Danıştay Kararı 13. Daire 2017/2297 E. 2018/2428 K. 14.09.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/2297 E.  ,  2018/2428 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2297
Karar No : 2018/2428

DAVACI: …
VEKİLİ: …
DAVALILAR: 1-…
Vekili : …
2- (…)
Vekili: …

DAVANIN KONUSU :
Özelleştirme kapsam ve programında olan ve … ili, … ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan, tapunun … parselinde kayıtlı, 6.022,00 m² yüzölçümlü taşınmazın satış yöntemiyle özelleştirilmesini teminen gerçekleştirilen 20/09/2017 tarihli ihalenin ve ihale komisyonu kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Davaya konu taşınmazın daha önce de ihaleye çıkarıldığı, bu ihalenin iptaline ilişkin olarak açılan davada yürütmenin durdurulmasına karar verildiği, dava sonuçlanmadan taşınmazın tekrar ihaleye çıkarılmasının hukuka aykırı olduğu; ihalenin yapıldığı tarihte taşınmazın davalı idare adına kayıtlı olmadığı; davaya konu taşınmaza ilişkin ihale şartnamesinin bir bölümünde ihale konusu taşınmazın sağlık alanı olarak planlı olduğu, başka bir bölümünde ise konut alanı olarak planlı olduğunun gösterildiği; Kadastro Mahkemesi’nde açılan davanın devam ettiği, buna ilişkin olarak taşınmazın tapu kaydına şerh düşüldüğü, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALILARIN SAVUNMASI :
Öncelikle, usule ilişkin olarak, davacının ihaleye katılmadığı, teklif vermediği, taşınmazın kapsam ve programa alınmasına ve ihale ilanına ilişkin olarak dava açılmadığı, davacı tarafından adli yargıda açılan davalardaki yargılamanın yenilenmesi istemlerinin reddedildiği, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği ileri sürülmüştür.
İhaleye konu taşınmaza ilişkin tanıtım dokümanında taşınmazın konut alanı olarak planlı olduğu, e-imar durumu belgesinde de konut alanı bulunduğu, ihale bedelinin değer tespit komisyonu kararında belirlenen değerin üzerinde olduğu, ihalenin hukuka uygun olarak gerçekleştirildiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’NUN DÜŞÜNCESİ : Dava; Özelleştirme kapsam ve programında olan ve … ili, … ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan, tapunun … parselinde kayıtlı, 6.022,00 m² yüzölçümlü taşınmazın satış suretiyle özelleştirilmesine ilişkin 20/09/2017 tarihinde yapılan ihalesinin ve ihale komisyonu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin usule yönelik iddiaları yerinde görülmemiştir.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinin (A) fıkrasında, bu Kanunun amacının, bu maddede sayılan kuruluşların ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmesine ilişkin esasları düzenlemek olduğu belirtilmiştir. Kanun’un 2. maddesinde özelleştirme uygulamalarındaki ilkeler sayılmış, (i) bendinde özelleştirme uygulamalarında, milli güvenlik ve kamu yararının gerektirdiği durumlar hariç, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğine sahip eğitim kurumları ve mahalli idarelere devir yapılmaması gerektiği belirtilmiş, son fıkrasında, Kanundaki amaç ve ilkeler doğrultusunda alınacak kararlarda öncelikler ile bunların tabi olacağı özelleştirme uygulamalarına ilişkin esas ve usullerin, kuruluşların nitelikleri ve ülke ekonomisinin gerektirdiği şartlar da dikkate alınarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca saptanacağı hükme bağlanmıştır. Kanun’un 3/c maddesinde de, kuruluşların; satış, kiralama, işletme hakkı devri, mülkiyetin gayrî ayni hakların tesisi ve işin gereğine uygun sair hukukî tasarruflar ile devredilmelerine ilişkin özelleştirme yöntemlerinden hangisi ile özelleştirileceğini belirlemenin Kurul’un görevleri arasında olduğu kuralı yer almıştır.
Kanun’un “Özelleştirme Uygulamalarına İlişkin Hükümler” başlıklı 17. maddesinde, Kanun kapsamına giren idareler ile bunlara ait varlıkların ve iştiraklerindeki paylarının, birlikte ve/veya ayrı ayrı özelleştirme kapsamına ve programına alınması ve özelleştirmenin hangi yöntemle yapılacağı, bu konudaki yetkinin Özelleştirme Yüksek Kurulu’na (Kurul) ait olduğu, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlardan; mali ve hukuki yönden özelleştirmeye hazırlanmalarına karar verilenlerin bu hazırlık işlemleri tamamlanıncaya kadar, bunların bağlı oldukları bakanlık veya kurumlar ile ilgileri ve önceki statülerinin aynen devam edeceği, bunlarla ilgili mali ve hukuki yönden özelleştirmeye hazırlık işlemleri kurulca belirlenecek kuruluş veya kuruluşlar tarafından yürütüleceği, özelleştirme programına alınan kurum ve kuruluşlar ile varlıkların Kurul kararının alındığı tarihte başka bir işleme gerek olmadan ve bedel alınmaksızın idareye devredilmiş sayılacağı, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşların gerek görülmesi halinde eski statüsüne iadelerine Kurul tarafından karar verileceği ve kuruluşların özelleştirme programına alınmalarına ve özelleştirme uygulamaları sonucu nihaî devir işlemlerinin onaylanmasına ilişkin kararların Resmî Gazete’de yayımlanacağı belirtilmiştir.
