Danıştay Kararı 13. Daire 2017/2868 E. 2020/2667 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/2868 E.  ,  2020/2667 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2868
Karar No : 2020/2667

DAVACI: … Elektrik Dağıtım A.Ş.
VEKİLLERİ: Av. …, Av. …

DAVALILAR: 1- … Bakanlığı
VEKİLİ: Av. …- Av. …
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLLERİ: Av. …, Av. …, Av. …

DAVANIN KONUSU: Davacı şirkete ait genel aydınlatma abonelerine yönelik düzenlenen faturalar kapsamında 19.446.496,40 Kwh tüketim için fazla ödeme yapıldığından bahisle hesaplanan 11.214.223,58-TL tutarın ödenmesinin istenilmesine ilişkin TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün 08/09/2017 tarih ve 60310 sayılı işlemi ve anılan işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin 06/11/2017 tarih ve 76515 sayılı işlem ile anılan işlemin dayanağı olan Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentlerinin, 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ibaresinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : SEYT (Genel aydınlatma abonelerinin her birisi için ayrı ayrı hesaplanan 1 saatte mümkün olabilecek en yüksek elektrik tüketim değeri) /EYT (Genel aydınlatma abonelerine ait SEYT değerleri üzerinden her fatura için ayrı ayrı hesaplanan, fatura döneminde mümkün olabilecek en yüksek tüketim değeri) değerleri üzerinden yapılacak denetim yönteminin ilk kez Hazine Müsteşarlığı’nın Ocak 2012 Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesinde düzenlendiği, Mayıs 2011-Ocak 2012 tarihleri arasındaki dönemde SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yapılmasının yasal dayanağının olmadığı, denetimin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan ve sonradan yürürlüğe giren Yönetmeliğe göre yapılan hesaplamanın hukuki güvenliği ihlâl ettiği, dava konusu Yönetmelik maddeleri ile hukuka ve tekniğe aykırı yöntemle inceleme yaptırılarak geriye doğru tahmini hesaplama yapıldığı, 3516 sayılı Ölçüler ve Ayar Kanunu’na ve bu Kanun çerçevesinde tesis edilmiş mühürlü ve gerekli standartlara sahip sayaçlarca yapılan okumaların denetçinin bir kaç dakikalık ya da saatlik ölçümleri ile geriye dönük olarak bilimsel olmayan bir şekilde kontrol edildiği, tüketim miktarının Yönetmelikte öngörülen ölçüm anında değişmesinin mümkün olduğu, Ölçüler ve Ayar Kanunu ve ilgili yönetmelik dışında yapılacak her türlü denetimin varsayıma dayanacağı, TEDAŞ tarafından değişik zamanlarda aynı dönem için yapılan denetimlerde farklı tüketim miktarlarının çıktığı, dava konusu işlemler ile dayanağı Yönetmelik maddelerinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI: Mayıs 2011-Ocak 2012 tarihleri arasındaki dönemde SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yapılmasının yasal dayanağının 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin Geçici 1. maddesinde yer alan “Bu Genelge hükümleri, 31/05/2012 tarihli usul ve esaslar genelgesinin yerine geçmek üzere 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda yer alan uygulama dönemi boyunca geçerlidir.” kuralı olduğu, inceleme ve denetimlerin yürürlükteki mevzuata uygun yapıldığı, dava konusu Yönetmelik maddelerinin yayımından önce dağıtım şirketlerinin yapmış olduğu yazılı ve sözlü itirazların dikkate alındığı, hesaplamaya %4 tolerans ilave edilerek tutarın hesaplandığı, genel aydınlatma sisteminin dağıtım şebekesinin bir parçası olduğu ve tek taraflı olarak dağıtım şirketinin kontrolünde bulunduğu, mesken abonelerinin tüketim değerlerini iki taraflı olarak kontrol edebilmesi mümkün iken böyle bir durumun aydınlatma aboneleri için geçerli olmadığı, gerçekleşenden fazla tüketim tahakkuk edilmesinin nedeninin sayaçların yanlış okuma yapması değil, endeks okuma hataları, endeksin fiili olarak okunmayarak tahmini tahakkuk işleminin gerçekleştirilmesi, ölçü sisteminde yapılan değişikliklerin abone yönetim sisteminde zamanında ya da hiç güncellenmemesi, çarpan hataları, aydınlatma lambalarının gündüz de yanması, yönetmeliğe aykırı abonelerin aydınlatma abonesine bağlanması nedeniyle hatalı tahakkukların olduğu, ölçü devrelerinin son durumuna bakılarak genel aydınlatma giderlerinin belirlenmesinin mümkün olmadığı, buradaki amacın sayacın hatalarını bulmak olmadığı, EPDK tarafından onaylanan aydınlatma profili üzerinden hesaplama yapıldığı, bu profillerin hazırlanmasında zaten mevsim şartları dikkate alınarak ayrı ayrı hesaplama yapıldığı, dolayısıyla dava konusu Yönetmelik maddelerinin ve işlemlerin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlem ile anılan işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali; Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentleri, 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ibaresi yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’UN DÜŞÜNCESİ: Dava; davacı şirkete ait genel aydınlatma abonelerine yönelik düzenlenen faturalar kapsamında 19.446.496,40 Kwh tüketim için fazla ödeme yapıldığından bahisle hesaplanan 11.214.223,58-TL tutarın ödenmesine ilişkin TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin ve anılan işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin, ayrıca söz konusu işlemin dayanağı olduğu ileri sürülen Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentlerinin, 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ibaresinin iptali istemi ile açılmıştır.
