Danıştay Kararı 13. Daire 2018/1240 E. 2020/1327 K. 10.06.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2018/1240 E.  ,  2020/1327 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/1240
Karar No:2020/1327

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … A.Ş. (…) Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … Elektrik Dağıtım A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı şirket tarafından, … Genel Müdürlüğü ile aralarında akdedilen Sistem Kullanım Anlaşmasının “Cezai Şartlar” başlıklı 9. maddesinde yer alan, “… tesislerinde kullanıcının bağlı olduğu fidere 00.00-24.00 saatleri arasında 4 (dört) veya daha fazla arıza intikal ederek kesicinin açması” ve “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması” kuralının ihlal edildiği gerekçesiyle düzenlenen Ağustos 2014 dönemine ilişkin 2.038.263,80-TL tutarındaki 31/08/2014 tarihli sistem kullanım ceza faturasının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idarenin süre aşımı itirazının yerinde görülmediği, davacı şirket ile … arasında Sistem Kullanım Anlaşması imzalandıktan sonra, 28/05/2014 tarihli ve 29013 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Şebeke Yönetmeliği’nin 14. maddesi ile, reaktif enerji kullanımı ile ilgili mevcut kurallar bütünüyle değişmiş olup, mevcut sözleşmenin, reaktif enerji ile ilgili, her bir sayaç için ayrı ayrı ve saatlik ölçüm uygulamasını esas alan cezai şart hükmünün uygulama kabiliyeti kalmadığı, anlaşma hükümlerinde gerekli değişiklikler yapılıncaya kadar Yönetmelikle getirilen yeni uygulamaya göre sınır değerleri aşan kullanıcılara ceza uygulamaya imkân veren, geçiş dönemi hükmü olan Yönetmeliğin geçici 7. maddesinin yürütmesinin durdurulduğu, sözleşme hükmü olmayan ve hukuken geçerli bir dayanağı bulunmayan cezai şart hükümlerinin uygulanmasına imkân verdiği gerekçesiyle yürütmesi durdurulan Yönetmelik maddesine dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, usul yönünden; ceza faturası 23/09/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen 05/01/2015 tarihinde dava açıldığından davada süre aşımı bulunduğu, esas yönünden; Mahkeme kararında yalnızca reaktif enerji sınır değeri aşımı ihlâlinden bahsedildiği, fider açma ihlâlinden bahsedilmediği, dava konusu cezai şart faturası, davacı şirket ile davalı kurum arasında imzalanan ve cezai şart işlemine neden olan ihlallerin gerçekleştiği dönemde taraflar arasında yürürlükte bulunan sistem kullanım anlaşmasının “Cezai şartlar” başlıklı 9. maddesi uyarınca düzenlendiği, reaktif enerji ceza uygulamalarında 28/05/2014 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Şebeke Yönetmeliği’ne uygun olarak uzlaşma periyodu yerine aylık olarak değerlendirmenin yapıldığı, ceza faturasının bir idari ceza olmadığı, cezai şart olduğu, anlaşmada uyarı yükümlülüğü bulunmadığı, sistem kullanım anlaşmasının tek taraflı hazırlanarak dağıtım şirketlerine dayatıldığı iddiasının gerçek dışı olduğu, ayrıca dağıtım sistemi kullanıcıları ile aynı nitelikte anlaşmaları davacının da imzaladığı, anlaşmanın hazırlık sürecinde dağıtım ve üretim şirketlerinin görüş ve önerilerinin dikkate alındığı, gönderilen muhteviyat tablolarında ceza faturasına ilişkin detayların yer aldığı, ceza miktarının hangi yöntemle hesaplandığının açık olduğu, Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği uyarınca, sayaçların Otomatik Sayaç Okuma Sistemi (OSOS) vasıtasıyla okunduğu, OSOS web arayüzünde dağıtım şirketlerinin sayaç değerlerini görebildiği, sayaçların bu sistem üzerinden uzaktan okunduğu, dağıtıcı şirketler sayaç verilerine her an OSOS vasıtasıyla ulaşabildiklerinden reaktif cezaya girip girmediklerini kontrol edebileceği, fider açma tutanaklarının ise davacı şirketin yetkilisi huzurunda imzalandığı, davacının dağıtım bölgesindeki güç trafolarının yüklenmelerinin sürekli takip edildiği ve ihtiyaç halinde trafo ilavesi veya güç artırımı yapılarak muhtemel sıkıntıların önüne geçildiği, gerilim düşümünün sebebinin dağıtım fiderlerindeki çok sayıda motorun aynı anda devreye girip çıkmaları ve bu fiderlerin çok uzun olmalarından kaynaklandığı, bölgede yaşanan gerilim düşümleri iletim sistemini de etkilediğinden bunları önleyici ilave yatırımlar yapıldığı, iletim sisteminin problemin kaynağı değil mağduru olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Her ne kadar davalı idare tarafından Mahkemece fider açma ihlâllerinin değerlendirmeye alınmadığı ve bu nedenle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüş ise de, dava konusu işlemin bir bütün olarak Ağustos 2014 dönemi sistem kullanım ceza ücretine ilişkin tutarı içerdiği, konusu ve içeriğinin ayrılmadığı görüldüğünden bu iddia yerinde görülmemiştir.
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 10/06/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.