Kanun’un “Özelleştirme Yöntemleri, Değer Tespiti, İhale Yöntemleri” başlıklı 18. maddesinin (B) bendinde ise; özelleştirme programına alınan kuruluşların değer tespiti çalışmalarının bu Kanuna göre idarede oluşturulan değer tespit komisyonları tarafından yürütüleceği öngörülmüş; bu bendin (c) alt bendinde de komisyonun görevleri belirlenirken, “Komisyon; değer tespit çalışmalarını, özelleştirilecek kuruluşun niteliği, gördüğü hizmetin özelliği, gelecekteki nakit akımı potansiyeli, faaliyette bulunduğu sektör ve pazarın özellikleri, sahip olduğu sınaî, ticarî ve sosyal tesisler, makine araç ve gereçler, teçhizat, malzeme ve hammadde ile yarı mamul ve mamul madde stokları, her türlü taşınır ve taşınmaz malları, vasıfları ve hali hazır durumları, senetli ve senetsiz bütün alacak ve borçları ile bilumum hak ve yükümlülükleri ve özelleştirilecek kuruluşa uygulanacak özelleştirme yöntemini de dikkate alarak uluslararası kabul görmüş olan; indirgenmiş nakit akımları (net bugünkü değer), defter değeri, net aktif değeri, amortize edilmiş yenileme değeri, tasfiye değeri, fiyat/kazanç oranı, piyasa kapitalizasyon değeri, piyasa değeri/defter değeri, ekspertiz değeri, fiyat/nakit akım oranı metodlarından en az ikisini uygulamak suretiyle yürütür.” denilmiş, aynı maddenin (C) bendinde ise, bu maddenin (A) bendinde yer alan özelleştirme yöntemlerinin uygulanmasına ilişkin ihale işlemlerinin bu Kanuna göre oluşturulan ihale komisyonları tarafından yürütüleceği belirtilmiş, komisyonun oluşumu, çalışması ve görevleri düzenlenmiş, ihale usulleri arasında sayılan pazarlık usulü: “İhalelere birden fazla teklif sahibinden kapalı zarf içerisinde teklif almak şartıyla başlanabilir… Teklif sahipleri ile birden fazla pazarlık görüşmesi yapılabilir. Pazarlık görüşmeleri teklif sahipleri ile ayrı ayrı yapılır. Pazarlık görüşmelerinin, ihalenin herhangi bir aşamasında pazarlık görüşmelerine devam edilen teklif sahipleri ile müştereken yapılmasına komisyonca karar verilebilir. Komisyonca, pazarlık görüşmeleri sırasında ortaya çıkabilecek yeni durumlar karşısında, rekabete engel teşkil etmemek, ihale ilânında ve/veya şartnamede yer alan hususlara aykırı olmamak ve pazarlık görüşmelerine devam edilen teklif sahiplerine eşit olarak uygulanmak kaydı ile yeni esaslar belirlenebilir. Komisyonca gerekli görüldüğü takdirde ihale, pazarlık görüşmesine devam edilen teklif sahiplerinin katılımı ile açık artırma suretiyle sonuçlandırılabilir. Bu husus ilânda ve/veya şartnamede belirtilir. Görüşmeler komisyon tarafından bir tutanakla tespit edilir, tutanak komisyon üyeleri ve teklif sahiplerince imzalanır.” biçiminde tanımlanmıştır.
Özelleştirme amacıyla yapılacak ihalelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri ile belirlenen yetki ve ihale usulü çerçevesinde özelleştirilecek kuruluşun en yüksek bedel ile satışını sağlamak amacıyla kamu yararı ve ülke çıkarını gözeterek gerçekleştirilmesinin gerektiği kuşkusuzdur.
