Danıştay Kararı 13. Daire 2017/2858 E. 2020/3163 K. 16.11.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/2858 E.  ,  2020/3163 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/2858
Karar No:2020/3163

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI): Sermaye Piyasası Kurulu
VEKİLLERİ : Av…., Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:.., K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, …. Gıda Temizlik ve Tekel Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. (…A.Ş.) ve … A.Ş.’ye bağlı ortaklık ve iştiraklerinde görev yapan yöneticilerin, bazı şirket ve şahıslarla gerçekleştirmiş oldukları hisse senedi alım-satım işlemleri ile para transferlerinin …A.Ş.’yi zarara uğrattığı iddiaları ile ilgili olarak yapılan inceleme neticesinde, bu işlemlere taraf olduğu ve bu işlemler neticesinde menfaat elde ettiği gerekçesiyle davacının da aralarında bulunduğu bazı şahıslar hakkında alınan 15/05/2014 tarih ve … sayılı Sermaye Piyasası Kurulu (Kurul) kararının kendisiyle ilgili kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce; Dairemizin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla, dava konusu Kurul kararının (ö) bendinin kesin ve yürütülebilir işlem niteliğinde olduğundan kararın bu kısım yönünden bozulup diğer kısımları yönünden onanması üzerine dosyanın bozulan kısım yönünden incelenmesi suretiyle verilen kararda; davacının 2010-2014 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeliğini yaptığı … A.Ş. hakkında yapılan denetimde, … A.Ş. ve grup şirketleri arasındaki hisse alım satım işlemlerinin, … A.Ş. sermayesini azaltan, ekonomik faydası olmayan ve bu suretle yatırımcıları zarara uğratan nitelikte olduğu, bu işlemler neticesinde … A.Ş.’nin iflas ettiği ve davacının da yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde yapılan hisse alım satım işlemleriyle kendi menfaatine ve yatırımcıların zararına hareket ettiğinin tespit edilmesi üzerine 15/05/2014 tarih ve 481 sayılı Kurul kararının (ö) bendinde, … A.Ş.’nin zarara uğrayan yatırımcılarının mevzuata aykırılık teşkil eden işlemlerde sorumluluğu bulunan … A.Ş. yöneticileri aleyhine dava açabilecekleri hususunun Kurul bülteni ile kamuya duyurulmasına ve söz konusu hususta ortakların bilgilendirilmesini teminen konunun … A.Ş. tarafından yapılacak olan ilk genel kurul toplantısının gündemine alınmasının … A.Ş.’den istenilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı,
07/03/2014 tarih ve XXV-6/14-1, XXV-9/9-1 sayılı Denetleme Raporunda davacının, … A.Ş. ile bunun grup şirketleri olan … Yağ A.Ş. ve …A.Ş.’de yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı yaptığı; 10/03/2009, 11/03/2009 ve 24/05/2009 tarihli hisse alım işlemleriyle … Yağ A.Ş.’nin sırasıyla …TL, … TL ve … TL; 05/03/2009 tarihli alım işlemiyle … A.Ş.’nin … TL zarara uğratıldığı, bu işlemlerde anılan şirketlerin yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığını yapan davacının da imzasının bulunduğu, bu suretle davacının kendi menfaatine ve şirketlerle yatırımcıların zararına olacak şekilde bu şirketler arasında hisse alım satımı yaptığının tespit edildiği, rapordaki tespitlerin Mahkemece karara esas alınabilir nitelik ve yeterlilikte bulunduğu, davacının … A.Ş. ve grup şirketleri arasındaki hisse alım satım işlemleriyle şirketleri ve yatırımcıları zarara uğrattığı anlaşıldığından, dava konusu Kurul kararının … A.Ş.’nin zarara uğrayan yatırımcılarının mevzuata aykırılık teşkil eden işlemlerde sorumluluğu bulunan … A.Ş. yöneticileri aleyhine dava açabilecekleri hususunun Kurul bülteni ile kamuya duyurulmasına ve söz konusu hususta ortakların bilgilendirilmesini teminen konunun … A.Ş. tarafından yapılacak olan ilk genel kurul toplantısının gündemine alınmasının … A.Ş.’den istenilmesine ilişkin (ö) bendinin davacıya ilişkin olan kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen masumiyet karinesi ihlâl edilerek kendini savunma hakkı dahi verilmeden üçüncü kişiler nezdinde suçlu ilan edilmesinin hiçbir hukukî gerekçeyle açıklanamayacağı, Kurul’un kendisi açısından hukuk alanında bir değişiklik oluşturan, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğinde olan zarar tespitinde bulunduğu, suç duyurusunun Türk Ceza Kanunu’na göre yapıldığı dikkate alındığında sermaye piyasası mevzuatına aykırılık oluşturmayan hisse devri işlemlerinin ticari teamüllerle uyumsuz ve objektiflikten uzak değerlendirmelere konu edildiği, Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın Kurul raporlarına itibar edilerek karar verildiği, özel durum açıklamalarının Kurul’un bilgisi dahilinde olduğu, hisse devirlerine ilişkin bir sorun varsa derhal tedbir alması gerekirken yaklaşık 8 yıl sonra karar almasının kabul edilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının şirkete verdiği zararın tespit edilmesi ve bu zarara ilişkin yatırımcıların bilgilendirilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararının bilgilendirici nitelikte bir karar olup tek başına icrai nitelikte olmadığı, kararın, davacının hukukî durumunda değişiklik oluşturmasının ancak yatırımcılar tarafından davacı şirket hakkında adli makamlar nezdinde dava açılması ve açılan davada şirket aleyhine karar verilmesi hâlinde söz konusu olabileceği, şirket yönetim kurulunun kendisine tevdi ve teslim edilen şirkete ait malvarlığını kendilerinin, hakim ortağın ve üçüncü kişilerin yararına, küçük pay sahibi ve ortakların zararına olacak şekilde kullanarak şirket tüzel kişiliğine ve pay sahiplerine karşı özen ve sadakat yükümlülüklerine aykırı davrandıklarını gösteren bu işlemlerden sorumlu olmaları sebebiyle zarar uğrayan yatırımcıların ve şirket ortaklarının Türk Ticaret Kanunu uyarınca bu kişilerin aleyhine dava açma hakkına sahip olduklarının açık olduğu, Kurul kararının dava açılabilmesi için bir ön şart ya da sair bir kurucu unsur oluşturmayıp yatırımcıların bilgilendirilmelerini sağlamayı amaçladığı, yaptırım niteliğini haiz olmadığı, sermaye piyasalarında şeffaflığın ve güvenilirliğin sağlanması amacını gerçekleştirmeye yönelik olduğu, Kanunda, Kurul’a tanınan söz konusu yetkilerin sırasıyla değil seçimlik olarak kullanılmasının öngörüldüğü, davacının da yönetim kurulu üyeleri arasında yer aldığı şirketler arasında gerçekleşen hisse devir işlemlerinin ticarî faaliyet gereği olmadığı, şirketle ilişkili bir kısım kişilerin haksız menfaat elde etmesine yönelik olduğu, özel durum açıklamalarında incelemeye konu hususlara yer verilmediğinden Kurulca bilgi sahibi olunmasının mümkün olmadığı, bilgi sahibi olunsa da söz konusu işlemlerin yatırımcıların yatırım kararını etkileyebilecek nitelik arz ettiğinden kamuya açıklanmasının Kurul düzenlemeleri gereği kanunî bir yükümlülük olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderlerinden artan tutarın taraflara iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.