Danıştay Kararı 13. Daire 2017/1723 E. 2019/3945 K. 02.12.2019 T.

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2017/1723 E.  ,  2019/3945 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2017/1723
Karar No:2019/3945

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:… ‘nca, hurdaya ayrılmış toplam dört adet araç ve iş makinalarının 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle satılmasına ilişkin 23/03/2017 tarihli satış ihalesinin iptal edilerek, söz konusu hurdaların satış yoluyla Kurumlarına devredilmesi için yapılan 17/03/2017 tarihli başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı tarafından, 23/03/2017 tarihinde gerçekleştirilecek hurda satış ihalesinin iptal edilerek, söz konusu hurdaların satış yoluyla Kurumlarına devredilmesi için …’na 17/03/2017 tarihinde başvuruda bulunulduğu, bu tarihin öğrenme tarihi kabul edilmesi gerektiği, dava konusu işleme karşı 17/03/2017 tarihinden itibaren 30 gün içinde ve en son 17/04/2017 tarihinde dava açılması gerekirken, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (b) bendine aykırı olarak idareye müracaat yapılarak dava açma süresi geçirildikten sonra, 28/04/2017 tarihinde açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ihale yoluyla satıştan vazgeçilerek 7/2156 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ve ilgili mevzuat uyarınca hurda malzemenin Kurumlarına devredilmesine ilişkin başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptalinin talep edildiği, hukukî sebeplerin ihale mevzuatına dayanmadığı, 7/2156 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ve ilgili mevzuata dayandığı, davanın süresinde açıldığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, idari işlemin 17/03/2017 tarihinde öğrenildiği, öğrenme tarihinden itibaren otuz gün içinde dava açılması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … ‘UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 02/12/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Anayasa’nın 40/2. maddesi hükmü ile bireylerin yargı ya da idari makamlar önünde haklarını arayabilmelerine kolaylık ve olanak sağlanması amaçlanmış; idareye, işlemlerinde, ilgililerin kaç gün içinde, hangi mercilere başvurabileceklerini bildirme yükümlülüğü getirilmiştir. Anayasa’nın 125. maddesinde de, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin “yazılı bildirim” tarihinden başlayacağı belirtilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde, idare mahkemelerinde idari işlemlere karşı dava açma süresinin “altmış gün” olduğu kurala bağlanmış, 20/A maddesinde ise ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin “otuz gün” olduğu öngörülmüştür.
Diğer yandan ilgililere herhangi bir yazılı bildirimin yapılmadığı ve idari işlemin bir şekilde öğrenilmesi üzerine dava açıldığı durumda, bu kişilerin kaç gün içinde hangi merciye başvuracaklarını bilmeleri beklenemeyeceğinden, dava açma süresinin hesabı açısından öğrenme tarihinin başlangıç alınması ve aynı şekilde özel dava açma süresinin değil genel dava açma süresinin işletilmesi gerekir.
Olayda, davacı tarafından, hurdaya ayrılmış araç ve iş makinalarının 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle satılmasına ilişkin 23/03/2017 tarihli satış ihalesinin iptal edilerek, söz konusu hurdaların satış yoluyla Kurumlarına devredilmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle 28/04/2017 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacının, kendisine yazılı olarak bir bildirim yapılmadığı sürece 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini bilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla ivedi yargılama usulüne tâbi olan bir işlemi öğrendiğinde kaç gün içinde hangi merciye başvuracağını ya da doğrudan dava açıp açamayacağını bilmesi beklenemez.
Bu itibarla, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi olduğu ve dava açma süresinin otuz gün olduğu yolunda kendisine yazılı bildirim yapılmayan davacının, 17/03/2017 tarihinde öğrendiği taşınmaz satış ihalesinin iptali istemiyle altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde 28/04/2017 tarihinde açtığı davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Açıklanan nedenle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.