Danıştay Kararı 13. Daire 2017/1887 E. 2020/797 K. 10.03.2020 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/1887 E.  ,  2020/797 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/1887
Karar No : 2020/797

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVANIN KONUSU : … ili, … ilçesi, … Köyü, … ada, … no.lu parselde kayıtlı … m² yüzölçümlü taşınmazın 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun uyarınca satış yöntemiyle özelleştirilmesine ilişkin ihale üzerinde kalan … ‘ten 18/05/2015 tarihinde satın alınmasından sonra, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca yapılan imar planı değişikliği nedeniyle, tapunun iadesi koşuluyla şimdilik …-TL tazminatın taşınmazı ihale ile satın alan … ‘in sözleşmeyi imzaladığı 19/02/2013 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesi istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce duruşma için taraflara önceden bildirilen 10/03/2020 tarihinde, davacı vekili … ‘nun ve davalı idare vekili … ‘nin geldikleri, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
… ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ve … no.lu parsellerdeki taşınmazlara ilişkin 1/25.000 ölçekli … Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ‘nca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanmıştır.
Uyuşmazlığa konu … ili, … ilçesi, .. Köyü, … ada, … no.lu parselde bulunan taşınmaz, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 24/01/2012 tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan … ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğine göre yapılan imar uygulaması sonucunda … no.lu parselden oluşmuş olup, imar planı değişiklikleri sonrasında konut alanı olarak belirlenmiştir.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 19/02/2013 tarih ve 2013/17 sayılı kararıyla, “… ili, … ilçesi, .. Köyü, … ada, … no.lu parselde bulunan 24.761,44 m² yüzölçümlü taşınmazın, …- (…) Türk Lirası bedelle en yüksek teklifi veren …’e İhale Şartnamesi çerçevesinde satılmasına…” ilişkin kararının onaylanması üzerine, … ile davalı idare arasında 29/03/2013 tarihinde Varlık Satış Sözleşmesi imzalanmıştır.
Dava dilekçesi ekinde sunulan uyuşmazlığa konu taşınmazın tapu kaydında, söz konusu taşınmazın …-TL bedelle …’ten 18/05/2015 tarihinde satın alınarak tapuda davacı adına tescil edildiği görülmüştür.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararının, … ölçekli … Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğinin kabulüne ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 20/01/2014 tarih ve E:2012/3025 sayılı yürütmenin durdurulması kararına karşı yapılan itirazın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 07/07/2014 tarih ve YD İtiraz No:2014/349 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 29/12/2014 tarih ve … sayılı kararıyla, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 569 ve … no.lu parseldeki taşınmazlara ilişkin 1/25.000 ölçekli … Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve … ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinin kabulüne karar verilmiştir.
Danıştay Altıncı Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve E:2012/3025, K:2015/5967 sayılı kararıyla, yürütmesi durdurulan Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 24/01/2012 tarih ve 2012/05 sayılı kararının, 1/25.000 ölçekli … Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliğinin kabulüne ilişkin kısmı iptal edilmiştir.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 29/12/2014 tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada ise, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve E:2015/2515, K:2015/5968 sayılı iptal kararı, davalı idarenin 16/12/2015 tarih ve … sayılı yazısı ile uyuşmazlığa konu taşınmazı ihale ile satın alan …’e bildirilmiştir.
Bakılan davanın, uyuşmazlığa konu taşınmazı …’ten 18/05/2015 tarihinde satın alan davacı tarafından, Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca yapılan imar planı değişikliği nedeniyle, tapunun iadesi koşuluyla şimdilik …-TL tazminatın taşınmazı ihale ile satın alan …’in sözleşmeyi imzaladığı 19/02/2013 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, idarî davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği, dava dilekçelerinin ve bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin 3. fıkrasında, dava dilekçelerinin, görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde ise, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti hâlinde, yeniden dava açılmak üzere dilekçenin reddedileceği kurala bağlanmıştır.
Yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri taleple bağlılıktır. Bu ilke uyarınca talebin incelemeye konu olabilecek nitelikte açık, belirli ve somut olması gerektiği kuşkusuzdur.