27.07.2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin; “Tanım ve kısaltmalar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, ” EYT: Genel aydınlatma abonelerine ait SEYT değerleri üzerinden her fatura için ayrı ayrı hesaplanan, fatura döneminde mümkün olabilecek en yüksek tüketim değerini,” (p) bendinde, ” SEYT: Genel aydınlatma abonelerinin her birisi için ayrı ayrı hesaplanan 1 saatte mümkün olabilecek en yüksek elektrik tüketim değerini,” ifade ettiği hükmü, “Aydınlatma ölçümleri” başlıklı 14. Maddesinin; 3. fıkrasında;” Belirli süre ölçülüp tutanak altına alınan tüketim miktarları baz alınarak ilgili abone için 1 saatlik en yüksek tüketim değeri (SEYT) bulunur. Fatura dönemindeki genel aydınlatmanın ilgili aya ait toplam devrede bulunma saati (TDS), 14/4/2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği uyarınca EPDK tarafından onaylanan “Aydınlatma Profilleri”nde belirtilen günlük çalışma saatleri kullanılarak hesaplanır. Yaya ve araçların geçişi için 24 saat kullanılan alt geçitlerde TDS günlük 24 saat olarak alınır. Bulunan TDS ile %4 tolerans ilave edilen SEYT değerleri kullanılarak ilgili abonelere ilişkin fatura dönemlerindeki “toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları (EYT)” hesaplanır, 4. fıkrasında;” İlgili abonelere ait hesaplanan EYT, inceleme ve denetime konu yıla ait talep edilen toplam tüketim miktarı ile karşılaştırılır. Talep edilen toplam tüketim miktarının EYT’den yüksek olması durumunda, EYT’yi aşan kısmı “Bakanlıkça geri tahsil edilecek bedeller” listesine eklenir. EYT’den düşük olması durumunda ise fatura değeri esas alınır.” hükmü, “Dağıtım şirketlerinin sorumluluğu” başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında ise; “Dağıtım şirketleri; tüm genel aydınlatma abonelerinin işletme kodu, abone numarası, abone adı, abone adresi, sayaç numarası, hesaplanmış SEYT değerlerini ve sayaca ilişkin ölçü devresinin çarpan bilgisini ve aboneye ilişkin ilgili belediye veya il özel idaresi ile bağlantı anlaşması yapılıp yapılmadığı hususlarını içeren ve şekil şartları tebliğde belirtilen güç bilgileri tablosunu TEDAŞ’a iletirler. TEDAŞ, gönderilen bilgilerin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapar.” hükmü yer almakta iken,
20.04.2018 günlü 30397 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin; 1. maddesi ile, 27/7/2013 tarihli ve 28720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentlerinin yürürlükten kaldırılmış, 7. maddesi ile; Genel Aydınlatma Yönetmeliğinin 14. Maddesinin; 3. bendi; “Bir günlük yanma periyodunda ölçülüp tutanak altına alınan tüketim miktarları, dağıtım şirketinin değişik illerinden alınan yük profili bilgileri ile hesaplanan çalışma saatine bölünerek ilgili abone için güç değeri bulunur. Fatura dönemindeki genel aydınlatmanın ilgili aya ait toplam devrede bulunma saati, EPDK veya EPİAŞ tarafından onaylanan “Aydınlatma Profilleri”nde belirtilen günlük çalışma saatleri kullanılarak hesaplanır. Yaya ve araçların geçişi için 24 saat kullanılan alt geçitlerde devrede kalma süresi günlük 24 saat olarak alınır. Bulunan günlük çalışma süresi ile %4 tolerans ilave edilen güç değerleri kullanılarak ilgili abonelere ilişkin fatura dönemlerindeki “toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları” hesaplanır.”, 4. bendi ise; “OSOS tesis edilmiş sistemlerde, OSOS’tan alınan tüketimlerden hesaplanan güç bilgisi kullanılır. Geçmişe yönelik yapılacak inceleme ve denetimlerde de OSOS verileri kullanılır. Şirketin yük profili verilerinden geçmiş dönem fiili çalışma saatleri tespit edilemiyor ise şirketin EPDK veya EPİAŞ tarafından onaylanan ‘Aydınlatma Profillerinde’ günlük çalışma saatleri dikkate alınarak tüketim hesaplanır. OSOS tesis edilmiş sistemlerde ölçümüne ilişkin tereddüt duyulan sayaçlarla ilgili olarak TEDAŞ tarafından; anlık ve/veya çevrimiçi izlenebilen sayaçlarda OSOS verisi, anlık ve/veya çevrimiçi izlenemeyen sayaçlarda ise üçüncü fıkrada belirtilen metoda göre hesaplanan güç bilgisi kullanılır.” şeklinde değiştirilmiş, 12. maddesi ile de; “Aynı Yönetmeliğin 21 inci maddesinin birinci fıkrasındaki “SEYT” ibaresi çıkarılmış, “abone adresi, sayaç numarası, hesaplanmış” ibaresinden sonra gelmek üzere “güç” ibaresi eklenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentlerinin, 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ibaresinin iptali istemi ile bakılan davanın açıldığı ve 20.04.2018 günlü 30397 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin, 1., 7. ve 12. maddeleri ile, davaya konu edilen Yönetmeliğin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentleri yürürlükten kaldırılmış, 14. maddesinin 3. ve 4. Fıkraları değiştirilmiş ve 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ibaresinin fıkra hükmünden çıkartıldığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, uyuşmazlığın bu kısmı açısından, iptal isteminin incelenmesine gerek bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın, TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve… sayılı işlemi ile söz konusu işleme karşı yapılan itirazın reddine yönelik … tarih ve … sayılı işleme ilişkin kısmına gelince;
İlgili mevzuatlarda belirtildiği üzere; TEDAŞ’ın dağıtım şirketleri tarafından kendisine gönderilen faturalar üzerinde sadece fiyat ve miktar kontrolü yapmasını esas alarak fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla ödeme yapılan tutarın geri tahsiline yönelik Kanun hükmüne paralel bir düzenleme getirildiği; dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturaların tüketim miktarı ve bedellerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, aydınlatma tesisatının mevzuat hükümlerine uygun olup olmadığı ile aydınlatılan bölgenin Kanunda belirtilen genel aydınlatma bölgelerine dâhil olup olmadığına ilişkin saha denetimi yoluyla inceleme ve denetimin öngörüldüğü, zira inceleme ve denetim için bir heyet görevlendirileceği, söz konusu heyetin yapmış olduğu tespitlere ilişkin inceleme ve denetim raporu düzenleyip Bakanlığa sunacağı, Bakanlık tarafından da EPDK’ya gönderilen raporun EPDK tarafından ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılacağı açıktır.
Bu nedenle, dava konusu olayda; davacı şirkete yapılan fazla ödeme tutarının geri iadesi istemine ilişkin olarak saha denetimi sonucunda düzenlenen genel aydınlatma komisyon nihaî raporunun Bakanlığa sunulması, Bakanlık tarafından da söz konusu raporun sonuçlandırılmak üzere EPDK’ya gönderilmesi gerekirken, davalı TEDAŞ tarafından mevzuatta düzenlenen usule aykırı olarak anılan rapordaki tespitler çerçevesinde doğrudan işlem tesis edilmesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin 11/07/2018 tarihli ara kararına alınan cevabi yazıda, 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin Geçici 1. maddesinde, “Bu Genelge hükümleri, 31/05/2012 tarihli usul ve esaslar genelgesinin yerine geçmek üzere 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda yer alan uygulama dönemi boyunca geçerlidir.” hükmünün yer aldığı, dolayısıyla 01/01/2009-31/12/2015 tarihleri arasında söz konusu denetim yönteminin uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu ara kararı cevabından hareketle, genel aydınlatma bedellerinin Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı dönemin 01/01/2009-31/12/2015 olduğu, bu nedenle, her bir Genelgenin bir öncekinin yerine geçmek suretiyle SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yönteminin Mayıs 2011-Ocak 2012 dönemi için geriye yürütülmesinin hukuka uygun görülmediği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentlerinin, 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ibaresinin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği, TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile söz konusu işleme karşı yapılan itirazın reddine yönelik … tarih ve … sayılı işleminin iptali gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesince, duruşma için taraflara önceden bildirilen 20/10/2020 tarihinde, davacı vekilinin gelmediği, davalı idare vekilleri Av. … ve Av. …’nin geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Gelen taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra gelen taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı, dağıtım lisansı sahibi olarak elektrik piyasasında faaliyet göstermektedir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı yazısına istinaden, TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı Oluru ile davacı şirket nezdinde denetim yapmak amacıyla genel aydınlatma komisyonu oluşturulmuş, anılan komisyonun davacı şirketin görev sahasında bulunan genel aydınlatma ve trafik sinyalizasyon sayacından 2.501 abonenin saha denetimini gerçekleştirmesi üzerine hazırlanan taslak rapor davacı şirket ile Bakanlığa gönderilmiş, taslak raporda yer alan hususlara ilişkin davacı şirketin itirazları nedeniyle ikinci kez saha denetimi yapılmış bu defa genel aydınlatma ve trafik sinyalizasyon sayacından 2.467 abonenin saha denetim verilerinin incelenmesi üzerine 07/07/2014 tarihli … EDAŞ Genel Aydınlatma Komisyon Nihaî Raporu tanzim edilmiştir. Raporda, Mayıs 2011-Mart 2014 dönemleri arasındaki tahakkuklarda Hazine Müsteşarlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından şirkete ait genel aydınlatma abonelerinin en az %20’sine tekabül eden 2.467 abone için 19.446.496,40 kwh fazla ödemeye karşılık toplam 11.214.223,58-TL tutarın Bakanlıkça tahsil edilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır.
Bakılan dava 19.446.496,40 Kwh tüketim için fazla ödeme yapıldığından bahisle hesaplanan 11.214.223,58-TL’nin ödenmesinin istenilmesine ilişkin TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminin ve anılan işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile anılan işlemlerin dayanağı olan Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentlerinin, 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları ile 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ibaresinin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Davalı idarelerin usûle ilişkin itirazları geçerli görülmemiştir.
ESAS YÖNÜNDEN:
İLGİLİ MEVZUAT:
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde, “Genel aydınlatma”, “Otoyollar ve özelleştirilmiş erişme kontrollü karayolları hariç, kamunun genel kullanımına yönelik bulvar, cadde, sokak, alt-üst geçit, köprü, meydan ve yaya geçidi gibi yerler ile halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonunu” şeklinde tanımlanmış, “Dağıtım faaliyeti” başlıklı 9. maddesinin 11. fıkrasında, “Dağıtım şirketi, dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden sorumludur.”; “Genel aydınlatma” başlıklı Geçici 6. maddesinin 4. fıkrasında, “TEDAŞ, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapar. Yapılan denetimler sonucunda dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte bir ay içinde ödenmesi ilgili dağıtım şirketinden istenir. Bu süre içerisinde ödeme yapılmaması hâlinde söz konusu ödeme tutarı dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edilir. Bu suretle de tahsil edilemeyen alacaklar Bakanlığın bildirimi üzerine vergi daireleri tarafından 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. Fazla ödemeler nedeniyle yapılan tahsilatların yüzde sekseni genel bütçeye gelir kaydedilir, geriye kalan yüzde yirmilik kısmı ise ilgili mahalli idarelere aktarılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde usul ve esas belirlemeye Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlık yetkilidir.”; 6. fıkrasında ise, “Aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenlenir.” kuralına yer verilmiştir.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin birinci fıkrasında, 31/12/2015 tarihine kadar, genel aydınlatma kapsamında aydınlatılan yerlerde gerçekleşen aydınlatma giderlerinin Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten ve ilgili belediyeler ile il özel idarelerinin genel bütçe vergi gelirleri payından karşılanacağı, Cumhurbaşkanının bu süreyi beş yıla kadar uzatmaya yetkili olduğu; dördüncü fıkrasında, TEDAŞ’ın, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapacağı, yapılan denetimler sonucunda dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte bir ay içinde ödenmesinin ilgili dağıtım şirketinden isteneceği, bu süre içerisinde ödeme yapılmaması hâlinde söz konusu ödeme tutarının dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edileceği; beşinci fıkrasında, Bakanlığın birinci fıkra kapsamındaki ödemelere ilişkin gerekli düzenlemeleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay içerisinde yapacağı, bu süre zarfında, genel aydınlatma tüketim giderlerinin ödenmesine ilişkin iş ve işlemlerin, 4628 sayılı Kanun’un bu Kanunla mülga Geçici 17. maddesine ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre Hazine Müsteşarlığı tarafından yürütüleceği, 4628 sayılı Kanun’un bu Kanunla mülga Geçici 17. maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığı bütçesinden yapılan ödemelere ilişkin denetim, takip ve tahsilat işlemlerinin dördüncü fıkra kapsamında yapılacağı; altıncı fıkrasında, aydınlatmayla ilgili ölçüme ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya ve denetime ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
