Danıştay Kararı 13. Daire 2017/2541 E. 2020/455 K. 13.02.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/2541 E.  ,  2020/455 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/2541
Karar No:2020/455

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
KARŞI TARAF (DAVALI): …

İSTEMİN_KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun (Kurul) 14/11/2012 tarih ve /- sayılı kararının 10. maddesine istinaden / tarih ve / sayılı yazı ekinde tebliğ edilen …-TL tutarındaki idari para cezasının tamamının ihtirazi kayıtla ödendiğinden bahisle, anılan meblağın dörtte birinin iade edilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu … Başkanlığı’nın tarih ve / sayılı işleminin iptali ve fazladan ödenen … -TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce Dairemizin 11/03/2015 tarih ve E:2014/1178, K:2015/968 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davacı şirketin idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Kurul kararına dayanılarak tesis edilen İdari Para Cezası Karar Tutanağında, idari para cezasının … -TL tutarlı olduğu, …-TL (1/4) peşin ödeme indiriminin bulunduğu, peşin ödeme hâlinde ödenecek tutarın …-TL olduğu, söz konusu idari para cezasının bu tutanağın tebliğinden itibaren 30 gün içinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (Kurum) … Şubesi IBAN hesabına banka şubesi aracılığıyla ödenmesi ve ödendi makbuzunun bir örneğinin Kuruma veya Bölge Müdürlüklerince verilen idari para cezalarına ilişkin olarak ilgili Bölge Müdürlüğüne ibraz edilmesi gerektiği hususlarına yer verildiği, davacı şirket tarafından söz konusu para cezasına ilişkin indirimli ödemenin davalı idarenin ilgili banka hesabına yapılmadığının anlaşılması üzerine, bu defa davalı idarenin banka hesabına ve indirimli ödeme imkânından yararlanma süresi geçtikten sonra 15/04/2013 tarihinde tamamının ödendiği; idari para cezasının ödeneceği banka hesap numarasının davalı idarece açıkça belirtildiği gözetildiğinde, davacı şirket tarafından idari para cezasının ilk önce davalı idarenin ilgili banka hesabına ödenmemesinin davalı idareye yüklenebilecek bir kusurdan kaynaklanmadığı ve daha sonra indirimli ödeme imkânından yararlanma süresi geçtiği için kendi iradesiyle tamamının ödendiği hususları birlikte dikkate alındığında, fazladan ödendiği iddia edilen tutarın iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle davacı şirketin fazladan ödediğini iddia ettiği … -TL’nin yasal faiziyle birlikte tazmini isteminin de geçerli bir hukukî sebebe dayanmaması nedeniyle reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, idari para cezası kararının 15/02/2013 tarihinde tebliğ alındığı, 27/02/2013 tarihinde indirimli tutarın Hazine Müsteşarlığı hesabına yatırıldığı, durumun farkedilmesi üzerine derhal davalı idareye bildirim yapıldığı, davalı idare tarafından indirimli ödeme süresinin dolduğunun ve cezanın tamamının ödenmesi gerektiğinin bildirildiği, bunun üzerine 15/04/2013 tarihinde cezanın tamamının davalı idare tarafından bildirilen hesaba yatırıldığı, 26/04/2013 tarihli dilekçe ile fazla ödenen tutarın iadesinin talep edildiği, bu talebin 15/05/2013 tarihli işlem ile reddedildiği, Kabahatler Kanunu’na göre indirimli ödeme imkânından kanun yoluna başvurmadan önce yapılan ödeme ile yararlanıldığı, idari para cezasına karşı dava açma süresinin 60 gün olduğu, her iki ödemenin de bu süre içerisinde yapıldığı, davalı idare merkezi yönetim bütçesi içerisinde yer aldığından, yapılan ilk ödemenin de davalıya yapılan ödeme gibi geçerli olduğu, Maliye Bakanlığı tarafından 12/05/2007 tarihinde yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği’ne göre genel bütçeye gelir kaydedilmesi gereken idari para cezalarının Maliye Bakanlığı tarafından tahsil edileceğinin belirtildiği, indirimli ödemeye ilişkin düzenlemenin amacının kanun yoluna başvurmadan önce ödeme iradesinin oluşturulması olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, 5809 sayılı Kanun’a göre 30 gün içerisinde ödenmesi gereken idari para cezası süresi içerisinde ödenmediğinden 01/04/2013 tarihinde vergi dairesine tahsilât için yazı yazıldığı, davacının sehven yatırdığını iddia ettiği hesap numarasının idari para cezaları ile ilgisi olmadığı gibi Kuruma ait bir hesap numarası da olmadığı, 30 günlük ödeme süresini geçiren davacının peşin ödeme indiriminden faydalandırılmasının mümkün olmadığı, kanun yolu süresi iddiasının kabul edilmesi durumunda bu durumun idari para cezası muhatapları tarafından suistimal edilebileceği ve Kabahatler Kanunu’na da aykırı olacağı, elektronik haberleşme sektöründe uygulanan idari para cezalarının 5809 sayılı Kanun’un 61. maddesine göre Kurum hesaplarına ödeneceğinin açık olduğu, cezanın Devlet Hazinesine ödenmesinin kural olduğu yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığı, cezanın Müsteşarlık hesabına yatırılmasının Kurum hesabına yatırıldığı anlamına gelmediği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete tarih ve /-1/ sayılı Kurul kararının 10. maddesiyle …-TL idari para cezası verilmiştir.
