Danıştay Kararı 13. Daire 2017/6 E. 2019/4695 K. 26.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/6 E.  ,  2019/4695 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/6
Karar No:2019/4695

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ : Av.
KARŞI TARAF (DAVACI) :
VEKİLİ :
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının harç ve vekâlet ücreti yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının iş yerinde yapılan denetim sonucunda akaryakıt pompasının ve iki tabancasının mühürlenerek ticari faaliyetten men edilmesine ilişkin … tarih ve …. sayılı mühürleme işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce; Mahkemece yapılan ara kararına davalı idarece verilen 09/02/2016 tarihli ara karar cevabıyla, mühürleme işlemi sonlandırma tutanağının sunulduğu ve dava konusu işlemin idare tarafından geri alındığının belirtildiği, bu sebeple davanın konusuz kaldığı, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın açılmasına davalı idare sebebiyet verdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, harçtan muaf oldukları aleyhlerine harca hükmedilmemesi gerektiği, işlem savunma süresi içerisinde geri alındığından aleyhlerine vekâlet ücretinede hükmedilemeyeceği, kararın harç ve vekâlet ücreti yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kuralı yer almış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinin (ğ) bendinde, “vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti” yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 331. maddesinde, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir edeceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasında, “Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” kuralına yer verilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde, avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı; kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde ise, anlaşmazlığın, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi hâlinde tarifede belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilmesi hâlinde ise tamamına hükmedileceği kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun üçüncü kısmında düzenlenmiş olan yazılı yargılama usulü sürecinde beş temel aşama bulunmaktadır. Bu aşamalar sırasıyla, davanın açılması (md. 118 vd.) ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi (md. 126-136), ön inceleme (md. 137-142), tahkikat (md. 143-183), tahkikatın sona ermesi (md. 184-186), sözlü yargılama ve son olarak da hüküm (md. 294 vd.) aşamalarıdır.
6100 sayılı Kanun’un 137. ilâ 142. maddelerinde ise, ön inceleme aşamasına ilişkin kurallara yer verilmiştir. Kanun’un “Ön incelemenin kapsamı” başlıklı 137. maddesinde, “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.”; “Ön inceleme duruşması” başlıklı 140. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.” kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Danıştay’ın, temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği kuşkusuzdur.
İdarî Yargılama Usûlü Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yargılama giderlerine ilişkin hükümlerine göre, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderlerinden olup, vekâlet ücretinin tutarı ve hangi tarafa yükletildiğinin kararda gösterilmesi gerekmektedir.
Davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, Mahkemece, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedileceği açıktır.
Takdir olunacak vekâlet ücretinin tutarının ise, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınmak suretiyle tespit edilmesi gerekmektedir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesinde yer verilen, “ön inceleme tutanağı”na ilişkin meselenin idarî yargılama usûlü ve bu usûlün ilkeleri açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Hukuk muhakemeleri usûlünde, ön inceleme, karşılıklı dilekçelerin verilmesi sonrası bir aşama olup, ön inceleme tamamlanmadan tahkikata geçilememekte, ön inceleme tutanağı da davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesi aşamasının sona ermesinden sonra imzalanmaktadır. İdarî yargılama usûlünde ise, 6100 sayılı Kanun’da yer verilen ön inceleme tutanağı müessesesi benzeri düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak, ön inceleme ve ön inceleme tutanağına ilişkin 6100 sayılı Kanun’da yer verilen kuralların birlikte değerlendirilmesinden ve yargılama usulündeki temel mantıktan hareketle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda davanın açılması ve karşılıklı dilekçelerin verilmesinden sonra gerçekleşen ön inceleme tutanağının imzalanmasına kadar olan süreçten, idarî yargılama usulünde, dosyanın tekemmül tarihine kadar olan yargılama sürecinin anlaşılması gerekmektedir.
Bu çerçevede, bakılan davada hükmedilecek vekâlet ücretinin tespit edilebilmesi için öncelikle davanın yargılamanın hangi aşamasında konusuz kaldığının belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı idare tarafından 09/02/2016 tarihinde verilen birinci savunma dilekçesi ve ara kararı cevabında, dava konusu mühürleme işleminin 03/02/2016 tarihli işlem ile sonlandırılmasının … İl Emniyet Müdürlüğü’nden istenilmesi üzerine işlemin sonlandırıldığı belirtildiğinden, dosyanın henüz tekemmül etmediği bir aşamada davanın konusuz kaldığı, İdare Mahkemesi’nce de, dava konusu işlemin idare tarafından geri alındığı gerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği hâlde, vekâlet ücretinin tamamının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine hükmedildiği görülmektedir.
Bu durumda, davalı idare tarafından dava konusu işlemin geri alındığının bildirilmesi nedeniyle davanın, dosyanın tekemmül tarihinden önce konusuz kaldığı anlaşıldığından, davalı idare aleyhine Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi gereğince tarifede belirlenen ücretin yarısı tutarında vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, vekâlet ücretinin tamamına hükmedilmiş olmasında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Ancak, bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu İdare Mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’nde belirtilen …-TL vekâlet ücretinin yarısına tekabül eden …-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesi suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasının “…-TL vekâlet ücretinin davalı idarece davacıya verilmesine” şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
3. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 26/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.