6446 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin “Tanım ve kısaltmalar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde, ” EYT: Genel aydınlatma abonelerine ait SEYT değerleri üzerinden her fatura için ayrı ayrı hesaplanan, fatura döneminde mümkün olabilecek en yüksek tüketim değerini”; (p) bendinde, “SEYT: Genel aydınlatma abonelerinin her birisi için ayrı ayrı hesaplanan 1 saatte mümkün olabilecek en yüksek elektrik tüketim değerini” ifade ettiği belirtilmiş; 13. maddesinde, TEDAŞ tarafından; dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine, aydınlatılan bölgenin 6446 sayılı Kanunda belirtilen genel aydınlatma bölgelerine dâhil olup olmadığına ilişkin dağıtım şirketleri nezdinde gerekli inceleme ve denetimler yapılacağı, inceleme ve denetimlerin, 02/12/2017 tarihli ve 30258 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Dağıtım Şirketleri Denetim Yönetmeliği ve 02/08/2013 tarihli ve 28726 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Tebliği kapsamında gerçekleştirileceği; 19. maddesinde, TEDAŞ’ın, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimleri yapacağı, yapılan denetimler sonucunda dağıtım şirketine fazla ödeme yapıldığının tespit edilmesi hâlinde, TEDAŞ’ın hatalı fatura, düzeltilmiş fatura ve hata gerekçesini Bakanlığa bildireceği, TEDAŞ tarafından bildirilen fazla yapılan ödeme tutarının, ödemenin yapıldığı tarih ile geri alındığı tarih arasında geçen süreye 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranı dikkate alınarak hesaplanan faiz ile birlikte ilgili dağıtım şirketinin cari dönem alacaklarından mahsup edileceği belirtilmiştir.
Mülga Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Faaliyetlerinin İncelenmesine ve Denetlenmesine Dair Yönetmeliğin 6. maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde, genel aydınlatma faaliyetlerinin şirketlerin incelenme ve denetimine ilşikin konular arasında yer aldığı; 15. maddesinde, inceleme ve denetim heyetinin, inceleme ve denetimin tamamlanma tarihinden itibaren en geç 15 iş günü içerisinde inceleme ve denetim raporunu, ilgili tebliğe uygun şekilde hazırlayıp Bakanlığa sunacağı, Bakanlığın gerek gördüğü hususlara ilişkin inceleme ve denetim heyetinden ilave inceleme ve denetim talep edebileceği veya denetim raporuna ilişkin ilave çalışma isteyebileceği, Bakanlığın, denetim raporunun tamamlanmasını müteakip en geç 5 iş günü içerisinde EPDK’ya ve şirkete göndereceği; 16. maddesinde, Bakanlık tarafından EPDK’ya gönderilen inceleme ve denetim raporunun makûl bir süre içerisinde EPDK tarafından ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılacağı, raporun sonuçlandırılmasına ilişkin olarak ilave incelemeye gerek görülmesi hâlinde, bu incelemenin EPDK tarafından ayrıca gerçekleştirileceği, söz konusu inceleme ve denetime ilişkin EPDK kararının, kararın gerekçelerinin, gerekli yaptırım ve işlemlerin karar tarihinden itibaren 5 iş günü içinde Bakanlığa sunulacağı kurala bağlanmış; 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin Geçici 1. maddesinde ise, “Bu Genelge hükümleri, 31/05/2012 tarihli usul ve esaslar genelgesinin yerine geçmek üzere 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda yer alan uygulama dönemi boyunca geçerlidir.” kuralı yer almıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin incelenmesi:
Genel aydınlatma, otoyollar ve özelleştirilmiş erişme kontrollü karayolları hariç, kamunun genel kullanımına yönelik bulvar, cadde, sokak, alt-üst geçit, köprü, meydan ve yaya geçidi gibi yerler ile halkın ücretsiz kullanımına açık ve kamuya ait park, bahçe, tarihî ve ören yerlerinin aydınlatılması ile trafik sinyalizasyonu toplamıdır.