15/02/2013 tarihinde tebliğ edilen yazı ekinde gönderilen ceza tutanağında, tebliğden itibaren 30 gün içerisinde ödenmesi hâlinde idari para cezasının 1/4’ü oranında indirim yapılacağının belirtilmesi nedeniyle ceza tutarının 3/4’ü ödenmiş, ancak bu tutar tutanakta belirtilen davalı idare hesabı yerine Hazine Müsteşarlığı hesabına yatırılmıştır.
Davacı tarafından bu durumun farkedilmesi üzerine 15/04/2013 tarihinde idari para cezasının tamamı davalı idarece belirtilen hesaba yatırılmıştır.
Daha sonra, 26/04/2013 tarihli dilekçeyle, yatırılan miktarın 1/4’lük kısmının iade edilmesi için yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine, bu işlemin iptali ve …-TL’nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun “İdari para cezalarının uygulanması ve tahsili” başlıklı 61. maddesinin birinci fıkrasında, “Kurum tarafından verilen idarî para cezaları, 6183 sayılı Kanun hükümlerine tabi olup, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde Kurum hesaplarına ödenir. Bu süre içerisinde ödenmeyen idarî para cezaları, Kurumun bildirimi üzerine ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.”; “Dava hakkı” başlıklı 62. maddesinin birinci fıkrasında, “İdarî yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabilir. Kurum kararlarına karşı açılan her türlü dava öncelikli işlerden sayılır. Kurulun kararları, Kurumun idarî denetimi sırasında yerindelik denetimine tabi tutulamaz.” kuralı yer almıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Genel kanun niteliği” başlıklı 3. maddesinde, “(1) Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır.”; “İdari para cezası” başlıklı 17. maddesinin altıncı fıkrasında, “Kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi, ilgilinin rıza göstermesi halinde bunun tahsilatını derhal kendisi gerçekleştirir. İdarî para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişiden bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, kişinin bu karara karşı kanun yoluna başvurma hakkını etkilemez.” kuralına yer verilmiştir.
Maliye Bakanlığı’nca hazırlanarak 12/05/2007 tarih ve 26520 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 442 sayılı Tahsilat Genel Tebliği’nin “III- İdari Para Cezası Vermeye Yetkili Olan
Kamu Tüzel Kişilerince Yapılacak İşlemler” bölümünün “D- İdari Para Cezalarının Gelir Kaydı ve Tahsili” başlığı altındaki “4- İndirim Uygulaması” kısmında, 5326 sayılı Kanun’un 17. maddesinin altıncı fıkrası ile ilgili olarak, idari para cezasını kanun yoluna başvurmadan önce ödeyen kişilerin indirim hakkından yararlanacağı belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Elektronik Haberleşme Kanunu’na göre, Kurum tarafından verilen idarî para cezalarının kanunî ödeme süresi (vadesi) 30 gündür, Dava hakkına ilişkin olarak düzenlenen kuralda ise, idarî yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılacağı belirtilmiş, ancak dava açma süresine dair özel bir belirleme yapılmamıştır.
