Danıştay Kararı 13. Daire 2017/2150 E. 2018/3324 K. 26.11.2018 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/2150 E.  ,  2018/3324 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/2150
Karar No:2018/3324

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Belediye Başkanlığı
İSTEMİN KONUSU :… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … … Mahalle’de bulunan … ada, … parsel numaralı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesine göre açık artırma usulü ile satışına ilişkin … Belediyesi’nin 27/09/2016 tarihli ihale işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; mülkiyeti … Belediyesi’ne ait … … Mahallede bulunan … ada, … nolu parseldeki 337,00 m² arsanın, usulüne uygun yapılan ilan sonrasında 27/09/2016 tarihinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca ihale yolu ile satışa çıkarıldığı, ihale sonucunda taşınmazın, en yüksek teklif veren …’na 5.150,00-TL bedelle satışının yapıldığı, davacı tarafından dava dilekçesinde, “belediye tarafından ihale ile satılan taşınmazın kardeşleri ile birlikte eski maliki oldukları, yapılan ihaleden haberdar olmadığından satış ihalesine katılamadığı” iddia edilmekte ise de, Mahkemelerinin 31/05/2017 tarihli ilk incelemeye esas ara kararına … Tapu Müdürlüğü tarfından verilen cevapta, kadastro öncesi durumu gösterir 20/12/2002 tarihli tutanakta, “… ada, … parsel maliki … oğlu … 1990 yılında tasarrufa ehil olarak bu gayrimenkulünü … Köyü tüzel kişiliğine haricen ve rızaen bağışlayıp, zilyetliğini devrettiği, … Köyü’nünde sonradan belediye olduğu ve bu parselin de halen … Belediyesi tüzel kişiliğinin zilyet ve tasarrufu altında olduğu” bilgisinin yer aldığı, bu durumda, mülkiyetin 26/12/2002 tarihli kadastro tutanağı ile … Belediyesi tüzel kişiliğine kaydedilmiş olduğu, 25/02/2003 ile 26/03/2003 tarihleri arasında ilan süresi içinde dava açılmadığından 27/03/2003 tarihinde kesinleşmiş olduğu görüldüğünden, davacının önceki ve sonraki malik olmadığı ve ihale ile herhangi bir ilintisinin bulunmadığı, dikkate alındığında, … ada, … parsel sayılı taşınmazın satışına ilişkin işlem ile söz konusu işlem için yaptığı başvuruya verilen cevaba ilişkin işlemin iptalini istemede güncel ve meşru bir menfaatinin ihlâl edildiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle bakılan davayı açma ehliyetinin bulunmadığı, dava konusu taşınmazın satış işleminin iptalini isteme hususunda davacının ehliyeti bulunmadığından, davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, ihalenin yapıldığı bölgede ikamet eden bir vatandaş olduğu, dava açma ehliyetinin geniş yorumlanması gerektiği, ihalenin gerektiği gibi duyurulmadığı için ihaleye katılamadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından davalı idareye yapılan 07/02/2017 tarihli başvuru ile, kardeşi ile birlikte eski maliki oldukları … … Mahalle’de bulunan … ada, … parsel numaralı taşınmazın üçüncü bir kişiye satılıp satılmadığı, satılmış ise satışa ilişkin bilgi istenildiği, davalı idarenin 09/02/2017 tarih ve 140 sayılı yazısı ile verilen cevapta, taşınmazın 27/09/2016 tarihinde yapılan ihale sonucunda …’na 5.150,00 TL bedelle satışının yapıldığının bildirildiği, bunun üzerine davacı tarafından, söz konusu taşınmazın satışına ilişkin … Belediyesi’nin 27/09/2016 tarihli ihale işleminin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmış olup, iptal davası açılabilmesi için, gerçek ya da tüzel kişiler ile dava konusu edilen işlem arasında makul ve ciddi bir alâkanın, başka bir anlatımla menfaat ilgisinin bulunması gerekmektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Menfaat ihlâli, iptal davalarının kabulü ve dinlenilmesi için aranılan şartlardan biri olup, gerek doktrinde gerekse yargı içtihatlarında bu şart, subjektif ehliyet şartı olarak kabul edilmekte, ancak ne tür bir menfaat ihlâlinin gerçek ve tüzel kişilere iptal davası açma yeterliğini sağladığını gösterecek kesin bir ölçü ortaya konulamamakta ve bu alâka kural olarak iptal davasına konu olan kararın niteliğine göre belirlenmektedir.
Genelde meşru, kişisel ve güncel bir menfaatin varlığı ve bunların ihlâli menfaat alâkasının kurulmasında yeterli sayılmakta ve bu husus davanın niteliğine ve özelliğine göre idari yargı mercilerince belirlenmekte, davacının idari işlemle ciddi ve mâkûl, maddî veya manevî bir alâkasının varlığı, dava açma ehliyeti için gerekli görülmektedir.
Bu durumda, …’nun … ilçesinde ikâmet eden davacının, belde sakini olarak … Belediyesi tarafından 27/09/2016 tarihinde yapılan ihaleyle arasında menfaat ilgisi bulunduğunun kabulü gerekmekte olup, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 26/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.