6446 sayılı Kanun uyarınca, her bir dağıtım bölgesinde, genel aydınlatmadan ve bunlara ait gerekli ölçüm sistemlerinin tesis edilmesi ve işletilmesinden, ilgili bölgedeki dağıtım şirketi sorumludur. Genel aydınlatma kapsamında kullanılan elektriğin tutarı ise yine, dağıtım şirketleri tarafından fatura edilmektedir. Dağıtım şirketleri tarafından fatura edilen tutarın, genel aydınlatma sisteminin dağıtım şebekesinin bir parçası olması ve genel aydınlatmanın işletilmesi ve ölçümlerin yapılması tek taraflı olarak dağıtım firmasının sorumluluğunda ve kontrolünde olması sebebiyle her zaman gerçek kullanımı göstermeyebilecektir. Nitekim, 6446 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesinde, belirli dönemler itibarıyla dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimlerin yapılacağı, denetime ilişkin usul ve esasların Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlükte bulunan hâliyle Anayasa’nın 124. maddesinde, “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişiler, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilirler.” kuralına yer verilmiştir.
Sözlük anlamı ile “düzenli hâle koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek” olarak tanımlanan “düzenleme”, kamu hukukunda kural koyma ile eş anlamlıdır. Kural ise; sürekli, soyut, nesnel, genel (kişilik dışı) durumları belirleyen ve gösteren norm olarak tanımlanmaktadır. (ÖZAY İl Han, Günışığında Yönetim, 2017, İstanbul, s. 426). Yasama organının yasama tasarrufları dışında, idare, Anayasa ve kanunlardan aldığı yetki ile, kural koyma (düzenleme yapma) yetkisine sahiptir.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı’nın kanunla verilen bu yetkiyi dava konusu maddelerin yer aldığı, 27/07/2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliği ile kullandığı görülmektedir. Anılan Yönetmelik, genel aydınlatma tüketimlerinin ölçülmesine ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya, denetime ve aydınlatma komisyonunun oluşturulması ve çalışmasına ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır.
Dava konusu Yönetmelikte, EYT: Genel aydınlatma abonelerine ait SEYT değerleri üzerinden her fatura için ayrı ayrı hesaplanan, fatura döneminde mümkün olabilecek en yüksek tüketim değeri; SEYT: Genel aydınlatma abonelerinin her birisi için ayrı ayrı hesaplanan 1 saatte mümkün olabilecek en yüksek elektrik tüketim değeri olarak tanımlanmıştır. Yönetmeliğe göre, dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek tüketim miktarını gösterip göstermediğinin tespit edilebilmesi için, yapılacak denetimlerde, öncelikle belirli süre ölçülüp tutanak altına alınan tüketim miktarları baz alınarak ilgili abone için 1 saatlik en yüksek tüketim değeri (SEYT) bulunacaktır. Sonrasında, fatura dönemindeki genel aydınlatmanın ilgili aya ait toplam devrede bulunma saati (TDS), 14/4/2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği uyarınca EPDK tarafından onaylanan, farklı mevsimsel şartların dikkate alındığı “Aydınlatma Profilleri”nde belirtilen günlük çalışma saatleri kullanılarak hesaplanacaktır. Ayrıca, yaya ve araçların geçişi için 24 saat kullanılan alt geçitlerde TDS günlük 24 saat olarak alınmaktadır. Öte yandan, SEYT değerine %4 oranında tolerans ilave edilerek bulunan TDS ve en SEYT değerleri kullanılarak ilgili abonelere ilişkin fatura dönemlerindeki “toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları (EYT)” hesaplanmaktadır.
Dağıtım şirketleri tarafından fatura edilen genel aydınlatma faturalarının gerçek tutarının daha objektif şekilde hesaplanması amacıyla idarenin farklı yöntemler geliştirilebileceği açıktır.
Bu durumda, geliştirilen yöntem ve bu yöntem için kullanılacak 1 saatlik en yüksek tüketim değeri (SEYT) ve toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları (EYT) tanımına ilişkin Yönetmeliğin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentleri ile, 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ifadesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır..
Yönetmeliğin 14. maddesinin 3. fıkrası uyarınca ise, 6446 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesinde öngörüldüğü şekilde, EYT değerinin hesaplanmasının ardından, ilgili abonelere ait hesaplanan EYT, inceleme ve denetime konu yıla ait talep edilen toplam tüketim miktarı ile karşılaştırılarak, talep edilen toplam tüketim miktarının EYT’den yüksek olması durumunda, EYT’yi aşan kısmı “Bakanlıkça geri tahsil edilecek bedeller” listesine eklenecek, EYT’den düşük olması durumunda ise fatura değeri esas alınacaktır.
