Danıştay Kararı 13. Daire 2018/1300 E. 2018/3494 K. 30.11.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/1300 E.  ,  2018/3494 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/1300
Karar No:2018/3494

TEMYİZ EDEN (DAVACI):
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVALI):
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde bulunan … m2 yüzölçümlü taşınmazın ihale ile satışına ilişkin encümen kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; iptal davası açılabilmesi için iptali istenilen idari işlemin davacının menfaatini ihlâl etmesi gerektiği, davacının anılan taşınmazda bulunan gecekondusu için 07/12/2006 tarih ve … sayılı Belediye Encümeni kararı ile … mahallesi, … ada, … numaralı parselde … m2 hisse tahsis edildiği, daha önce yapılan tahsis işlemlerine karşı açılan davaların mahkemelerce reddedildiği, 2006 yılında yapılan tahsis işlemine karşı da dava açılmadığı, dolayısıyla davacı adına yapılan tahsisin kesinleştiği, davacının dava konusu taşınmazla herhangi bir ilişkisinin kalmadığı, dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkı veya kendisine yapılmış bir tahsisten kaynaklanan kullanım hakkı kalmayan davacının, dava konusu edilen satış işleminden herhangi bir güncel, kişisel ve meşru menfaatinin etkilenmediği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, tahsise dair davalı beyanları dışında dosyaya delil sunulmadığı, tapu kayıtlarının celbi gerekirken eksik inceleme neticesinde karar verildiği, konuya ilişkin kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığı, tapu tahsis belgesi ile gayrimenkulün mülkiyetinin kendisine geçtiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmaktadır.
İptal davasının gerek anılan maddede, gerekse içtihat ve doktrinde belirlenen hukukî nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek taraflı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen idari işlemlerin ancak bu idari işlemle meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunlu bulunmaktadır.
Taraf ilişkisinin kurulması için gerekli olan kişisel, meşru ve güncel bir menfaat alâkasının varlığı ise, davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı yerlerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve makul, maddi ve manevi bir ilişkisinin bulunduğunun anlaşılması, dava açma ehliyeti için yeterli sayılmaktadır.
Ayrıca, iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanmasına, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesine, sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesine olanak sağlandığından, bu davalarda menfaat ilişkisinin bu amaç doğrultusunda yorumlanması da gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından, ihale konusu taşınmaz üzerindeki gecekondunun mülkiyetinin kendisine ait olduğu, 1987 yılında ücret karşılığında tapu tahsis belgesi aldığı, emlak vergisini ödediği, konut numaratajı yaptırdığı, elektrik ve su aboneliklerinin bulunduğu, hiçbir gerekçe gösterilmeden arsa ve müştemilatına fiili olarak el atıldığı, evinin yıkıldığı ileri sürülerek “… ili, … ilçesi, … mahallesi, … caddesi, No:…” adresinde bulunan … ada, … sayılı parsel üzerindeki … m2 yüzölçümlü taşınmazın satışına ilişkin encümen kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davacının yukarıda anılan iddiaları dikkate alınarak ve hak sahipliği hususuna ilişkin değerlendirmenin yapılması uyuşmazlığın esasına ilişkin incelemeye bırakılarak dava konusu işlem ile makûl bir menfaat ilgisinin, dolayısıyla dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiğinden, davanın ehliyet yönünden reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 30/11/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerin hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyize konu Mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.