Danıştay Kararı 13. Daire 2017/981 E. 2018/3304 K. 22.11.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/981 E.  ,  2018/3304 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/981
Karar No:2018/3304

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; ‘nca açık teklif usulü ile (…) plaka 10 adet minibüs hat kiralanmasına yönelik yapılan 24/03/2016 tarih ve 1 sayılı ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı tarafından … tarih ve … kayıt numaralı dilekçe ile idareden ihaleye ilişkin bilgi ve belgelerin istenildiği, davalı idare tarafından ihale onay belgesinin gönderildiği tarih itibarıyla davacının ihaleden haberinin olduğunun açık olduğu, ayrıca davacı tarafından söz konusu ihalenin iptal edilmesi yahut yeni bir idari kararla yeni hatta sahip olan 10 yeni minibüs hattının mevcut güzergâh sahibi olan kooperatifin içerisine katılımının sağlanması için … tarihli ve … kayıt numaralı 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamındaki başvurunun yapıldığı, söz konusu davanın ise 18/10/2016 havale tarihli dilekçe ile açıldığı, davacı tarafından bilgi edinme başvurusu kapsamında 28/06/2016 tarih ve … kayıt numaralı dilekçe ile idareden ihaleye ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesini müteakip davalı idare tarafından ihale onay belgesinin gönderildiği, bu tarih itibarıyla davacının ihaleden haberinin olduğunun açık olduğu, söz konusu ihale onay belgesinin davacıya tebliğine ilişkin bir tarih dosya kapsamından anlaşılamamakta ise de davacı tarafından söz konusu ihalenin iptal edilmesi için 19/07/2016 tarih ve … kayıt numaralı başvurunun yapıldığı tarihte ihaleyi öğrendiğinin kabulü gerektiği, ihale işleminin ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu, ivedi yargılama usulüne tâbi olan davalarda dava açma süresinin otuz gün olduğu ve 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin (üst makamlara başvurma) ivedi yargılama usulünde uygulanamayacağı hususu dikkate alındığında davacının en geç 19/07/2016 tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içerinde dava açması gerekmekte iken 18/10/2016 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme imkânı bulunmadığı gerekçeleriyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, süre ret kararının hak arama özgürlüğünü ihlâl ettiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı yönünden reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 22/11/2018 tarihinde esasta oybirliğiyle, gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.

(X) GEREKÇEDE KARŞI OY :

Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
İdarenin Anayasa’dan kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmesi esas olmakla birlikte, belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmemesi, idari işlemlere karşı açılan davalarda dava açma süresinin işletilmeyip, ihmal edilmesi sonucunu da doğurmamalıdır. Anayasa’nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağının belirtilmesi karşısında, usulüne uygun tebliğ olunan veya bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilen idari işlemler üzerine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda açıkça belirtilen dava açma sürelerinin işletilmesi zorunludur.
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, idarî yargı mercilerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin kural olarak “altmış gün” olduğu, 8. maddesinde sürenin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, 20/A maddesinde ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu kurala bağlanmıştır.
Olayda, ‘nca 13/04/2016 tarihinde açık teklif usulü ile (M) plaka 10 adet minibüs hattın kiralanmasına yönelik yapılan ihaleye ilişkin olarak, davacı tarafından ihalenin iptal edilmesi için 19/07/2016 tarih ve … kayıt numaralı başvurunun yapıldığı, bakılmakta olan davanın 18/10/2016 tarihinde açıldığı görülmektedir.
Dava konusu işlemin yazılı olarak bildirilmediği ve öğrenme tarihi üzerine dava açıldığı durumda ilgililerin kaç gün içinde hangi mercilere başvuracaklarını bilmeleri mümkün olmadığından, dava açma süresinin hesabı açısından 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen otuz günlük dava açma süresinin değil, altmış günlük genel dava açma süresinin işletilmesi gerekmektedir.
Davacının uyuşmazlık konusu ihalenin yapıldığını öğrendiği 19/07/2016 tarihini izleyen altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava açmadığı anlaşıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararı sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, davanın otuz gün içinde açılmadığı gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.