Mevcut aydınlatma tesislerinin sistemden çekeceği saatlik en yüksek tüketim bilgileri, sayaç bilgileri, direk sayıları, armatür güç ve sayıları ve benzeri diğer bilgileri içeren envanterlerin hâlihazırda belli olduğu da göz önüne alındığında Yönetmeliğin 14. maddesinin 3. fıkrasında hukuka aykırılık bulunmadığı görülmektedir.
Bu itbarla, 1 saatlik en yüksek tüketim değeri, (SEYT) ve toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları (EYT)’nin tanımına ilişkin Yönetmeliğin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentleri ile 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ifadesinde ve 6446 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesi uyarınca dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek durumu gösterip göstermediğine ilişkin olarak dağıtım şirketleri nezdinde gerekli denetimlere ilişkin dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlem ile söz konusu işleme karşı yapılan itirazın reddine yönelik … tarih ve … sayılı işlemler yönünden inceleme:
Anayasa Mahkemesi kararlarında da ifade edildiği gibi, hukuk devletinin unsurlarından olan “hukuki güvenlik” ilkesi gereği devlet faaliyetlerinin önceden tahmin edilebilir, öngörülebilir olması gerekmekte olup, takdir yetkisini zorlayan ve keyfiliğe yol açacak kurallara yer verilmemelidir. Bu ilke geriye yürümezlik, hukukî istikrar ve kazanılmış hakların korunması ilkelerini de içinde barındırır.
Hukuki güvenlik ilkesi gereğince devletin, vatandaşların mevcut kanunlara olan güvenine saygılı davranması, bu güvenlerini boşa çıkaracak uygulamalardan kaçınması gerekir. Bu durum hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu kadar Anayasanın 5. maddesiyle devlete yüklenen, vatandaşların refah, huzur ve mutluluk içinde yaşamalarını sağlama, maddi ve manevi varlıklarını geliştirmek için gerekli ortamı hazırlama ödevinin bir sonucudur. Bu yönüyle, hukuk devletinin önemli bir unsuru olarak hukuki güvenlik ilkesi, yalnızca hukuk düzeninin değil, aynı zamanda belirli sınırlar içinde, bütün devlet faaliyetlerinin, belirli oranda önceden öngörülebilir olması anlamını taşır. Hukuk devletinde idareden beklenen açık ve güvenilir olma yükümlülüğüne uygun davranmasıdır.
İdarî işlemlerin geriye yürümezliği ilkesi, yargısal kararlar ve öğretide kabul edilmiş bir idare hukuku ilkesidir. Bu kuralın geçmişe yürümezlik ve belirlilik unsurlarını içeren hukukî güvenlik ilkesine uygun kullanılması, hukuk devleti olmanın doğal ve zorunlu gereğidir. Kural, bir idarî kararın tamamlandığı anda yürürlüğe girmesi ve o andan itibaren geleceğe yönelik hüküm ve sonuç doğurmasıdır.
Davacı, Mayıs 2011-Ocak 2012 tarihleri arasındaki dönemde SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yapılmasının yasal dayanağının olmadığı, denetimin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olmayan ve sonradan yürürlüğe giren Yönetmeliğe göre yapılan hesaplamanın geriye yürütüldüğünü iddia etmektedir.
Anılan iddianın karşılanabilmesi ve hesaplamada esas alınan yöntemin belirlenebilmesi için Dairemizin 11/07/2018 tarihli ara kararıyla, davalı TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nden, SEYT/EYT değerleri üzerinden yapılacak denetim yönteminin ilk kez Hazine Müsteşarlığı’nın Ocak 2012 Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesinde düzenlendiği dikkate alındığında, Mayıs 2011-Ocak 2012 tarihleri arasındaki dönemde SEYT/EYT değerleri üzerinden denetim yapılmasının yasal dayanaklarının ve gerekçelerinin açıklanmasının istenilmesi üzerine alınan cevabi yazıda, 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin Geçici 1. maddesinde, “Bu Genelge hükümleri, 31/05/2012 tarihli usul ve esaslar genelgesinin yerine geçmek üzere 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda yer alan uygulama dönemi boyunca geçerlidir.” kuralının yer aldığı, dolayısıyla 01/01/2009-31/12/2015 tarihleri arasında söz konusu denetim yönteminin uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu durumda, Mayıs 2011-Mart 2014 dönemleri arasındaki tahakkuklarda 27/07/2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğiyle geliştirilen yöntemin (SEYT/EYT), 05/09/2012 tarihli Aydınlatma Bedellerinin Dağıtım Şirketlerine Ödenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Genelgesi’nin Geçici 1. maddesine dayalı olarak, Mayıs 2011-Ocak 2012 dönemi için geriye yürütüldüğü anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, genel aydınlatma bedellerinin Hazine Müsteşarlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanacağı dönemin 01/01/2009-31/12/2015 olduğundan bahisle, SEYT/EYT değerleri üzerinden geliştirilen denetim yönteminin Mayıs 2011-Ocak 2012 dönemi için geriye yürütülmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Öte yandan, denetimin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan Mülga Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Faaliyetlerinin İncelenmesine ve Denetlenmesine Dair Yönetmeliğin 15. maddesinde, Bakanlığın, denetim raporunun tamamlanmasını müteakip en geç 5 iş günü içerisinde EPDK’ya ve şirkete göndereceği; 16. maddesinde, Bakanlık tarafından EPDK’ya gönderilen inceleme ve denetim raporunun mâkul bir süre içerisinde EPDK tarafından ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilerek sonuçlandırılması gerektiği belirtilmiştir.
