Danıştay Kararı 13. Daire 2017/500 E. 2017/611 K. 10.03.2017 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/500 E.  ,  2017/611 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/500
Karar No:2017/611

Kararın Düzeltilmesini İsteyen (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin_Özeti : … Bölge İdare Mahkemesi … Kurul’unun … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın_Özeti : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi … ‘in Düşüncesi : Dosyanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca görevli ve yetkili olan … Bölge İdare Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca karar düzeltme dilekçesi incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava; … Fabrikası Müdürlüğü tarafından 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3/g maddesi kapsamında açık ihale usulü ile yapılan … kayıt nolu ihalede gelir kaydedilen geçici teminatın iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile gelir kaydedilen 20.000,00 TL geçici teminat tutarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda söz konusu yargılama usulünün uygulanacağı; (g) bendinde ise, verilen nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin birinci fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; altıncı fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu; sekizinci fıkrasında ise, ivedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istinaf yoluna başvurulamayacağı kuralları yer almıştır.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen Geçici 8. maddenin birinci fıkrasında, ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlerin uygulanacağı kuralı getirilmiştir. 07.11.2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemelerinin Tüm Yurtta Göreve Başlayacakları Tarihe İlişkin Karar” ile, söz konusu Bölge İdare Mahkemelerinin 20.07.2016 tarihinde tüm yurtta görevlerine başlayacakları duyurulmuştur. Nitekim bu tarih itibarıyla da mahkemeler yargılama faaliyetlerine başlamıştır.
Dosyanın incelenmesinden; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 3/g maddesi kapsamında açık ihale usulüyle … Fabrikası Müdürlüğü tarafından yapılan … kayıt nolu mal alımı ihalesinde 29.06.2015 tarihli işlemle teklifinin değerlendirme dışı bırakılarak geçici teminatının irat kaydedilmesi üzerine, davacı tarafından teminat mektuplarının iadesi istemiyle yapılan 20.07.2015 tarihli başvurunun … Fabrikası Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile reddedildiği, anılan işlemin iptali ile gelir kaydedilen 20.000,00 TL geçici teminat tutarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı, davanın …. İdare Mahkemesi tarafından tek hâkimle görülerek … tarih ve E…., K…. sayılı kararla süre aşımı yönünden reddine karar verildiği, bu karara karşı davacının yaptığı itirazın … İdare Mahkemesi 4. Kurul tarafından … tarih ve E…., K…. sayılı kararla reddedilerek idare mahkemesi kararının onandığı, bu karara karşı davacı tarafından 15.08.2016 tarihli dilekçe ile karar düzeltme talebinde bulunulduğu, bu talebi inceleyen … İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi tarafından … tarih ve E…., K…. sayılı karar ile özetle; “…ihale işleminden kaynaklanmış olan, dolayısıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesi 1. fıkrasında belirtilen ihaleden yasaklama kararları kapsamında tesis edilmiş bir işlemden kaynaklanmadığı anlaşılan bu davanın, ivedi yargılama usulüne tabi olduğu, hukuken bölge idare mahkemesince itirazen ve karar düzeltme yoluyla incelenemeyeceği, temyiz incelemesinin ise Danıştay tarafından yapılması ve temyizen verilen Danıştay kararlarının kesin olduğu düzenlenmiş olmasına karşın, ivedi yargılama usulüne tabi olan bu uyuşmazlıkta davacının karar düzeltme istemi hakkında yine Danıştay tarafından bir karar verilmesi gerektiği…” gerekçeleriyle karar düzeltme isteminin görev yönünden reddine ve dava dosyasının Danıştay’a gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan düzenlemelere göre ister 20.07.2016 tarihinden önce isterse 20.07.2016 tarihinden sonra karar verilmiş olsun, ivedi yargılamaya tabi olan işlerden doğan uyuşmazlıklarda temyiz kanun yoluna başvurulacağı, bunlar dışında kalan uyuşmazlıklarda 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar için istinaf kanun yoluna başvurulacağı, ancak 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde sayılan uyuşmazlıklar için istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna da başvurulabileceği anlaşılmaktadır. 20.07.2016 tarihinden önce verilen (ivedi yargılama usulü hariç olmak üzere) kararlar için ise kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yoluna ilişkin hükümler uygulanmaya devam edecektir. Bu bağlamda 20.07.2016 tarihinden önce idare ve vergi mahkemelerince tek hâkimle verilen nihaî kararlara karşı mahkemelerin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemelerine itiraz edilebileceği görülmektedir. Ayrıca yukarıda anılan 2577 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. maddeye göre, 20.07.2016 tarihinden önce verilen ivedi yargılama usulüne tabi olanlar hariç olmak üzere kararlar bakımından 2577 sayılı Kanun’un “Kararın düzeltilmesi” başlıklı 54. maddesinin de yürürlükte bulunduğu dikkate alındığında bu kararlar için karar düzeltme kanun yolunun açık olduğu kuşkusuzdur.
Tüm bu açıklamalar ışığında mahkeme kararının istinaf veya temyiz kanun yoluna tabi olacağının belirlenebilmesi, dava konusu uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tabi olup olmadığına göre çözümlenebilecektir. 2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde; ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda söz konusu yargılama usulünün uygulanacağı düzenlenmiştir. İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar ifadesinden ne anlaşılması gerektiği “ihale işlemleri” kavramıyla ilgilidir. 4734 sayılı Kamu İhale Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 4. maddesine göre, ihale; “Bu Kanunda yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri” ifade etmektedir. Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının irat kaydedilen teminatının iadesi talebi söz konusudur. Bu uyuşmazlığın yukarıda anılan “ihale” tanımı bağlamında “ihale işlemi” olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Ayrıca, 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesinin gerekçesinde; “İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması hâlinde, hukuki belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile “Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır.” denilmiştir. Kanun’un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, sınırlı sayıdaki dava türünün söz konusu yargılama usulüne tabi olacağı anlaşılmaktadır. Nitekim gerekçeden de; açıkça ihale ile ilgili her türlü işlemlerinin değil, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale sürecine ilişkin uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tabi kılınmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle; ihale süreci içinde bulunmayan teminatın irat kaydedilmesine ilişkin uyuşmazlıklar bu kapsamda yer almamaktadır.
Bu itibarla; dava konusu uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne göre çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık olmadığı, …. İdare Mahkemesi’nin tek hâkim ile verdiği 14.03.2016 tarihli kararın, bu tarih itibarıyla yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümlere tabi olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle; … İdare Mahkemesi’nin tek hâkimle verdiği karar üzerine davacı tarafından yapılan itirazın reddi ile mahkeme kararının onanmasına ilişkin … İdare Mahkemesi kararının düzeltilmesi isteminin incelenmesi, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca … Bölge İdare Mahkemesi’nin görev ve yetki alanı içinde bulunduğundan, istemin GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE; dosyanın görevli ve yetkili olan … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 10.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.