Kabahatler Kanunu’na göre, kabahat dolayısıyla idarî para cezası veren kamu görevlisi tarafından, ilgilisinin rıza göstermesi hâlinde tahsilatın derhal gerçekleştirilebileceği, bununla birlikte kanun yoluna başvurmadan önce bunu ödeyen kişiden cezanın dörtte üçünün tahsil edileceği, yani dörtte bir oranında indirim yapılacağı anlaşılmaktadır.
Dava konusu idarî para cezasının dayanağı 5809 sayılı Kanun’da erken ödemeden kaynaklı indirimli ödeme hakkına ilişkin bir düzenleme yapılmadığı görülmektedir. Bu nedenle indirimli ödeme hakkına ilişkin olarak, idarî para cezalarına ilişkin genel kanun niteliğindeki Kabahatler Kanunu’nun genel hükümleri arasında yer alan kural esas alınmalıdır.
Yargılama hukukundaki anlamından farklı olarak, Kabahatler Kanunu’nda yer alan “kanun yolu” tâbiri, idarî makamlarca verilen bir idarî yaptırıma karşı ilk derece mahkemesi nezdinde dava açılmasını ifade etmektedir (ULUSOY Ali, İdarî Yaptırımlar, 2013, İstanbul, s.202). İdarî para cezasına karşı açılacak dava hangi yargılama usûlüne tâbi ise, o usûlde öngörülen dava açma süresi dikkate alınmalıdır. Eğer özel kanunlarında dava açma süresine ilişkin bir belirleme yoksa, 2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu uyarınca idare mahkemelerinde genel dava açma süresi altmış gündür. Nitekim uyuşmazlık konusu idarî para cezasının dayanağı 5809 sayılı Kanun’da dava açma süresine ilişkin bir belirlemeye gidilmemiş, yalnızca kanunî ödeme süresi (vadesi) belirlenmiştir. Her ne kadar idarî para cezası karar tutanağında, tutanağın tebliğini müteakip 30 gün içerisinde defaten ödenmesi hâlinde cezanın 1/4’ü oranında indirim yapılacağı belirtilmiş ise de, Kabahatler Kanunu ile açıkça belirlenen indirimli ödeme hakkından yararlanma süresinin somut uyuşmazlık bakımından 60 gün olduğu açık olup, bu sürenin mezkûr tutanağa yazılan bir cümle ile kısaltılması mümkün değildir.
Nitekim, 442 sayılı Tahsilat Genel Tebliğinin III/D-4. bölümünde yer alan, “(2) Peşin ödeme indirimi amme alacağının kanuni ödeme süresi geçtikten sonra uygulanamayacağından dava açma süresinden daha az ödeme süresi olan para cezaları için indirim, ödeme süreleri içerisinde yapılan ödemelerle sınırlı olacaktır.” kuralı Danıştay Onuncu Dairesi’nin 30/06/2015 tarih ve E:2011/10743 K:2015/3439 sayılı kararıyla; “5326 sayılı Kanunun öngörülen peşin ödeme indiriminden yararlanabilmek için ‘kanun yoluna başvurmadan önce’ ödenme koşulu tek şart olarak belirtilmiş bunun dışında vadeye ilişkin olarak herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Diğer bir ifadeyle 60 günlük dava açma süresi (kanun yolu) olan bir idari para cezasında indirim imkanından faydalanabilmek için mutlaka 1 aylık ön süre içinde ödeme yapılması gibi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanunla daha geniş olarak belirlenen bir hakkın tebliğ ile daraltılması hukuka aykırıdır.” gerekçesiyle iptal edilmiş, bu karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 07/12/2017 tarih ve E:2015/5046, K:2017/4193 sayılı kararıyla onanmış ve karar düzeltme istemi de reddedilerek kesinleşmiştir.
Belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, idari para cezası karar tutanağını 15/02/2013 tarihinde tebellüğ eden davacı tarafından 15/04/2013 tarihinde (59. gün) yapılan ödemenin, indirimli ödeme süresi içerisinde (60 günlük dava açma süresi dolmadan) yapıldığı anlaşıldığından, tamamı ödenen idarî para cezasının peşin ödeme indiriminden yararlanılarak dörtte birinin iade edilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.