Danıştay Kararı 13. Daire 2017/218 E. 2020/1261 K. 08.06.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/218 E.  ,  2020/1261 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/218
Karar No:2020/1261

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL(DAVALI YANINDA): … TV Radyo Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİL : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : 1- … Holding A.Ş.
2- … Turizm İşletmeleri A.Ş.
3- …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacılar tarafından, “… TV” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 05-06/07/2013 tarihlerinde yayınlanan “…” adlı programda kişilik haklarının ihlâl edildiğinden bahisle, yayıncı kuruluş hakkında idari yaptırım uygulanması talebiyle yapılan başvurunun, anılan yayında 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin ihlâl edilmediği gerekçesiyle reddine ilişkin 26/02/2014 tarih ve … sayılı toplantıda alınan 30 nolu kararın (3) nolu maddesinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda, Dairemizin 09/12/2015 tarih ve E:2015/3072, K:2015/4463 sayılı bozma kararına uyularak; davacıların açmış olduğu tekzip ve yayından çıkarma talepli davada verilen … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı kararında; … Otele ait müstakil bir otopark bulunmadığı, …’ın kullanımında olan 8 katlı otoparkın 7. ve 8. katlarından … Otelinin 5. ve 6. katlarına bağlantı geçişlerinin mevcut olduğu, ancak … tarafından kullanılmakta olan otoparkın otel tarafına bağlantı geçitlerinin ahşap bölme ile kapatılmış ve … tarafında bariyer konulmuş olduğu, otoparkın otel bölümünde mahallin araç park etmeye uygun olmadığı, otele ait otoparkın … tarafından işletildiği, yayınlanan programın taşıması gereken gerçeklik öğesini taşımadığı, bu hâli ile gerçeğe aykırı içerik taşıdığı, kişilerin şeref ve haysiyetlerini ihlâl edici, toplumsal onur ve saygınlığı zedeleyici nitelik taşıdığı, somut olayda tekzipe konu olayın geçtiği otoparkın talepte bulunanlara ait … Otele ait olduğuna ilişkin somut delillerin ortaya konulmadığı, otoparkın talepte bulunanlara değil …’a ait bir otopark olduğu, bu nedenle talebin kabulüne karar verildiği, bu durumda; anılan Mahkeme kararı ve dayanak bilirkişi raporu ile yayın içeriği göz önüne alındığında, “… TV” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 05-06/07/2013 tarihlerinde yayınlanan “…” adlı programda yer alan görüntü ve ifadeler ile 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde yer alan yayın ilkesinin ihlâl edildiği sonucuna varılmış olup, bu eylemi nedeniyle şikâyet edilen kanal hakkında anılan Kanun’un 32. maddesi uyarınca idari yaptırım kararı uygulanması gerekirken, aksi yönde tesis edilen dava konusu kararda hukuka uygunluk bulunmadığı, bunun yanında, Sulh Ceza Hakimliği’nce, … tarafından işletilen otoparkın tamamının veya bir kısmının kullanımının … Otel’e bırakılıp bırakılmadığı, buna ilişkin taraflar arasında bir sözleşme olup olmadığı araştırılmamış ise de, davanın … TV Radyo Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne ihbar edilmesi sonrasında anılan hususlarla ilgili olarak söz konusu şirketçe herhangi bir iddiada bulunulmadığı gibi, uyuşmazlık konusu olan yayın öncesinde anılan hususlar araştırılmadan, kamuya açık bir otopark konusunda yayına getirilen ifadelerin davacıların kişilik haklarının ihlâli için yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, dava konusu işlem idarî yaptırım uygulanmasına ilişkin olmadığından davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunmadığı, davanın süresinde açılmadığı, idarî işlem ve eylem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacılar tarafından, söz konusu dava menfaatlerini etkilediğinden ehliyetlerinin bulunduğu, davanın süresinde açıldığı, olayda … Oteline ait diye gösterilen görüntülerin … Oteli ile hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığı, iddiaların gerçek dışı olduğu, tekzip talebiyle açılan davada … Sulh Ceza Mahkemesi’nce istemin kabulüne karar verildiği ve karara esas bilirkişi raporunda görüntülerde yer verilen otoparkın …’a ait olduğunun açıklandığı, dolayısıyla 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinin ihlâl edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlıkta, “… TV” logosuyla yayın yapmakta olan televizyon kanalının 05-06/07/2013 tarihlerinde yayınlanan “…” programında, canlı yayının … Otel’e ilişkin bölümünün deşifre metninde “Bu görüntüler herkesi şok edecek. … Otelinin otoparkında bulunan tıbbi malzemelerle ilgili tüm görüntüler az sonra”, “… Otel otoparkında dehşet verici görüntüler…”, “… Otel otoparkında bulunan tıbbi ve yaşam malzemeleri…”, “… Otel otoparkının revirinde çalışan doktorlar…”, “tıbbi malzemenin üzerine sistematik olarak kullanım amaçları yazıldı…”, “eylemlerin günlerce süreceği düşünülerek temizlik malzemeleri ve diş fırçaları temin edildi…”, “… Ailesi … Otelde yapılan tıbbi malzeme stoğunun finansını sağladı mı”, “12 milyon tıbbi malzeme … Ailesine ait … Otel’de bulundu”, “… Ailesi eylemcilerin … Otelini karargâh olarak kullanmasına neden izin verdi”, “… Oteli gezi eylemlerinde üs olarak mı kullanıldı.” ifadelerine yer verilmiştir.
