerinde, gerçekleşen enflasyondan kaynaklanan düzeltme ayrıca yapılır. Enflasyona ilişkin yapılacak hesaplamalarda T.C. Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu tarafından aylık olarak ilan edilen, 2003=100 Temel Yıllı Üretici Fiyatları Endeksi kullanılır.”; Geçici 1. maddesinde, “(1) Bu Usul ve Esaslar kapsamında yapılacak ilk Tarife Uygulama Dönemi çalışmalarında, 4646 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten evvel alınmış bir hak, belge, izin ve yetkilendirmeye müsteniden doğal gaz dağıtım faaliyetinde bulunan şehir içi doğal gaz dağıtım tüzel kişilerin 2009 yılından itibaren oluşan gelir farkları ilgili dönemlerdeki tarife uygulamalarında benimsenen ilkelere göre hesaplanır ve dikkate alınır. Belirtilen gelir düzeltmeleri dışında, işbu Usul ve Esaslar yürürlüğe girmeden önceki dönemlere ilişkin herhangi bir düzeltme yapılmaz.” kuralına yer verilmiştir.
01/07/2017 tarih ve 30111 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7139 sayılı Kurul kararının, Doğal Gaz Dağıtım Şirketleri İçin Tarife Hesaplama Usul ve Esasları’nın “Varlık tabanı hesaplamaları” başlıklı 8. maddesinde, “Tarife uygulama dönemi başı düzenlenmiş varlık tabanı değeri; baz varlık tabanı, tarifeye esas gerçekleşen net yatırım tutarı ve bu unsurlara ilişkin itfa tutarları dikkate alınarak belirlenir. (2) Tarife uygulama dönemi başı DVT’si Eşitlik (3)’e göre hesaplanır.” kuralına yer verilmiş, 28/12/2017 tarih ve 7596 sayılı Kurul kararıyla, 7139 sayılı Kurul Kararının 8. maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere, “(3) BVT değeri 1/1/2012 tarihinden önce belirlenen dağıtım şirketleri için bu maddenin ikinci fıkrasında yer alan BVT değeri ile 1/1/2012 tarihi öncesine ait ve BVT hesaplamalarına dâhil olmayan TNYG değerlerinin 1/1/2012 tarihine kadarki dönem için güncellenmesinde, bu şirketlerden birinci uygulama döneminde tarifesi belirlenenler için uygulanan yöntem esas alınır.” kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME
Dağıtım şirketleri için belli bir tarih itibarıyla o tarihten önceki dönemde gerçekleşen yatırımlar kapsamında belirlenen tarifeye esas net yatırım tutarı toplamı olarak tanımlanan baz varlık tabanı, dağıtım şirketlerinin tarifesi hazırlanırken kullanılan formüller bakımından önem taşıyan temel bir parametredir.
Kurul tarafından 22/12/2011 tarih ve 3579 sayılı “İhaleli Doğal Gaz Dağıtım Şirketlerinin Varlık Tabanının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar”ı belirleyen düzenleme yapılarak, şirketlerin baz varlık tabanının belirlenmesinde uygulanacak kriterlerin, ihalesi Kurum tarafından yapılan şirketler ve mevcut diğer şirketler bakımından farklılaştırmaya gidilmiş, 22/12/2011 tarih ve 3580 sayılı Kurul kararının 6. maddesinin 4. fıkrası ile, bu Usul ve Esaslar kapsamında yapılan ilk Tarife Uygulama Döneminden sonraki tarife uygulama dönemleri için varlık tabanı ve itfa işlemlerinde, gerçekleşen enflasyondan kaynaklanan düzeltme yapılacağı esası belirlenmiştir.
Dava konusu edilen 7596 sayılı Kurul kararının 1. maddesiyle, yukarıda benimsenen uygulama devam ettirilmiş, 1/1/2012 tarihinden önceki BVT hesaplamalarında birinci uygulama döneminde tarifesi belirlenenler için uygulanan yöntemin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Davacının, baz varlık tabanı belirlenirken ihalesi Kurum tarafından yapılan şirketler ile mevcut diğer şirketlerin farklı tarife metodolojisine tabi tutulmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiası yönünden yapılan incelemede;
Anayasa Mahkemesi’nin yerleşik kararlarında da vurgulandığı üzere, Anayasa’nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin kanun önünde aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanunlar karşısında ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlâli yasaklanmıştır (AYM, E: 2016/133, K: 2017/155).
Baz varlık tabanı tespit edilirken ihalesi Kurum tarafından yapılan şirketler ile mevcut diğer şirketlerin farklı tarife metodolojisine tabi tutulmasının 4646 sayılı Kanun’un 11. maddesine dayandığı, mevzuat gereği farklı düzenlemelere tabi olan ihaleli şirketler ile mevcut şirketler için yapılacak tarife hesaplamalarını eş baza getirmek, farklı statülerdeki dağıtım şirketlerini ortak bir metodoloji çatısı altında toplamak amacıyla … tarih ve … sayılı Kurul kararının (Metodoloji) alındığı, tarife hesabının kendi içinde bütünlük ve tutarlılık taşıması gerektiği açık olup; dağıtım şirketlerinin baz varlık tabanları belirlenirken, mevzuat gereği farklı statüye sahip şirketler bakımından farklı kurallar ve tarife metodolojisi benimsenmesinde eşitlik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.
Bu durumda, baz varlık tabanı belirlenirken ihalesi Kurum tarafından yapılan şirketler ile mevcut şirketlerin farklı tarife metodolojisine tabi tutulmasında hukuka aykırılık görülmemiştir. Nitekim, Dairemizin 07/12/2017 tarih ve E:2013/427, K:2017/3646 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu itibarla, davacı şirketin ikinci tarife uygulama dönemi perakende satış tarifelerine ilişkin 7621 sayılı Kurul kararında ve 7596 sayılı Kurul kararının 1. maddesi ile 7139 sayılı Kurul kararının 8. maddesinin 2. fıkrasında hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.