Danıştay Kararı 13. Daire 2017/2145 E. 2019/3285 K. 24.10.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/2145 E.  ,  2019/3285 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/2145
Karar No:2019/3285

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1. …
2. …
3. …
4. …
5. …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle satışına ilişkin ihalenin ilanına dair … Büyükşehir Belediye Encümeni’nin … tarih ve … sayılı kararı ile söz konusu taşınmazın satışına ilişkin … tarih ve … sayılı ihale komisyonu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; … Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararı uyarınca satışına karar verilen taşınmazın, … Büyükşehir Belediye Encümeni’nin … tarih ve … sayılı kararıyla, ihalenin açık teklif usulüyle yapılmasına ve ihalenin ilana çıkarılmasına karar verildiği, bu kapsamda 20/04/2011 tarihinde gerçekleştirilen ihaleye ilişkin olarak, Belediye Encümeni’nin ihale komisyonu sıfatıyla aldığı 20/04/2011 tarih ve … sayılı kararıyla taşınmazın en yüksek teklifi veren istekli üzerinde bırakılmasına karar verildiği, bu satıştan sonra davacılardan …’in 07/10/2011 tarihinde ihale üzerinde bırakılana karşı tapu iptal ve tescil davası; ihale üzerinde bırakılan isteklinin de muhdesat sahibi görünen davacılardan ‘e karşı 01/11/2011 tarihinde muhdesata ilişkin tapu kaydının terkin edilerek kendi adına tescil davası açtığı, her iki davanın birleştirildiği, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla ‘in açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddine; ihale alıcısının açtığı muhdesata ilişkin tapu kaydının terkin edilerek kendi adına tescil davasının kabulüne karar verildiği, bunun üzerine taşınmazın satışı ihalesinin ilanı ile taşınmazın satışına ilişkin encümen kararlarının iptali istemiyle 08/12/2016 kayıt tarihli dilekçeyle bakılan davanın açıldığı; bu durumda, davacıların en geç … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı esasındaki davanın açılış tarihi olan 07/10/2011 itibarıyla uyuşmazlık konusu ihaleden haberdar olduklarının kabulüyle, bu tarihten itibaren işlemeye başlayan 60 günlük dava açma süresinin dolmasından çok sonra davanın açıldığı anlaşıldığından işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, dava konusu işlemlere ilişkin olarak davalı idarece herhangi bir tebligat gönderilmediği, haberdar olunduğu tarihten 10 gün sonra açılan davanın süresinde olduğu, dava konusu işlemlerin zamanaşımına uğramasının söz konusu olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, altmış günlük dava açma süresinden çok sonra davanın açıldığı, usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Davacılardan …’in temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının anılan davacıya ilişkin kısmının onanması; diğer davacılar yönünden ise, temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle satışı ihalesinin ilan edilmesine ilişkin … Büyükşehir Belediye Encümeni’nin … tarih ve … sayılı kararı ile söz konusu taşınmazın satışına ilişkin … tarih ve … sayılı ihale komisyonu kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı dosyasında yapılan ilk incelemeye esas ara kararında, davacılardan dava konusu işlemlerin öğrenme veya tebliğ tarihlerinin, tebligata ilişkin bilgi ve belgeler ile davacılar tarafından görevsiz mahkemede açılan davada verilen davanın reddi kararının onaylı ve okunaklı birer örneği istenilmiş; davacılar vekilinin ara kararı cevabi yazısında, dava konusu işlemlere ilişkin tebligat yapılmadığı, işlemlerin şifahen öğrenildiği belirtilmiş ve dilekçe ekinde davacılardan tarafından 07/10/2011 tarihinde açılan davaya ilişkin … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı dosyaya sunulmuştur. Davacılar vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde, davacıların dava konusu işlemleri öğrendikten 10 gün sonra işbu davanın açıldığı belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacılardan , , … ve …’in dava konusu işlemlerden daha önceden haberdar olduğuna ilişkin bir tespitin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 11. maddesinde, “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.”; 36. maddesinde, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”; 40. maddesinin 2. fıkrasında, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”; 125. maddesinde ise, “İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre yazılı bildirim tarihinde başlar.” hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu belirtilmiş; aynı maddenin 2. fıkrasında, dava açma süresinin idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı, 4. fıkrasında ise ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı kuralı yer almıştır.
2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin 1. fıkrasında, hangi işlemlerden doğan uyuşmazlıkların ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu sayıldıktan sonra, aynı maddenin 2. fıkrasında, ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- Davacılardan ‘in Temyiz İsteminin İncelenmesi :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davacı …’e ilişkin kısmı, usul ve hukuka uygun olup, davacı tarafından dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2- Diğer Davacılar Yönünden Temyiz İsteminin İncelenmesi:
Anayasa’nın 125. ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı belirtilmek suretiyle dava açma süresinin başlamasında, “yazılı bildirim”in esas alınması öngörülmüş olup, hak arama özgürlüğünün kullanılması bakımından, idarî işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılabilir biçimde bildirilmesi gerekmektedir.
İdari işlemlerin sürekli bir biçimde dava açılma tehdidi altında kalmasını engelleme ve kamu hizmetinin hızlı ve etkin biçimde yürütülmesini sağlama amacı ile idarî davaların açılma süresi kanunlarla düzenlenmiş; Anayasa’nın 125. maddesi ve usul kanunları uyarınca bu sürelerin işlemeye başlaması yazılı bildirime bağlanmıştır. Yazılı bildirim esasının anayasal kural olarak düzenlenmesinin temel amacı, idari işlemler karşısında kişilerin hak ve çıkarlarının yargısal yolla korunması, bunun sağlanması için de dava açma hakkının kullanılmasının anayasal güvence altına alınmasıdır.
Bu itibarla, Anayasa’nın 125. maddesinde ve 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde, idarî işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin hesabında başlangıç tarihi olarak yazılı bildirimin esas alınacağı kurala bağlanmış olduğundan, bireysel işlemlere karşı açılacak idarî davalarda, dava açma süresinin işlemeye başlayabilmesi için idarî işlemin ilgilisine yazılı olarak bildirilmesinin zorunlu olduğu ve dava konusu işlemlerin ilanı gereken düzenleyici işlem niteliği taşımadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, aksini gösteren delil bulunmaması hâlinde davacılardan , … ve …’in, işlemleri öğrendiklerini beyan ettikleri tarihin dava açma süresinin başlangıç tarihi olarak kabulü gerektiğinden, İdare Mahkemesince, davacılardan , … ve yönünden, dava konusu işlemleri öğrendiklerini beyan ettikleri tarihin dikkate alınması gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacılardan ‘in temyiz isteminin reddine,
2. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının …’e ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının …’e ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Davacılardan , … ve …’in temyiz isteminin kabulüne;
4. Mahkeme kararının anılan davacılara ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 24/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.