Danıştay Kararı 13. Daire 2017/718 E. 2019/4517 K. 19.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/718 E.  ,  2019/4517 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/718
Karar No:2019/4517

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı
VEKİLİ: …
2. …
VEKİLİ: …
DAVALI YANINDA (MÜDAHİL): … Havalimanı İşletmesi A.Ş.
VEKİLİ: …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: 03/05/2013 tarihinde gerçekleştirilen “… Havalimanı” ihalesi sonucunda ihale konusu işin yapımı için … İnş. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. San. ve Tic. A.Ş… İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. ve Tic. A.Ş. ve … İnş. San. ve Tic. A.Ş.’den oluşan Ortak Girişim Grubu’nun görevlendirilmesine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; anılan ihalenin iptali istemiyle başka bir davacı tarafından açılan davada Mahkemelerinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verildiğinden bakılmakta olan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, karar verilmesine yer olmadığına dair kararın esas ve vekâlet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması ve temyiz harç ve giderlerinin davalı idareler üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından, dava konusu işleme yönelik olarak daha önce açılan başka bir davada verilen davanın reddi kararının sonucu olarak mevcut uyuşmazlığa yönelik olarak verilen karar verilmesine yer olmadığı ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılması kararının isabetli olduğu belirtilerek davacının isteminin reddi gerektiği; tarafından, gerek esasa gerekse yargılama gideri ve vekâlet ücretine yönelik olarak usule ve yasaya uygun Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY:
Dava konusu ihale 03/05/2013 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
İhale konusu işin … İnş. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. ve Tic. A.Ş. ve … İnş. San. ve Tic. A.Ş.’den oluşan Ortak Girişim Grubu (OGG) tarafından gerçekleştirilmesine karar verilmiştir. İhaleye çıkılmadan önce Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu alınmadığı, ÇED sürecinde halkın katılımının usulüne uygun olarak sağlanmadığı, ÇED olumlu kararı ile nihai ÇED raporunun mevzuata uygun olarak düzenlenmediğinden bahisle ihale konusu işin OGG tarafından gerçekleştirilmesine yönelik işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, 23/11/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile, “… Havalimanı” yapım işini gerçekleştirmek üzere … İnş. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. ve Tic. A.Ş. ve … İnş. San. ve Tic. A.Ş. şirketlerinden oluşan Ortak Girişim Grubu’nun görevlendirilmesine ilişkin işlemin iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu işlemin iptali istemiyle açılan başka bir davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakla birlikte, temyize konu dosya kapsamında dava konusu işlemin hukuka uygunluğuna yönelik olarak hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadığından, Mahkemece dava konusu işlem hakkında inceleme yapılıp hüküm kurulması gerekirken, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde hukukî isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, 28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle, 2577 sayılı Kanun’a eklenen “İvedi yargılama usulü”nün düzenlendiği 20/A maddesinde, ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar hakkında ivedi yargılama usulünün uygulanacağı, bu usul ile görülen davalarda ilk derece mahkemelerince verilen nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği, Danıştay’ın evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vâkıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veya temyiz sadece hukukî noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddî yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verileceği, aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar vereceği, ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurusunu haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyanın geri gönderileceği, temyiz üzerine verilen kararların kesin olduğu kurala bağlanmıştır.
Buna göre, temyiz incelemesine ilişkin olarak, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen özel yargılama usulünde genel kural, temyiz incelemesine konu olan kararda hukukî isabet görülmediğinin temyiz mercii tarafından tespit edilmesi hâlinde, dosyanın kararı veren mahkeme veya daireye geri gönderilmesi yerine, uyuşmazlığın esasının bizzat çözümlenerek karara bağlanması olup, bozma ile birlikte dosyanın geri gönderilmesi sadece ilk inceleme üzerine verilen kararlarla sınırlı tutulmuştur.
Bununla birlikte, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (g) bendinde yer alan “verilen nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünde geçen “nihaî kararlar”dan anlaşılması gereken, davaya konu edilen işlemlerin ilk derece yargı yeri olarak hukuka uygunluk denetiminin yapılması ve bu konularda verilmiş nihaî bir kararın varlığı olduğundan, ilk derece yargı yerince davanın konusunun yanlış nitelendirilerek uyuşmazlık ile ilgili hukuka uygunluk denetimi yapılmadığı ve hüküm kurulmadığı durumlarda, ilk derecede uyuşmazlıkla ilgili verilmiş nihaî bir karardan söz edilmesi mümkün olmayıp, temyiz aşamasında Danıştay’ca ilk derece hüküm kurulmayan dava konusu işlemle ilgili olarak uyuşmazlığın esası incelenerek hüküm kurulması hâlinde Kanun’un öngördüğü iki aşamalı yargısal denetimin gerçekleşmeyeceği açıktır.
2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde, ilk derece mahkemelerince, uyuşmazlığa konu edilen işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin yapılmamış olması hâlinde, üst derece mahkemesince ne yönde bir karar verileceği hususunda açık bir kural öngörülmemiş ise de, bu konunun kanun koyucu tarafından önceden öngörülmesinin mümkün olmadığı ve hukuka uygun olanın, uyuşmazlığın tüm boyutuyla ele alınıp bu çerçevede bir hüküm kurulması olduğundan, bu istisnai durumun ayrıca yasal metinlerde düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, dava konusu uyuşmazlığın 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi kapsamında ivedi yargılama usulüne tabi “ilk derece” ve “temyiz” olmak üzere iki aşamalı olarak incelenmek zorunda olması nedeniyle, ilk derece mahkemesince uyuşmazlıkla ilgili hüküm kurulmayan bir konuda, temyiz mercii tarafından dava konusu işlemin esasına ilişkin doğrudan yargılama yapılarak bir hüküm kurulmaması gerekir.
Bu itibarla, İdare Mahkemesince, dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan başka bir davada dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğinden bahisle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, 03/05/2013 tarihinde gerçekleştirilen “… Havalimanı” ihalesi sonucunda ihale konusu işin yapımı için … İnş. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. Tur. San. ve Tic. A.Ş. … İnş. ve Tic. A.Ş. ve … İnş. San. ve Tic. A.Ş.’den oluşan Ortak Girişim Grubu’nun görevlendirilmesi işlemine ilişkin olarak hukuka uygunluk denetimi yapılmadan karar verilmiş olduğundan, adil yargılanma hakkı kapsamında iki aşamalı olması gereken yargısal denetimin ilk aşamasının gerçekleştirilmesi için dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 19/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.