Bu itibarla, davacı şirkete yapılan fazla ödeme tutarının iadesi istemine ilişkin olarak saha denetimi sonucunda düzenlenen genel aydınlatma komisyonu nihaî raporunun Bakanlığa sunulması, Bakanlık tarafından da söz konusu raporun sonuçlandırılmak üzere EPDK’ya gönderilmesi gerekirken, davalı TEDAŞ tarafından mevzuatta düzenlenen usule aykırı olarak anılan rapordaki tespitler çerçevesinde doğrudan işlem tesis edilmesinde yetki unsuru yönünden de hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Genel Aydınlatma Yönetmeliği’nin 4. maddesinin 1. fıkrasının (h) ve (p) bentleri, 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “SEYT değerlerini” ifadesi ile 14. maddesinin 3. ve 4. fıkraları yönünden davanın REDDİNE oybirliğiyle,
2. TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ile söz konusu işleme karşı yapılan itirazın reddine yönelik … tarih ve … sayılı işlemlerin İPTALİNE oyçokluğuyla,
3. Dava kısmen ret, kısmen iptal ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL’nin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kalan …-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere …-TL vekâlet ücretinin de davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 21/10/2020 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
27/07/2013 tarih ve 28720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Genel Aydınlatma Yönetmeliğiyle genel aydınlatma tüketimlerinin ölçülmesine ilişkin teknik esaslar ile ödemeye, kesinti yapılmasına, uygulamaya, denetime ve aydınlatma komisyonunun oluşturulması ve çalışmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Yönetmeliğe göre dağıtım şirketleri tarafından gönderilen faturalardaki tüketim miktarı ve bedellerinin gerçek tüketim miktarını gösterip göstermediğinin tespit edilebilmesi için yapılacak denetimlerde; öncelikle belirli süre ölçülüp tutanak altına alınan tüketim miktarları baz alınarak ilgili abone için 1 saatlik en yüksek tüketim değeri (SEYT) bulunacaktır. Sonrasında, fatura dönemindeki genel aydınlatmanın ilgili aya ait toplam devrede bulunma saati (TDS), 14/4/2009 tarihli ve 27200 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği uyarınca EPDK tarafından onaylanan, farklı mevsimsel şartların dikkate alındığı, “Aydınlatma Profilleri”nde belirtilen günlük çalışma saatleri kullanılarak hesaplanacaktır. Ayrıca, yaya ve araçların geçişi için 24 saat kullanılan alt geçitlerde TDS günlük 24 saat olarak alınmaktadır. Öte yandan, SEYT değerine %4 oranında tolerans ilave edilerek, bulunan TDS ve SEYT değerleri kullanılarak ilgili abonelere ilişkin fatura dönemlerindeki “toplam mümkün olabilecek en yüksek tüketim miktarları (EYT)” hesaplanmaktadır.
Dağıtım şirketleri tarafından fatura edilen genel aydınlatma faturalarının gerçek tüketimi yansıtıp yansıtmadığının daha objektif şekilde hesaplanması amacıyla idarenin zaman içinde farklı yöntemler geliştirilebileceği açıktır. Denetim yönteminin geliştirilmesi ve gerçek tüketimin idarece tespit edildiği durumlarda önceden fazla ödenen bedellerin geri istenmesi de mümkündür.
Bu durumda, 19.446.496,40 Kwh tüketim için fazla ödeme yapıldığından bahisle hesaplanan 11.214.223,58-TL’nin ödenmesine ilişkin TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işleminde ve anılan işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı işlemi ve anılan işleme karşı yapılan itirazın reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemleri yönünden de davanın reddi gerektiği düşüncesiyle kararın dava konusu işlemlerin iptaline yönelik bu kısmına katılmıyoruz.