Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2017/3113 E. , 2018/211 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/3113
Karar No:2018/211
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacılar) : 1- … 2- …
3- … 4- …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; duruşma gününün kendilerine tebliğ edilmediği, yokluklarında duruşma yapıldığı, savunma haklarının kısıtlandığı, dava konusu taşınmazın kök parseli için murisleri adına tapu tahsis belgesi bulunduğu, bu nedenle taşınmazın 3. kişilere satışından önce kendilerine satılması için başvurulması gerektiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi … ‘nin Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkimi’nin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Mahkeme kararında, 17.11.2016 tarihinde duruşma yapıldığı, duruşmaya davacı ve vekilinin gelmediği, davalı idare vekili … ‘ın geldiği, gelen tarafın savunmaları dinlendikten sonra duruşmanın tamamlandığı belirtilmiş ise de, dosya kapsamında ilk derecede davacıların ve davalı idarenin duruşma talebinin bulunmadığı, dosyanın re’sen duruşmaya konulduğuna dair bir karar alınmadığı, taraflara duruşmaya ilişkin bir davetiyenin gönderilmediği, duruşmanın yapılmadığı ve duruşma tutanağının tanzim edilmediği, davalı idare tarafından sunulan vekaletnâmede de davalı idarenin Av. … isimli bir vekilinin olmadığı, dolayısıyla duruşma yapılmadığı hâlde sehven duruşmaya ilişkin metne kararda yer verildiği anlaşılmıştır.
Dava; davacıların zilyetliğinde bulunduğu iddia edilen … İlçesi, … Merkez Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazın satılmasına ilişkin ihalenin iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesi’nce; dava konusu taşınmaz üzerinde imar uygulaması yapılmadan önce davacıların murisi olan … ‘a ait gecekondu için tapu tahsis belgesi bulunduğu ve taşınmazın ev ve bahçe olarak adıgeçen tarafından kullanıldığı, sonrasında yapılan imar uygulaması ile taşınmazın … ada, … ve … numaralı parsel olarak ayrıldığı ve gecekondunun bulunduğu … sayılı parselin davacılar tarafından tapu tahsis belgesine dayalı olarak satın alındığı, tapuda mülkiyetinin % 72,12’lik kısmının davalı Büyükşehir Belediyesi’ne, geri kalanı Hazine’ye ait olan dava konusu … numaralı parselin ise, Hazine’nin muvafakati alınarak ve ilan edildikten sonra başvuranlar arasında yapılan dava konusu ihale ile satılmak istenmesi üzerine, anılan parseli bahçe olarak uzun yıllardan beri kullandıkları, dolayısıyla taşınmazın öncelikle kendilerine satılmasının teklif edilmesi gerektiğinden bahisle davacılar tarafından bakılan davanın açıldığı; mülga 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Hakkında Kanun ile tapu tahsis belgesi verilecek ve akabinde tapuya dönüştürülebilecek olan hususun parselin kendisi değil, üzerindeki işgalli yapı olduğu, nitekim bu hususun anılan Kanun’da açıkça düzenlendiği, her ne kadar dava konusu parselin kök parseli olan … ada, … parsel adına davacılar murisi adına tapu tahsis belgesi bulunsa da bu belgenin taşınmaz üzerinde mevcut olan yapıya ait olduğu, sonrasında yapılan imar uygulaması ile bu yapının … parsel, bahçe olarak kullanılan kısmın ise dava konusu … parsel olduğu, nitekim … sayılı parselin de davacılara söz konusu tapu tahsis belgesi uyarınca satıldığı, davacıların bahçe olarak kullandıklarını iddia ettikleri … sayılı parselde hissedar olmadıkları, dolayısıyla söz konusu parselin doğrudan davacılara satışının gerekmediği, belediye ve hazineye ait taşınmazın satışına dair dava konusu ihalede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmeyerek anılan Mahkeme kararının ONANMASINA; temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına, posta giderleri avansından artan tutarın davacılara iadesine, dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 17.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.