Davacılar tarafından, söz konusu yayında yer verilen beyan ve görüntülerin 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendine aykırı olduğundan bahisle idari yaptırım kararı uygulanması istemiyle yapılan 12/09/2013 tarihli başvurunun reddine ilişkin 26/02/2014 tarih ve … sayılı toplantıda alınan 30 nolu kararın (3) nolu maddesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6112 sayılı Kanun’un “Yayın Hizmeti İlkeleri” başlıklı 8. maddesinin (ç) bendinde, yayın hizmetleri “İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.” kuralı yer almış olup aynı Kanun’un 32. maddesinde ise; “(1) Bu Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (g), (n), (s) ve (ş) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlâlin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlâle konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlâle konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlâlin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir. (2) 8 inci maddenin birinci fıkrasının diğer bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkralarında ve bu Kanunun diğer maddelerinde belirlenen ilke, yükümlülük veya yasaklara aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcıları uyarılır. Uyarının ilgili kuruluşa tebliğinden sonra ihlâlin tekrarı hâlinde medya hizmet sağlayıcıya ihlâlin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlâlin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde birinden üçüne kadar idari para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Haber niteliği taşıyan yayının içeriği ve yapılan iddiaların gerçeğe uygunluğu, haber verme hakkının varlığı için zorunludur. Gerçeklere aykırı bir haber, diğer niteliklere sahip olsa dahi yine de kişinin şeref ve haysiyetini rencide ettiğinde hukuka aykırı bir fiil işlenmiş olur. Nasıl, haberin gerçekliği, hakkın varlığı için yeterli değilse, sadece haber niteliğinin varlığı da yeterli değildir. “Haber niteliğindeki” yayının “gerçeğe uygunluğu”nun varlığının aranması zorunludur. Ancak haber gerçeğe uygunsa, bu haberin yarattığı zarar veya tehlikeye rağmen fiil hukuka uygun sayılacaktır. Bu zorunluluk, hakkın kabulünün mantığından doğmaktadır. Zira, haber gerçeğe uygunsa, kamu yararı ve toplumsal ilgi gerçekleştirilmiş ve dolayısıyla basın görevini yerine getirmiş olur. Yanlış haberlerin verilmesi durumunun dahi, hakkın icrası çerçevesinde kabulü, basına “ayrıcalık” tanınması anlamına gelir. Gerçeklik, verilen habere konu olan içeriğin, haber verildiği sırada olayla ilgili duruma uygunluk anlamına gelmektedir. Diğer bir deyişle, gerçeklik, olayın varlığının gerçek olması anlamına gelir. Haberin ancak, olayın maddi gerçekliği saptandıktan sonra verilebileceği kabul edilecek olursa, haber vermek hakkı sınırlandırılmış olur. Zira maddi gerçeğin ortaya çıkması zaman alır. Sadece, haberin objektifliği, gerçek durumun ortaya çıkması hâlinde, bu gerçeğin de kamuya duyurulmasını icap ettirir. Bu açıdan, önemli olan, bir olayın doğması ve varlığı hâlinde, haberin bu iddiaya uygun bir biçimde verilmesidir. Haber verme hakkının gerçekliği, olayın sadece anlatılması anlamına da gelmez. Yapılan yorum ve eleştirinin, o anda kabul edilen gerçek duruma uygun olması zorunludur. (ÖZEK Çetin, Türk Basın Hukuku ,1978, İstanbul, s. 165,166).
Basının haber verme hakkı, gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile anlatım arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Gerçeklik ise, somut gerçeklik değil, olayın haberin verildiği andaki beliriş biçimine uygunluk olarak anlaşılması gereken gerçekliktir. Maddi gerçekliğin saptanmasından sonra yayın yapılabileceği kabul edilecek olursa haber verme hakkı sınırlandırılmış olur. Basın, maddi gerçeği araştırma ve ortaya çıkarma göreviyle sorumlu değildir. Önemli olan ortaya çıkan bir olayın iddiaya uygun biçimde yayımlanmasıdır. (Bkz. Yargıtay, 4 HD., E:2014/11747, K:2014/17047, 11/12/2014; Yargıtay, 4 HD., E:2014/4485, K:2015/1203, 29/01/2015).
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun … tarihli, B.No:… sayılı … Gazetecilik Basın Yayın Matbaacılık Reklamcılık Ltd. Şti. kararında; “değer yargısı ifade eden görüş ve yorumların kanıtlanmaya elverişli değilken kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyan olgulara dayanan iddiaların desteklenmesi için güvenilir delil sunulması gerektiği, kişilere ilişkin haberlerde, gerçeğe aykırı bir haber vermenin o kişinin şeref ve itibar hakkına verebileceği zararın göz önüne alınarak haberin gerçeğe uygunluğunun iyi niyetle sorgulanması gerektiği, yayıncı kuruluşun verdiği bilgilerin haberin yayımlandığı andaki görünür gerçekliğe uygun olduğu yönünde yeterli donelere sahip olduğunun gösterilmesi gerektiği, herhangi bir delille desteklenmeyen ve suç isnadı teşkil eden olgu isnadında ifade özgürlüğünden bahsedilemeyeceği” ifade edilmiştir.
Uyuşmazlıkta, Mahkemece … tarafından işletilen otoparkın tamamının veya bir kısmının kullanımının … Otel’e bırakılıp bırakılmadığı, buna ilişkin taraflar arasında bir sözleşme olup olmadığı araştırılmadan, Sulh Ceza Hakimliği’nce sadece talep eden tarafın hazır bulunduğu bir keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ve diğer tarafın gıyabında verilen karar esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.