Dava dosyasının incelenmesinden; dava konusu taşınmazın 04/10/2013 tarih ve … sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınıp, özelleştirme işleminin 2 yıl içerisinde tamamlanmasına karar verildiği, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 07.08.2014 tarihli ve … sayılı kararı ile özelleştirme süresinin 31/12/2020 tarihine kadar uzatıldığı, dava konusu ihaleye ilişkin tanıtım dökümanının 17. sayfasında ve eki imar durumu belgesinde dava konusu parselin konut alanı olarak planlı olduğunun belirtildiği, nın 02/11/2015 tarih ve 7134 sayılı işlemi ile, 4046 sayılı Kanun’un 4. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, konuya ilişkin olarak (…) Yönetim Kuruluna yetki verildiği, mevzuatta öngörülen usul ve esaslara uygun olarak yapılan hazırlık işlem ve çalışmalarından ve ihale ilanından sonra, son tekif verme tarihinden (20.09.2017) önce 13/09/2017 tarihinde, taşınmazın … adına tapuda tescilinin yapılıp, bu durumun şartname alan tüm yatırımcılara bildirildiği, mevzuata uygun şekilde oluşturulan Değer Tespit Komisyonu’nun 23/08/2017 tarih ve 2017/3 sayılı kararı ile; taşınmazın değerinin Ekspertiz Değeri Metoduna göre hesaplanan …TL, olarak tespit edilip, pazarlık görüşmelerinde referans değer olarak önerilmesine karar verildiği, taşınmazın satış yöntemiyle ve pazarlık usulüyle özelleştirilmesi ihalesine yönelik ilan ve duyurular tamamlandıktan sonra mevzuata uygun olarak ihale komisyonunun 20/09/2017 tarihinde toplandığı, taşınmazın satışı için 5 adet teklif verildiği ve tekliflerin tamamı değerlendirmeye alınarak yapılan pazarlık görüşmeleri sonucunda, bir elemesiz ve iki elemeli tur sonucunda geriye kalan 3 teklif sahibi ile açık arttırma turlarına geçilip 7 tur sonucu taşınmazın en yüksek teklifi veren … A.Ş.’ne İhale Şartnamesi çerçevesinde …-TL. Bedel ile satılmasına karar verildiği ve Kararın 21/09/2017 gün ve … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile onanıp, ihale sonuçlarının … na sunulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Anılan Kanun hükümleri ve arazinin özelleştirme kapsam ve programına alınma amacı dikkate alındığında, dava konusu taşınmazın özelleştirme kapsam ve proğramına alınmasına dair işlemin, 4046 sayılı Kanunun öngördüğü, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak amacına ve özelleştirme ilkesine uygun olduğu, anılan arazinin satış yöntemiyle özelleştirilmesinde de Kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, özelleştirmenin sağlanabilmesi için tesis edilmiş bulunan ihaleye çıkarma, ihale ilanı, ihale ve satış yönteminin belirlenmesi, ihalenin yapılması ve onayı işlemlerinin de anılan mevzuat hükümlerine uygun bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacının diğer iddiaları ise dava konusu uygulama ve işlemleri kusurlandırıcı mahiyette görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 04/10/2013 tarih ve … sayılı kararıyla, … ili, …ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan, tapunun 1016 parselinde kayıtlı, 6.022,00 m² yüzölçümlü taşınmazın da bulunduğu taşınmazların özelleştirme kapsam ve programına alınmasına karar verilmiştir.
…’nın 02/11/2015 tarih ve 7134 sayılı yazısında, anılan taşınmazın satış yöntemiyle özelleştirilmesine yönelik olarak …’nın 27/10/2015 tarih ve 921 sayılı Olur’u ile … Yönetim Kurulu’na yetki verildiği belirtilmiş, söz konusu taşınmazın satış yöntemiyle özelleştirilmesini teminen 24/08/2017 tarih ve 30164 sayılı Resmî Gazete’de ihale ilanı yayımlanmış ve 20.09.2017 tarih ve 2017/108 sayılı ihale komisyonu kararı ile sonuçların ‘na sunulmasına karar verilmiştir.
Genel Müdürlüğü’nün 03/01/2018 tarih ve 01 sayılı Olur’u ile de, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca ihale komisyonu kararının oybirliği ile onaylanmadığı gerekçesiyle 20/09/2017 tarihli ihalenin iptaline karar verilmiştir.
Bakılan dava, Özelleştirme kapsam ve programında olan ve … ili, … ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan, tapunun … parselinde kayıtlı, 6.022,00 m² yüzölçümlü taşınmazın satış yöntemiyle özelleştirilmesini teminen gerçekleştirilen 20/09/2017 tarihli ihalenin ve ihale komisyonu kararının hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
1. Davalılar tarafından, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüştür.
Uyuşmazlık konusu olayda, davaya konu taşınmazla ilgili olarak adli yargıda açılan davada yargılamanın iadesi istemine ilişkin yargısal sürecin devam etmekte olduğu anlaşıldığından, davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu sonucuna varılmaktadır.
2. Dava dosyasının incelenmesinden, Genel Müdürlüğü’nün 03/01/2018 tarih ve 01 sayılı Olur’u ile, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca ihale komisyonu kararının oybirliği ile onaylanmadığı gerekçesiyle 20/09/2017 tarihli ihalenin iptaline karar verildiği, dolayısıyla davanın konusunun kalmadığı anlaşılmaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. KONUSU KALMAYAN DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
2. Yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
3. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 14/09/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.