Dava dilekçesinde, uyuşmazlığa konu taşınmazın 19/02/2013 tarihinde imzalanan varlık satış sözleşmesiyle … tarafından satın alındığı, anılan şahıs adına taşınmazın 18/04/2013 tarihinde tapuya tescil edildiği, bu taşınmazın 18/05/2015 tarihinde …’ten satın alındığı, Danıştay Altıncı Dairesi’nin 13/10/2015 tarih ve E:2015/2515, K:2015/5968 sayılı kararının bildirimine ilişkin 16/12/2015 tarih ve 8170 sayılı işlemin …’e tebliğ edilmesi üzerine, taşınmazın E:0,30 üzerinden yapılaşma hakkının iptal edildiğinin öğrenildiği, taşınmazın büyük bir değer kaybına uğradığı, imar planlarına karşı 2012 yılında dava açıldığı, plan değişikliğine karşı derdest dava varken taşınmazın hukukî ihtilaf yokmuş gibi satıldığı, İhale Şartnamesi’nde ve davalı idarenin yazılı bildiriminde bu yönde bir bilginin yer almadığı, idarece yanıltıldıkları, zararın hizmet kusuruna dayalı olduğu, tapu kayıtlarında şerh bulunmadığı, tazminat talebinin zarar, idarî eylem ve illiyet bağı şartlarının oluştuğu, E:0,30 üzerinden yapılaşma hakkı veren imar planı dâhilinde yatırımda bulunulduğu, idareye güvenildiği, taşınmazı satın almadan önce var olan davadan haberdar edilmedikleri, 19/02/2013 tarihinde taşınmaz için …-TL ödendiği, sadece taşınmaz için ödenen bedelin değil, bu çerçevede dolaylı olarak uğranılan zararın da tahsil edilmesinin hakkaniyet gereği olduğu, yatırılan bedelin faiziyle birlikte iadesi ve bu paranın gelir kaybının dikkate alınması gerektiği ileri sürülmüştür.
Öte yandan, dava dilekçesi ekinde … tarafından, işbu davanın ikamesi ve dava konusu alacağın tahsil ve temlikine muvafakat verildiğine ilişkin imzalandığı belirtilen 01/02/2016 tarihli yazı sunulmuştur.
Dosyanın incelenmesinden, özelleştirme ihalesi sonucunda uyuşmazlığa konu taşınmazın …-TL bedelle …’e 19/02/2013 tarihinde imzalanan varlık satış sözleşmesi ile satıldığı, anılan taşınmazın davacı tarafından 18/05/2015 tarihinde …-TL bedelle …’ten satın alındığı; bakılan davanın ise davacı tarafından, İhale Şartnamesi’nde imar planı değişikliklerinin iptali istemiyle açılan davadan bahsedilmediği, davalı idarece yanıltıldıkları ileri sürülerek, …-TL tazminatın …’in varlık satış sözleşmesini imzaladığı 19/02/2013 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, bakılan davanın tarafından açıldığı, dilekçe içeriğinde ise … tarafından uyuşmazlığa konu taşınmaz için davalı idareye ödenen …-TL bedelin, davalı idare ile … arasında imzalanan varlık satış sözleşmesi tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte ödenmesinin istenildiği belirtildiğinden, bakılan davada davacı ‘in kendi zararının mı, yoksa …’in zararının mı tazmininin istenildiği hususunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Öte yandan, dava dilekçesi ekinde … tarafından, işbu davanın ikamesi ve dava konusu alacağın tahsil ve temlikine muvafakat verildiğine ilişkin imzalandığı belirtilen 01/02/2016 tarihli yazı sunulmuş ise de, idarî yargı yerlerinde kimlerin hangi şartlarda dava açabilecekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde gösterilmiş olup, aynı maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde, tam yargı davalarının idarî eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılabileceği belirtildiği gibi, avukat olmayan bir kişinin başkası adına dava açması da hukuken mümkün bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-d maddesi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde 3. maddeye uygun şekilde düzenlenerek noksanları tamamlandıktan sonra dilekçe ret kararını veren yargı yeri sıfatıyla Danıştay’da yeniden dava açmakta serbest olmak üzere DİLEKÇENİN REDDİNE,
2. Aynı Kanun’un 15/5. maddesi hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilecek dilekçede aynı yanlışlık yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya tebliğine,
3. Davanın yenilenmesi hâlinde yeniden harç alınmamasına,
4. Davanın yenilenmemesi durumunda …TL karar harcının mahsubu sonucunda kalan …TL nispî harcın ve posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, 10/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.